Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: “Dogma” nedir?  (Okunma sayısı 38146 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 01, 2009, 02:32:40 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Şimdi bu soru ve yanıtı bu başlık altına tam oturur mu bilemem.  Fakat buradan Masonluğa bağlanacağız.


Doğruluğu tartışmasız bir biçimde kabul edilip onaylanan, her türlü eleştirinin dışında ve üstünde tutulan, her koşul altında kesin ve değişmez sayılan görüş ya da düşünceye dogma denir.

Genellikle dinlerin “mutlak gerçek” olarak ileri sürdükleri, hiçbir inceleme ya da araştırma yapmaksızın, akıl süzgecinden geçirmeksizin, karşıt görüş ya da olasılıkları göz önüne almaksızın, olduğu gibi inanılmasını önerdikleri ve istedikleri dinsel ilkeleri niteler.


Ancak şunu soralım: «Dogmalar yalnızca dinlere mi özgüdür?»

Hayır!

Her neye, hangi görüş, bilgi ya da yargıya “kesinlik”, “değişmezlik”, “tartışılmazlık”, “eleştirilemezlik” gibi nitelikler bağlanacak olursa, bunlar birer dogma niteliği taşır. Bu olguya öncelikle dinlerde daha sık rastlanmaktadır.

Fakat dogma yalnızca dine özgü değildir. Aslında bilimsel nitelikli olması gereken gerçekler ve bunlara ilişkin soruların yanıtları da kesin, değişmez, tartışılamaz ve eleştirilemez sayılırsa, birer dogma olur.

Elbette asıl konumuz şu: «Masonlukta dogmalara niçin karşı çıkılıyor?»

Dogmalar, insanların birbirleriyle uyuşamamalarına, aralarında doğan çelişkiler nedeniyle çatışmalarına, giderek birbirlerini düşman görüp birbirlerine saldırmalarına yol açar.

Benimsedikleri dogmaları karşıt olan insanlar, birbirlerine kin duyar.

Dogmalarını her şeyin üstünde tutar, bunları koruyabilmek ve bunların üstünlüğünü sağlayabilmek için, karşıt dogmalarla savaşıma değil, uygun görmedikleri dogmaları benimseyen insanları ortadan kaldırmaya girişir.

Böylece dogmalar, bilgisizliğin yansımasına, evrimsel doğrultuda gelişme sağlanması yerine gerilemeye yol açar, barışa ve esenliğe de engel olurlar. Bu sonuç Masonluğun amaçlarıyla taban tabana zıttır.

Fakat şu da önemli: «Masonlukta hiçbir dogma yok mudur?»

Kimi mason kuruluşlarının kendilerine özgü birtakım dogmaları yok değildir. Fakat bunları, dinlerdeki ve diğer toplumsal kurumlardaki dogmalar ile eş tutmamak gerekir. Herhangi bir ilke ya da yöntem de “değiştirilemez ve tartışılamaz” olarak nitelenince, kavramın tanımı uyarınca bir dogma sayılır. Oysa bir kurumun varlığını sürdürebilmesi için de mutlaka belli birtakım ilkeleri olması gerekir. Konuya bakış açısı uyarınca, bir töresel düşünce bile “dogma” sayılabilir.

«Dogma ile batıl aynı şey midir?» diye de sorulabilir.

Batıl, aklın kabul etmediği ve gerçek ile hiçbir ilgisi bulunmayan bir kör saplantıdır. İki veya daha çok olay ya da olgu arasında imgesel (hayalî) bağlantılar kurularak oluşturulur. Bilim dışı bir kurgu ve akıl dışı bir inanıştır; bu yüzden bir dogma değildir.

Fakat Masonluk, batıl inançlarla da bağdaşamaz. Çünkü batıl inancın temeli bilimsel bilgi ve akıl değil, korku ve boş umuttur.

