Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: 'Dul kadına yardım’ ve faili meçhuller - Taraf Gazetesi  (Okunma sayısı 12976 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 31, 2009, 03:45:32 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Aşağıda ki yazı sözde bir çakışmayı belirtmektedir, bu yazıyı okuduktan sonra aptallaştım, nasıl bir karşılaştırma. İnsanlar nasılda paronoyalar yaşayıp, alakasız iki olay arasında paralellik varmış gibi ya da benziyormuş gibi masallar yazabiliyorlar.


Arıtman’ın soy/köken ile ilgili tartışmalarını –az biraz onun ve eşinin hakkında- internet araştırması yapalım ve Yusuf Gezgin’in yazdıklarına göz gezdirelim; “Bizdeki Ergenekon’un deşifre edildiği süreçte, Yunanistan’daki derin yapının kirli eli 17 Kasım (17N) örgütünün de üzerine gidildi ve örgüt önemli oranda çökertildi. Bizde bir Kara Türk olan Erdoğan döneminde Ergenekon’un üzerine gidilirken; Yunanistan’da da bir Kara Rum olan Karamanlis döneminde Yunan derin yapısı deşifre ve tasfiye edilmeye başlandı. Ancak hem Türkiye’de hem Yunanistan’da tasfiyeye karşı ‘derin kripto yapılar’ harekete geçtiler. Yunanistan’da orman yangınları ve provokatif olaylar çıkarıldı ve mevcut kara hükümet yıpratılarak düşürülmeye çalışıldı. Garip bir şekilde bir AB ülkesi olan Yunanistan’da Kripto medya ve derin muhalifler ‘olağanüstü hal’ talep etmeye başladılar. Bizde ise Cumhurbaşkanlığı krizi, Cumhuriyet mitingleri, e-muhtıralar, provokatif olaylar yaşandı” demekte ve şu soruları sorarak da makalesini sonuçlandırmaktadır; “Komşuda bir gencin polis tarafından öldürülmesi üzerine başlatılan olayların, şiddet eylemlerinin benzerleri Türkiye’de çıkarılacak mıdır? Kendi çıkardıkları yangınlara mekanize güçlerini çağıran bu derin, karanlık cenahlar komşuda ve bizde olağanüstü hal ortamı mı oluşturmaya çalışıyorlar?”

Şimdi de Rahime Sezgin’in yazdıklarına bakalım; “Ortağının öldürülmesinden sonra yaptığı ilk röportajda Alaton’un Üzeyir Garih’in mason olduğunu açıklaması ve; ‘Üzeyir, dul kadının oğluna yardım edecekti’ ifadesinin ertesi gün manşetlere taşınması ... mason biraderler zor durumda olduklarını diğer masonlara bildirmek için mi bu ifadeyi kullanıyorlardı?”

İlhami Soysal’ın Dünyada ve Türkiye’de Masonlar eserine göre; ‘Dul kadının çocuğuna yardım’ konusu şöyle: “Usta ya da üstad mason, bir kalabalıkta zor durumda kalmışsa, yardıma gereksinimi varsa ve orada başka bir mason birader olduğunu umuyorsa, iki elini avuç içleri karşı karşıya gelecek biçimde havaya doğru kaldırır ki, bu bir imdat çağrısıdır. Bunu gören bir başka mason birader, iki eli kanda da olsa ne yapar eder, ustanın yardımına koşar ya da koşmaya çalışır. Ortalık karanlık da bu yardım çağrısı görülemiyorsa o zaman işin içine ses ve göz girer. Üstad toplulukta var olduklarını saydığı öteki biraderlere seslenir: ‘Dul kadının oğluna yardım yok mu?’ Bir ustanın bu çağrıyı yaptığı yerde başka biraderler varsa ustanın zorluğu ne olursa olsun giderler. Kural budur, böyle bir çağrıya aldırmazlık edilemez.”

