Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Komplocu gazetesi'nin sözde belgesi ve psikolojik harp  (Okunma sayısı 23785 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 22, 2009, 04:11:01 ös
Yanıtla #20
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Sayın Ceycet Merhaba ,

Yazınızda hakkımda yer verdiğiniz ifadeler hayatımda aldığım en iyi komplimanlardan . Size de çok teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki , bebeklerin dünyayla kurduğu ilk ve en yoğun ilişki babadan ziyade anneyle olduğu için , kişinin ilk gördüğü "anne modeli"  mantalite oluşma döneminde çok etkin. Bebek, annesi nasıl ise dünyayı da öyle görüyor ; bu nedenle de ileride iki nesil sonrasını yetiştirecek isek , donanımlı , gelişmiş,duyarlı ve çocuğa neyin ne olduğunu açıklayabilecek ruhsal ve entelektüel birikimde ve  durumda olmak için sürekli gayret etmeliyiz.

Ben de çocuk yetiştirirken , yetiştirdiğim bebeğin tüm gelişim aşamalarında sizler gibi kıymetli rol modellerle çevrili olmasını , dünyayı doğru gözlükle görmesini isterim.

Size saygı ,sevgi ve en iyi dileklerimi gönderiyorum.
 
Quality has no fear of time ..


Haziran 22, 2009, 04:18:48 ös
Yanıtla #21
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Ceycet Merhaba ,

Yazınızda hakkımda yer verdiğiniz ifadeler hayatımda aldığım en iyi komplimanlardan . Size de çok teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki , bebeklerin dünyayla kurduğu ilk ve en yoğun ilişki babadan ziyade anneyle olduğu için , kişinin ilk gördüğü "anne modeli"  mantalite oluşma döneminde çok etkin. Bebek, annesi nasıl ise dünyayı da öyle görüyor ; bu nedenle de ileride iki nesil sonrasını yetiştirecek isek , donanımlı , gelişmiş,duyarlı ve çocuğa neyin ne olduğunu açıklayabilecek ruhsal ve entelektüel birikimde ve  durumda olmak için sürekli gayret etmeliyiz.

Ben de çocuk yetiştirirken , yetiştirdiğim bebeğin tüm gelişim aşamalarında sizler gibi kıymetli rol modellerle çevrili olmasını , dünyayı doğru gözlükle görmesini isterim.

Size saygı ,sevgi ve en iyi dileklerimi gönderiyorum.
 



Sayın Nuvea;

Ben de size çok teşekkür ederim.Onca yokluk,çaresizlik,cehalet içerisinde bile Anadolu kadınlarının yetiştirdiği vatan evlatlarından nice cevherler çıkmışken,sizin  gibi donanımlı ve yetkin anaların yetiştireceği çocuklara,gönül rahatlılığı ile emanet edebileceğimiz vatan topraklarına ilelebet zarar gelmeyeceğine yürekten inanıyorum.


Saygılarımla...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Haziran 22, 2009, 04:26:21 ös
Yanıtla #22
  • Ziyaretçi

Benim en son yazdığımdan sonraki yazıları dikkatlice okuyun işte arkadaşlar bu kafayla demokrasi olmaz,ülke yönetilmez,bende diyorum biz niye böyleyiz meğer o kadar çokmuş sabit kafalar...

SAygılarımla

Sabit kafalar tümcemle haddimi aştıysam  kırılan herkezden özür dilerim sadece demokratik anlayışla ile bu kadar aşırı ordu sevgisinin aynı düşüncelerde yer bulmasına ülkemiz şartlarında anlayamıyorum..ülkemizde kim yaparsa yapsın hukuk dışı atılımların karşısındayım..

Saygılarımla...İyi günler

« Son Düzenleme: Haziran 22, 2009, 04:29:11 ös Gönderen: amurdad »


Haziran 22, 2009, 04:34:34 ös
Yanıtla #23
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Benim en son yazdığımdan sonraki yazıları dikkatlice okuyun işte arkadaşlar bu kafayla demokrasi olmaz,ülke yönetilmez,bende diyorum biz niye böyleyiz meğer o kadar çokmuş sabit kafalar...

