Sayın Peacewings yeni bir konu açarak şöyle dedi:
Öncelikle merhabalar. Bu başlık altındaki niyetimin, hem öğrenmiş olduklarımın güvenirliğini ölçmek hem de kafamdaki bazı soruları gidermek olduğunu hatırlatırım. Aksi halde bu yazı tarafımca anti-masonik bölümde açılırdı. Yine Muntazam ve Gayr-i Muntazam tartışmalarını hatırlayarak, bahsettiklerimin Muntazam Masonluk üzerine olduğunu da eklemek isterim.
Malum güneş ve ay, Masonlukta Tanrının eril ve dişil sembolüdür. Bu düşünce acaba tanrının herhangi bir cinsiyeti olmadığını iddia eden İslam düşüncesiyle çelişiyor mu? Eğer ki panteistik bir yaklaşımla olaya yaklaşacaksak, her şey Tanrının kendisidir. Yaşadığımız dünyada eril ve dişil niteliklerin olması da, Tanrının bu iki niteliği vasfında bulundurduğu anlamına mı geliyor? Yoksa eril ve dişillik, tanrının sıfatında teklik ve hiçlik olarak mı karşımıza çıkıyor? Açıkçası ben bunu çözemediğim gibi, Masonluğun neresinde İslami düşünce izleri/kırıntıları var diye baktım. Pek bir şey göremedim. Daha evvel Bektaşilikle-Masonluğun benzer yönlerine değinen bir yazı yayınlamıştım forumda. Düşündüm de, bütün bunlar sadece benzerlik. Galiba Masonlukta İslam'a dair pek az şey var. İnisiye edildiğine inanılan Musa ve İsa'yı düşündüğümde, Muhammed bunların dışında kalıyor. O halde onun getirmiş olduğu din, "eskilerin çalınıp/çırpılmış, bir kısmı da iyice saptırılmış olan bilgilerinden" mi oluşuyor?
Tüm bunların yanında ayrı bir konunun başlığı olabilecek nitelikler taşısa da, konumuzla bağlantılı olduğu için şunu da eklemek istiyorum. Tasavvuftaki vahdet-i vücut anlayışına göre kainat Tanrının tecelli ettiği, Tanrının kendi güzelliğini görmek için yarattığı alemdir. Bu alem, neredeyse bir ayna görevi (tanrının güzelliğine) görür. Bu sebepten ötürü her canlıda Tanrı yansır. Bunu bilen Hallac-ı Mansur "Enel Hak" yani "Ben Tanrıyım" dememiş midir? Meşhur Platon'un mağara benzetmesini hatırlarsak... Platon'a göre yaşadığımız dünya asıl dünyanın bir gölgesidir. Bu anlayış, İslamdaki vahdet-i vücut anlayışına çok benzemektedir. Zaten bu sebepten ötürü Platon (Masonlarca tek tanrıya inandığı iddia edilirmiş) yıllar boyunca İslam okullarında okutulmamış mıdır? Burayaca her şey güzel. Peki, madem ki kainat Tanrının bir yansıması... Yaşadığımız dünyada eril ve dişil nitelikler olması, tanrının vasfında eril ve dişil nitelikler taşıyan bir varlık olduğunu göstermez mi? Bu, Kur'an'daki cinsiyetsiz tanrı iddiasıyla çelişmez mi? Masonlar ki, eril ve dişil nitelikleri yansıtan sembollerle, Kur'an dışı bir faaliyette bulunmuş olmuyorlar mı? Vahdet-i vücut anlayışı, farkında olmadan eril ve dişil nitelikleri vasfında bulunduran bir Tanrı yarattığından habersiz mi?
Şimdi bunun üzerinde görüşmeye başlayalım.