Ancak, akıl verileriyle ve bilimsel yöntemle açıklanamayan her şeyin dogma ya da batıl inanç olduğunu söylemek de yanlıştır. Eskiden “büyücülük” ya da “şeytanlık” ile özdeş tutulan birçok şey, sonradan bilimsel açıklamalara kavuşmuştur. Gene eskiden deneyimli kişilerin insanlara bırakmış oldukları birçok yararlı öğüt, o zaman gerekçeleri açıklanmamış olduğu için birer batıl inanç gibi kalmıştır.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 12, 2012, 11:28:31 ös
Yanıtla #1
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 261

Dogmaların uyuşturucu,sindirici,bastırmacı,dayatmacı etkilerine karşı düşünceyi silkeleyecek en etkin panzehir belki de tek bir sözcükle özetlenebilir:SORU

Dogmayı yıkacak olan şey sorudur.Bu nedenle dogma her zaman sorudan korkmuştur.Çünkü soruyu,ardındaki kuşku ve merak besler.Dogma kuşku ve meraktan nefret eder.Bu nedenle kuşkulanana ve merak edene karşı acımasızdır,zorbadır.Soran,araştıran,bir akıl yürütme karşında kendisini savunacak üç dört beylik açıklama cümlesinden fazlasına sahip değildir.Sokrates tartışmasız benimsenip dogmalaşan düşünce kalıplarına karşı soruyu bir silah gibi kullandı.

Voltaire:''İnsan yiyecek ekmekleri ve yatacak yerleri olduğu zaman düşünmeyi red ederler.'' demiştir.

Saygılarımla...
Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.
(Socrates)


Aralık 17, 2012, 10:39:36 ös
Yanıtla #2
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 261

Düşünmeyen tutucudur.
Düşünemeyen aptal.
Düşünmediğine aldırmayan köle.

Kuşkusuz dogmalar durup dururken ortaya atılmış düşünceler değillerdir.Her dogma muhtemel sorulara karşı hazırlanmış bir yanıt görünümü taşır ve ikinci bir soruya tahammülü yoktur.Her dogmaya bu bakımdan bir tür etiket gözüyle de bakılabilir.Dogma,düşünsel bir otorite olarak;öyle olmadığı halde,öyle görünebilmek için ağırlığını ve yaptırım gücünü,çeşitli yöntemlerle koruma altına alır.Bu yöntemler,içerdiği özün kurculanmasını engellemeye yönelik baskıcı,köktenci bir karakter taşırlar.Dogmatizmin zorunlu sonucu zorbalıktır.Çünküfarklı düşünceleri ve perspektifleri kabul etmez.

Dogmatizmin asıl büyük tehlike olduğu alan ise düşünce alanıdır.Çünkü düşünce nerede ve ne zaman dogmatik olduysa;orada ve o anda kavramlarıyla çelişmiş demektir.Bu yapısıyla dogma,insanın en olağanüstü yetisi olan düşünme,akıl yürütme özelliğine ters bir olgu olarak kendini göstermektedir.Çünkü düşünce,özünde dinamik bir süreçtir.Düşünce oluşur,gelişir ve değişir.

İnsan denen,düşünen,soran,araştıran,sonuçlandıran ve bir süre sonra bunlarla da yetinmeyen varlık dünya üzerinde varolduğu sürece de bu böyle sürüp gidecektir.Zihnini karıştıracak,kafa yoracak şeyleri pek hoş görmez.Dogmayı yaratan da,ona karşı çıkanda yine insan düşüncesidir.Dogma,temelde insanda varolan kalıplaşma eğiliminin bir uzantısı olarak yaşamda kendisine yer bulmaktadır.

Dogmaların,geniş insan toplulukları arasında taraftar toplamalarının nedenlerini araştırdığımızda insanın konfor gereksinimin de altında yatan güvenlik gereksinimi ile karşı karşıya geliriz.Egemen güçler,çıkarlarını korumak adına düşünmeyene ve düşünmeye bu yetileri giderek körelen,beyinleri tek tornadan çıkmış insanlara sıkıntısızca hükmetmenin rahatlığını hiç bir şeye değişmemişlerdir.

ALINTIDIR..

