Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Yoksulluk-Varsıllık  (Okunma sayısı 3617 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 17, 2008, 04:16:04 ös
  • Ziyaretçi


 Çok ilgimi çeken bir yazı, saygılarımla.

(Bir alıntı)
Günümüz yoksulluğu, modernize edilmiş bir yoksulluktur. "Bugün 'yoksul', 'zengin'in karşıtıdır"(Illihch,1996:82): Karl Marx'ın terimleriyle söylersek, üretim araçlarının mülkiyeti ile iktidar olanaklarına sahibi olan sınıfın karşıtı olarak emek gücünü satarak yaşayan kesimler. Modern yoksulluk, kapitalizmin ürettiği bir yoksulluk biçimidir ve emek gücünün sömürüsüne dayalı artı-değer üretimin sonucudur. Modern kapitalizmin üretim ilişkileri içinde, çalışmak zorunda olan yoksullar sadece sömürülmemekte, aynı zamanda şeyleşmektedirler de. İnsanın neliği bakımından, şeyleşme, bir erdemsizleşmedir, kişinin kendini erdemli bir kişi olarak gerçekleştirememesi halidir. Oysa Ortaçağ'da yoksulluk, zenginin değil güçlünün karşıtıydı ve"yoksulluk, sadece Hindistan'da değil, Avrupa'da da- belli zamanlarda bir ideal, bir erdemdi (Illich, 1996:82).

Alıntı Varlık Dergisi'nin Eylül 2008 sayısından, Yücel Kayıran'ın Syf:8'deki Yahya Kemal Yazısı'ndan.

Illich, Ivan(1996) GENDER, Ayraç yayınları, Ankara


Eylül 17, 2008, 06:01:10 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Çok güzel bir yazı,demokrasiyle yönetilen kişinin elindede bazı silahlar vardır bilinçli bir emekçi gerektiğinde bunları yönetime karşı kullanabilir bu korkudan mı bilmem yöneten sınıf emek sınıfının eğitilmesi,sosyalleşmesi bir fikir savunucu haline gelmesini istemez geldiğinde de bu kaosa yol açmakta darbeler olmakta ve ondan önceki dönem bilinçlenme ruh hali buna güzel örnektir.

Böyle kapital devletler devamlı halkın egemenliğini ellerinde tutmak için korkuyu kullanırlar,düşman yaratırlar.Bununla beraber sosyalist bir sistemin şu durumda fazla yaşayacağını düşünmem zaten örneklerde bizlere bunu göstermektedir.Amaç kapital düzen içinde açıkları kapamak olmalı en başta savaşlar çağından çıkmamız lazım hak ve özgürlükler bütün milletlere verilmeli burdan atıl kalacak sermaye ve emek açlığın giderilmesinde sağlık harcamalarının artmasında eğitimde fırsat eşitliği ve iyileştirme olarak insanlara yansıtılmalı.

Savaşlar çağından çıkmanın yegane yolu ise ulus devlet modelleri aşılmalı paylaşımcı yaklaşımlar sergilenmeli küresel dünyada insanları tek bir bünyede özgürce toplamaktan geçmektedir.İnanç ve maneviyat dışlanmadan bir arada yaşayabileceğimizin formulu bulunmalı,tüm dinlerde reform hareketleri olmalı eğer bunları yapmazsak sorunların aşılmasının mumkun olacağını düşünmüyorum.

Bir ABD kadar insanları bir arada tutamıyacaksak o  zaman oturup göklerden haber beklemeliyiz ya da yeni bir atom bombası..NOT:ABD kötü bir örnek olabilir ama başka da bir örnek aklıma gelmedi.

Çok büyük laflar ettim dejarz oluyorum kusuruma bakmayın..

Saygılar...


Eylül 18, 2008, 01:10:53 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Sn.Akasya'nın yazısını bir gündür düşünüyorum ve bu yazıyı ve dahi kendimi nerede konumlandırdığımı bulmaya çalışıyorum.Bir önceki yazımda çokça hayalimden bahsettim kendimce bir yol yöntem sundum,benim gibi bir düşünce fakirinin haddini aşarak çözüm üretmesi duygularıma yenilmemden kaynaklanmakta,o yüzden forum kirliliği yarattığım için sizlerden özür dilerim..

Peki yazdıklarımız bilimsel verilere dayansın günümüzü anlatsın bu bilgilere nerden ulaşacağız tabiki bir tembel olarak benden önce bu konuda düşünenlere başvuracağız.İnternetde koca bir derya ama yazıları okudukça maalesef bir sınıflandırma yapmak zorunda kaldım kendi sığlığıma bakmadan başka sığlıklar gördüm.Burası bence önemli.Konu şu günümüzde yoksullar ahlaki bir yozlaşmayla da karşı karşıyalar.Bu bir dayatma ve eski çağlarda yoksulluk bu kadar insanı yıpratmamıştı.İşte bu konuda yazanlar liberal ekonomik modeli savunan batı ahlakçı görüşleri alan,kominist fikirlere saplantılı ve başka bir ahlak değerlerini savunan,ötesi ahlaki değerleri inançlara dayatıp İslam ahlakından dem vuranlar..

