Buradaki "geçirmek" fiili bana "terfi ettirmek" gibi bir anlamda kullanılmış olabileceğini düşündürdü. Yani derece atlamak, çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa vb... Fakat burada belli ki onları -benim yakıştırmamla- terfi ettiren biri var; Öklid. Peki o günün Öklid'i bu günün hangi yetkin insanı oluyor? Orası biraz ayrıntı olur ama kuvvetle muhtemeldir ki günümüz masonluğunda da operatif dönemde olduğu gibi birini bir dereceden diğerine geçiren bir (ya da birkaç) kişi var.
Basit fikirlerin öğretilmesi satırında ben de biraz kafa yordum. Sanıyorum burada 'basit' kelimesinden çok 'temel' kelimesinin anlamı ima edilmiş gibi. Yani "kardeşinize temel fikirleri verin, ana fikri kendi çabasıyla bulsun" gibi bir öğüt veriliyor sanki. Masonun kendisi, küçük fikirleri alarak, kendisiyle birleştirerek 'tümevarım yöntemi'ni kullanmalı diye anlıyorum ben.
Ayrıca Sayın enelsır'ın değindiği neden 'bilgi' değil de 'fikir' sorusuna gelirsek... 2 sebeple fikrimi belirtmek isterim: Masonlukta dogmatizme hoş bakılmaz. Bir masonun yardım etmeye çalıştığı kardeşine sorgulanamaz bir şekilde bilgi öğretmesi, öğrenen kişinin sorgulama dürtüsünü kırabilir, bakış açısını daraltabilir. O yüzden fikir vermek daha mantıklı gibi geldi bana. İkinci sebep ise aslında ilkine benzer; bilgi vermek bir nevi balık tutmayı öğretmek yerine balık vermeyi tercih etmek olur. Fikir vermek ise masonun balık tutmayı kendi kendine öğrenmesine yol göstermektir.
Hatta bu arada 'basit' değil de 'temel' kavramı üzerinde biraz daha ısrar etmek için bir sebep daha buldum; inşaatın da bir temeli var, bence güzel bir metafor olurdu! Her masonun bir yapı (benlik) inşa etmesi gerektiğini düşünün. Daha yetkin bir kardeşi, ona temelin nasıl olması gerektiği yönünde 'fikir' verir, böylece her mason kendi benliğini inşa etmiş olur... Farklı biçimlerde, aynı prensiplerle, kendi fikirleriyle.