Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Terörist “Hıristiyan” Ülkenin Sırları.......  (Okunma sayısı 4162 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 01, 2012, 02:15:57 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

Samuel A. Weems’in Ermenistan: Terörist “Hıristiyan” Devletin Sırları isimli kitabı, yayınlandığı 2002 Mayıs’ından tam 4 yıl sonra Türkiye Türkçesi’ne İleri Yayınları tarafından kazandırıldı.

Kitabın yazarı, eserinden dolayı ABD’de Ermeni Diasporası ve lobisi tarafından hayatına kastetmeye kadar varan saldırı ve tehditlere uğramış, sadece tarihi gerçeklere olan bağlılığı ve Türklere dostluğundan dolayı pek çok saldırıyı göğüslemiştir. Ancak kendisi ne yazık ki bu mücadelesinde bazı Türklerin bireysel desteklerinin ötesinde Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinden hiçbir destek alamamıştır. Genç Azerbaycan Cumhuriyeti bu konuda daha duyarlı davranmış ve Meclis olarak kitabı Azerbaycan Türkçesi’ne kazandırmıştır. Türkiye’de bu görev İleri Yayınları’na düştü.

Hıristiyan terör devleti

Samuel A. Weems’in kitabının ismi bile sadece ABD açısından değil tüm Batı açısından büyük bir olaydır. Bilindiği gibi, Batı’da terör ve İslam kelimeleri hep art arda hatta bazen eş anlamlı olarak kullanılagelmiştir. Samuel A. Weems bir ilki gerçekleştirerek 20. yy’da din adına gerçek anlamda ve en büyük oranda ilk büyük terör kampanyasını Ermenilerin uyguladığını itiraf ediyor. Bunu Batı’nın içinden ender dürüst seslerden biri olarak algılayabiliriz. Weems, kitabı 11 Eylül 2001’deki New York İkiz Kuleleri’ne saldırıdan hemen sonra kaleme alırken ABD’yi yönetenlere ve tüm Batı dünyasına soruyor:

“100 yıl boyunca Azeri ve Türk Müslümanlarını köktendinci bir Hıristiyan terörüne maruz bırakmış Ermenileri ve onların kurdukları terör devletini ABD milyarlarca dolar yardımla beslerken, nasıl dönüp de Müslümanları Islam terörüyle suçlayabiliriz, Müslümanların bizi sevmesini bekleyebiliriz?”

Samimi ve inanmış bir Hıristiyan olarak bu soruyu soran Weems beş ciltlik bir serinin ilk serisi olan bu kitabı kaleme almasına neden olan bu vicdan muhasebesiyle Batı insanını baş başa bırakıyor. Weems’in saptamaları son derece yalın ve gerçektir. Çalışması için sadece ve sadece Ermenileri tarih boyunca desteklemiş Rusya, İngiltere, ABD, Fransa gibi devletlerin arşivlerine ve belgelerine başvuran Weems, Ermenilerin kendi çarpıtılmış tarih yazımını da incelemiştir. Tüm bu çalışmaların ortaya çıkardığı yegane objektif gerçek Weems’e göre şudur:

- 20. yy.da ilk etnik temizlik ve din terörü kampanyasını Ermeniler başlatmıştır.

- Ermeni terör örgütleri ve bugünkü Ermenistan’ın temelinde Hıristiyanlığın köktendinci yorumundan kaynaklanan ırksal ve dinsel soykırım ideolojisi yatar.

- Ermenistan ne demokratik bir devlettir, ne lâiktir, ne de bir cumhuriyettir. Köktendinci bir kilise devletidir. Bir diktatörlüktür. Ve yasaları, uygulamaları ve ideolojisiyle bir “terör devletidir.”