Bunların hepsini toplayıp bir makale yazanı bulamadım herhalde onlar üniversitelerinde kürsülerinde saklanıyorlar.Ortalıkta kendini düşünce insanı sayan yazarlarla dolmuş taşmış.Gazete küpürleride bunlardan farklı değil bir atışma işine koyulmuşlar konu sapmış yani biri çıkıpta Günümüzün ahlakçı Marxı olamamış şöyle güzel bir araştırma döşeyememiş,zaten yazsada biz okumayız ya ayrı konu..

Gelelim benim halim salim fikirlerime efendim eskiden toprak için çalışan köylüde bir imece vardı şimdi bu şirketlerde nerde olsun buralarda şimdi ayak kaydırmaca var rekabet o boyutda,eskiden kafamızı yorduğumuz tarlayı nasıl süreriz fikri şimdilerde yerini hangi cinliği yaparım gemimi yürütürümü almış nasıl vergi kaçırırım yani veya bir işçiysek nasıl verimsiz çalışırım evet derece o boyutda.

Siz çalışma saatlerini tekstilde bu çok geçerli 16 saate çıkarırsanız o insanın yaşamınıda elinden almış olursunuz.Modern köleler,robotlar üretmiş olursunuz ki bunlar haklarını bile aramaz ve çalısma koşulları hak getire, maaşta 520 ytl ciktir ki kişinin hayata dair umutları kalmamıştır.

Öyle insan modelleri var ki karşımızda artık sadece haz için yaşamakta buna yönelmekte buda ahlaki bir yozlaşma getirmekte.İnsan öyle bir hale sokulmuş ki nerde yaşadığının bile farkına varamıyor.Bu zengini içinde fakiri içinde geçerli.Zaten dinlerde eski itibarlarını görmüyorlar bununda çokca nedenleri var.

Bu gidişat bir uçurum mu?Bence uçurum; insanı insan yapan sevgisidir,sevgi olmadan gerçekten hiç bir şeyin değeri yok ne zaman bu model bir toplumsal yapı ortaya çıkacak ekonomisiyle sosyal yaşantısıyla o zaman insanlık mehdisini görmüş olacaktır.Anlatmak istediği hakim olan güç dengesi ve süregelen yönetim politikaları ister feodalite ister monarşi,ister kapital demokrasi olsun bir merhale, boyut yıkılmaya muktedir.Yerine yenisi elbet kurulur.

Bu devirden çıkmak için şiddetden,silahlanmadan,pornografiden,bencil çalma hırsından sıyrılmamız lazım.Okullarda felsefeye,dinin ahlak erdem yönlerinin daha çok anlatıldığı,devletin bu çirkin gidişata bir neşter vuracak kurumlar kurmasıyla bu işten çıkmalıyız.Öğretimi bile meçhul üniversitelerimiz eğitimi nasıl versinin dimi?

İnsanlığın bekası ve selameti için bu dünyanın önderi ABD olmamalıydı.Bizler adım atmak için artık beklememeliyiz toplumsal barışı dünyaya yayacak çözüm üretecek maneviyatçı yollar açmalıyız bu insanlara destek olmalıyız.İşte şu kadar kişi uyuşturucu,şu kadar kişi terör,şu kadar aile boşandı,şu insanlar trafik kazası,şunlar iş kazası örnekler uzar gider.Acı sadece parmağınız kesildiğinde ortaya çıkmaz manevi acılarda çekeriz.

Birileri bu kendini bilmez,sömüren gücün kulağını çekmeli yola getirmeli yoksa önemli olan sosyalizm,liberalizm,budizm,islam,yahudilik değildir.Bugün Marduka tapan yoktur sanırım bir inanç yok olmuştur,ama ağlayan insan çoktur.İnançları dışlamıyorum onlarla oynamakta iyi değil ama bir inançlı olarak çözüme heryerden başlamalıyız...

Efendim yine konudan uzaklaştım,özürler....
Saygılarımla..
« Son Düzenleme: Eylül 18, 2008, 01:15:15 ös Gönderen: amurdad »


Eylül 18, 2008, 02:14:12 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Sayın: Amurdad
Bir kere anlaşabilirsek şu konuda anlaşalım, şahsım Atatürk ilke ve Devrimleri'ne gönülden inanmış bir zatım. O yüzden okullarda dinin ahlak erdem yollarının anlatılacağı bir kurum olduğunu düşünmüyorum. Okullar, bilim, cağcıl felsefe, çağa uyan eğitim ve öğretim düzeyiyle ilgilenen yerlerdir. Bu aynı şekilde beğensem ya da beğenmesem de üniversiteler için de geçerlidir. Köşe yazarları gündelik hususlarla ilgilenmeseler, köşe yazarı olmazlardı. Bir dergide, makale yazarı, öğretim üyesi olurlardı.

