Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: YÜKSEK BENLİK.......  (Okunma sayısı 4486 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 02, 2010, 06:04:02 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

          Bize, Annemizden, Babamızdan, Eşimizden, Sevgilimizden (Madden ve Manen, Kendimize en yakın bildiğimiz-hissettiğimiz Kişiden) çok çok daha yakın olan kimdir biliyor musunuz? YÜKSEK BENLİĞİMİZ.

          Biz, TANRISAL Bir Varlık olan YÜKSEK BENLİĞİMİZ' den bir PARÇAYIZ . YÜKSEK BENLİĞİMİZ Bizim ÖZ' ümüzdür. Yani Aslımız YÜKSEK BENLİK' tir. Bizde bir TANRI' yız. Ancak Biz, TANRISAL VARLIKLA aramıza Perde koymuş bir TANRI 'yız. Aslında YÜKSEK BEN' in KENDİSİ' yiz. Zira YÜKSEK BENLİK, Yarattığı ALEMLERİ SINAMAK-TANIMAK arzusundadır. Ancak Yüksek Enerjik Bedeniyle, Kaba madde Alemlerine inememektedir. Bununiçin Kaba Maddeden bir taşıt ; İnsan Bedenini yaratmıştır.İnsan Bedeni içersine girebilmek için de, Enerjisini azaltmak, Enerjisini gittikçe kabalaşan örtülere-bedenlere sarmak zorunda kalmıştır. YÜKSEK BENLİK, Bu şekilde 7 Beden içine girerek İnsan Bedenini yönetecek Enerji düzeyine inmektedir.

          YÜKSEK BENLİĞİN, İnsan Bedeni içersine aktardığı Enerji Parçası, YÜKSEK BENLİĞİN bizzat Kendi Şuur ve Enerjisi olmasına rağmen, İnsan Bedeni içersindeki bu Şuur ve Enerji, girdiği Kaba madde perdesinden dolayı geldiği kaynağı unutmakta, YÜKSEK BENLİK' ten kopmakta ve Adeta ayrı bir Şahsiyete bürünmektedir.İşte Biz, Ayrı bir Şahsiyete bürünmüş olan YÜKSEK BENLİK' eriz. Yani Biz, Aslında YÜKSEK BENLİĞİMİZ' in Kendisiyiz.
 
          Dünyasal ölçülere göre, İster Ayyaş, Katil, Serseri denilen biri olun,  İster * olun,  İster Din yolunda şaşmadan ilerleyen bir Ruhani Zat olun veya Akılla, İlimle yaşayan, yaratıcı bir Bilgin olun,  İster bir Lider,  İster Zeka özürlü bir İnsan olun.
Kısaca ne olursak olalım BİZ, HER ZAMAN (ÖZÜ TANRI OLAN) TANRISAL VARLIKLARIZ. Biz, TANRISAL VARLIK' tan bir parçayız. Ancak TANRISAL VARLIK' la aramızda bir PERDE bulunmaktadır. Bu Perde SIRLI bir perdedir. Bizim taraftan bakıldığında, bu perde bir AYNA' dır. Baktıkça sadece, Kendimizi - Çevremizi ve Yalnızlığımızı görürüz. AYNA' nın arkası olabileceğini hiç düşünmeyiz. AYNA' nın içinden gelen dürtüleri - sesleri - istekleri - düşünceleri de kendimizden geliyor sanırız. Bu perdeye YÜKSEK BENLİĞİMİZ tarafından bakıldığında ise ;Biz her an, Tüm yaptıklarımızla - Tüm düşüncelerimizle - Tüm duygularımızla - Tüm çıplaklığımızla olduğumuz gibi görünürüz. Onun için Dinsel Bilgilerde   Tanrı Şah damarınızdan daha yakındır denmiştir.
 
         Biz ne yaparsak yapalım, Bizim yaşadığımız Her Deney - Her Olay - Her Duygu, Bizimle beraber -aynı anda- YÜKSEK BENLİĞİMİZ tarafından da aynen algılanmakta-aynen yaşanmaktadır. YÜKSEK BENLİĞİMİZ ; SEVGİ ve BİLGİ KAYNAĞI' dır. O tüm mevcudatın Bir olduğunu, Her şeyin TANRI olduğunu, Her şeyin Sevgi dolu olduğunu, Her şeyin SEVGİ ve BİLGİ ile yaratıldığını bilmektedir.