Saygılarımla...
Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.
(Socrates)


Aralık 19, 2012, 11:20:29 ös
Yanıtla #3
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 261

Hiç bir din aksini söylemez.Dinler Dogmadırlar.Orada tartışılmaz ya inanılır ya da inanılmaz.Kabul ederseniz,anlamaya çalışamazsanız,eleştiremezseniz,daha önce söylenmiş olanları tekrar ederseniz,denemeye,incelemeye,kalkamazsanız,hangi tarihte tesis edilmiş olurlarsa olsunlar incelemeye kalkmazsanız,siz o zaman dindarsınız.Eleştirmeye,bağdaştırmaya,zaman göre yorumlamaya,bilimsel alt yapıyı ve sosyolojik sebepleri incelemeye,yahut yorumlamaya başlarsanız siz kafir ve din dışısınız.

Dogmalar sizi bağlar,sınırlar,yönlendirir ve sizin için kararlar veriri daha doğrusu önce verilmiş kararları sizin için de tekrarlar ve sizin de onunla tekrarlamanızı ister.Değişim,yeni algılamalar,bilimsel gelişim,toplumsal gerekler,yeni ihtiyaçlar ve yorumlamalar hiç biri ama hiç biri dogmada kabul görmez.Birisi yorumlar ve herkes uymak zorundadır.O kadar.

Saygılarımla...
Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.
(Socrates)


Aralık 20, 2012, 01:16:14 ös
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Hiç bir din aksini söylemez.Dinler Dogmadırlar.Orada tartışılmaz ya inanılır ya da inanılmaz.Kabul ederseniz,anlamaya çalışamazsanız,eleştiremezseniz,daha önce söylenmiş olanları tekrar ederseniz,denemeye,incelemeye,kalkamazsanız,hangi tarihte tesis edilmiş olurlarsa olsunlar incelemeye kalkmazsanız,siz o zaman dindarsınız.Eleştirmeye,bağdaştırmaya,zaman göre yorumlamaya,bilimsel alt yapıyı ve sosyolojik sebepleri incelemeye,yahut yorumlamaya başlarsanız siz kafir ve din dışısınız.

Dogmalar sizi bağlar,sınırlar,yönlendirir ve sizin için kararlar veriri daha doğrusu önce verilmiş kararları sizin için de tekrarlar ve sizin de onunla tekrarlamanızı ister.Değişim,yeni algılamalar,bilimsel gelişim,toplumsal gerekler,yeni ihtiyaçlar ve yorumlamalar hiç biri ama hiç biri dogmada kabul görmez.Birisi yorumlar ve herkes uymak zorundadır.O kadar.

Saygılarımla...

sn.symbol bu foruma aramıza katıldığından beri yazılarını ilgi ve zevkle okuduğum bir arkadaş bu yazısıda güzel lakin bana göre düşündüğümde bazı mantık hataları ile dolu dilim ve klavyem döndüğünce izah etmeye çalışacağım.

Hiç bir din aksini söylemez doğmadır diyor bence bir varsayım
Din zaten özü itibarı ile dogma gibi durur söylemesine gerek yok ister inanır ister inanmazsınız zorlama yok.
Dinin insan üzerindeki bence tek zorlaması belkide başına gelecekleri bildiğinden olsa gerek bolca ve sıklıkla Özellikle Kuranı Kerimde aklınızı kullanın ifadesi vardır ben bu ifadeyi sadece kurana has olduğu için değil genel anlamdada kullanır ve severim.

Bence bu aklınızı kullanınız ifadesi sonradan insanların Allahın kastetmediği ve söylemediği ima dahi etmediği bir takım ifadelere karşı söylenmiş inananların sadece ve sadece kendisine ulaşmasının yolunu akıl olarak vermiş.Aklı bu kadar ön planda tutarken kullanacağı argümanında bilim olduğunuda söylemiş.

İnsanlar inandıkları şeye kutsal derler kutsalıda o her ne ise kesinlikle ve kesinlikle dokunulsun istemezler söz söyletmezler eleştiri yaptırmazlar tu kakaka olsun istemezler.

Örnek olarak bir fanatiğie artık onun kutsalı ve dini haline gelmiş olan tuttuğu takımı hakkında kötü bir söz söyleyin saldırın bakalım başınıza ne gelecek.Basit bir dogma örneği bu misali verdim çünkü ben dogmanın insanlar tarafından yaratıldığına inanrım buda inançlarını nasıl anlayıp algıladıkalrı ile alakalıdır.

