Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => Inanc Uzerine => Konuyu başlatan: karahan - Haziran 07, 2013, 10:26:51 ös

Başlık: ENE-L HAK
Gönderen: karahan - Haziran 07, 2013, 10:26:51 ös
Hallacı Mansurhazretleri,bu talhsiz sözü etmişmidir? Yoksa Hallacı Mansur hazretlerinin dilinden Ene-l Hak sözünü diyen,Hakk'ın kendisimidir? Kimilerine göre bu sözü Hallacı Mansur hazretleri söylemiştir ve canından olmuştur. Halbuki, Ene-l Hak sözünü eden Hallacı Mansur hazretleri,bu sözü ettiğinde ve tövbeye çağrıldığında,bu sözü kim söylediyse o2nu bulup,o'ndan tövbe ettirin deyince,zamanın halifesi olan Cüneyd-i Bağdadi hazretleri,Hallacı Mansur hazretlerinin katlinin vacip olduğu fetvasını verip Hallacı Mansur hazretlerini katlettirmiştir.
 Oysaki,Hallacı Mansur hazretleri,bu sözü sekir halindeyken,vecd halindeyken söylemiştir derler."Ene-l Hak" İlmi Tevhit'de bir makamdır. Bu makam "Ene-l Hak" makamıdır. Bu makamın bir adı makam-ı İsa, bir adı makam-ı Ali,bir adı makam-ı kabir,bir adı makam-ı vahdet,bir adı makam-ı akşam namazıdır. Genel adı da,Makam-ı Cem'dir. Makam-ı Cem'de olan saliklerin bir çokları bu makamın cilvelerine düçar olmuşlardır. Çünkü bu makam da Allahü Teala;ben Hakk'ım nidasını savurur  bu makam sahiplerinin dilinden. Bu makam Allah'lık makamı olduğundan,makam sahibi kişi/kişiler,kulluk makamı olan Hazretü-l Cem makamına geçemedikleri için,bu makamın cezbesinde kalırlar çok zaman.
 Bakınız sevgili kardeşlerim,Allah dostlarından bir dost olan Melâmî erenlerinden Hasan Fehmi Tezdoğan Efendi hazretleri;bu makamın halini bir beyitinde şöyle dile getirmiştir.
 
Akşam namazını imamla kılan,
Onlardır Allah'ı hem zahir gören,
Hak söyler Ene-l Hak kulun dilinden,
Yalvar kul Allah'a seher vaktinde,
Yalvar kul Mevla'ya bahar vaktinde.
 
Makam-ı Cem sahibi olan İhvanlarımız,makamın hali gereği,her nereye bakarlarsa baksınlar Hakk görürler. Onların gözlerinde Halk yoktur!. Bu makam sahipleri olan İhvanlarımızın nazarlarında,cümle işlerin faili olan,mevsufu olan tek varlık olarak kabul ettikleri tek Mevcud'u görürler. Artık kesret alemi gitmiş vahdet meydana çıkmıştır bu makamın ehillerine. Niyazi-i Mısri hazretlerinin dediği gibi.
 
Gitti kesret geldi vahdet,
Oldu halvet dost ile.
Her görünen hep Hakk oldu,
Şehr-ü pazar kalmadı.
 
Allhü Teala'nın Ayetinde dediği üzere nereye dönerlerse dönsünler hep Hakk'ı müşahade ile zevk ederler.Ayeti Kerime de şöyle buyuruyor:
 
"Mesrik de Allâh'indir, magrib de. Hangi tarafa dönerseniz, Allah'in yüzü oradadir. Çünkü Allâh Vasi'dir, Alîm'dir" (Bakara s.2 115 nci) Ayet.