Aynı süreçte Radikal’de yazdıkları ile konuya ışık tutan Adnan Keskin de; “İşadamı İshak Alaton’un, cinayete kurban giden ortağı için sarf ettiği ‘Alaton, Garih’in mezarlıkta öldürüldüğü gün, kendisinden ‘dul bir kadına yardım’ amacıyla 10 bin dolar aldığını, bu paranın cinayet sonrası Garih’in otomobilinde bulunduğunu” söylemişti. Şimdi ilginç bir tesadüf gündemde. İki işadamından rüşvet almakla suçlanan Eski TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi, haziran ayındaki duruşmada, “Bu parayı bir çalışanımızın dul kalan eşine yardım için aldım” dedi. Karadeniz Enerji’nin sahibi Doğan Karadeniz de bu ifadeyi “Bu parayı genel müdüre gönüllü verdim, bir dul kadına ev alacağını söylemişti” ifadesiyle destekledi. Davanın diğer sanıklarından Mustafa Gecek de rüşvet verme suçunu reddederken, “Selvi’ye 10 bin dolar verdim. Ancak bu dul bir kadına yardım amacıyla istenmişti, parayı kendisine havale ettim” dedi. Bu ilginç çakışmadan sonra, ‘dul kadına yardım’ ifadesinin hem Garih cinayeti hem de ‘Beyaz Enerji’ davasında gerçekten ne anlamda kullanıldığı merak konusu oldu anlatımını ‘dul kadına yardım’ vurgusuyla anlamlandırır.
Üstad Demir Savaşçın ile röportaj yapan Hayrullah Mahmud, Masonların kendi içlerindeki anlaşma kelimeleri ve beden dilleri konusunda şunları yazar; “Masonlar kendi aralarında oluşturdukları bir dili kullanırlar. Masonik faaliyetlerinde kullandıkları kelimeler, Mason olmayanlar için hiçbir anlam ifade etmez. İşte Masonların kendi aralarında kullandıkları kelimelerden birkaçı: Celse: Mason localarındaki kurallarına uygun bir oturum. Dul kesesi: Oturum sonlarında üyeler arasında dolaştırılan yardım torbası. İs’at: Her çalışma yılı başı, seçimlerden sonra görevlilerin özel bir törenle andı içip yerlerine oturup göreve başlamaları. İttihat zinciri: Masonların sağ eli, sola, sol eli sağa birleştirerek oluşturdukları halka. Kordon: Masonun derece ve görevine göre boynuna ve omzuna çaprazlama takılan geniş kurdele.”

Bütün bunları neden mi yazdık? Taha Kıvanç’ın söylemiyle “Yener Yermez’in cezaevinden gönderdiği mektup Ergenekon savcılarını harekete geçirdi. Herhalde kendisinin beklediği de buydu. Ergenekon davasıyla kurulacak irtibat, biraz deşilirse, altından müthiş bir çapanoğlu çıkartabilir” olduğu için. İşte pandoranın kutusu o zaman biraz daha farklı açılmış olacak...

Kaynak: http://www.taraf.com.tr/makale/3317.htm


Temmuz 31, 2009, 05:46:24 ös
Yanıtla #1
  • Mason
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 1235
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Akyol çok ilginç bir yazı taşımışsınız gündeme. Her fikri olduğu gibi bu yazıyı da ciddiye aldım ve acaba bu artniyetli de olsa üslubu korunmuş yazıyı kim yazmış diye baktım. Sn. Emre USLU' yu görünce ise hiç şaşırmadım. Hazret sağolsun, piyasadaki bilumum spekulatif haberi almış bir deerleme ile ortaya çıkmış. Ben daha önce okyanus ötesi uçamaz raporları hasebiyle tanıdığım için şaşmadım. Hedefi belli olanlardandır kendisi.

Kendisi kimdir merak edenler vardır. wikipedideki kimliğini vermek isterim

http://tr.wikipedia.org/wiki/Emre_Uslu
Tempus fugit...


Temmuz 31, 2009, 11:48:29 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay Omnia Tempus Alit

Yukarıda ki yazı; Önder Aytaç & Emre Uslu'nun beraber paylaştıkları gazete köşesinden çıkmadır. Ola ki beraber yazıyorlardır veya yazdırılıyorlardır.
Bu da Önder Aytaç'ın özgeçmişi;
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96nder_Ayta%C3%A7

Bir de siz Ankara'da yaşıyorsunuz, size ufak bir öneride bulunayım da kaçırmayın bu fırsatı. Ne mi bu fırsat?
Buyrun; 31 Temmuz 2009 tarihli yeni bir haber

