DOST KAZANMA VE İNSANLARIN GÖNLÜNÜ FETHETME SANATI
Yrd. Doç.Dr. Fatih Bayraktar
Yazarın eserinin konusu başlığından bellidir.
İçerisinde hiçbir yorum katmadan belirtmiş olduğu kuralları yaptığı bazı alıntılarla
birlikte kısaltarak foruma aktarmanın faydalı olabileceğini sanıyorum.
1. Kural : Tenkit
Arkadaşlarınızı, dostlarınızı, yakınlarınızı, hattâ hiç kimseyi tenkit etmeyiniz.
Ünlü Amerikalı uzman Dale Carnegie bu konuda şunları anlatır:
Çok gençtim. Yazarları konu alan bir yazı hazırlıyordum. Bazı yazarlara mektup yazıyor, onlardan cevap alıyordum.
Bana gelen mektupların birinin sonunda şöyle bir not vardı: "Dikte edilmiş fakat okunmamıştır."
Yani mektup birine cümle cümle yazdırılmış fakat yanlışlık, eksiklik var mı diye okunmamış.
Bu nottan öyle etkilendim ki, bir zamanlar Amerikan edebiyatının ünlüleri arasına girmiş olan Richard Harding Davis'e
yazdığım mektubun sonuna aynı notu ekledim: "Dikte edilmiş fakat okunmamıştır."
Böylece ben de önemli ve çok meşgul birisi olduğumu anlatmış oluyordum. Davis'ten cevap olarak benim yazdığım mektup geldi.
Davis küçük bir not ekleyerek mektubumu iade ediyordu ve bana
"Terbiyesizlik yolunda kendinizi geçmişsiniz" diyordu.
İnsan" münasebetlerde çok başarılı olan Benjamin Franklin'e başarısının sırrı sorulduğunda bunu şöyle cevaplandırmıştı:
"Her değersiz adam, durmadan tenkit eder. Durmadan şikâyet eder. Durmadan suçlar. Ben hiç kimsenin kusurundan, kötülüğünden bahsetmedim.
Herkesin iyi tarafları vardır. Ben hep o iyi tarafları anlattım. Benim başarımın en önemli sırrı budur."
İnsanlar arasında sarsılmaz bir sevgi, kardeşlik, dostluk, arkadaşlık, hoşgörü, nezaket ve zerâfet olması,
insanların birbirini durmadan tenkit etmesiyle değil, anlamaya çalışmasıyla mümkündür.
2. Kural : Taktir
İnsanları takdir ediniz, onlara önemli bir kişi olduklarını hissettiriniz, onlara yalana kaçmadan iltifatta bulununuz.
Güzel sözler duyma, takdir edilme, önemli, değerli bir insan olma arzusu; insanın içini kemiren açlıkların, susuzlukların en şiddetlisidir.
Bazı insanlar bu arzuya esir olmadan iradelerini kullanarak kendi yerlerini bilirler, fakat büyük çoğunlukla insanlar bu
arzunun tuzağına düşüp kendilerine yapılan ve gerçek olmayan abartılmış iltifatlara mağlup olurlar.
Dostlarımızı bu şekilde aldatmaya da hakkımız yoktur. Onları hakikaten kendilerinde olan güzellikleri için veya
haklarında hüsn-ü zannımız olduğu takdirde, yerinde iltifatlarla meşru şekilde medh etmeliyiz.
Aksi takdirde riya ve dalkavukluk gibi insana yakışmayan davranışlara girmemiz işten bile değildir.
3. Kural : Sevecenlik
İnsanlara karşı gülümseyiniz. Yüzünüzü ekşitmeyiniz.
4. Kural : Cömertlik
Cömertlik ve eli açıklık en önemli vasıflarınızdan biri olsun.
Bu sizi asla fakir yapmaz ve sizin iktisatlı yaşamanıza bir eksiklik getirmez.
Bir çay içirmekle, bir yemek yedirmekle çok gönüller fethedebilirsiniz; bir çay içirmekten kaçarak, insanlar arasında pinti
diye anılmakla da çok insanı kaçırabilirsiniz.
5. Kural : Selam
Selâmla girdiğiniz bir yerde ve bir toplulukta size karşı olan peşin hükümler ve kötü bakışlar birden değişecek ve ortalık yumuşayacaktır.
İnsanların gerilimi ve atmosferin sıkıntısı rahatlamaya dönüşecektir. Kırıcı konuşma yapmaya hazırlananların süngüleri düşecektir.
6. Kural : Açık sözlülük
İnsanlara karşı açık ve doğru sözlü olunuz, fakat bu sizin her doğruyu, hem de katı ve kırıcı bir üslûpla söylemenizi gerektirmez.
Söyleyecekleriniz arkadaşınızın küçük düşmesine sebep olacak bir davranışı ise ve onun pişmanlığını hissettiniz ise söylemeyin.
Eğer bu kötü davranışını düzeltmesini istiyorsanız, kimsenin olmadığı bir yerde onu üzmemeye ve kırmamaya çalışarak, hattâ özür
dileyerek ikaz etmeye bakın.