Bu ayet makam-ı cemin halini ne kadar da güzel anlatıyor. Bu yüzden Hallacı Mansur hazetlerinde, Makam-ı Cem'in hali ağır bastığından ve o makamın halinden kurtulamadığı için, "ene-l Hak" nidasını savurmuştur. Çünkü;Hallacı Mansur hazretleri Makam-ı Cem salikiydi de diyebiliriz. Ve bu talihsiz söz yüzünden canından olmuştur.
 Hakk Mürşidlerin çoğu,ihvanlarını bu çok güzel ama bir o kadar da tehlikeli olan Makam-ı Cem'de tutmazlar ve bir üst makam olan,kulluk makamı denilen Hazretü-l Cem makamına,yani makam-ı fark'a çıkarırlar ki kulluğunu anlayıp yaşayabilsinler.
 İşte değerli kardeşlerim;Hallacı Mansur hazretleri de kulluk makamına çıkamadığı ve "Ene-l Hak" makamı olan Cem makamının halinden kurtulamadığından,"Enel Hak" Ben Hakk'ım nidasını savurmuş bu yüzden de bunun bedelini canıyla ödemiştir. Allahü Teala hazretleri; cümle ihvanlarımıza ve cümle Mü'minlere,kulluk makamını zevk etmeyi nasibi müyesser eylesin Amin.
 

alıntı
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: Melina - Haziran 07, 2013, 10:45:51 ös
Hallac-ı Mansur bu sözü Aşk ile kendinden geçtiği bir zamanda söylemiştir. Ben ise bu sözü anlamlandıramıyordum açıkçası; Enel-Hak derken Ben Hakk'ım ne demek yani, ne anlama geliyor diye sorguladım hep. Daha sonra bazı kaynaklardan araştırıp okudum ve bu söz ile Hak'tan başka hiç kimse yok denmek istediğini anladım. Hallac-ı Mansur'un dünyâsı ve içindeki ilâhî aşkı zahirî değil  bâtınîdir. Sırf Enel-Hak dediği için zâhir ulemâ fitnesinden dolayı hapsedilip, darağacına mahkum edilmemiş midir zaten ?
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: karahan - Haziran 07, 2013, 10:59:35 ös
Aynen öyle sn.melina

Hallacı mansur o sözü söylerken başka alemde idi ve o sözü söylediğinde kendi hiçliğini gördü ve Allahın içinde kayboldu.
Her şey sonunda hiç olur başa döndüğünde.
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: Melina - Haziran 07, 2013, 11:30:34 ös
İnsanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir değil mi ?

Sn. karahan izin verirseniz konuyla ilgili çok kısa bir şey eklemek istiyorum:

Belirttiğiniz gibi Hallâc-ı Mansûr, bütün soyut mânâlârı kendisinde hissetmiş ve Enel-Hak demekle hiçlik bilincinden sıyrılıp, yaşamın bir parçası olduğunu anlamıştır. Ve nihayetinde öldürülerek Tanrı'ya kavuşma arzusunu da gerçekleştirmiştir.
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: peacewings - Haziran 08, 2013, 01:14:47 öö
Alıntı
Aynen öyle sn.melina

Hallacı mansur o sözü söylerken başka alemde idi ve o sözü söylediğinde kendi hiçliğini gördü ve Allahın içinde kayboldu.

Sayın karahan, siz orada mıydınız? Hangi bilgilerden hareketle bu kanıya varıyorsunuz?

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: karahan - Haziran 08, 2013, 09:34:16 öö
Alıntı
Aynen öyle sn.melina

Hallacı mansur o sözü söylerken başka alemde idi ve o sözü söylediğinde kendi hiçliğini gördü ve Allahın içinde kayboldu.

Sayın karahan, siz orada mıydınız? Hangi bilgilerden hareketle bu kanıya varıyorsunuz?

Saygılarımla.

Sn.peacewings

Bu sorunuza nasıl cevap verilirki?elbette okuduklarımızdan vardığımız kanı bu,böyle soru sorarsanız bu işin sonu gelmez,aynı soruyu herşeye uygulayabiliriz değilmi?Herşeye hayır dersin olur biter bu iş bu kadar basit.
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: DehereLo - Haziran 08, 2013, 11:51:15 öö
Evrende oluşum halinde ve durağan denilen haldeki herşey tanrının eseridir ve aynı zamanda onun yansımasıdır , herşey tanrının biraz da kendisidir.Hallacı mansur bu farkındalığa ulaşmıştır ve tanrının yansımasından ona ulaşmıştır diyebiliriz.Kendini tanrıda eritme ve varoluşsal yapıdan "dışlanmış" insanın doğasını tekrar  konumlandırma halini İfade eder ENEL-HAK  bence.