         EVREN' i ve TANRI' yı geliştiren, Sevgi - Huzur - Mutluluk ve Neşe' dir. Sevgi Kaynaklı bütün duygular EVRENİ ve TANRI' yı geliştirmektedir.Dolayısıyla YÜKSEK BENLİĞİMİZ aslında Kendi Parçası olan ama değişik bir Şahsiyete bürünerek kendini unutan Bizim, Her an Sevgi dolu, Huzurlu, Mutlu ve Neşeli olmamızı istemektedir.Çünkü Kendisi Öyledir. Çünkü Kendisi bizatihi Sevgi, Huzur, Neşe ve Mutluluk doludur. O Korku bilmez-tanımaz çünkü Korku bilmemekten kaynaklanır. Yüksek Benlikler, Tüm geçmişi-Tüm geleceği bildiği gibi, bildiğimiz-bilmediğimiz-bilemeyeceğimiz Tüm Bilgilere ve Tüm Evrensel Gerçeklere (Hiçbir zaman değişmeyecek Hakikatlere) de vakıf bulunmaktadır.
 
         Biz ise Aslımızı-Kaynağımızı unuttuğumuz için Bilgiden de yoksunuz. Biz' deki, Bilgi ve Sevgi noksanlığının yerini Bilinmezlik diğer adıyla KORKU doldurmuştur. Yani KORKU, Evrensel Gerçekleri bilmeyen-Nizamın Şuurunu idrak edemeyenlere ait bir duygu'dur. YÜKSEK BENLİĞİMİZ, Bizim her zaman Sevgi, Neşe, Mutluluk ve Huzur dolu olmamızı, Sevgi ve Mutlulukla,EVRENİ ve KENDİMİZİ geliştirmemizi, Aradaki Perdeyi kaldırıp KENDİMİZİ yani KENDİSİNİ tekrar tanımamızı istemekte, beklemekte ve bunun için uğraşmaktadır. Bizim Görevimiz, En Yakın Dostumuz, Mayamız, Aslımız, Özümüz, Sırdaşımız olan YÜKSEK BENLİĞİMİZ' le, olan BİR' liğimizi ve BAĞIMIZI kavramak, Aslımızı-Özümüzü idrak etmeye çalışmaktır. Mutlu, Huzurlu, Sevinçli, Bereketli Dolu Dolu bir yaşam için ne yapmamız gerektiğini Dostça, Arkadaşça, İnançla kendisine sormaktır. Aslında kendi kendime soruyorum zannettiğiniz, Suallerin cevabı, yine Sizin düşünceleriniz arasına kendiliğinden gelecektir. Zihninize gelen cevapları, Akıl ve Gönülle irdeleyip tatbikata aldığınızda Huzur ve Mutluluk hissediyorsanız, Yaptıklarınız Sevinç, Bolluk, Bereket ve sıhhat  getiriyorsa, Yaptıklarınız başkalarına zarar vermiyor, Toplum ve Doğa için fayda yaratıyorsa YÜKSEK BENLİĞİNİZ' i algılıyorsunuz demektir.

         Siz YÜKSEK BENLİĞİNİZ' i algıladıkça, YÜKSEK BENLİĞİNİZ Dolu Dolu, Bolluk ve sıhhat  içinde yaşayacağınız, Sevgi ve Mutluluk duyacağınız Ortamları ve Olayları Sizin için, aslında Kendisi için ve Tüm Evren için yaratmaya devam edecektir.Madden ve Manen, Üzüntülü, Yetersiz, Mutsuz, Sıhhatsiz ve Bilinmez bir arayış içindesiniz. Bilin ki, YÜKSEK BENLİĞİNİZ' den gelen Dürtüleri-Düşünceleri alamıyorsunuz. Arzu edilen, Planlanan-İstenen ortamların, Olayların, Aktivitelerin çok dışındasınız" demektir. Dostça, Arkadaşça, İnançla, YÜKSEK BENLİĞİNİZ' e sorun. Ne yapmalıyım. Ne yapmamı istiyorsun? Ne yapmam gerekmektedir? Sonra kendinizi relaks bırakın. Mutlu-Huzurlu-Bereketli ve Sevgi dolu ortamları düşünün. Bilin ki cevap, mutlaka ama mutlaka arka arkaya gelecektir. Cevapları Algılayın, İrdeleyin, Radikal kararlar bile olsa tatbikata alın. Tatbikattan, Sevinç, Mutluluk, Huzur duyuyorsanız, Doğru zamanda, Doğru yerde, Doğru faaliyettesiniz demektir.

