Bu bölümde “bencillik”, “egoistlik” üzerinde duracağız. İkisi de aynı şey.
Nedir bencillik?
Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarını herkesinkinden üstün tutan kişinin tutumudur.
Kimi zaman bunun yerine egoist teriminin kullanılması daha elverişli olabilmektedir. Bunun nedeni de “ego” kavramının kolay anlaşılabilir olmasına karşılık bunun yerine “ben” koyunca anlatımın anlaşılmasının zorlaşmasıdır. Şöyle ki “benim egom”, “senin egon” anlaşılabilirken “benim benim”, “senin benin” deyişlerinin anlaşılması güç oluyor.
Batı dillerindeki “ego” köklü sözcükler dilimizde “hodbin” sözcüğüyle karşılanıyor. Hodbinlik ise kendini başkalarının üzerinde gören ve onlardan öncelikli düşünen anlamına geliyor.
Bencillik sadece bir davranış biçimi değildir; kişinin karakterinin bir bölümü olarak da belirir. İnsanın her şeyi yalnızca kendisi için istemesi durumudur. Paylaşmak yerine tek başına sahip olmak kişiye haz verir. Sahip olmak tek hedef olunca insan giderek daha açgözlü ve daha ihtiraslı olur. Çünkü ne kadar çok şeyi olursa o kadar çok mutlu olacağını sanır.
Böylelikle bencil kişi farkında bile olmadan herkese karşı düşmanlık beslemeye başlar. Bundan kaynaklanan açgözlülük de toplumdaki sınıflar arasında sürekli bir savaşa yol açar.
***
İnsan neden bencil olur?
Bunun temelinde insanın kendisine dayanamaması (tahammül edememesi) yatar. Buna hayret edebilirsiniz ama öyle!...
Kendisinden hoşnut olmayan, kendisi ile uyum içine giremeyen, kendisiyle anlaşamayan ve çatışan kişi, benliği konusunda sürekli bir huzursuzluk duyar. İçsel huzuru ve kendine güveni eksiktir. Bunu ortadan kaldırabilmenin tek yolu kendisine gerçek bir sevgi duyması ve kendi kişiliğini doğrulayıp, olduğu gibi kabul etmesidir.
Bu olmayınca, kişinin içsel huzuru ve kendine güveni oluşmaz. Kişi kendisiyle çatışmaya girer ve ortaya bencil bir karakter çıkar.
Eğer bu çocuk yaştayken olursa, bencillik çocuğun kimliğine yerleşir ve bunun sonradan psikiyatrik yöntemlerle bile giderilmesi olanaksızlaşır.
* * *
Genellikle başkalarının dayanamadığımız kişilik özellikleri, aslında kendimizde olan ve sevmediğimiz özelliklerdir.
Eğer disiplinsiz bir karakterimiz varsa, tembel olduğunu düşündüğümüz kişileri acımasızca eleştiririz.
Kendimizde olan ve hoşlanmadığımız özellikleri başkasında görmek bize kendi zayıflıklarımızı hatırlatır. Hoşumuza gitmeyen aslında diğer insan değil, kendi yansımamızdır. Bu yüzden en bencil olanlar, başkalarını bencillikle suçlayanlardır.
Tersine, bireysel gelişiminde belli bir hedefe ulaşmış ve kişisel bütünlüğü oturmuş bir kişi kendine güvenen çöl ortasındaki ağaç gölgesi gibidir; herkes onu yanında olmak ister.
Kim olduğumuza ve nasıl bir insan olmak istediğimize karar vermeliyiz.
İnsanlarla iletişim kurabilmek için önce kendimizi tanımalıyız.
Kendimizi inceleyerek neleri başarmak istediğimizi düşünmeli ve sonra yaşam tarzımızı başarmak istediklerimizi elde edecek şekilde yönlendirmeye çalışmalıyız.
***
Bu aşamaya gelince ister istemez 18. Yüzyılın ünlü İngiliz düşünürlerinden Thomas Hobbes gündeme giriyor. Onu sonraki bölüme bırakmayı yeğliyorum. Belki katılımcılar bu aşamaya kadar olan konu üzerinde paylaşımda bulunmayı ister.