Bakın Mesih İsa "YAŞAM BENİM"  der , bu aynı şeye tekabül etmiyor mu ?  HAK olmak , Yaşamın kendisi olmak halidir.
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: ceycet - Haziran 08, 2013, 12:06:13 ös
Alıntı
Aynen öyle sn.melina

Hallacı mansur o sözü söylerken başka alemde idi ve o sözü söylediğinde kendi hiçliğini gördü ve Allahın içinde kayboldu.

Sayın karahan, siz orada mıydınız? Hangi bilgilerden hareketle bu kanıya varıyorsunuz?

Saygılarımla.



Sırf mualefet olmak için,mualif olmak.

Neyazık ki,içinde yaşadığımız toplumda butür tavırlar refleks haline geldi.

Sadece bulunduğumuz ortamda görerek bilgiye ulaşılabileceğini savunur hale gelmişiz.

Bu anlayış bilimsel verilerin tamamını yadsımak anlamına gelir.Böyle kabul edince,öğremeyi bırakın,okumaktan ve izlemekten vazgeçin;sadece gördüklerinizi ifade edebilirsiniz anlamı çıkıyor.

Ben bunu kabul edemem,ama kabul edene de hiçbirşey diyemem.Diyecek olunursa;bu anlayıştan bir ansiklopedi çıkar.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: peacewings - Haziran 08, 2013, 07:22:36 ös
Sayın ceycet, bu forumda bir bilgi iddia edilecekse hangi verilerden hareketle bu sonuca varıldığı bildirilmelidir. Yoksa, yok Allah'ın içinde kaybolmuş, yok başka aleme geçmişmiş... Bunlar havada kalır. Üstelik bu kavramlar birer açıklamaya da muhtaçtır. Misal Allah'ın içinde kaybolmak nedir? Hiçliğini görmek hangi manadadır? Başka alem, hangi alemdir?

Her şeyden evvel kendi çıkarımlarınızı söylecekseniz ona göre üslup kullanırsınız. Emir ekleriyle cümleler kurmaz yahut sizce öyle olduğunu beyan edersiniz. Başka alemde idi, hiçliğini gördü, Allah'ın içinde kayboldu... Bu nedir böyle? Laf ebeliğinden başka bir şey değildir. Süslü söz sanatlarıdır.

Benim şahsi fikrim Hallac-ı Mansur, öyle birilerinde filan kaybolup, ötelere gidip gelmiş bir kimse değildir. Mikro ve makro kozmosu kavrayabilmiş nadir bir kimsedir. Hallac-ı Mansur'u öğrenmek isteyenler, işe Hurufilikten başlamalıdır. Fakat burada Hurufiliği bilmediğini düşündüğüm kimseler, keyfince yalan-yanlış bilgiler vermemelidir.

Muhalefetin olmadığı yerde demokrasi olmaz. Sayın ceycet, bırakın muhalefet olmak için muhalefet edeyim. Bu rahatsız olunacak bir şey değil aksine insanların fikirlerini bir adım ileri taşımak için gereklidir.

Bu arada şu yazı hangi siteden alıntılanmış bilmiyorum ama objektif olmayı bilmek gerekiyor. Daha olaya en baştan İslamcı açıdan bakan bir yazıdan pek hayırlı bir netice çıkmaz.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: karahan - Haziran 08, 2013, 07:27:44 ös
Mikro ve makro kozmosu kavrayabilmiş nadir bir kimsedir.


Nereden biliyorsun oradamıydın diye sormayacağım size.
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: peacewings - Haziran 08, 2013, 07:35:42 ös
Sormanıza gerek yok zira şahsi fikrim olduğunu başında beyan ettim. Ama çok vaktim olsaydı, sizin için, çeşitli eserlerden ve Hallac-ı Mansur'un şiirlerinden faydalanarak bir yazı hazırlayabilirdim. Hurufiliği incelerseniz, belki konuya farklı bir açıdan bakmış olursunuz.