- Yüzyıl boyunca Ermenilerin Batı devletlerinin destekleriyle yürüttüğü terörist eylemlerin, isyanların ve savaşların sonucunda ölen Ermenilerden kat kat daha fazla Müslüman ölmüştür. Müslüman Türkiye Türkleri ve Azeri Türkleri, hatta Hıristiyan Gürcüler, Ermeniler tarafından kadın, çocuk, sivil denmeksizin katledilmiştir.

- Ermenilerin bu katliamının temel sorumlusu Batılı emperyalist devletlerdir. Çünkü “din kardeşliği” kisvesi altında Ermeni terör eylemlerine hem madden hem de silahla bütün Avrupa devletleri ve ABD destek olmuştur. En son Karabağ’da 1 milyon Müslüman Azerinin yurtlarından kovulması, on binlercesinin katledilmesi ve 1990’ların ortasında tüm dünyanın gözleri önünde Ermeni Devletinin Türklere soykırım uygulamasına rağmen ABD sadece bu kısa süre içinde Ermenistan’a tam 1.4 milyar dolar para yardımında bulunmuştur. Yine Rusya, hem ordusu hem de 1 milyar dolara yakın askeri yardımıyla bu katliama destek olmuştur. Oysa bu dönem topraklarının %20’si işgal edilmiş Azerbaycan’a kendi ülkesini savunduğu için ABD Senatosu ambargo kararı almıştır. Weems’in ifadesiyle bu 150 yıllık kirli, günahkar ve kanlı bir ticarettir. Ermeniler “Hıristiyanlık” adına kan dökmekte, Batılı Hıristiyan devletler de karşılığında “insani” yardım yapmaktadır.

Weems yaşananları samimi bir Hıristiyan olarak Haçlı Seferleri’nden sonra Hıristiyan dinine yapılan en büyük hakaret ve dinde kirlenme olduğunu itiraf etmektedir. Ancak Weems’e göre Ermenilerin Hıristiyanlığı bile şüphelidir. Ermenistan’da geleneksel Ermeni mezhebi olan Gregoryan Kilisesi’ne değil de başka bir Hıristiyanlık yorumuna bağlı olan herkese yapılan zulümleri, Ermenilerin kendi dindaşları Gürcülere yönelik katliamlarını ortaya koyan Weems, Ermeni fanatizmin sadece dinsel değil aslında ırkçı olan boyutunu da sergilemektedir.

Samuel A. Weems kimdir?

Kitabın yazarı Samuel A. Weems ABD’de Arkansas Hazen’da doğmuş ve görev yapmış emekli bir yargıçtır. Bu görev ABD’de seçimle olduğu için aynı zamanda Demokrat Parti’de aktif siyaset yapan Weems’i Ermeniler ve Ermenistan üzerine yoğunlaşmasına partisinin de kararıyla ABD Senatosu’nun aldığı bir karar neden olmuştur. Ermenistan’a çok büyük miktarda maddi yardım öngören bu karar karşısında Weems çelişkiye düşmüştür. Ermenistan’ın Azerbaycan’ın %20’lik bir bölümünü işgal ettiğini bilen Weems, ABD Devletinin rakibi Rusya tarafından zaten fiilen desteklenen işgalci bir devlete neden bu kadar büyük oranda destek olduğunu sorgulamıştır.

Arkansas eyaleti ABD’de ırkçı ve dinci önyargıların en yüksek olduğu bölgelerden biridir. Samuel A. Weems’in bir diğer önemli özelliği ise aktif ve inanmış bir Hıristiyan olarak Protestan Baptist Kilisesinde vaizlik ve papazlık görevi yerine getirmesidir. Weems, yaptığı araştırmalarda hem Arkansas hem de tüm ABD’de, başta Türkler olmak üzere Müslümanlara yönelik büyük bir nefretin örgütlendiğini ve kirli propagandalar yürütüldüğüne şahit olur. Türkiye’nin İncil açısından kutsal bir toprak olduğunu iyi bilen Weems, yaptığı tüm araştırmalar ve Türkiye’ye dini amaçlı gerçekleştirdiği ziyaretler sayesinde, Batıda oluşturulmuş “vahşi, barbar, kan içici, İslam fanatiği Türkler” mitinin ne kadar büyük bir yalan olduğunu bizzat keşfeder.