SAygılarımla


Sayın Amurdad,

Bazen bazı konularda kafaların sabit olması mutlak hayır için gerekli olabilir diye düşünüyorum.Demokratik sistemin de dogmaları,dokunulmazlıkları olmalıdır ki,üniter yapı muhafaza edilebilsin.


Saygılarımla...

Sabit kafalar tümcemle haddimi aştıysam  kırılan herkezden özür dilerim sadece demokratik anlayışla ile bu kadar aşırı ordu sevgisinin aynı düşüncelerde yer bulmasına ülkemiz şartlarında anlayamıyorum..ülkemizde kim yaparsa yapsın hukuk dışı atılımların karşısındayım..

Saygılarımla...İyi günler


Ben"O"yum,"O"ben değil...


Haziran 22, 2009, 05:51:57 ös
Yanıtla #24
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Taraf, Genelkurmay’a ait olduğu ileri sürülen “İrticayla Mücadele Eylem Planı”nın altındaki imzayla ilgili tartışmaları bitirecek Jandarma ve Emniyet’in resmî raporlarına ulaştı. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların başvurusu üzerine belgedeki imzayı inceleyen İstanbul Bölge Polis Kriminal Laboratuvarı, imzanın Albay Dursun Çiçek’e ait olduğunu tespit etti. Rapordaki imza için, “Çiçek’in elinin mahsulü olduğu kanaatine varılmıştır” dendi. Emniyet’le aynı kanıyı taşıyan Jandarma raporunda ise “Genel şekil yönünden benzerlik gösteriyor” ifadesine yer verildi.

İşte jandarma raporu
Taraf’ın ortaya çıkardığı “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı”ndan sonra Jandarma Kriminal Laboratuvarı, belgede bulunan Dursun Çiçek’in imzasıyla ilgili inceleme başlattı. İncelemenin sonunda 16 Haziran 2009’da hazırlanan raporda aynen şu ifadeler kullanıldı: “İnceleme konusu belgelerin 4’üncü sayfasında Dursun Çiçek Dr. Dz. P. Kur. Kd. Alb. ismi üzerinde bulunan imza ile Dursun Çiçek’in mukayese imzaları arasında genel şekil yönünden benzerlik görülmüştür.”

Bu da polis raporu
Jandarma raporunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ulaşmasının ardından Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların başvurusu üzerine, İstanbul Bölge Polis Kriminal Laboratuvarı’nda da bir inceleme yapıldı.
Polis Kriminal Laboratuvarı; cep telefonu alımı, kredi kartı başvuru sözleşmeleri, pasaport ve ruhsat işlemleri ile Ankara 26. ve 36. noterlerle yapılan alım sözleşmelerindeki Dursun Çiçek’e ait 21 imza örneğini topladı.

Ve sonuç: İmzalar albayın
20 Haziran 2009’da konuyla ilgili raporunu tamamlayan Polis Kriminal’i şu sonuca vardı: “Bu şartlar altında tetkik konusu ‘GİZLİ İRTİCAYLA MÜCADELE EYLEM PLANI’ başlıklı (4) sayfalık belgenin 4. sayfasında ‘Dursun Çiçek Dr. Dz. P. Kur. Kd. Alb.’ ibareleri üzerinde mevcut imza ile Dursun Çiçek isimli şahsın mevcut mukayese imzaları karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve aralarında:

- İmzaların genel formları,
- İmzaların başlangıç bölümlerinin tersim tarzı,
- İmzalar içerisindeki el hareketlerinin yapıları, istifleniş usulleri,
- İmzaların son bölümlerini oluşturan hatların inşa tarzı,
- İmzaları oluşturan hatların birbirlerine olan konumları, ritm dağılımları gibi kaligrafik ve grafolojik özellikler yönünden uygunluk ve benzerlikler bulunduğu müşahede edilmiştir.

