Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonların Efsaneleri  (Okunma sayısı 28860 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 01, 2012, 03:52:54 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

- "Osiris'in müritlerinden olan Hermes,  ya da diğer adıyla İdris, günümüzden 16.000 yıl önce, beraberindeki bir güç ile Atlantis'ten Nil Deltasına çıktı.
   Burada bir Atlantis kolonisi kurdu ve Osiris dinini Mısır'da yaymaya başladı. Sais'de bir tapınak inşa eden Hermes için, Mısır'da ünlü "Ölüler Kitabı"nda, "ilahi kelamın efendisi ve  ilahi sırların sahibi" denilmektedir.
   Kuzey Mısır, Hermes döneminden, Fravun Menes  dönemine kadar (M.Ö.5000)Hermetik rahipler tarafından yönetildi.
   Daha sonraları İdris Peygamber olarak tek Tanrılı dinlerin efsanelerine giren Hermes'e üç defa büyük anlamına gelen "trimejist" sıfatına layik gördüler.
   Hermes ve onun devamı olan başrahiplerin yönetimindeki Mısır, ezoterik doktrinin barınağı ve okulu ola geldi. Yönetici fravunların  aynı  Atlantis'te olduğu gibi  inisiye edildikleri  (ezoterik bir mezhebe dahil oldukları)  ve rahipler  örgütünün  sembolik lideri oldukları Mısır'da Ezoterik sırlar'da bu güçlü örgütlenme sayesinde rahatlıkla korunabildi.  Tüm rahipler, bu sırların dışarıya çıkmaması ve öğretinin yozlaşmaması için ketumiyet yemini ederlerdi. Yemine titizlikle uyulmasını sağlamak için en küçük sırrı dahi ifşa edenlerin derhal öldürülmesi cezası konmuştu. Bu arada,  ilk örgütlenmelerinin Atlantis kıtasında başladıkları sanılan çeşitli mesleki görüşler ve özellikle de inşaat loncaları, pramitlerin ve diğer mabetlerin yapımında aktif rol oynadılar. Mısır'daki bu loncaların devamı niteliğinde olan Yahudi loncalarının Süleyman Mabedi'nin inşasında oynadıkları rol yakından bilinmektedir.
   1888 yılında Libya çöllerinde yapılan kazılarda bulunan papirus  rulolarında M.Ö.200 yılında düzenlenen gizli bir lonca toplantısından bahsedilmektedir.  Bu loncanın Süleyman Tapınağının yapımında rol aldığı anlaşılmıştır.
    Masonluk bugün halen var olan gizli örgütlerin en eskilerinden biridir. Masonların efsaneleri kayıp kıta  Atlantis ve hatta Mu kıtasına kadar uzanmaktadır.
    Büyük felaketten sonra, Atlantis uygarlığını oluşturan Ruta ve Daitya adaları Okyanusun sularına gömülürken, geriye yanlız poseidon adası kalmıştı. Leadbeater'e göre, Mısır'ın görkemli üç büyük pramidi işte bu imparatorluğun egemenliği döneminde, Atlantis'li rahiplerin matematik ve astronomi bilgilerine dayanılarak yapılmıştı.
    M.Ö. 75.025 yılındaki büyük felaket esnasında bütün Mısır sel suları altında kalmış, eski  ihtişamlı günlerde geriye sadece üç büyük pramit kalmıştı. Sular çekildiken sonra, ülke yeniden Atlantis'lilerin tarafından kolonize edildi.  Bu imparatorluk Mısır'ın Aryan'lar tarafından  işgaline kadar (M.Ö.13.500) sürdü.
    Yazara göre, Yunanlıların yarı-Tanrı diye nitelendirdiği ilahi krallar hanedanı Aryan'lardan çıkmıştı.
M.Ö. 40.000 yılında "Beyav Locan"nın gönderdiği " "Dünya Öğretmeni"  Mısır'a geldi. Mısırlılar ona "Tehuti" veya " Thoth,"  Yunanlılar ona "Hermes" diyorlardı. O, Mısır tanrılar kült'ünü kurdu ve eski "Mısır Gizemleri'ni " yeniden yürürlüğe soktu.
     C.W. Leadbeater' göre Mısır, Orta Asya'daki "Büyük Beyaz Kardeşliğin" dünyadaki yardımcı merkezlerinden biriydi.    "
Sevgi ile kalın