Her insanı doğruya farklı nedenler itebilir. Çelişkisel olarak ABD ve Hıristiyan Batı’nın Türklere ve Müslümanlara yönelik haksız saldırıları ve suçlamalarına Weems’i isyan ettiren yine kendi dindarlık ve vatanseverlik duyguları olmuştur. Batı adına bir vicdan muhasebesi yapan Weems, Türklerin binlerce yıllık hoşgörülü ve adaletli tarihinin niçin bu denli karalandığını araştırır. Weems, büyük devlet çıkarlarının yanı sıra kin ve nefret tohumları eken propagandistlerin Hıristiyanlığa en büyük zararı verdiği sonucuna ulaşır. Weems, Batı’nın ve ABD’nin İslam dünyası tarafından bu kadar çok nefret edilmesinin en büyük günahının ve nedeninin kaynağı olarak, ABD ve Batı’daki Hıristiyan köktendinciliği 150 yıldır körükleyen “yalancı ve hain” Ermeni lobilerini görür.

Türklerle aynı kaderi paylaşan Türk dostu

Ancak Weems’in çağrısı Batı dünyasında yankı bulmaz. Hatta Türklerle aynı büyük zulüm ve baskıya kendisi de maruz kalır. Tüm ABD’de örgütlü olan ve cinayet dahil her türlü terörist yöntemle insanları sindiren Ermeni Diasporası Weems’i hedef seçer. Ermeniler kendi kirli yüzlerini ve eylemlerini açığa çıkaran bir sese asla tahammül edemez. Weems asla işlemediği suçlardan dolayı kamuoyunda Ermeni propaganda makinesi tarafından mahkûm edilir. Yüz kızartıcı suçlar işlemiş bir dolandırıcı olarak resmedilir. Oysa bu tür suçlardan hüküm giymiş birinin yargıç seçilmesi zaten söz konusu bile olamaz. Ancak Ermenilerin yalan silahı durmaz. Yalnızca Türklere değil Türk’ün yanında kim durursa dursun herkese karşı aynı çirkin ve kirli iftiralar devreye girer. Bu sefer Weems’in Türk devletinin paralı ajanı olduğu iddia edilir.

İşin ilginç yanı bu iddiaların tersine, Türkiye’ye yaptığı ziyaretler ve araştırmaları sonucu büyük bir Türk dostu olan ve bir Türk ile evlenen Weems’i Türk milleti ne kadar bağrına bastıysa da Türk hükümetleri o kadar görmezden gelmiştir. Atatürk’ün büyük bir hayranı olan ve “onun ilkelerinin ve barış mücadelesinin sadece Türkiye ve Üçüncü Dünya için değil tüm dünya için büyük bir şans olduğunu” düşünen Weems, ABD’de bir “Dünya Barışı Atatürk Enstitüsü” kurmak ve son derece yetersiz olan Türkiye’nin tanıtımını bizzat üstlenmek istiyordu. Ancak Türk hükümeti bu çalışmalara tamamen kayıtsız kaldı. Weems acı içinde ABD’deki “Türk topluluğunun önde gelenlerinin” de Türkiye’ye yönelik saldırılara tepkisiz kaldığını görüyordu. Birkaç Türk dostuyla yine de büyük bir mücadeleye girişti. Son röportajlarından birinde yine Ermeni yalanlarına ve sözde soykırım iddialarının ABD Temsilciler Meclisi’ne getirilmesine değinen Weems çaresizce sesleniyordu: “Peki ama Türkler, siz neredesiniz?”

