Konu: Direşme, Yüreklilik ve Uyanıklık
Önceki bölümde sözünü etmiş olduğum “sabır”, edilgin yani pasif bir erdemdir. Bunu etkinliğe yani aktif duruma geçirmek için direşkenlik göstermek (sebat etmek) gerekir. Bu isi, güçlük ve engellerin karşısında yılmadan uğraşabilmek, çaba göstermektir.
Masonlukta erdemli bir kişi olmak yeterli bulunmaz. Bir masonun yerine getirmesi gereken görevleri, çevresindeki bilgisizlik, batıl ya da boş inanç, bağnazlık, adalete aykırılıklar gibi olumsuzluklarla savaşım (mücadele) içine girmesini de gerektirir. Bunların yerine bilginin, bilimsel yöntemin, akıl verilerinin ve insancılığın yerleştirilebilmesi için, kendinden bir şeyler katmasını da gerektirir.
Bu açıdan bakılınca, belki biraz idealist görüşle, bir masonun görevlerinin bütününün aslında hiç de kolay olmadığı ortaya çıkar. Bu görevlerin yerine getirilebilmesi, olası güçlük ve engellerden korkmamayı, umut kırıcı etkenler karşısında yılmamayı, benimsenen amaçlar doğrultusunda uğraş vermekten kaçınmamayı, zorluklarla karşılaşıldığında hemen karamsarlığa kapılıp caymamayı, tutarlı bir kararlılık ile çalışmayı sürdürmeyi, özetle dayanıklılık göstermeyi yani direnmeyi gerektirir.
Bu işin bir başka boyutu daha var: İnsan, gerçeklere dayanabilmeli, onları kabullenebilmeli, onların karşısında güçlü olabilmelidir. Eğer bunu yapamaz, buyrultu ve duygularına egemen olamadığından ötürü kararsızlık içinde bocalarsa, bunun sonucu bellidir: Başarısızlık… Dolayısıyla ya kolayca yenilgi ya da beklenmedik bir tuzağa düşüş… Bunun için insanın, bireysel buyrultusunu kullanarak, özgür düşünceyle ve akıl ile donanmış bir tarzda direnerek çalışması gereklidir.
Ancak direşme dediğin öyle bir çırpıda, kendi başına olmaz, oluşmaz. Bunun için yüreklilik (cesaret) gerekir. Bu ise düşünce, söz ve eylemde korkusuzca girişimde bulunabilmektir.
Sakın yanlış anlamayalım… Yüreklilik, kişinin kendini olur olmaz tehlikelere atması değildir. Atılganlık gösterirken dikkatli, bilinçli ve ölçülü olmayı da gerektirir. Bunu ise “uyanıklık” sağlar.
Uyanıklık, bazı sözlüklerde eş anlamlı olarak verilmekte olsa bile mecazî anlamdaki “açıkgözlük” ya da “kurnazlık” ile karıştırılmamalıdır. Burada söz konusu olan uyanıklık (teyakkuz), izleme, gözleme, anlama, karşılaştırma, anlamlandırma, değerlendirme, öğrenme ve kavrama yeteneklerinin tümünü gerektiğince ve uyumluca kullanabilmektir.
Aslında zor iş; kolay olduğu sanılmasın.
Uyanıklık denilince bunun kapsamına “doğru” olanı “yanlış” olandan ayırt edebilmek de girer. Bir bakıma aldanmaktan ve kandırılmaktan sakınmaktır. İmgelere kapılmamak, gerçekleri kaçırmamak, bilgisizlik içinde bocalamamak, batıl ya da boş inançlara tutsak olmamak, özgürlüğü korumasını becerebilmektir. Nitekim bu nedenle Masonlukta “uyanıklık, törenin bir gereği olduğu kadar bir erdem olarak da benimsenir.