Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Platon'un mağara alegorisi  (Okunma sayısı 3595 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 14, 2021, 12:20:13 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

Platon'un ünlü mağara alegorisi;
Bir mağaranın içinde, dışarıdan gelen ışığa arkalarına dönük olarak ömürlerini geçirmiş olan insanların tek gördükleri önlerine vuran hayvan, insan ve nesne gölgeleridir.

Gerçek formunu hiç görmemiş bu insanlar için tek gerçeklik bu gölgelerdir. Hapis olan kişilerden biri bir gün aniden serbest kalır.

Mağaranın dışındaki dünya ile karşılaşır. Tamamen ışık ile yani gerçek ile tanışan bu kişinin gözleri neredeyse körlük yaşar.

Zamanla şimdiye kadar gerçek sandığı gölgelerin aslında gerçek olmadığını ve gerçeklerin birer karanlık yansıması olduğunu anlamaya başlar..

Hayatın gerçeğini anlayan bu kişi mağaraya dönüp diğer insanlara gölgelerin sahte olduğunu ve asıl gerçeğin dışarıda olduğunu anlatmaya çalışır. Ancak dışarıyı hiç görmeyen bu insanlar anlatılanı idrak edemezler ve kızgınlıkla karşı çıkarlar...

Platon, mağara alegorisi yani benzetmesinde bir şeyleri anlamaya başlamış olan filozofların bunu halka anlatamayışını örneklemek istemiştir.

Bu metafor günümüz dünyası ve düzeni içinde hala geçerlidir. Çünkü insanlar anlayabildikleri kadarını kabul edip kendi anlayışlarının ötesinde anlatılanları kabul etmezler. Bu yüzden gerçekleri anlatanlar bir şekilde toplum içinde baskı altına alınır.

Işığı-gerçeği görmek doğruyu duymak rahatsız edicidir. Bu yüzden zihin karanlığı ve esareti seçer. Cahillik mutluluktur.. Gerçek ile yüzleşmek ve özgür olmak cesaret ister.

Herkesin bir gün mağaradan çıkabilecek kadar cesur olması dileğiyle...
Doğru rehberini bulana ne mutlu...


Ağustos 14, 2021, 03:25:29 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 312
  • Cinsiyet: Bay

Yeni geride bıraktığım üniversitemin ilk yılında felsefe dersi içerisinde görüp en sevdiğim konulardan birisiydi. Paylaşımınız için teşekkürler ama bazı şeyler eklemek istedim. Platon tarafından yazıya geçirilse de Sokrates tarafından anlatılan ve yaratılan bir metafor olduğunu unutmamalıyız. Malesef çoğu şeyi Platon aktardığı için Sokrates'in adını unutup onun aktardığını düşünüyoruz ve dilimize dolanıyor. Bende yeni yeni okudukça Sokrates'e aitliğini vurgulamanın önemini fark ediyorum.

Ayrıca bir şeyi ıskalıyoruz hep bu benzetmeyi yaparken, felsefe hocam derste değindiğinde daha iyi fark etmiştim. Sokrates bu diyalogda da başka diyaloglarında da şunu vurgular: "Ben hiçbir şey bilmiyorum ama sizden beni daha bilgili yapan şey, siz hiçbir şey bilmediğinizi bilirken ben bilmediğimizi bilerek sizden daha çok şey biliyorum" (Platon - Sokrates Apologia)

Bu diyalogda da güzel bir kısım var:
"Glaukon: Garip bir sahne doğrusu ve garip mahpuslar!
Sokrates: Ama tıpkı bizler gibi. Bu durumdaki insanlar kendilerini ve yanındakileri nasıl görürler? Ancak arkalarındaki ateşin aydınlığıyla mağarada karşılarına vuran gölgeleri görürler, değil mi?" (Platon - Devlet)

Yani mağara dışına çıkış o kadar kolay değil ama sanırım en büyük hatamız gerçeği bildiğimize dair güvenimize fazla sarılmak.

Nacizane bir yorum ve kendi geçmiş halimi eleştiri diyalog üzerinden lütfen yanlış anlamayın.
Bu güzel başlık ve içerik için tekrardan teşekkürler!
Sevgiler-saygılar <3
« Son Düzenleme: Ağustos 14, 2021, 03:49:45 ös Gönderen: Novayst »


Ağustos 14, 2021, 03:50:55 ös
Yanıtla #2
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 18
  • Cinsiyet: Bay

Gerçek nedir, bizlerin bir enerji olduğumuzmu, yoksa birer kobay faresimiyiz,


Ağustos 14, 2021, 09:44:40 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Din burada nerede .İnanan , inanmayan  bu ikilemde nerede . Bizde sanki hala mağarada bulunmaktayız ta ki bu sorunun cevabı ÖLÜNCE açığa çıkacak .İnsanoğlu çok mu geç kalmış olacak o zaman ...

Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ağustos 20, 2021, 11:25:56 ös
Yanıtla #4

  Yaşıyor olmanın farkındalığı ve yaşanmışlığı, canlı için öyle büyük bir ızdıraptır ki,çözümü ölümlü olmanın huzuru içinde, ve yaşamın zaman içinde acılarını bitirip,yeniden doğuşa hazırlanılan ölüm ile aktarılıp arınmak zorunda kalmasın.
 
 Enerji sadece, zaman içindeki yeri ve hızı dahilinde bir bilinç kazanabilir.Bilinçin oluşması için enerji bu  zaman aralığı kadar maddeye bulaşıp  yavaşlamalıydı.

  Kör olanlar sadece mutlak bir güç adına eğitilebilir.İlahi olana dair insanların insanlara gelişimsel yaptırıları, zahir eylemlerinin nedenleri içinde onlara sorgulatılması değildir; sorgulamadan şahsına ve topluma menfi olan eylemleri yapmasını sağlamaktır.Dahilinde öğrenmek, niye ve neyi öğrendiğimizin dışında,bunu öğrenenlere öğrettiğimizin kendi zihinlerinde de bir bütüne dönüşüp yaptıklarımızın nedenini sorgulatıp yaşatabilmesini sağlamaktır.Tabulara boğulmuş birine gerçeğin yolu sadece o tabuların içindeki mahluk terbiyesi düzeyinde yaşatılıp öğretilebilir.

Saygılar.
Sen Özelsin