İzah edilen inceleme şartları ve belirlenen bulgulara atfen tetkik konusu belgenin 4. sayfasında ‘Dursun Çiçek Dr. Dz. P. Kur. Kd. Alb’ ibareleri üzerinde mevcut imzanın Dursun Çiçek’in elinin mahsulü olduğu kanaatine varılmıştır.”

"TARAF"tan alıntıdır.


Haziran 22, 2009, 06:29:38 ös
Yanıtla #25
  • Ziyaretçi

 sN.cEYCET
 Demokrasilerde ki bence en büyük dogma kişi hak ve hürriyetlerine dokunmazlıktır,işte karşı çıktığım dillendirmek istediğim konu da bu zaten ülkenin sorunları yok demiyorum ama çözüm yeri bağımsız meclis,sivil toplum örgütleri,ve aydınlar,halktır.

  Yoksa koruyucu rolu dışında başka görevi olmayan veya olmaması gereken ordu değildir.Siz orduyu yegane koruyucu laikliğin teminatı diye gösterirseniz o zaman orduya başka rol biçmiş olursunuz ki bu da sakıncalıdır niye polisin laikliği korumak gibi bir görevi yok acaba.

  Yıl 1929 değil veya 1923 değil artık ordu görevini yapmış savaşı kazanmış ve önder M.K. Paşa komutasında cumhuriyet kurulmuş sene 2009 artık bazı şeylerin değişmesi lazım gücü halk almalı seçimleri almalı el altından yürütülen operasyonlar değil.

   Şemdinli davası acaba nasıl bir sonuca vardı.?Önüne gelen paşa yetkilerini aşıp ülke gündemi oluşturmamalı.Sizce demokrasinin teminatı ve laikliğin halk mı olmalı ordu mu?
  
     Saygılarımla..


Haziran 22, 2009, 06:52:04 ös
Yanıtla #26
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

sN.cEYCET
 Demokrasilerde ki bence en büyük dogma kişi hak ve hürriyetlerine dokunmazlıktır,işte karşı çıktığım dillendirmek istediğim konu da bu zaten ülkenin sorunları yok demiyorum ama çözüm yeri bağımsız meclis,sivil toplum örgütleri,ve aydınlar,halktır.

  Yoksa koruyucu rolu dışında başka görevi olmayan veya olmaması gereken ordu değildir.Siz orduyu yegane koruyucu laikliğin teminatı diye gösterirseniz o zaman orduya başka rol biçmiş olursunuz ki bu da sakıncalıdır niye polisin laikliği korumak gibi bir görevi yok acaba.

  Yıl 1929 değil veya 1923 değil artık ordu görevini yapmış savaşı kazanmış ve önder M.K. Paşa komutasında cumhuriyet kurulmuş sene 2009 artık bazı şeylerin değişmesi lazım gücü halk almalı seçimleri almalı el altından yürütülen operasyonlar değil.

   Şemdinli davası acaba nasıl bir sonuca vardı.?Önüne gelen paşa yetkilerini aşıp ülke gündemi oluşturmamalı.Sizce demokrasinin teminatı ve laikliğin halk mı olmalı ordu mu?
   
     Saygılarımla..


Sayın Amurdad,

T.C devletinin bir kuruluş felsefesi vardır.Bu felsefe uyarınca,cumhuriyeti kuranlar,cumhuriyetin değişmez ilkelerini,T.C yi oluşturan bütün kurumlara emanet etmişlerdir.(Sadece Orduya değil)Demokratik toplumlarda hernekadar ülke yönetimini seçilmişler üstlenmiş olsalarda,Devletin değişmez ilkelerini korumak ve kollamak bütün devlet kurumları kadar,her vatandaşın da görevidir.

Halk meclisi oluşturdu,kendini yöneteceklere yetki verdi;diye,hiçbir erk in başına buyruk,devleti ve milleti tehlikeye atacak fiilleri rastgele işleme lüksü,hakkı ve yetkisi yoktur.Cumhuriyetin temel ilkelerini tehlikeye atacak her kim olursa olsun,devlet kurumları, bu keyfiyete "dur"demek zorundadır.

