Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İnsan ve Prensipleri  (Okunma sayısı 4198 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 23, 2012, 01:41:19 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay

   Geçenlerde Osho'nun bir kitabı vardı elimde. İnsanın prensipleri hakkında söyledikleri ilgimi çekti. Uzun zamandır da üzerinde kafa yorduğum bir konuydu. Osho, bu konuda 1.5 yıldır tooparlamaya çalıştığım düşüncelerimi özet geçti.

   TDK'da şöyle yazıyor prensip için: "İlke"
   
   Kısa bir tanım olmuş. Doğru olduğunu da söyleyebiliriz. Ama tabii ki bu sadece kelimenin tanımı. Benim bahsini
açmak istediğim şey biraz daha farklı.

   Nedir prensip? Ya da ilke?
   
   -Temel düşünce, temel inanç,
   
   -Temel bilgi,
 
   -Başka şeylerin kendisinden türediği madde,

   -Davranış kuralı...

   Bunlar internetteki farklı kaynakların "ilke" tanımları. Prensip kelimesini aratmadım çünkü genelde "ilke" olarak tanımlanmış.

   Yukarıdaki tanımlardan en çok ilgimi çeken "Davranış Kuralı."

   Sonda söyleyeceğimi şimdi söyleyeyim. Daha sonra üzerine bir şeyler yazıyım.

   Osho prensip için şöyle söylüyor: "Bir insanın bir olay karşısında ne yapacağına önceden karar vermesi."
 
   Bu görüşe kimi katılır, kimi katılmaz. Ben katılanların safındayım. Neden mi? Çünkü;

   İlkeler insanı belli kalıpların içine sokuyor. İlkeler insanın hareketlerini kısıtlıyor. İlkeler insanın düşünce ufkunu daraltıyor. En önemlisi de ilkeler git gide körleşiyor.

   Hadi bir insan ele alalım. Bu ele alacağımız insandan eminim ki hepimizin çevresinde en az 1 adet mevcuttur. Bir şeyler sormak istersiniz ona veya bazı görüşlerinizi paylaşmak. Ama sorun şudur ki ne cevap vereceğini biliyorsunuzdur. Sizin söylemek istedikleriniz farklı şeylerdir. Üzerinde düşünülmeye ihtiyaç olan soru veya görüşlerdir ama o düşünmez. Onun kendi kuralları vardır. Kestirip atar. Hatta sizi dinlemeye gerek bile duymaz. Çünkü kendi bildikleriyle sizinkileri kıyaslamaz.

   Bir çoğunuz şu an benim insanın kör inançlarından veya dogmalarından bahsettiğimi düşünüyorsunuz. Hayır. Ben insanın ilkelerinden bahsediyorum.

   İnsan öyle bir varlıktır ki... Düşünür. Evet, düşünür. Ama biraz daha fazla düşünen birileri şöyle demiş:

   "Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış."

   Harika bir atasözü. İnsan düşündükçe bir sonuca varır. Ve o sonucun doğru olduğuna inanır. Belki doğrudur belki yanlış. Ama o doğruluğunu önce düşünür, sonra inanır. Onu zihnine yerleştirir. Karşısına her çıktığında kullanır. Her çıktığında kullanır. Neden kullanmasın ki? Ona ulaşmıştır kendi çabalarıyla. Bir daha çabalamaya gerek yoktur. Ama bilmez ki en son düşündüğü anla şu anın ne şarları aynıdır ne de çevresi. Ortada bir konjonktür meselesi vardır.

   Acaba gerçekten öyle mi? Bir daha çabalamaya gerek yok mudur? Belki bir müddet öyle olabilir. Ama zaman geçtikten sonra da mı gerek yoktur tekrar oturup düşünmeye?

   Daha somut bir yaklaşım ele alacak olursak insanın bu durumunu bir olaya ve sonunda verdiği karara benzetebiliriz. İnsanın bu kararını kullanmasına da o olay sonucunda aldığı karar doğrultusunda sergilediği hareket diyebiliriz. İnsanın o zihnine yerleştirdiği "şeyi" tekrar tekrar kullanması da benzer olaylarda benzer tavırlar sergilemesidir. Bakın aynı olaylar demiyorum. "Benzer olaylar" diyorum.

   Kimse bana insanlar olaylar karşısında düşünür demesin. Düşünenler elbette vardır. Ama birçoğu önceden karar vermiştir. Bir fikir öne sürersin. Dini veya siyasi bir fikir farketmez. Eğer o kişinin dini veya siyasi bir fikri yoksa söylediklerin üzerinde düşünür. Ama eğer varsa... O zaten çoktan karar vermiştir. Söylediklerinin bir önemi yoktur. Çünkü benzer bir olayda kararını vermiştir. Burada da aynı şeyi söyleyecektir.

   Felsefe öğretmenime dedim ki: "Prensip, insanın olaylar hakkında önceden karar vermesidir."
   
   "Dürüst olmak" dedi bana. Bu bir insan için ilkedir. Bir olay karşısında önceden karar vermek midir bu?

   "Evet." dedim. "İyi de bu insan 'dürüst olmak' ilkesini benimsiyorsa, dürüst olmalı."

   Dedim ki "Bence insanın böyle bir ilkesi olmamalı. Neden bir olay öncesi dürüst olup olmayacağına karar versin ki? Evet, dürüst olmak insani bir erdemdir ama bazen de aksi gereklidir."

   Kimin haklı olduğuna siz karar verin. Ben tabii ki kendimi haklı gösteririm. E demişler ya "Akılları pazara çıkarmışlar..." diye.