İkinci husus ABD'nin dünya önderi olduğunu düşünmüyorum. Maneviyat, yalnızca bizim toplumumuza ait özellikler değildir, ABD'de de aynı şekilde maneviyata önem veren kurum, kuruluş, kişiler vardır. Amerikan filmlerine ve politikalarına aldırış etmek kişileri olumsuz yönlere götürecektir ki hiçbirimiz istemeyiz.

Üçüncü husus Marduk'a tapanları bilemem, eğer tapan varsa, kişisel inançtır, karışamam.

Dördüncü husus en can alıcı yanıdır ki, (bilim, sanat, felsefe) çağımıza yakışan bilimlerin tek çıkış yolu olduğuna inanıyorum. Kuru sevgiyle çıkış yolu ancak ve ancak, (sevmek de akıl ister, çaba ister) sonumuzun Afganistan'a benzemesine neden olur, hiç birimiz istemeyiz tahminince, saygılarımla.


Kasım 30, 2008, 12:42:17 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Selam
Fikirlerinizi begeni ile okudum fakat fikirleriniz sermaye  sisteminin sundugu ve kendini tamamlamak icin kurguladigi altarnatif fikirlerin disina cikmiyor ve özgürlesemiyor.Bu aslinda hepimizin sorunu .Sistemin yaratmaya calistigi bir tek iscinin seylesmesi degil altarnatif sanilan fikirlerin, kisiliklerin de seylesmesi dir. Bunlarin disina cikabilme sorunu fikir üreticilerinde yasaniyor. Ve nedense biz fark etmesek de Ilham melegi hep sistemi tamamlayan fikirleri bize tasiyor.Demokrasi, kapatalizmi Rusya dan korumak icin Avrupada tutulan bir altarnatifdi simdi kirintilarina da Demokrasi deniyor.Wolskswagen firmasi sendika yöneticilerine milyon euro parayi paylastirdigi zaman sendika yöneticileri en cok destegi aliyorlardi.Yirmi milyonun üzerindeki Nazi ordusu savasi kaybetigin ertesi günü dagilmisdi,peki bir gecede degisen neydi nerde bu yirmi milyonluk ordu.simdi hepsi demokrasinin göbeginde modern insani temsil etmiyormu.Yada günümüzden bir örnekle Cin in ve Hindistan in gelecegin güclü ülkeleri olacagi beklentisinin ardindan yillardir birlikde yasayan bu halklar ve de dinler nasilda sanki asirlardir düsman mis gibi savasiyorlar.Neden Cin in sosyalizmi  yada Hindistan in demokrasisi engelleyemiyor.
Saygilar


Kasım 30, 2008, 01:48:01 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Syn:Fajir, kime neyi sorduğunuzu anlamadım, ama konuyu başlatan ben olduğum için merak ettim, size yanıt veriyorum.

Ben sistemden, Sosyalizm'in mükemmelliğinden, dinin kötülüğünden, bahsetmedim. Alternatif bir fikir üretmek gibi bir çabam yok. Kapitalizm'in yüceliğiymiş bana ne. neresi yüce.

Hem siz kim oluyorsunuzda birilerini,  suçluyorsunuz. Sistemle herhangi sorunu olmayanları bu şekilde suçlayamazsınız. Bence birilerini suçlarken, fikirlerinizi beğendim fakat.... demek, ne oluyor. Bir eleştiriniz varsa doğrudan belirtin. Ben size yanıt verdim, çünkü Kapitalistlikle birilerini suçluyorsunuz, kim olduğunu bilmedğiniz kişileri suçlamayın. Daha ilk iletinizde, düşmanca sözler etmemiş olursunuz. Üzgünüm ilk iletisini bu denli kinle başlatan birilerine yanıt verdiğim için site yönetiminden özür diler, ciddiye aldığım için makul karşılanmasını temenni ederim.


Kasım 30, 2008, 07:42:04 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Sayin AKASYA,
Sanirim kendimi yanlis anlatmisim diyerek nezaket edecek degilim.Yazimi tekrar okumanizi tavsiye ederim. Konuyu sizin acmis olmaniz benim size hitap ettigim anlamina gelmez.Masonlar.org  sitesinde fikir platformunda   fikir paylasmayi önemseyen biri olarak  duygularinizi önemseyip saygi duyuyorum fakat siz alinabilirsiniz ihtimali ilede  kendime ve beynime sansür uygulayacak degilim.Ayrica insani farkli yapan seyin düsünen olmasi onun en onurlu özelligidir.Anlatmaya calistigim temel fikri Sizin de yardiminizla örneklemis bulunuyorum. Fikirlerimizi onurumuz gibi cesaretle ve özgürce savunmaliyiz.Hic bir sistemin inancin, gelenegin, sahsiyetin, duygunun gölgesinde kalmadan.
 SAYGIARIMI TEKRARLIYORUM