Aşk , tahmin edileceği üzere üremeyle ilgili bir durumdur.Evrimsel açıdan "üremeyi garantiye alma amaçlı bir duygu" gibi yaklaşımlar olsa da , asıl olay elbetteki hormonlardadır.
Duygularımızın kaynağı orta beyindir ; çoğu hormonu orta beyindeki hipotalamus salgılar.Duygu yaşamayı gereksinim olarak gören , bizi duygu yaşatacak etkinliklere zorlayansa üst beynimizdir.Bir insanla olan yaşanmışlıklarda ne kadar çok hormon salgılanırsa / duygu yaşanırsa o kadar çok nöral ağ örülür ; ne kadar çok nöral ağ örülmüşse bu kişi o kadar çok özel görülür ve unutulması güçleşir.
Bu açıklamalardan sonra aşkı öyküleştirmeye geçebiliriz.Bir lise sınıfı hayal edin ; sınıf yeni toplanmış olsun.Yani kimse birbirini tanımasın.Örnek erkeğimiz ; çekingen , kötü anlamda uysal , asosyal bir erkek olsun.Ergenlik döneminin yoğunluğundan kaynaklanan testosteron hormonunun yüksekliği ve dopamin - reseptör dengesizliği olduğunu varsayalım ; zaten bu özelliklerle betimlenmiş bir erkek büyük olasılılkla böyle olacaktır.Kızımız ise eli yüzü düzgün , erkeğimize karşı anaç ve girişken olsun.
Bu erkek , bunca zamandır ne kadar istese de kızlarla başarılı bir iletişim kuramamıştır.Sohbet edebileceği normal bir kız arkadaşının bile olmaması fark etmese bile erkekliğini yaralar.Bu kız onla yakın bir iletişime geçince kendini erkek hisseder ve beyni ona bu duyguyu yaşatan kızla ilgili nöral ağlar örer ; pek çok nedenden dolayı reseptör sayısı dopamin miktarıyla uyumsuzdur.Kızla konuşmak onu mutlu ettiği için -dopamin salgılattığı için- beyni yine kızla ilgili nöral ağ örer.Üstüne bir de kız , iki ileri bir geri olarak adlandırdığımız yakın davranıp ardından soğuk davranma taktiğini uygularsa erkek kaybetme korkusu yaşar ve yine nöral ağ örülür!
Bunca ağdan sonra beyin kızı özel olarak görür.Erkek daha önceden böyle bir durum yaşamadığı için bu durumu aşk olarak görür ve kızı elde etmeye çalışır.Halbuki bu durumun geçici olduğunu anlayıp kendini kızdan uzak tutmaya zorlasa durum geçecektir.
Bu öyküdeki karakterler size uymayabilir ; ancak yine de aşkın temelinin yaşanan duygu sayısı ve yoğunluğu olduğu ortadadır.Benim öğrendiğim kadarıyla bilimsel aşk tanımı bu.Siz bu açıklamalarım üzerinden aşkı nasıl yorumlarsınız bilemem.Benim fikrimi sorarsanız söyleyeyim:aşk bir hastalıktır!
Not:Yaram olduğu için gocunsam da yazı hala nesnel.*
*Öznel yazmışım ; düzelttim.