Kaldı ki malesef ülkemizde henüz demokrasiden söz etmek için çok erken.Mevcut siyasi partiler yasasıyla seçilen seçilmişlerin konumlarının ne kadar demokratik olduğu tartışma bile götürmez.Mevcut ortamda Ordu vb.kurumların cumhuriyet ile ilgili hassasiyetlerini korumaları aslında memleket için küçümsenemeyecek kadar önemlidir.1938 den bugüne,kim ne yaparsa yapsın mantığı hakim olsaydı,mazallah üzerinde gezeceğimiz vatan toprağı bulabilme şansımız olmayabilirdi.Kimin neye,nekadar müdahele ettiğini sorgulamadan önce,neden müdahale etme zorunluluğu hissettiğinide irdelememiz gerekir diye düşünüyorum.


Saygılarımla...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Haziran 23, 2009, 01:08:29 öö
Yanıtla #27
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 319
  • Cinsiyet: Bay

Sizce darbeler niçin tutunabilmiş ? Eğer halkın büyük çoğunluğu orduya destek

vermeseydi gerçekleşen darbelerin hiçbiri de başarılı  olmazdı...Bildiğiniz üzere her Türk vatandaşı

askerlik yapar...Türk ordusu gücünü vatandaşından alır ,ister beğenin , ister beğenmeyin...
Darbe ile getirilen ana yasaya karşı çıkanları zorla sustururlarsa, asarlarsa, Sn. Evren her gittiği yerde anayasaya karşı çıkmanın 'vatan hainliği' olduğunu dile getiriyorsa ne bekliyordunuz?

Bir gerçek var evet halkımız bazen sadece kendini düşünüyor. Tıpkı o ödemlerde olduğu gibi. Menderes'in asılmasında olduğu gibi vs.
Türk Milleti'ne, bana dokunmayan yılan bin yaşasın düşüncesi asla yaraşmaz!


Haziran 23, 2009, 01:15:01 öö
Yanıtla #28
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 319
  • Cinsiyet: Bay

Herkes ve herşey gelir geçer,baki olan devlettir.Siyasetçiyi suçlar gibi,devletin kurumlarını suçlayanlar intihara meyilli olmalılar.Çünkü devlet,tüm millete aittir.Kurumlar günah işleyemez.Temel hukuk prensiplerine uygun teşekkül edilmişlerdir.Kurumların başındakilerin günahları,kendilerini bağlar.Siyasetin,siyasetçinin,gazetecinin,vatandaşın çizgisi değişebilir ama devletin kurumlarının,hele ki ordunun değişmez paradigmaları vardır.İçinde yaşadığımız toplumu,onca vurguna rağmen ayakta tutan bu paradigmalardır.

Devlete saldırmakla,vasisi olan,millete saldırmak arasında bir fark yoktur.Unutmayalım ki askerlik,bu milletin ilk mesleğidir.Atalarımız yoluyla genlerimize kadar işlemiştir.Toplumda art niyetle yapılabilecek hiçbir değişim,bu milleti askerlikten soğutamaz.Bu uğraşlar nafile olduğu kadar şer niyetler barındırmaktadır.Tarihte de memleketi içine düştüğü her buhrandan kurtaran Türk ordusu,bu odaklarla mücadele edebilecek ehliyete sahiptir:Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.Gizli servislerin beslemesi,aydın geçinen medya mensuplarını bu millet,daha öncede görmüş,hakettiği cezayı vermekte tereddüt etmemiştir.

Herkes aklını başına toplasın;bizim başka vatanımız,milletimiz,ordumuz yok.Milletce canımız yandığında kapısını çalabileceğimiz bir kurumumuz da yok.Bizi milliyetçilikle suçlayan ülkeler,halen kendileri millet olma gayretindeler.Kraldan çok kralcı olmak şuuru ile hareket edip,atalarımızın kemiklerini sızlatmanın zamanı ve yeri değildir.Avrupalı,çağdaş,demokrat olma adına,öz benliğimizden feragat etmemiz gerektiğini savunanlar,gün gelir kendilerine barınacak bir karış toprak bulamayabilirler.