Taraf Gazetesi'nin polis yazarı Doç Dr. Önder Aytaç, on parmağında on marifet denecek türde ilginç işlere imza atmaya devam ediyor. Bundan 3-4  yıl evvel kendi halinde Polis Radyosu'nda medya programı yapardı. Sonra kendine has üslubuyla televizyon televizyon dolaşıp programlar yaptı. Taraf Gazetesi'nde Emrullah Uslu'yla aynı köşeyi paylaştı. Aytaç şimdilerde yazarlık serüvenini Uslu'dan bağımsız olarak tek başına yürütüyor.
Doç Dr. Önder Aytaç tüm bu marifetlerine bir yenisini daha ekledi. Bu aralar Ankara'da İrem Asma Bahçeleri adını verdiği bir kooperatif işiyle meşgul. Kooperatifçiliğe o denli kendini kaptırdı ki, Ankara'da havaalanı yolu üzerindeki villa arazisine özel komşular seçmekle meşgul. Yeşillikler içinde inşa edilecek villa evlerde hakim, savcı, polis ve üst düzey bürokratlar bir arada oturacak.

Polis Akademisi öğretim üyesi Doç Dr. Önder Aytaç, elektronik posta ve cep telefonu mesajlarıyla Emniyet içindeki dostlarına villa arazisi pazarlamaya çalışıyor.

Kaynak : http://www.odatv.com/Siyaset/irem_asma_bahcelerinde_kimler_hisse_aldi-17068.html
« Son Düzenleme: Temmuz 31, 2009, 11:51:09 ös Gönderen: M.Akyol »


Ağustos 01, 2009, 10:43:37 öö
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Önder Aytaç ve Emre Uslu haklarında zaman zaman medyaya yansıyan haberler vardır.Bu haberler kendilerinin bulunduğu görevler hakkındadır hep.Her haberleri kutuplaşmalar yaratmış beraberinde tartışmalara yol açmıştır.
Emre Uslu hep görevi kötüye kullanmakla ülkesine dönmemekle sahte raporla itham edilmiş ve durumu meçhuldur.Önder Aytaç ise siyasi iktidar yanlısı olmakla beraber bulunduğu görevi şaibe ile birçok kesim tarafından eleştirilmektedir.Dönemin Genel Kurmay Başkanı Sayın Org.Büyükanıt Harp Akademilerinin açılış konuşmasında net bir şekilde TSK'nın yıpratıldığı ve bunun içinde ise Önder Aytaçı kast eden konuşmada bulunmuş ve hakkında soruşturma açılmıştır.Takip eden süreç içerisinde kendisi cezalandırmayı!!! Müstaşar Yardımcılığına atanarak almıştır.
Görev yaptıkları gazete hakkında gündemde zaten durdukları noktayı belli eden birçok yazı çıkmıştır.
İyi bir yazar objektif olabilen,sentezlerini,tahlillerini Yansız yani tarafsız yapabilen bireydir.Bunun için altyapı önemlidir.Kendi dalının dışına çıkanlar her zaman mesleki başarısızlıklara mahkum olmuştur.
İlginç bir uslup ile 2 olayı gerçekten iyi bağlamışlar.Sadece gülerim.Her sakallıya Baba deme derler.Dul Kadın olayı bu ata sözüne örnek olsun onlar için.
Sevgili M.Akyol bu paylaşımınız için teşekkür ederim.Belki de Önder Aytaç ile Emre Uslu'dan haberi olmayanlar için onları tahlil etmek için kardeşlerime iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum.



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
22 Yanıt
9287 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 14, 2007, 03:52:56 ös
Gönderen: bilmeliyimgalilei
1 Yanıt
5405 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 10, 2008, 02:14:35 öö
Gönderen: Mozart
16 Yanıt
9239 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 19, 2008, 02:35:26 öö
Gönderen: Lux_e_Tenebris
4 Yanıt
8959 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2011, 12:15:25 ös
Gönderen: rankarr
5 Yanıt
4409 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 22, 2011, 06:03:06 öö
Gönderen: Asli
5 Yanıt
11080 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 27, 2013, 09:18:37 öö
Gönderen: Melina
3 Yanıt
5581 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 22, 2011, 03:16:34 ös
Gönderen: Tij
26 Yanıt
13623 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2013, 02:03:06 ös
Gönderen: BULGARIA
6 Yanıt
7218 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 14, 2013, 07:55:18 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2806 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2014, 05:11:59 ös
Gönderen: Don Corleone