Şubat 01, 2012, 04:04:09 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Masonluk bu kadar eskimi?
Orji hali kalmayıp dejenerasyonamı uğradı ki öyle olduğunu sanıyorum.Bu satırlar, o kadim insanların tam bilgi zamanında  olduklarını anlatıyor..Masonlar hala o zamanki bilgilere erişebilme gibi çalışmalar için çaba sarfediyorlarmı?
Burada olan   mason arkadaşlar  cevaplarsa sevinirim.
Sevgi ile kalın


Şubat 01, 2012, 04:33:18 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Hypatia'nın tüm bunları nereden alarak aktardığını merak ederim doğrusu.

Bu konuda ille de kaynakça sormam çünkü kendi yazdıklarıma ilişkin kaynakça soranlara, kaynakçanın önemli olmadığını, nasıl olsa bulup araştırma yapılamayacağını, üstelik benim bunları yazabilecek bilgi ve gücümün bulunduğunu söyler, bir başka yazarın benim kadar bilgili ve güçlü olmayabileceğini, dolayısıyla kaynakçaya değil yazılanlara bakılmasını öneririm. Üstelik bana değil, yazdıklarıma... Yazdıklarımın kesinlikte doğru olduğunu ileri sürmem çünrkü bilgi görelidir; isteyen kendi araştımasını yapabilir, başka göreli bilgilere ulaşabilir.

Fakat yazmış olduklarımın  arkasında dururum; bilimsel yöntem ve akıl ile çürütülene dek. Bu bağlamda karşıtlık bakımından inançları, dogmaları, başkalarının söylediklerini geçerli tutmayabilirim. Belgeler kabulümdür fakat ön yargılar ya da bireysel eğilimler ile yazılmış diğer metinler güveğnilyir olmayabilir.

Sayın Hypatia'nın bu başlık altında yazdıkları üzerine de bir görüş belirtmek, bir yorum yapmak isterim.

İsterim de önce sormak isterim acaba Sayın Hypatia bu yazdıklarının arkasında duruyor mu, bunları tümüyle benimseyip savunuyor mu, yoksa bunları bir yerde öylesine okumuş da bizim üzerinde bir görüş belirtmemiz, yorum yapmamız için aktarmakla mı yetiniyor?

Bu soruyla yanıt alabilirsem, ona göre devam edebilirim. Sanırım benim bu görüşümü paylaşacak başka katılımcılar  da vardır.

 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 01, 2012, 07:04:50 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Kesinlikle bir cümlede olsa yapilan alintilarda kaynak belirtilmeli diye düsünüyorum, bu cümlenin yazarina, insan olarak, ve emegine saygidir.

Saygilarimla


Şubat 01, 2012, 07:29:42 ös
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

 
  Hypatia ,açtığı konuda yüzeysel yorumlardan hoşlanmaz;incelenirse yazılarında da anlaşılabilir.
  Ve Hypatia  öylesine okuyan biri olsaydı  basit sorularla geçiştirir ve okuduğunun  ciddiyetini vurgularcasına soru yönlendirme  zahmetine katlanmaz.
Yoksa gayri ciddiyetmi  kokuyor sorum? Kavrayamadığım bir çekinceyeme maruz bıraktım?
Soruma yorum yapıp yapmamak iradenize bağlıdır. Umarım  ciddiyetle  sorduğum soruya yine ciddiyetle cevap alırım...Ah, tabiki mecburiyet olmaz ama biraz hayal kırıklığı olur.
Sevgi ile kalın


Şubat 01, 2012, 07:37:01 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Kaynak adı verilmeyen onca alıntılar var ama benim için problem değil. Onca emek vermiş araçtırmacıların ve bilim adamların yazılarını kendimize mal  edecek kadar komik duruma düşemeyiz.