Weems’in bu ilk kitabı fedakar çalışmalarının ürünüdür. “Bir tarihçi olmadığını” özellikle vurgulayan Weems, buna rağmen pek çok sözde tarihçiden daha dürüst ve titiz bir şekilde bizzat Ermeni, Rus, İngiliz ve Amerikan belgeleriyle Ermeni Soykırımı iddialarının dayandığı yalanları ortaya çıkardı ve gerçek soykırımın Türklere yapıldığı sonucuna vardı.

Serinin birinci kitabı çıkınca ABD’de büyük yankı yarattı. Ermeni lobisi ise büyük bir paniğe kapıldı. Serinin geri kalan kısmının çıkmaması için büyük bir kampanya başlatıldı. Weems’e yönelik saldırı ve tehditlerin dozajı arttı. Weems’in kitaba önsözünde Ermenilerin kendisini engellemek için yürüttüğü yasadışı faaliyetler açıkça anlatılmaktadır. Türkiye’de bilimsel hoşgörü ve demokrasi maskesine bürünen Ermeniler ve paralı işbirlikçileri, ABD’de Türk yanlısı tarih tezini savunan profesörleri bombalama ve cinayete kadar varan terör kampanyaları yürütmektedirler. Ne yazık ki Weems’in kendisi de bu kampanyaların kurbanı oldu.

Hakkında başlatılan propaganda terörü onu durduramadı. Weems açıkça Ermenilerin kendisini öldürmek istediğini duyurarak kamuoyunu ve yetkilileri uyardı. Weems’in serinin birinci kitabını yayınlamasının üzerinden daha bir yıl geçmeden “kalp krizi” resmi teşhisiyle şüpheli bir şekilde 25 Ocak 2003’te vefat etmesi halen aydınlanmamış bir olaydır. Yakınları bunun bir zehirlenme vakası ve yeni bir Ermeni terör eylemi olmasından ciddi bir şekilde şüphe etmektedir. Türkleri savunan bu dürüst insan ne yazık ki Türklerin yüzyıllardır maruz kaldığı haksızlık ve baskıyla aynı kaderi paylaşmak zorunda kalmıştır.

Ermeni yayılmacılık sorununa doğru bakış açısı

Weems’in kitabı tüm bu özelliklerinin yanı sıra ABD kamuoyunu ikna etmeye yönelik bir çalışmadır. Weems bir Amerikalı olarak Amerikalılara seslenmektedir. Elbette bu yöntemin kendi zayıflıkları vardır.

Ermeni yalanlarını çürütmek için Weems bizzat ABD’nin 20. yy. başındaki resmi temsilcilerinin raporlarını baz almakta, ABD’lilere ABD’nin Türkiye’nin dostluğuna ihtiyacı olduğuna ikna etmeye çalışmaktadır.

Elbette bir Türk düşmanı, tersinden bir yöntemle ABD’nin “Hıristiyanlığın yılmaz savunucusu” Ermenistan’ı niçin savunması gerektiğini bizzat ABD belgeleriyle ispat etmeye çalışabilir. Ve tabii ki, ABD’nin Türkiye’ye ve Türklere karşı tarihsel olarak Ermeni terörünü ve yayılmacılığını desteklemesinin altında salt “Ermeni propagandası ve manipülasyonunun” ötesinde çok daha derin emperyalist çıkarlar yatmaktadır. Ermenilerin farklı Batılı emperyalistlerin birbiriyle çatışan ama Türklere karşı birleşen çıkarlarını başarıyla kullandıkları bir gerçektir. Ancak elbette ki, ABD’yi aptallar yönetmemektedir. Kendi bencil, emperyalist çıkarlarını tutarlı bir şekilde yerine getirmektedirler. Weems Ermenilerin birbirine rakip olan Rusya’nın da ABD’nin de aynı anda sonsuz desteğini alabilmesine şaşırmaktadır. Ancak bu hiç de şaşırtıcı değildir. Çünkü Batılı devletler rekabet halinde bile olsa Türklere karşı hep birleşirler.