   Örneğin Atatürk ilkeleri. 6 tane. Arasından belki vazgeçilmeyecek olanlar var. Örneğin "Hürriyetçilik ve Halkçılık."  Ama bir tanesi de var ki her şeyin değişebileceğini söylüyor. "İnkılapçılık."

   6 tane ilke olması ve bunlardan birinin adının "İnkılapçılık" olması bir çelişki midir?

   Bana kalırsa öyle. Yanlış anlamayın. M. Kemal'e falan saldırmıyorum. Zaten M. Kemal bu 4+2 ilkeyi zorunluluktan ortaya atmıştır. (2 tanesi sonradan) O da hep derdi hiç bir görüşe bağlı kalınamaz. Akıl yolu en güzel yoldur. Her zaman düşünmek düşünmek düşünmek... İşte o zaman bir düzlüğe çıkarız.

    Tabi uygulama kısmını da unutmazsak iyi ederiz. :)

   Saygılarımla...

                                                                                                                                              MMT



   
Size ne yapacağınızı söyleyebilirler ama ne düşüneceğinizi asla!


Ocak 23, 2012, 05:51:32 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Alıntı
Akıl yolu en güzel yoldur

sayin MMT, bu söylemis oldugunuzda bir "hayat ilkesi veya hayat prensibi" olmuyormu?
Yazinizda dogmalarla ilkeli olmayi biraz karistirmiyormusunuz? Bu savimi sizden iki alintiyla anlatmaya calisayim;

Alıntı
Kimse bana insanlar olaylar karşısında düşünür demesin. Düşünenler elbette vardır. Ama birçoğu önceden karar vermiştir. Bir fikir öne sürersin. Dini veya siyasi bir fikir farketmez. Eğer o kişinin dini veya siyasi bir fikri yoksa söylediklerin üzerinde düşünür. Ama eğer varsa... O zaten çoktan karar vermiştir. Söylediklerinin bir önemi yoktur. Çünkü benzer bir olayda kararını vermiştir. Burada da aynı şeyi söyleyecektir
.

Burda bahsi gecen sey dogmatik olmaktir, dünyayi siyah ve beyazdan ibaret,bütün yasami ve dogayi duragan ve degismeyen seylermis gibi görmek vardir.

Alıntı
"İyi de bu insan 'dürüst olmak' ilkesini benimsiyorsa, dürüst olmalı."
Burdaysa bir ilkelik vardir, insanin hayata ve olaylara karsi durusunu sergileyen bir ilkesi vardir. Örnegin dünyaya ve olaylara bilimsel bir sözle bakmakta bir dürüslüktür ve ilkedir ama bu dogma degildir tam tersi herseyin heran degisebilecegini hic gözardi etmez bu kisi.

Saygilarimla


Ocak 24, 2012, 10:26:08 öö
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay

   Teşekkür ederim Sn. Tij

   Yazımda şöyle demiştim:

   
   

   Bir çoğunuz şu an benim insanın kör inançlarından veya dogmalarından bahsettiğimi düşünüyorsunuz. Hayır. Ben insanın ilkelerinden bahsediyorum.



   Sn. Tij.

   Ben ilkelerden bahsediyorum. İlkeler insanda bir kişilik kalıbı oluşturur. Ve çevresindeki insanlar onun hangi olaya hangi tepkiyi vereceğini bilirler. Ve burada Osho haklı çıkar.

   Evet, belki bahsini ettiğim şey biraz dogmalara kaymış gibi duruyor. Ama bana kalırsa sadece öyle "gibi" duruyor.

   Yazımda şunu da demiştim. "İlkeler körleşir."

   Malesef öyle oluyor Sn. Tij. Benim burada bahsettiğim ilkeler "Dürüst olmak" gibi ilkeler değil. Bunlar insanın kişiliğini yansıtan ilkeler. Ben insanın kişiliğine yansıyan ilkeleri konu edindim burada.

   "Akıl yolu en güzel yoldur." demiştim.
 
   İyi yakalamışsınız gerçekten. Evet, bu kişiliği yansıtan değil, kişiliğe yansıyan bir ilke. Ve tam da burada bahsettiğimiz türden. Dedim ya "Akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış." diye. Sanırım burada da ben kendi aklımı alıyorum. Bu da benim hayat prensiplerimden sadece bir tanesi. Hangimizin kendine özgü prensipleri yok ki? Ama bu yazı içerisinde kendime ait bir ilkeyi öne sürerek çelişkiye düştüğümü, hata yaptığımı kabul etmek zorundayım.

   Saygılarımla...
Size ne yapacağınızı söyleyebilirler ama ne düşüneceğinizi asla!


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
6 Yanıt
10463 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 25, 2008, 07:09:59 ös
Gönderen: agnusdei
24 Yanıt
13917 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 01, 2007, 01:51:31 öö
Gönderen: SublimePrince
1 Yanıt
9109 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2015, 10:05:41 ös
Gönderen: ali osman
0 Yanıt
3325 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2010, 09:07:29 öö
Gönderen: ceycet
26 Yanıt
9602 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 07, 2016, 11:41:26 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
2922 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 06, 2010, 09:19:37 öö
Gönderen: ceycet
1 Yanıt
4087 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 12, 2014, 12:54:17 öö
Gönderen: Melina
1 Yanıt
6192 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 04, 2011, 10:11:30 ös
Gönderen: Zagzagel
0 Yanıt
2697 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2012, 01:17:36 ös
Gönderen: MMT
0 Yanıt
2332 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 23, 2012, 09:54:03 ös
Gönderen: karahan