Yazar:Tutkut Gürsan
Yayın: PEGASUS
 
Bu kitaptaki bilgiler büyük araştırmacıların kaleme aldıklarıdır.Yazar, sadece onların kitaplarından toparladıklarına  adını vermiştir.
« Son Düzenleme: Şubat 01, 2012, 08:22:07 ös Gönderen: hypatia »
Sevgi ile kalın


Şubat 01, 2012, 08:42:34 ös
Yanıtla #6
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

Sayın hypatia.

Ben paylaşımı ilgi çekici,gizemli,araştırmaya iten,merak uyandıran ve gerçek masonları yorum yapmaya davet eden bir paylaşım gördüm.Burada belirttiğim durumlar benim içinde geçerli.Fakat şahsi görüşümü söylemem gerekirse ki sanırım şu anda bu yorumu yaptığıma göre gerekiyor,benim şahsi fikrim masonluğun gerçekten bu kadar eskiye dayandığı ve bu bilgilerin hala saklandığı,sürdürüldüğü,kullanıldığı yönünde.Ha belki 'mason' sıfatı kullanılmamıştır,o öğretileri öğrenen öğreten,ketumluğu ölümü pahasına benimseyen şahıslar kendilerine belki 'mason ' demiyordu ama var olduklarına inanıyorum.Duvar ustaları - piramitleri inşaa eden ustalar belki de aralarında bir bağ var,belkide duvar ustaları o piramidi inşaa edenlerin yolundan gidenler.Belki günümüzde duvar ustalığı sadece sembol fakat ya öğretiler..Daha o zaman da sahip olunan bilgiler günümüzde ne gibi bir önem taşır düşününce ürperiyorum.

Sanırım çok fazla komplo teorisi ürettim.Ama sürdürülmesinden zevk alınacak bir konudur diye düşünüyorum.Onun için sayın ADAM. Ve değerli mason üyelerin katılımı konuyu çok daha renkli bir hale getirir düşüncesi taşımaktayım.


Saygılar.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Şubat 01, 2012, 11:55:35 ös
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

       Sayın hypatia, "Osiris" ile ilgili alıntı yaptığınız kitabı 2007'de okumuşum.Gerçekten büyük zevk alarak okuduğum ve çok beğendiğim bir eser. Günümüze kadar süren çok ilginç anlatılar mevcut. Beğendiğim bir kitaptan alıntı yapmanız hoşuma gitti.
       Yanlız yazarının kimliğini sanırım bir maddi hata olarak "Tutkut GÜRSAN" olarak yazmışsınız. Her halde "Turgut GÜRSAN " olarak yazmak istediniz. Birde "Yayın olarak PEGASUS" diye belirtmişsiniz. Benim elimdeki "BİLGE KARINCA" yayınklarından.  Ama alıntınız  bire bir aynı.
       Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Şubat 02, 2012, 01:58:29 ös
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

 Teşekkürler  sn Bulgarıa, umarım mason arkadaşlar aydınlatıcı yorumlarıyla  konuya katgıda bulunurlar.


Sn  Alşah, teşekkürler. Elimdeki kitabın yazarı Turgut Gürsan ve pegasus yayınlarından. Öyle olmamış olsa neden bu yazarın adını vereyim?buna anlam veremedim..Adlar önemli değil, içindeki bilgilere değer veririm.
Ama eminim sizin elinizdeki kitab daha tercihim olurdu;bendeki yazarın diğer kitaplardan alıntı yaptığına eminim fakat o elime geçmişti ve onu almıştım...
Acaba elinizdeki kaynaktan tamamen alıntı yapıp ismini vermiş olabilirmi?..Belirttiğiniz yayın'a bir bakayım.
« Son Düzenleme: Şubat 02, 2012, 02:43:14 ös Gönderen: hypatia »
Sevgi ile kalın


Şubat 02, 2012, 02:58:57 ös
Yanıtla #9
  • Forum ve Uye Yoneticisi
  • Aktif Uye
  • *****
  • İleti: 860
  • Cinsiyet: Bay

        Sayın hypatia

        Verilen bilgiler oldukça efsanevi ve masalsı.Masonluğun içinde herne kadar bu tür hikayeler olsada.Masonlar kaynak,belge ve kanıtı olmayan bilgiye itibar etmezler.Neden derseniz, ederler ise; masonluğun felsefesine ters düşmüş olurlar.Sayın Adam'ın kaynak üzerindeki ısrarı bu yüzden olabilir.Masonlar daha öncesine ait ellerinde belge ve kanıt olmadığı için bir iki hikaye hariç,Başlangıçlarını resmiyetede dayandırdıkları tarıihi kabul edeler ve böylede bilinmesini isterler.Benim  bu forumda gözlemlediğim kadarıyla.