Saygılarımla.
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: karahan - Haziran 08, 2013, 07:36:54 ös
Yazınızı bekleyeceğim bende bşir ara yazarsanız sevinirim farklı yerlerden bakmak isterim.
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: ceycet - Haziran 08, 2013, 07:44:38 ös
Sayın ceycet, bu forumda bir bilgi iddia edilecekse hangi verilerden hareketle bu sonuca varıldığı bildirilmelidir. Yoksa, yok Allah'ın içinde kaybolmuş, yok başka aleme geçmişmiş... Bunlar havada kalır. Üstelik bu kavramlar birer açıklamaya da muhtaçtır. Misal Allah'ın içinde kaybolmak nedir? Hiçliğini görmek hangi manadadır? Başka alem, hangi alemdir?

Her şeyden evvel kendi çıkarımlarınızı söylecekseniz ona göre üslup kullanırsınız. Emir ekleriyle cümleler kurmaz yahut sizce öyle olduğunu beyan edersiniz. Başka alemde idi, hiçliğini gördü, Allah'ın içinde kayboldu... Bu nedir böyle? Laf ebeliğinden başka bir şey değildir. Süslü söz sanatlarıdır.

Benim şahsi fikrim Hallac-ı Mansur, öyle birilerinde filan kaybolup, ötelere gidip gelmiş bir kimse değildir. Mikro ve makro kozmosu kavrayabilmiş nadir bir kimsedir. Hallac-ı Mansur'u öğrenmek isteyenler, işe Hurufilikten başlamalıdır. Fakat burada Hurufiliği bilmediğini düşündüğüm kimseler, keyfince yalan-yanlış bilgiler vermemelidir.

Muhalefetin olmadığı yerde demokrasi olmaz. Sayın ceycet, bırakın muhalefet olmak için muhalefet edeyim. Bu rahatsız olunacak bir şey değil aksine insanların fikirlerini bir adım ileri taşımak için gereklidir.

Bu arada şu yazı hangi siteden alıntılanmış bilmiyorum ama objektif olmayı bilmek gerekiyor. Daha olaya en baştan İslamcı açıdan bakan bir yazıdan pek hayırlı bir netice çıkmaz.

Saygılarımla.



Sayın peacewings,

sorunuzu baştan bu şekilde yöneltseydiniz bu tartışmaya gerek kalmazdı;ama siz kestirip attınız."Siz oradamıydınız"diye sorusu,sizin şimdiki ifadelerinize oturmuyor du,şimdi oturdu.

Hallac-ı Mansur'un hurifilikle doğrudan bağlantısı şüpheli;ki,katlinin sebebinin hurifilikle ilgisi olmadığı tartışma götürmez bir gerçek.

Hallac-ı Mansur'un biryerlere gidip Tanrı'da yok olup,"Hiç"liğe ulaştığı savı bazı kesimlerce kabul görür;ancak ben farklı yorumluyorum.

Hallac,tasavvuf felsefesinde yer alan Vahdet-i Şuhud benimseyişinin ortaya çıkmasına ve şekillenmesine vesile olmuştur.

"Ben Tanrı'yım"ifadesi,ezoterik bir söylem olması münasebetiyle anlaşılamadığından katledilmesine sebebiyet vermiştir.