Sn.Adam'da yazısında çok farklı şeyler söylemiyor aslında dogma sadece dinde olmaz derken.

Ozaman şunumu anlamalıyız doğmayı insan yaratır inancını pekiştirmek için kendi inancının kutsallığına daha sıkı bağlanmak için,sadece kendisine aktarıldığı ölçüde hiç araştırıp sorgulamaya bile gerek görmeden.

Beyazın rengi siyahın rengi kırmızının rengi bundan 1000 sene öncede bu rennkler bu isimler ile adlandırılıyordu değişmez kati olan dogma değildir.
Bin yıl sonrada biri çıkıp beyaz için siyahtır ifadesi kullanmayacaktır.

Dogmalar sizi bağlar diyor sn.symbol o hali ve şekli ile bağlanırsan elbette savunmak için önce bağlanacaksın hür iradeni zaten kullanamazsın.
Bu hal ile yaşayan bir insanı düşünün buradaki problem dindenmi geliyor yoksa o inancı o şekilde algılayan insandanmı geliyor burada yükümlü olarak dinimi yoksa insanımı görmeliyiz.

Bir inanç yada fikir özündeki ifadeler ile anlanmıyor ve o şekli ile hayata geçmiyorsa burada kusur kime aittir.
Ben her zaman şuna inandım kısaca

Her tür yanlış bilgi ve inanca biz insanlar her zaman talip olmuşuzdur ve bilgiye önem vermediğimiz içinde araştırmaya dahi gerek görmemişizdir.

Bakınız kısa ve öz bir örnek vereceğim dinden;

Peygamberimiz camilerde ibadetlerinde sadece farz namazlarını kılmıştır camide hiç sünnet kılmamıştır şimdi ise bu uygulama hem sünnet hem farz şeklindedir bu uygulama bu hali ile doğma bir uygulama inanış ve fikir haline gelmişmidir?gelmemişmidir?

islami inancın içinde uygulamalarda bir şeklin hurafeden ibaret olduğunu bir çok diyanetçi özellikle yaşar nuri öztürkün kitaplarından görebilirsiniz bu uygulamalar şimdi insan hatasımıdır din mi doğmadır.

Allah zaten herşeyde bilimi ve aklı rehber gösterirken nasıl olurda dine doğmatik diyebiliriz.

Doğmatik denen şeyin tek dayanağı vardır oda allahın kendisi tek doğma odur
Görmediğini algılayamadığını hissedemediğini düşündüğün bir varlığa olan inancın adı doğmadır bu fikir bunu söyler.

Havayıda görüp algılayamazsın ama var olduğunu bilirsin ve yoktur demezsin.
Kısaca biz insanların bozupta sonradanda o bozulmuş hallerine akıl erdiremediğimiz şeyler doğma diyoruz bana göre böyledir.

saygılarımla
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Aralık 20, 2012, 01:40:19 ös
Yanıtla #5
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 261

Dinlerin zahirî (ekzoterik) ve şeklî yaklaşımına karşılık, mistikler batınî (ezoterik) olarak bunları yaşar ve yobazlar, en azından ortodoks din yandaşları dâima nâhoş karşılar, hâttâ katlederler (Hallâc-ı Mansûr’u hatırlayınız). Bilimsel açıdan, hepsinin de kullandıkları yöntem kendi kendine hipnoz transına geçtikten sonra meditasyon yapmalarıdır. Bâzı özel yetenekli beyinler ve psişeler ise bunu çok yoğun yaşarlar. Masonluk da bütün bu polenlerden yapılmış bir baldır. Ritüeller ve âyinler zahirî (egzoterik), verdiği mesaj bâtınîdir (ezoterik). Mükâşefe ile rasyonel düşünceyi birleştirir. Dogmaları red etmesinin sebebi de budur...

Saygılarımla...
Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.
(Socrates)


Aralık 20, 2012, 01:53:25 ös
Yanıtla #6
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Üzülüyorum.

Çünkü çok iyi düşünen, çok iyi yazılar yazan kimi katılımcılarımız bile kavramları yanlış kullanmakta ısrarlı.