Saygılarımla.
Bunlar bir zamanlar bize "Devlet Herzaman 18 Yaşındadır" sözüyle gayet güzel özetlenmişti.


Haziran 23, 2009, 01:30:42 öö
Yanıtla #29
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 319
  • Cinsiyet: Bay

Türk anası evladını kına yakarak davullarla , halaylarla askere gönderir...İşte Altanların anlayamadığı da

budur : ordu , Türküm diyen halkı temsil etmektedir...


Saygılarımla

95 yıl evvel Türk anaları oğullarının saçlarına kına yakarlardı bunun anlamı ise ben Allah yolunda oğlumu kurban ediyorumdur.
Ve ana nasihati vatanını, namusunu korumadan geri gelme oğul'dur. Bu yolda dedelerimiz şehit olmuştur.

Şimdikiler davulla, halayla gönderir çünkü hakiki askerlik yok. Garsonluk yapanda var. Yerleri silende var. Birileri yüzsün diye havuzda korumalık yapanda var.

Komando olanlara sözüm yok, onlara da üzülüyorum çünkü alçak kurşunlara şehit olabiliyorlar. Bunun arkasına baktığımızda ise arkada büyük bir oyun dönüyor. Bunu burada yazmam mümkün değildir. Eğer ki terörle mücadele edilecekse, profesyonel asker yetiştirilmelidir. 20 yaşındaki ömrü boyunca eline silah almamış genci, 2 ay acemi birliğinde süründürerek yıllardır bunu meslek haline getirmiş şerefsiz vatan hainleriyle çatıştırmanın da akla uygun bir yanı yoktur. Onca bordo bereli askerimiz var. Niye natonun istediği alanlarda görev yapıyorlar da, bizim kendi içimizdeki sorunu halletmek için sözünü ettiğim acemi askerler görev yapıyor.

Ordu, Türk'üm diyen halkı temsil eder fakat başı kapalı olan asker anasını ordu kapısından içeri sokmaz.

Askeri okula girersin, ansızın evine birileri gelir ve evi araştırır, evde başı kapalı hanıma niye kapalısınız diye sorar? Bu cüreti nerden buluyorlarsa!

Ekliyecek söz çok fakat sonuç ?

Ben özgürlükçü bir insanım.

Kendi çıkarları uğruna içinde bulunduğu vazifeye hainlik yapan herkese de düşmanım. Bu sözümün bu mesajım ile ilgisi yoktur.

Bu yukarıda yazdıklarımı eleştirmeye kalkanlar elbette çıkar, fakat içinde bulunduğumuz çağda birçok düşünce şekli vardır.
Bende hür iradeli bir insan olarak bunları yanlış olarak görüyorum.

Sevgiler, Saygılar.
« Son Düzenleme: Haziran 23, 2009, 01:36:07 öö Gönderen: Barbaros »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
11642 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2006, 02:05:18 öö
Gönderen: MASON
5 Yanıt
4217 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 03, 2008, 11:06:16 öö
Gönderen: Don Corleone
0 Yanıt
3235 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 22, 2008, 11:57:41 öö
Gönderen: bugfree
1 Yanıt
2734 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 24, 2009, 11:54:24 öö
Gönderen: Amon
0 Yanıt
2666 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 09, 2011, 07:38:42 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2617 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2013, 03:45:23 ös
Gönderen: Melina
6 Yanıt
6631 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 14, 2013, 07:55:18 öö
Gönderen: ADAM
7 Yanıt
3902 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2017, 01:21:54 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak
5 Yanıt
5135 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 20, 2016, 05:04:56 öö
Gönderen: eluht 11
41 Yanıt
17585 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 02, 2015, 10:08:13 ös
Gönderen: karahan