Dövüş Sporları ve Savaş Sanatları
"Kuvvetimizi en uygun şekilde kullanacağız"
-Judo salonlarındaki Japonca slogan (Sei ryoku zen yo)
Boks (Amerikanvari şimdiki Boks türü), Kickboks, Judo bunlar dövüş sporlarıdır. Birde bu sporların çıktığı dallar var, işte bunlara
Savaş Sanatları diyoruz. "Dövüş sporları ile Savaş Sanatları arasındaki farklar nedir?" diye soracak olursanız dövüş sporları spor niteliğinde sadece bireyin kendini geliştirmesi ve belli kurallar altında rakibi yenme odağında olunduğu çalışma türüdür, Savaş Sanatları ise kuralların olamadığı zaman bile rakibi yenmeyi yada öldürmeyi amaçlar ve asıl var olma sebebi savaş durumları içindir.
En büyü örneklerinden bir tanesi insanların kendi içlerinde sinirden kavga etmeye yönelmesi yada farklı sebepten saldırması durumunda saldıran kişiye zarar vermeden onu etkisiz hale getirme taktiğini yıllarını Daitō-ryū Aiki-jūjutsu salonlarında harcayıp Aikido sistemini oluşturan Morihei Ueshiba, JiuJitsu dersleri görüp bir gün iri bir ağacın dallarının sert fırtınalarda kırılması, hafif ağaçların ise dallarının esnek şekilde kırılmadan sağa sola kıvrılıp zarar görmemesini fark edip Judo sistemini oluşturan Jigora Kano gibi pek çok önemli isim sayesinde milyonlarca insan Savunma Sanatları adı altında müsabaka sporu yada savunma sporu yapıyor. Savunma sporlarında ise mücadele sisteminin çoğunlukla olmama sebebi karşı tarafa ataktan çok savunmaya yönelik olmasıdır. Karate gibi müsabaka sporu haline getirilen Savaş Sanatlarının sonucunda ise Kickboks gibi melez sporlar çıkmış, çoğunluk yeni melez sporlara yönelmeyi tercih ederek hepsinin kökeni olan Savaş Sanatlarının felsefesini unutmuştur.
"Eğer Yol’u biliyorsan, onu her şeyde göreceksin" - Miyamoto Musashi
Kenjutsu, Kyūdō, Yabusame, Daitō-ryū Aiki-jūjutsu, Karate, Kung-Fu, Hapkido, Krav Maga, Capoeira ve daha nice silahlı-silahsız savaş tarzları birer Savaş Sanatıdır. Günümüzde Karate, Kung-Fu, Kenjutsu, Aiki-jūjutsu, Krav Maga, Hapkido, Capoeira, Kendo gibi tarzlar spor olarak bilinse de köken itibariyle savaşa yönelik ve savaş tarzıdır. Karate, Kung-Fu, Hapkido gibi sporların müsabaka müsabakalarında hafifletilmiş kural olma sebebi asıl ve eski öğreti şeklinin ölümcül sonuçlara yol verdiği ve hala verebilme tehlikesi olduğundan bu savaş sanatını karşı tarafı yaralamadan kazanmaya yöneltilme çabasıdır. Modern yüzyılın aksine gidip hala müsabaka sistemi olmayan Aiki-jūjutsu gibi sporlar ise eski formunu korumaktadır.
Savaş Sanatları her ne kadar torunu olan sporlar gibi sert, sadece zarar vermeye odaklı görülse bile kişinin kendini doğal yollarla geliştirmesi için en etkili ve sağlıklı yollardan birisidir. Gerek kas, gerek refleks, gerek iç sakinlik için çeşitli metodları bulunan bu alan eski zamanda kılıç kullanımında bile meditasyonun büyük yararları olduğunu çoğu kez kanıtlamıştır. Silahlı/Silahsız iki türlü dövüşmeyi ve bu işin inceliklerini gösteren Savaş Sanatları Uzakdoğu'daki eski tarihte yaşanan savaşlarda insanların çıplak elle silahlı savaşçıları öldürmesi sonucu Karate gibi sanatların öne çıkmıştır. Vücudun kemiklerini birer kılıç keskinliğinde, gücünde yapan çeşitli metodu barındıran bu sanatlarda bazı Modern Mücadele Sporları taraftarları metodların zararlı olduğunu söylemiştir ve bunun da örnekleri görülmüştür. Hala tartışma konusu olan tuğla kırma gibi pek çok konuda pek çok olumlu örnekte görülmüştür. Türkiye'ye Karate'yi getiren ve federasyonunu kuran sayın Hakkı Koşar, bir röportajında dünya şampiyonasına çıkmaya yakın zamanda omuzunun çıktığı ve ameliyata girmesi gerektiğini doktorların söylemesi gerektiğinden bahseden. Ameliyata girmeyi red eden Hakkı Koşar, Makiwara çalışmalarına acıyı umursamadan devam etmesiyle kemiğin yerine oturduğunu ve şampiyonayı o halde kazandığını belirtir.
Her ne kadar tartışmaya açıkta olsa kendi öz deneyimimle sizlere şunu söylemek isterim: jimnastik, body building, aerobik, atletizm ve daha pek çok spor için ayrı ayrı ücret ödeyen insanları çok az sürede sabır, disiplin ve azimli çalışmalar sonrasında esneklik, güç, koşu gibi konularda Dövüş Sanatları çalışmaları sonrasında geçebildim. Bir savaşçı yada sporcu her ne kadar ego sahibi olur yada egosunu yok eder gibi düşünceler olsa da aslında ikisini de yapmaz, egosunu meditasyon aracılığıyla onu terbiye etmeyi öğrenir.