Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: DİKİLİTAŞ  (Okunma sayısı 13950 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 25, 2007, 06:11:05 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 133
  • Cinsiyet: Bay

Dikilitaşlar antik Mısır mimarisinin önemli bir bölümünü oluştururlar. Dikilitaşlar genelde çift halinde tapınakların girişine dikilirdi. Bu anıtların dekoratif nitelikleri dışında pratikte bir işlevleri yoktu. Genellikle yükseklikleri 15-30 m arasında olurdu.

Dikilitaş güneş tanrısı Ra'yı sembolize ederdi. Akhenaten'in dini reformunun ardından kısa bir süre için atenin ışınının taşlaşmış hali olduğuna inanılmıştır. Aynı zamanda tanrının dikilitaşın içinde var olduğuna inanılırdı.

MÖ 2600 dolaylarında ilk kaydedilmiş dikilitaş örnekleri ortaya çıkar fakat bu dönemden hiçbir dikilitaş bugüne ulaşamamıştır. MÖ 2400 dolaylarında ise küçük dikilitaşlara rastlanır. Daha sonraları yükseklikleri 20 metreyi aşacak olan Mısır dikilitaşlarının yükseklikleri bu dönemde nadiren 3,5 metreyi aşardı. Bugüne ulaşabilmiş bilinen 27 antik Mısır dikilitaşı vardır, ayrıca bir tane de Aswan'da taşocağında kısmen yontulmuş tamamlanmamış bir dikilitaş bulunmuştur. Bugüne ulaşabilmiş en eski dikilitaş Heliopolis'e dikilmiş olan I. Sesotris dikilitaşıdır.

Mısır'da dikilitaş yapmak için kullanılan madde genelde Aswan'dan gelen kırmızı granittir. Dikilitaşın tepesi genelde altın veya gümüşle kaplanır. Dikilitaşın üstünde niçin dikildiğini anlatan hiyeroglifler yazılırdı.

Romalılar dikilitaşlara büyük bir ilgi duymuşlardır. Öyle ki bugün Roma'da, Mısır'da kalanlardan daha çok dikilitaş dikilidir. Aslında bunların çoğu Roma döneminin bitişiyle yıkılmış (devrilmiş) daha sonra farklı yerlerde tekrar dikilmişlerdir.

Konstantinapol'de de Doğu İmparatoru Theodosius 390 yılında bir dikilitaş getirtmiş ve özel bir temel üzerine  diktirmiştir. Her ne kadar Haçlı Seferleri ve Selçuklular tarafından yıpratılmış olsa da dikilitaş bugün İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda halen dikilidir.

"Roma dünyanın dikilitaş başkentidir" denilebilir. Birçok dikilitaş barındıran kentte, en ünlü dikilitaş Saint Peter Meydanı'nda bulunan 25,5 metrelik dikilitaştır. Bu dikilitaş MS 37 yılından beri aynı yerde dikilidir.

Orijinal Mısır dikilitaşlarının birçoğu dünyanın farklı yerlerine gönderilmiş ve yeniden dikilmiştir. Roma dışındaki en ünlü dikilitaşlar Londra ve New York City'de bulunan ve Kleopatra'nın İğneleri olarak anılan bir çift dikilitaştır. Ayrıca Paris'te, Place de la Concorde'de bulunan 23 metrelik dikilitaş da oldukça ünlüdür.

Bilinen 26 antik Mısır dikilitaşı bugün aşağıda belirtilen yerlerde bulunmaktadır:

Mısır - 8
Firavun I. Tutmosis, Karnak Tapınağı, Luksor
Firavun II. Ramses, Luksor Tapınağı
Firavun Hatşepsut, Karnak Tapınağı, Luksor
Firavun I. Sesostris, Heliopolis, Kahire
4 tane daha.
 