Vikipediden alıntıdır.(vikipedi kaynakları herhangibi bir kesin değer taşımamaktadır diğer kaynaklardaki parelel bilgiler olduğu için paylaşıyorum.)

Masonluğun ilk dönemlerdeki gelişimi biraz tartışmalı bir konudur ve tahminlere dayanmaktadır. İskoçya'da ilk Mason localarının 16. yüzyıl başlarında var olduğunu söyleyebilmek için kanıtlar bulunmaktadır,[6] ve İngiltere'de 17. yüzyılın ortalarında var olduklarına dair kesin kaynaklar mevcuttur.[7] Masonik Elyazması isimli şiir yaklaşık 1390 yılına tarihlenmiştir ve en eski masonik belge olarak bilinmektedir.[8]

İlk Büyük Loca(İngilizce:Grand Lodge of England), Londra'nın daha önceden faal olan dört locası akşam yemeği için bir araya geldiği 24 Haziran 1717 tarihinde kurulmuştu. Bu yapı, çoğu İngiliz Localarının katıldığı bir düzenleyici organa dönüştü. Ancak birkaç loca, yeni yapının bazı modernleştirmeleri tasvip etmesi ve Üçüncü Derece'nin oluşturulması gibi bazı kararlar almasına gücenerek 17 Temmuz 1717 tarihinde "İngiltere'nin Kadim Büyük Locası (Antient Grand Lodge of England-GLE)" isimli rakip büyük locayı kurdular. İki rakip Büyük Loca, 25 Kasım 1813 tarihinde "İngiltere'nin Birleşik Büyük Locası (İngilizce:United Grand Lodge of England-UGLE)" adı altında birleşinceye kadar "Modernler" (GLE) ve "Gelenekçiler(İngilizce:Atiens-Ancients)" diye anılan iki loca üstünlük için birbirlerine hasım oldular.

 
GLE'yi kuran Londra Locasının Merkeziİrlanda ve İskoçya'nın Büyük Locası 1725 ve 1736 yıllarında ardısıra kuruldu. Masonluk 1730'lu yıllanda Gelenekçiler ve Modernler tarafından Kuzey Amerika'daki İngiliz Kolonilerine ithal edildi ayrıca İrlanda ve İskoçya Büyük Locaları pekçok bölgesel büyük localar altında organize olan kardeş localar kurdu. Amerikan Devrimi'nden sonra bağımsız ABD Büyük Locaları eyaletlerde kendilerini oluşturdular.

2050 de Türkiye çöl olacak ! Ağaç dikin, ağaç diktirin....
Sayğıdeğer üyeler, forumla ilgili her türlü soru ve sorun için lütfen tarafıma başvurunuz.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
5 Yanıt
15681 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2008, 10:54:15 ös
Gönderen: Dino
25 Yanıt
22044 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 28, 2013, 11:43:22 ös
Gönderen: evvah
64 Yanıt
42515 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 14, 2016, 09:36:17 ös
Gönderen: night manager
3 Yanıt
5233 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 20, 2009, 06:19:47 ös
Gönderen: ADAM
20 Yanıt
21294 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 18, 2011, 02:49:08 ös
Gönderen: smyrnali
10 Yanıt
5695 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 12, 2013, 12:37:48 öö
Gönderen: NOSAM33
25 Yanıt
13044 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2018, 12:48:30 öö
Gönderen: Venus
1 Yanıt
2623 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 10, 2014, 08:32:39 öö
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
4615 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 12, 2017, 10:43:16 ös
Gönderen: alplascano
3 Yanıt
3049 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2017, 12:17:13 öö
Gönderen: Ankara