        Hiç unutmayın. Biz YÜKSEK BENLİĞİMİZ' in Dünyadaki parçasıyız. Tanrısal bir Varlığız. Tanrısal yeteneklerin Hepsine sahibiz. Sadece bunları perdenin arkasından almamız lazımdır. Bunun için bu yetenekleri önce istemek lazımdır. Sonra kendimizi Gerçek Tanrı gibi hissetmemiz, Tanrı gibi davranmamız gerekmektedir. Görevimiz Sevgi, Mutluluk, Sevinç ve Bolluk içersinde yaşayarak, Madde Alemlerine ve Mevcudata, Sevgi ve Mutluluk dağıtmak ve yaymaktır.
 
        YÜKSEK BENLİĞİMİZ' le olan BİR' liğimizi ve BAĞIMIZI kavradığımızda, Yani Aslımızı - Özümüzü idrak ettiğimizde, YÜKSEK BENLİĞİMİZ' den gelen Düşünceleri-Dürtüleri hissettiğimizde-anladığımızda, Yaşamımıza görünmez eller değecek, her şey rast gidecek, Sorun gelirse çözüm de beraber gelecektir. Yaşamımız Huzur, Mutluluk, Sevgi, Bolluk, Sıhhat ve Sevinç ile dolacaktır. Başlangıç için sadece ve sadece YÜKSEK BENLİĞİNİZ' e Arkadaşça-Samimiyetle Sorun ; Ne yapmalıyım? Ne yapmam gerekiyor? Ne yapmamı istiyorsun?  Her Var oluş, yarattığı Var oluşa görünmez Enerji Telleri ile bağlanmış, O Var oluşun VİCDANI ve YÜKSEK BENLİĞİNİ oluşturmuştur. Adem ve Havva'lar, yarattıkları İnsanoğullarına görünmez Enerji Telleri ile bağlanarak Onların Yüksek Benliği olmuşlardır. Adem ve Havva' ları yaratan (Adım-Havam-Ateşim) lerde, Adem ve Havva' lara bağlanarak Onların Yüksek Benlikleri olmuşlardır. Bu Zincirleme baglanış EVRENSEL bir MEKANİZMAYLA Sonsuza kadar sürmekte, tüm Kainat Varlıkları birbirinin içinde yaşamakta ve hissetmektedir.Bu Sistemle, YÜKSEK BEN'ler, yarattıkları Varlıklara  Şah Damarından daha Yakın  olmuşlardır.
 
        Beden, şüphesiz bir Kukladır. İpleri Yüksek Ben-Ulvi Ben, kısaca Ruhi Ben'in elindedir. Kuklanın hareketleri, Kuklacının parmaklarına takılı bulunan İPLERLE temin edilir. Kuklacının parmakları, kolları, adaleleri, sinirleri vasıtasıyla Beyni tarafından idare edilir. Beyin yani Kuklacının Beyni, gene Onun Yüksek Benliğine bağlıdır. Yani Kuklacı da kendi Yüksek Ben'inin bir kuklasıdır. Bu bağlılık EVRENSEL BİR MEKANİZMA içersinde SONSUZA kadar gitmektedir.......


IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......

 
 
Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
8353 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2011, 07:06:29 ös
Gönderen: Waldow
0 Yanıt
3601 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 12, 2007, 03:12:53 öö
Gönderen: Ittihatci
30 Yanıt
35491 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 24, 2009, 11:36:05 öö
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
5467 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 14, 2010, 10:55:33 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4583 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 15, 2010, 11:00:33 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4343 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 30, 2010, 03:44:37 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3658 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 01, 2010, 11:47:24 öö
Gönderen: oasis
1 Yanıt
3078 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 10, 2011, 02:57:31 ös
Gönderen: ruzber
2 Yanıt
8711 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 16, 2013, 12:24:36 öö
Gönderen: park10
20 Yanıt
10689 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 10, 2014, 05:15:07 ös
Gönderen: ADAM