Place de la Concorde, Paris'te bulunan Luksor Dikilitaşı.Fransa - 1
Firavun II. Ramses, Place de la Concorde, Paris
İsrail - 1
Caesarea dikilitaşı
İtalya - 11
8 tane Roma'da (bakınız: Roma'daki dikilitaşlar)
Piazza del Duomo, Catania (Sicilya)
Boboli Bahçeleri (Floransa)
Urbino
Türkiye - 1
III. Tutmosis, Sultanahmet, İstanbul
Birleşik Krallık - 3
Firavun III. Tutmosis, Kleopatra'nın İğnesi, Londra
Firavun II. Amenhotep, University of Durham
Firavun IX Ptolemy, Philae Dikilitaşı, Wimborne, Dorset
ABD - 1
Firavun III. Tutmosis, Kleopatra'nın İğnesi, Central Park, New York


Mart 29, 2007, 04:20:18 ös
Yanıtla #1

Bu obelisklerde ne yazıyor çevirisi varmı birde dikiliş amacı nedir sadece kişileri anmak onure etmek adınamı ya da Firavun yaptığı işleri anlatmak için mi diktirdi ?
İçinde bilimsel formül ya da felsefi dini açıdan mühim olan birşeylerde varmıdır ?

Stonehage Piramitler , Sfenks , Obeliskler , Zigguratlar , Babil kulesi ve asma bahçaleri , devasa tapınaklar tüm bunların ortak bir amacı bir mesajı var mıdır ?  ???


Mart 29, 2007, 11:28:28 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 133
  • Cinsiyet: Bay

Sultanahmet Meydanı’nda, Hipodrom’da bulunan Dikilitaş, Mısır’ın hükümdarlarından III. Thutmosis’in (M.Ö 1502-1448) Asya’da kazandığı zaferlerin anısına M.Ö 1450 yılında diktirdiği taşın ta kendisidir. Bu taşın bazı ‘kardeşleri’ de halen ayaktadır.

Firavun’un Dikilitaş’ı M.Ö 1457’de Fırat’ın doğusundaki Mitandi Devleti’ne karşı Naharin’de kazandığı zaferi anmak üzere M.Ö 1457-1448 yılları arasında, Heliopolis’teki Amon Ra tapınağının önüne diktirdiği düşünülüyor.

Yıllarca Mısır’da kalan taş, önce bu bölgede kurulan yarı Hellen yarı Mısır bir devletin, daha sonra da Romalıların eline geçmiş. Bu dönemde Romalılar, şehirlerini süslemek için Mısır’da bulunan anıtları kullanıyorlardı. I. Constantin de, yeniden kurduğu Constantinopolis’de yer alan Hipodrom’u süslemek için çeşitli anıtları buraya taşıttırıyordu. Oğlu II. Constantin (M.S 337-361), taşı İstanbul’a götürülmek üzere İskenderiye’ye taşıtmak istemiş, ancak bunu başaramamış. Daha sonra, İmparator Julianus’un (M.S 361-363) emriyle İskenderiyeliler taş için özel bir gemi yapmışlar. Taşın İskenderiye’den ne zaman ve kim tarafından İstanbul’a getirildiği ve nasıl taşındığı bilinmiyor.

Hipodrom’u süslemek üzere getirilen Dikilitaş, I.Theodossius zamanında, M.S 390 yılında, Hipodrom’un ortasındaki "Spina" denen duvarın üzerine, bugünkü bulunduğu yere yerleştirilmiş. 19,59 m. yüksekliğindeki taşın, bugün bulunduğu Sultanahmet Meydanı’na getirilmesi için Marmara sahilinden Hipodrom’a kadar demir bir yol yapıldığı da söylenir.

Dikilitaş’ın bugün yaklaşık altı metrelik bir parçası eksiktir. Eksik parçanın nedeni ilinmemekle birlikte, anıtın önce şehrin başka bir yerine dikildiği ve bir depremde düşüp kırıldıktan sonra üst parçanın da şimdiki yerine dikildiği varsayımlar arasında... Bir başka ihtimal de Dikilitaş’ın İstanbul’a getirilirken kırılmış olabileceği.

