Şofar Çalmak İçin 45 Sene Bekleyen Adam
Ağlama duvarında bir an bile geçirirseniz, bir daha asla uzaklara gitmezsiniz.
Rabi Avraam Yeoşua Heschel
İkinci Dünya savaşının sonunda, Almanlarla üç yıl savaşmanın ardından, Yaşa, Kiev’deki evine geri dönmüştü. Oraya ulaştığında, Almanlar’ın bütün ailesini öldürdüğünü öğrendi. Eski evine gitti ve orada artık yabancıların yaşadığını gördü. Ailesi hakkında en ufak bir bilgiye ulaşabilmek için bütün kasabayı adım adım dolaştı. En sonunda tanıdık bir komşuya rastlayabildi. Almanlar bütün Yahudileri toplamadan önce, Yaşa’nın babası bu komşuya gelip Yaşa için bir şey bırakmıştı. Komşu Yaşa’yı içeri aldı ve aşağıdaki kilere götürdü. Yaşa, gözlerinden akan yaşları hissetti. Babası, Almanlar’ın bütün Yahudiler’i öldüreceklerini biliyordu. Acaba Yaşa’nın sahip olmasını istediği şey neydi?
Komşu, bir sürü kutunun altından bir şey çıkardı ortaya. Bu bir şofar’dı, babasının şofarıydı.. Komşusu şofar’ı Yaşa’ya verip, “Baban , senin bunu Almanlar yenildiği ve Yahudiler’in özgür ve güven içinde oldukları zaman çalacağını söyledi.”dedi.
Bunu takip eden yılda, Yaşa bir ev ve iş bulmuştu. Alman canilerden kaçan ya da kendisi gibi orduda olan birkaç bin Yahudi Kiev’e geri dönmüştü. Yaşa, Şofar’ı ne zaman çalacağına karar vermek istedi. Almanlar Kiev’li otuz beş bin Yahudi’yi, şehrin dışındaki Babi- Yar adlı bir ormanda öldürmüşlerdi . Yaşa, bu katliamın yaşandığı iki günün yıldönümünde Babi Yar’a gitmeye karar verdi. Belki orada, Şofar’ı bile çalabilirdi.
Sanki onlarca Yahudi’nin kafasında aynı düşünceler vardı. Yaşa, Babi Yar’a ulaştığında, insanlar Kadiş söylüyorlardı. Daha Şofar’ını çalamadan, birdenbire Rus polisi gelip insanların dağılıp evlerine gitmeleri gerektiği söylediler. Burada gösteri yapmak ya da toplu dua etmek gibi bir hakları yoktu. İnsanlar protesto etti ve polis birkaç tanesini sertçe dövdü. Yaşa, Almanlar yenilmiş oldukları halde, Yahudiler’in henüz güvende ve özgür olmadıklarına karar verdi. Şofar’ını çalamadı.
Aradan yıllar geçti. Bir çok Yahudi, katledilen binlerce Yahudi’yi anmak için Babi-Yar’da bir anıt inşa etmek istedi. Rus hükümeti bunun için izin vermeyi reddetti. En sonunda, hükümet anıtı, kendi yapmaya karar verdi. Anıt bitirildiği zaman, Yaşa, Şofar’ını alıp Babi Yar’a gitti. Anıta baktı. Orada öldürülen farklı ulusların isimleri vardı üzerinde. Ama ölenlerinin yarısından fazlası Yahudi olduğu halde, Yahudiler’in ismi yoktu anıtta. Yaşa, Şofar’ını çalamayacağını düşündü. Yahudiler, Rusya’da güvende olsalar da , hala Yahudi olmak için özgür değillerdi.
Daha sonra, 1967’de, İsrael 6 gün savasını kazandı. Rus hükümeti Araplar’ı savunuyor, hergün İsrael’e gazeteler veya radyo aracılığıyla saldırıyordu. Yaşa, büyük bir fabrikanın yöneticisi oldu. Günün birinde, Yaşa, başka fabrika yöneticileri ile birlikte, vali konağına çağırıldı ve kendisinden, İsrael’e saldıran gazeteler hakkında bir bildiriyi imzalanması istendi. Yaşa bunu reddetti. Bundan birkaç hafta sonra, Yaşa başka bir göreve tayin edildi. Artık işi daha zor, kazancı da daha azdı. Yaşa, Yahudilerin Rusya’da hiçbir zaman özgür olamayacaklarını gördü ve Israel’e gitmek için vize başvurusunda bulundu Ama reddedildi ve bir süre sonra işini de kaybetti. Ancak, her sene yeniden başvurmaya devam etti.
En sonunda, 1973 yılının yazında, Yaşa, vizesini alabildi. Ama eşi, onunla birlikte Israel’e gitmek istemedi. “İsrael’de yaşamak çok tehlikeli” demiştiYaşa’ya. Yaşa, eşine ne kadar yalvardıysa da, o , Kiev’in barış ve huzurunu , Yahudi Devleti’nde yaşamaya tercih etti.
Yaşa, İsrael’e tek başına gitmeyi, eşini daha sonra yanına almaya karar verdi. Kısa bir sürede hazırlandı ve elinde iki bavul bir de babasının Şofarıyla İsrael’e ulaştı. Roş Aşana’da hemen sonraydı. Bu nedenle, Yaşa, Şofarını çalmak için Yom Kipur’un bitmesini beklemek istedi. Yom Kipur’da öğleden sonra, hala sinagogda dua ederken, bütün genç adamların dışarı çıktığını fark etti. Kısa bir düre sonra siren sesleri işitilmeye başladı. Araplar , İsrael’e yılın en kutsal gününde saldırmışlardı .
“Oy” dedi Yaşa, “işte şimdi Yahudiler, İsrael devletinde özgürler...ama güvende değilller. Babamın Şofarını hala çalamam.”
Zorlu savaşla geçen haftaların sonunda, İsrael, kendisine saldıran Araplar’ı yenilgiye uğratmıştı. Ülke şimdi güvendeydi. Ancak Yom Kipur savaşı, Yaşa’nın eşini daha da korkutmuştu ve birkaç yıl daha gelmeyi istemeyecekti. En sonunda gelmeye karar verdiğinde ise, Rus hükümeti Yahudiler’in Rusya’yı terk etmelerine izin vermeyecekti.
Aradan yıllar geçti. Mihail Gorbaçov iktidara geldi ve Yahudiler’in İsrael’e gitmelerine izin verdi. Birçok Rus, başlarına gelenler yüzünden Yahudileri suçladığı için, bir çok Yahudi, Rusya’da kalmaktan korktu. Yaşa’nın eşi, şimdi, Rusya’da yaşamanın, İsrael’de yaşamaktan daha tehlikeli olduğunu görüyordu. 1990’da, iki yüz bin Yahudi İsrael’e geldi. Bunlardan biri de Yaşa’nın eşiydi.
1990’daki Roş Aşana’da, Yaşa, evine dönüp babasının Şofarını aldıktan 45 yıl sonra, en sonunda babasının son isteğini yerine getirebildi. Şimdi, Almanlar yenilmişti ve Yahudiler İsrael’de hem özgür hem de güven içindeydi. Yaşa, Şofarını çaldı. Bu an, onun hayatındaki en mutlu andı.
Rabi Allen S. Maller.
**
Rabi Allen S. Maller., California Culver City’de Akiba Sinagogu’nun hahamıdır. Kendisi, Tanrı, Cinsiyet ve Kabala kitabının yazarı ve Tikkum’un bayram duaları serisinin baş editörüdür.
Sevivondan alınmıstır.En sevdıgım hıkayedır.