Weems, özellikle bizzat Osmanlı’nın son dönemlerinde Amerikan ve Ingiliz ajanlarının ve misyonerlerinin gözlem ve raporlarına dayanarak Ermeni tezlerini çürütmekte büyük bir başarı sağlamaktadır.

Fanatik bir Ermeni yanlısı olan Başkan Wilson’a verilen raporlara göre “Karadeniz’den Akdeniz’e kurulmak istenen Büyük Ermenistan’da Ermeniler mutlak azınlık olarak asla egemen olamayacaklardır. Bu proje için en az 100 bin kişilik bir ABD ordusu Anadolu’yu işgal etmek zorundadır.” Sadece ABD değil, İngiltere dahil hiçbir devlet, Türklerin Çanakkale’den daha kanlı ve büyük bir direnişine ve belki de tüm emperyalist sistemin dengelerini bozacak böylesi bir savaşa yol açacak bu tür bir adım atmaya cesaret edemedi.

İşin aslı şudur ki böylesine bir hataya bir süre için sadece Fransa düştü. Fransa’nın Güneyde, Kuvayı Milliye’ye karşı Fransız üniforması giymiş on binlerce Ermeni’yi birliklerine katarak yürüttüğü kanlı işgalin faturası o kadar ağır oldu ki kısa sürede on binlere ulaşan Fransız kayıpları Paris’te büyük bir deprem yarattı. En saldırgan işgalci olan Fransa, Kilikya’da Ermenistan kurma hayallerini çabuk terk etti ve Ankara’yla masaya oturan ilk işgalci haline geldi.

Devlet yetkililerinin sık sık Cezayir’den bahsetmesi ama Fransa’nın esas Türklere karşı işlediği insanlık suçundan hiç söz etmemesi şaşırtıcıdır. Fransa’nın tavrında elbette ki 90 yıl öncesinin kuyruk acısının önemli bir yeri vardır.

Ancak Fransa’nın büyük kayıplarından sonradır ki, Londra ve Washington’da fanatik Protestan misyonerlerin ve Ermeni kampanyalarının yanı sıra, Amiral Bristol gibi savaştan kaçınan askerlerin ve Ermeniler tarafından Müslüman sivil halkın katledilmesine tanıklık etmiş Konsolosluk temsilcilerinin raporları ciddiye alınmaya başlandı. Böylelikle Weems’in yüz yıl sonra gerçeğin izini tutabilmesi mümkün oldu.

Weems’in sorusu

Weems içtenlikle kitabında sormaktadır:

“Türklerin ve Müslümanların her dönem çok daha fazla acı çekmesine, katledilmesine ve soykırıma uğratılmasına rağmen niçin bir tek kimse Türklerin ve Müslümanların acılarına ve kayıplarına önem vermez. Hikayenin bu kısmı niçin hiç dinlenmez? Türkler insan değil midir? Bu anlayış Hıristiyanlığa sığar mı?”

Weems’in hayatı ve eseri göstermektedir ki Batının artık değil Türk ulusuna Türk dostuna bile tahammülü kalmamıştır. Ama ne yazık ki biz Türkler olarak da bu Türk dostuna sahip çıkamadık. Bu samimi Türk dostunun içten ve bir o kadar çaresizce sorusu suratımıza şamar gibi patlıyor: “Peki ama ey Türkler siz neredesiniz? Neden kendi hakkınızı savunmuyorsunuz?”


IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......
Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
28 Yanıt
70552 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 08:24:27 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2920 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 02, 2010, 05:30:05 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3260 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 03, 2010, 03:21:56 ös
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
6353 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 23, 2016, 09:26:57 öö
Gönderen: Ares
0 Yanıt
3640 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2010, 03:33:51 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3394 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2010, 06:27:05 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2511 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 08, 2010, 05:35:44 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4860 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 09, 2010, 06:05:52 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3970 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 02, 2010, 02:30:04 ös
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
6499 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 08, 2010, 11:26:50 öö
Gönderen: lucifer