Dikilitaş dört yüzünde kabartmalar bulunan altı metre yüksekliğinde mermer bir kaidenin üstünde yer alan dört tane tunç takoza oturur. Kaidenin üzerindeki kabartmalar İmparator I. Theodossius’un savaşları ve Hipodrum’daki yaşantısını konu alır. Dikilitaş’ın tepesinde bulunan ve dünyayı simgeleyen tunç küre 865 yılındaki bir depremde düşmüş ve bir daha da yerine konulmamış...

Alt kabartmalarda da anıt yerine dikilirken yapılan işlemler anlatılır. Kaidenin bir yüzünde bulunan iki yazıttan biri Yunanca, diğeri de Latincedir. Latince metin Dikilitaş’ın otuz, Yunanca metin ise otuz iki günde dikildiğini belirtir.

Latince metin şöyle diyor: "Önceleri direnmiştim; fakat yüce efendime boyun eğmem ve onun tyran’lar üzerine kazandığı zaferin çelengini taşımam bana emredildi. Herşey Theodossius’a ile onun uzun sürecek sülâlesine itaat ediyor. Bana da böylece galip gelindi ve Proclus’un yönetimi altında üç defa on günde yükselmeğe mecbur edildim."

Kuzeybatı yönündeki Yunanca yazıt ise daha kısadır:

"Uzun süredir toprak üstünde bütün ağırlığı ile yatan dört yüzlü direği dikmek cüreti sadece İmparator Theodossius’a kısmet oldu. Bu işi başarmak için Proklos’u yardıma çağırdı ve böylece taş otuziki günde dikilebildi."

Dikilitaş üzerindeki hiyogliflerde ise Thutmosis’in zaferleri anlatılır. Taşın en tepesinde, piramit biçiminde yontulan uçta, dikdörtgen çerçeve içinde Firavun II. Thutmosis ve tanrı Amon-Ra karşılıklı olarak elele görülür. Bunun altında, dört yüzde de dikdörtgen çerçeve içinde yine tanrı ve Firavun vardır. Bunun altında da kutsal Horus yer alır. Esas yazı ise Horus’un altında başlar:

"Zengin, güçlü ve becerikli olan ve bu niteliklere de güneşin altın renklerini dünyaya saçan tanrı Amon sayesinde sahip bulunan, 18. soydan III. Thutmosis, Tanrı Amun’a şükran borcunu ödemek için, armağanını sunar. III. Thutmosis denizleri aşarak iki ırmak arasındaki memleketleri zaptetti. Saltanatının 30. yılında bu anıtı dikti."

Dört yüzde de devamlı olarak Mısır tanrılarından Amon-Ra ve Horus anılır ve Thutmosis’in yüceliğinden söz edilir.

Dikilitaş, Bizans dönemi boyunca uzun yıllar Hipodrom’da meydana gelen çeşitli politik olaylara, araba yarışlarına, ayaklanma ve cinayetlere seyirci olmuştur. Osmanlı döneminde de Hipodrom’da taş çevresinde birçok olay olmuş ve toprak yükselerek kaidenin alt kısmı gömülmüştür. 1857’de, C. T. Newton, kaidenin etrafında kazı yaparak yeniden açmıştır. O tarihten beri Dikilitaş yuvarlak ve demir parmaklıklarla çevrili bir çukurda durmaktadır. 20. Yüzyıl’ın ilk yarısında taşın yosunlanmış cephesi temizlenmiş ve yenilenmiştir...


Nisan 05, 2007, 03:59:29 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Guzel bilgiler vermissiniz.
« Son Düzenleme: Nisan 06, 2007, 08:51:49 öö Gönderen: Pares »


Nisan 06, 2007, 03:01:53 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 133
  • Cinsiyet: Bay

Teşekkürler Sn.Hamlet