Biliyoruz ki, aşırı israrcılık ve kisinlikle caymama, giderek bağnazlıkla bağdaşır.

Masonluk dogmalardan önce bağnazlığa karşıdır. Çünkü bazı masıon kuruluşlarında deişmez ve değiştirilemez olarak öngörülen ilkeler vardır ki, deiştirilmez ve değiştirilemez olarak görülmeleri nedeniyle dogmalaşırlar.

Dinler dogma değildir. Din, inançların toplumsallaşmış, bir toplumca paylaşılmış biçimidir.

Dinlerin çoğu dogmalar içerir. Bunlar, öyle olduğu ve başka türlü olamayacağı, bilimsel kanıt aranmaksızın  inanılması gereken, "gerçek" olarak nitelenen bilgi ya da kurallardır. Bir gün gelip de bunların yanlışlığı kanıtlanacak olursa, din çküntüye uğrar. (Nitekim öyle oluyor; izliyoruz.)

Her din dogma içermez. Kurallar vardır ama bunlar disiplinin ya da yöntemli tapınmanın, bazısı ilgili kültürün gelenek ve göreneklerinin gereğidir. Bunları daha çok Mazdaizm ve Budizm gibi doğu dinlerinde görürüz. Öğütler vardır, anımsatmalar vardır, töreler vardır, dogma değil.

Dogmayı hiç kuşkusuz insan oluşturur; dini de oluşturduğu gibi.

Kimileri dini Tanrı'nın verdiğini söyler. Hiç olur mu? O zaman Tanrı tek ise tek din olurdu. Ya tanrı tek değil öve her biri kendi dinini kurmuş ya da Tanrı tek ise dini insan oluşturmuş.

Tanrı tek ise, denildiğince yüce falan ise, (yüce falan çünkü bunlar insanca tanımlar) insanlar için bir ya da birtakım dinler oluşturmaya ihtiyacı mı var ki yapmış bu işi? Hem diğer hayvanlar ne olacak bu arada?

Bakınız, ben ne Tanrı'ya, ne dine, ne de inançlara karşıyım. Ancak kimileri dini de, inancı da, haddi olmadığı halde Tanrı'yı da öylesine yahnnlış tanımlıyor, sonra tüm bunları sanki tek dinmiş gibi sırf kendi kapsamında son din olduğu iddia edildiği için öyle olduğu kabul edilen İslâm dini açısından ve tek yönlü olarak, bilimsel bilgiye de aykırı bir tarzda açıklamaya girişiyor ki, ben de ister istemez onların görüş ve değerlendirmelerine karşı çıkma durumunda oluyorum.

Bırak şu kavramları da işin esasına gel diyebilirsiniz. Tamam, doğru, ben de onu istiyorum zaten. Ancak din = dogma denilince, dinin tanrı icadı olduğu söylenince, tek din sanki İslâm diniymiş ve tek kutsal kitap sanki Kuranıkerim imiş gibi davranılınca, işin esasına nasıl gelebileceğiz ki?

İşin esasına gelelim: Öncelikle dayanmamız gereken bilimsel yöntem, bilimsel nitelikli bilgi ve akıl ilkeleridir. Ancak bu arada toleransı kesinlikle elden bırakmamalı ve bugün bilinmeyeni yadsımayıp yarın bilinebileceğine güvenmeliyiz. Gerçekleri bu ilkeler doğrultusunda araştırmalı ve incelemeli, insanların eşitliğini benimsemeli, özkgürlüklerini bağışlamalıyız. Bence işin esası işte budur. Ancak inanmak isteyen de varsın inanmak istediğine inansın; onlara da saygımız vardır çünkü insanı ve insanlığı sevmeyi öngörmüşüz bir kere...

Tanrı korkusu mu dediniz?... Tanrı korkunç değildir ki; niçin korkalım?

Tanrı sevgisi mi dediniz?... Tanrı'yı insanda severiz, insan dışı olduğundan değil.

