zaping hürriyeti

[shemuel]

Hayatı boyunca "hürriyet" kelimesini ağzına sürmemiş bir kısım televizyon erbabı, şimdi birden "zaping hürriyeti" diye bir kavramı keşfetti: "Memlekette hürriyet var. Bizi seyretmek istemeyen zap yapar öbür kanala geçer" diyorlar. İyi ama, öbür kanalda da onlar var...

 Son sekiz yıldır adım adım, kana, gözyaşına, boş lafa, sansasyona, şiddete alıştırdılar seyirciyi...

Ekranı, gözünü daya­yıp insanların yatak odalarını dikizlemeye yarayan bir anahtar deliğine çevirdiler. Haber bültenlerini "seçme saçmalar" lis­tesine, spor program­larını geyik muhabbetine, reality show'ları korku filmine dönüştürdü­ler. Sohbeti yorgan altından açmayı, konuğa belden aşağı soru çakmayı marifet saydılar.

Yıllar yılı cinsel açlığa terkedil­miş seyirci, damardan enjekte edilen bu afişteliğe müptela olup "Aç... aç..." diye bağırmaya başlayınca da kabahati onlara atıyor, "Onlar isti­yor, biz de açıyoruz" diyorlar. "Memlekette zaping hürriyeti var. Beğenmeyen zaplasın" diye akıl veri­yorlar.

iyi de, zaplanan kanalda da onlar var; kaçış yok ki...

Düşünün; bir uyuşturucu kaçakçısı yakalanıyor. Polis sorguya alıyor. "Yaptığın işin insanları ne hale ge­tirdiğini biliyorsun değil mi" diye soru­yor. Kaçakçı gayet pişkin yanıtlıyor:

"Fakat amirim; ben kimseyi bu me­reti almaya zorlamıyorum ki, o hale gel­mek istemiyorlarsa almasın onlar da..."

Son zamanlarda televizyondaki çerçöpü savunanların geliştirdikleri "Be­ğenmeyen izlemesin" söylemi aynı man­tığa dayanmıyor mu?

[shemuel]

"Piyasadaki her starın bir küçük modeli piyasaya sürülecek" kehanetimiz büyük isabet kaydetti. Küçük İbo'yu Küçük Onur ve Ayşecik izledi. Çok bilmiş küçük­lere talk-show yaptırıldı ve TV ekranları ilkokul müsamere salonuna dönüştü. Ye­ni yılın yeni çocuk starı, Küçük Hülya doğmadan şöhrete kavuştu bile... Show dünyasında star yaşı 0-5 yaş seviyesine iniyor. Müjdeler olsun!

[nietzsche]

Ya sev ya terket olayı ne kadar basitse bu sözde hürriyet de o kadar basittir. Zorunluluklar  dayatmalar o kadar güzel kılıflarla önümüze getiriliyor ki bunun demokrasinin çok seslilik saçmalığının bir gereği olduğundan bahsediliyor. Prime time zırvalığı reyting kavgaları neler neler yaptırdı insancıklarımıza...

Onu da  geçtim  reklamlarında çocukları işçi olarak çalıştıran büyük firmalar daha sonra "baba beni okula gönder" kampanyası yapıyoruz hadi bize para yolla diyebilecek kadar da tezatlar.