Söylemek istediği kısaca;Tanrı tek gerçektir,ondan başka hiçbirşey yoktur,canlı cansız tüm varlıklar onun parçasıdır,dolayısıyla bende onun bir parçasıyım,bu vesileyle de "Enel Hak"demek istemiştir.Bu benimseme halen tasavvuf felsefesinde bazı kesimlerce kabul görmüş bir ekolü temsil eder.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: ceycet - Haziran 08, 2013, 07:57:38 ös
Bu arada Hallac'la ilgili daha önceleri forumda birşeyler yazmıştım.İncelerseniz,Hallac'la ilgili öğrenebildiklerimi okuyabilirsiniz.
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: karahan - Haziran 08, 2013, 08:42:53 ös
Hallac-ı Mansur’un düşünceleri “insan-tanrı- evren” konularını içeren, varlık ve birliğini savunan, bu nedenle de şeriat anlayışına aykırı sayılan bir niteliktir. Hallac’a göre; gerçek olan, var olan, ”Bir”dir. “Çokluk” bir görüştür. “Bir’in değişik biçim ve nitelikte yansımasıdır. Bu “Bir” de Tanrı’dır. Ancak, evren ve insan bu “Bir’in dışında değil, içindedir, onunla özdeştir. Bu nedenle insanın “Enel Hak” demesi doğrudur, gereklidir. İnsan konuşan, dolaşan, düşünen, sevinen, gülen, üzülen, öfkelenen bir Tanrı'dır. Tanrının bütün nitelikleri insanda, insanın bütün özellikleri Tanrı’da, evrende bir birlik, bütünlük içindedir. Ölüm gerçek değildir, bir değişmedir, bir görünüştür. Bundan dolayı kişinin ölümü yaşamında, yaşamı da ölümündedir.
Başlık: Ynt: ENE-L HAK
Gönderen: DehereLo - Haziran 08, 2013, 11:19:19 ös
Sayın ceycet, bu forumda bir bilgi iddia edilecekse hangi verilerden hareketle bu sonuca varıldığı bildirilmelidir. Yoksa, yok Allah'ın içinde kaybolmuş, yok başka aleme geçmişmiş... Bunlar havada kalır. Üstelik bu kavramlar birer açıklamaya da muhtaçtır. Misal Allah'ın içinde kaybolmak nedir? Hiçliğini görmek hangi manadadır? Başka alem, hangi alemdir?

Her şeyden evvel kendi çıkarımlarınızı söylecekseniz ona göre üslup kullanırsınız. Emir ekleriyle cümleler kurmaz yahut sizce öyle olduğunu beyan edersiniz. Başka alemde idi, hiçliğini gördü, Allah'ın içinde kayboldu... Bu nedir böyle? Laf ebeliğinden başka bir şey değildir. Süslü söz sanatlarıdır.

Benim şahsi fikrim Hallac-ı Mansur, öyle birilerinde filan kaybolup, ötelere gidip gelmiş bir kimse değildir. Mikro ve makro kozmosu kavrayabilmiş nadir bir kimsedir. Hallac-ı Mansur'u öğrenmek isteyenler, işe Hurufilikten başlamalıdır. Fakat burada Hurufiliği bilmediğini düşündüğüm kimseler, keyfince yalan-yanlış bilgiler vermemelidir.

Muhalefetin olmadığı yerde demokrasi olmaz. Sayın ceycet, bırakın muhalefet olmak için muhalefet edeyim. Bu rahatsız olunacak bir şey değil aksine insanların fikirlerini bir adım ileri taşımak için gereklidir.

Bu arada şu yazı hangi siteden alıntılanmış bilmiyorum ama objektif olmayı bilmek gerekiyor. Daha olaya en baştan İslamcı açıdan bakan bir yazıdan pek hayırlı bir netice çıkmaz.

Saygılarımla.

Öncelikle Muhalefet olmak demek Demokratik demek değildir, demokrasi politik süreci de içine alan bir şeydir ,siz daha politik süreci tamamlamadan demokrasi durumunu konuşuyorsunuz.Siz de "Enel Hak" mı demek istiyorsunuz  ACABA ? Ben demokratım demek kolay , demokrasi yaşamın kendisi , her iki kozmosun tutarlı diyalektik ilişkilerinin bütünüdür.

Konumuz ise gayet seviyeli ve tassavuf  felsefenin en  önemli konusu ,Sufi geleneğinden gelen kişiler yer yer Cebriyye ,yer yer Eşariyye ,Müriyye, Kaderiyye... vb  düşünce alanlarında  böylesi konularda itirazlar yapmışlardır ,ama bunu yaparlarken kendi inançları çerçevesinde yapmışlardır, ve havada kalmış zanettiğiniz şeylerin hepsini yere indirmeye çalışmışlardır, belki de herkes havadayken siz yerdesiniz , anormal olan  durum bu olsa ne  diyeceksiniz  :D