Sayın SkullG çok güzel yazmış. (Bir tek oradan şu Siyon Protokolleri konusunu çıkarsak derim.)
Benim hissedarı olduğum bir anonim şirket var. Hiç kimse yönetim kurulu toplantısına katılamaz. Kolluk güçleri bile katılamaz; ellirinde savcılıktan o yönetim kurulu toplantısını izleme yetkisini gösterir belge getirmeleri gerekir. Hiç kimse bizim yönetim kurulunda neler görüştüğümüzü bilemez. Bunların sadece gerekli olanları resmi belgelere işlenir; yazılır. Böyle olmazsa şirket çalışamaz. Böylesi ancak faşist rejmlerde söz konusu olabilir.
Sayın SkullG'nin dediği gibi diğer dernekler de aynı durumdadır. Onların bu özelliklerini de yasalar korur.
Ben istersem sizin bir aile meclisi toplantınıza girebilir miyim? Arkadaşlarızla bir araya geldiğinizde neler konuştuğunuzu sorarsam, bana ya da bir başkasına açıklamak zorunda mısınız?
Konuyu sulandırmak istemem. Mason derneklerinin toplantıları kamunun yetkili organlarının denetimine açıktır. Nitekim işin ilginç yanı bu yıl yaz aylarında Türkiye'deki tüm mason dernekleri İçişleri Bakanlığı'nın müfettişlerince denetlenmiş, bu denetleme işi her dernekte günlerce sürmüş ve hepsi aklanmıştır. (Belki bu denetimlerin şu günümüzde pek popüler olan konularla bir bağlantısı vardı ya da bir bağlantı var mı, yok mu diye araştırıyorlardı, orasını bilemem.)
Mason dernekleri ile loca ya da benzeri birimlerin çalışmalarını birbirinden ayrı tutalım. Loca ya da birim çalışmaları dernek çalışmaları değildir. Bunlar kişilerin özel çalışmalarıdır. Ritüelik çalışmalardır ve her birinin belii kuralları, yöntemleri vardır. Bu kural ve yöntemleri, ritüelleri içeren kitapçıklar vardır. Bunlar basılıdır ve kamunun yetkili organları bunları bilir.
Tüm bunlara karşılık masonların yaptıkları çcalışmalar ezoterik ortamda yürütülür. Ezotarik ortamnda yapılan çalışmaların mason olmayanlara kapalı tutuluşu, ezoterik yöntemin sadece bir kuralıdır. Diğer kuralların neler olduğu üzerine "Ezoterizm" başlığı altında bir dolu yazı yazılmıştır.
Ezoterizmin ne olduğunu bilmeyenler ya da bilmezden gelenler bunu gizlilik ile bir tutar. Gizli olan her şeyin ardında bir kötü niyet olduğunu ileri sürerler. O zaman bu dünyada her kim basına, medyaya, kamu oyuna açık olmayan bir toplantı yapıyorsa bunun ardında bir kötü niyet aramak gerekecektir. Böyle bir şey Osmanlı'nın istibdat döneminde bile yoktu; onun bile sınırı, ölçüsü vardı.
Bütün bu hezeyanları kim ileri sürer?... Masonluğa şu ya da bu nedenle karşı olanlar... Diğer başlıklar altında şunu tartışıyoruz: "Masonluğun toplumu ve insanlığa bir yararı dokunuyor mu?" Burada ise soruyu tersine alabiliriz: "Masonluğun topluma ve insanlığa zararı var mı?"
Evet var.
Masonluk insanın kafasını kurcalıyor. İnsanı dogmalardan, batıl inançlardan uzaklaştırıyor. İnsanları bilime, akla, özgür düşünceye, iyiliğe, doğruluğa, tolaransa, eşitliğe, kardeşliği, birlik ve beraberliği yöneltiyor. Bunlar dayanılabilir şeyler midir?
Masonluk, ırk, soy, din, cinsiyet, milliyet, ekonomik düzey. sosyal sınıf ayımıszılığı yapıyor ve masonları da bu doğrultuda yetiştiriyor. Buna göz yumulabilir mi?
Masonluk bizim pençemize almış olduğumuz ve sırtlarından geçindiğimiz bilgisizlerin gözlerini açmaya, onları uyanık olmaya çağırıyor, sosyal adaleti savunarak insanları haklarını aramaya yöneltmak için uğraşıyor. Bunları yok etmemeli de ne yapmalı?
Ben sözümü yine her zamanki gibi bitireyim:
Sevgiler.