MASONLUKTA “DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ” ANLAYIŞI - 4

[ADAM]

Batıl İnanç

Batıl, akla uygun olmayan ve gerçek ile de ilgisi bulunmayan bir kör saplantıdır.

Bu inanç ya da saplantı en az iki olgu arasında birtakım varsayımsal bağlantılar kurularak oluşturulur. Ancak öyle bir bağlantı varsa da açıklaması yapılmaz. Bilinmemektedir. Bunun akıl yoluyla ve bilimsel verilerle açıklanabileceği de kabul edilmez.

Dolayısıyla batıl, bilim dışı bir kurgu ve akıl dışı bir inanıştır.

Ancak öyle batıl inançlar vardır ki, bunlar aslında yukarıdaki tanıma pek uymaz. Çünkü bunların kökeninde aslında bilimsel bir bilgi, akılcı bir açıklama yatar. Fakat işte o bilimsel bilgi yitirilmiştir; akılcı açıklama unutulup gitmiştir. Bir diğer deyişle bağlantı yok olmuştur. Bu nedenle de iki olgu bağlantısız gibi görünür. Pozitivist eğilimliler bunları ister istemez birer kör inanç olarak nitelendirir çünkü başka çareleri yoktur.

O zaman bir de batıl inancı olan kişinin durumuna bakalım.

Bunun kökeninde öncelikle bilgisizlik (cehalet) yatar. Ancak, batıl salt bilgisizlikten doğmaz. Güçsüzlük ve güvensizlikten kaynaklanan korku, böyle bir inancın doğması için elverişli bir ortam yaratır. Aklını gerektiğince kullanamayan o bilgisiz, kolay inanabileceği bir dayanak arar. Kendisini, birtakım alışkanlık ve umutlara tutsak eder.

Dolayısıyla batıl, bir bakıma özgür düşüncenin yitirilişi, tutsaklığa düşmektir.

İster batıl diyelim ister kör inanç, bu gibi bağlantıların artması, insanların bilgisizlik ve bağımlılığından yararlanan çevrelerin işine gelir. Bir toplumda bu gibi inançlar ne kadar yaygın olursa, aklını kötüye kullanan bir kişinin o toplum üzerinde üstünlük hatta egemenlik elde edip, insanları kendi bireysel tutku ve çıkarları uğruna kullanması da o ölçüde kolaylaşır.

Tarihte bu durum, toplumun genel yararını umursamaksızın kişisel ya da zümresel çıkarlarını gözetenlerin işine çok yaramıştır. Düşünme özgürlüğünü sadece kendilerine yaraşır görenler, toplumu böyle inançlara yani düşünce tutsaklığına gömmek için ellerinden geleni yapmıştır. Türlü baskılarla ve bu gibi inançların yaygınlaşmasına yönelik aldatıcı oyunlarla düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırmak isteyenler, bilimsel ilerlemeyi ve insanlığın evrimini de gecikmeye uğratmıştır.

Bu bağlamda birçok değerli ve onurlu insanın yapıtları yok edilmiş hatta o kişilerin canına kıyılmıştır. Bunun birçok örneğini çok iyi biliyoruz.

Ancak bu geçicidir. O zaman dilimine özgüdür. Sonra ne o değerli ve onurlu insanlar kalmıştır ne de onları ortadan kaldıranlar. Hepsi ortak geleceği paylaşmıştır; o yerin iki metre kadar altında olanı.

Sonunda akıl daha baskın çıkmıştır. Bilimsel ilerleme, gerçeklerin araştırılması ve evrim belki bir süre geciktirilmiş ama durdurulamamıştır.



Masonlukta düşünce özgürlüğü anlayışı başlıklı bu çalışmanın kapsamında “dogma” ile “batıl” konusu üzerinde bu açıklamaları verdikten sonra, şimdi Masonlukta bu bağlamda nasıl bir tutum takınılıyor, ne gibi önerilerde bulunuluyor, ona gelebiliriz. Ancak benim bu konuda yazmış olduklarımda yetersizlik ya da yanlışlar olabilir. Forum üyelerinin katkılarını bekliyorum.

[ceycet]

Ne güzel bir yazı....

Sayın ADAM'ın faraziyelerini okurken,kendime dokunduğumu görüyorum.

Doğru...Batıl,dogmaları altüst eder.Nekadar yetkinleşirseniz yetkinleşin,akıl,batılı imha etmeye" Kadir" değildir.Çünkü batıl,sorgulamaz sadece iman eder,oysa dogma kavgaya açıktır,onu üzemezsiniz,ona gücünüz yetebilirde,yetmeyebilir de...Ama batıl sizi hapseder,yetkinliğin doruğunda acabaları yaşatır size...

Sayın ADAM'ı bu dizeleriyle kutluyorum.Aklımdan geçenleri okuyor...