Tüm bunlar dogna mı?... Hiç değil.
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 20, 2012, 01:59:49 ös
Yanıtla #7
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Bir yada birkaç hatta masonlarca genel kabul gören ve inanılan doğma örneği verebilirmisiniz bunu çok merak ediyorum.Aynı şeyleremi doğma diyoruz karşılıklı bunu anlamamız açısından önemli.,

Masonlar için neler doğmadır birkaç örnek lütfen

sonrada tartışılacak yönü var ise örnekler üzerinden gidelim.

Ben inançlı bir insan olarak dinimin içine hurafelik ile birlikte doğma olmuş birçok nesnenin fikrin olduğunu biliyor ve kabul ediyorum.
Yukarıdada bir örnek verdim
bir örnek daha

Geçenlerde diyanet işleri başkanı açıkladı

Ölünün ardından okunan 7,40 ve 52 diye tabir edilen ve arkasından mevlüt okuttuğumuz şekilin herhangi bir dini dayanağının olmadığını açıkladı işte bu inanç biçimi doğmadır halk kutsal ve önemli bir şey yaptığını düşünüyor çünkü.

Saygılarımla
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Aralık 20, 2012, 02:15:36 ös
Yanıtla #8
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Adam'ın şu sözüne istinaden

Alttaki örneği vereceğim
WİNDOWS

1 Erken tarih
2 Windows 3.0
3 Windows 3.1 ve NT serisinin ortaya çıkışı
4 Windows 95 ve 98
5 NT serisinin gelişimi; 3.5,3.51,4.0,5.1,6.2,7
6 Windows 2000 ve ME
7 Windows XP
8 Server 2003
9 Windows Vista
10 Windows 7
11 Windows Sürümleri Listesi
11.1 MS-DOS tabanlı ürün serisi
11.2 OS/2 serisi
11.3 NT tabanlı ürün serisi

Sn.adamın yukarıdaki sözüne verilebilecek en iyi örnek olarak görüyorum microsoftun bu ürününü.

İlk çıktığındaki yapısı ile şimdi geldiği nokta her dönem artan ihtiyaca göre şekillenip gelişmiş devamlı tasarımları artmış ihtiyaca görede ilaverleri yapılmış.

Tek allah vardır dolayısı ilede tek din vardır aksi asla ve asla mümkün değil ve olamaz ,sadece devrin ihtiyacına göre şekli değişmiş tek bir kaynaktan çıkmış bilgiler hamur hep ayı tıpkı windows ailesi gibi mutfak hep aynı .Ayrıştığımız nokta şu belkide sn.adam o pencereden bakmayı denememiş olabilir yeryüzünde tüm toplumlara peygamberler vasıtası ile o mesajı hep gitmiştir nerede bir insan topluluğu var ise bu mesaj her topluma ayrı bir din olarak verilmiş diye algılanıyorsa bir şey diyemem ben öyle algılamam çünkü aynı allah farklı şeyler söylemez,İnsanlığın kafasını bizzat karıştırmaz.

Aslında verilen mesajın özüne bakılınca her topluma verilen aynı genel ahlak prensipleri ve erdemler bunda öz olarak değişimler yok,yokta her topluma ayrı ayrı bildirildiğinden belkide bu kadar çok problem var bir sürü algı farklılığı var gibi duruyor ortada.


Hz.Musa,Hz.İsa ve Hz.Muhammed bu windows uygulamalarının birer gelişmiş versiyonudur sadece bu mantıkta.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Aralık 20, 2012, 03:26:23 ös
Yanıtla #9
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Dogma örneği: Tek allah vardır dolayısı ilede tek din vardır aksi asla ve asla mümkün değil ve olamaz.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
28 Yanıt
65437 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 08:24:27 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
14069 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 05, 2008, 02:15:26 öö
Gönderen: bugfree
1 Yanıt
4852 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 12, 2012, 06:48:22 ös
Gönderen: yazbenide
7 Yanıt
8569 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2009, 12:05:31 öö
Gönderen: aashooter
0 Yanıt
2792 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2009, 01:27:34 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
6536 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2009, 03:09:11 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
5573 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2009, 07:55:10 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
5719 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 06, 2009, 02:51:19 ös
Gönderen: Dino
13 Yanıt
12612 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 19, 2017, 10:53:42 ös
Gönderen: karahan
1 Yanıt
2778 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 10, 2017, 02:16:11 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak