KATILMIŞ ÜYELİK
Masonlukta bir locanın asil üyesinden değil de katılmış üyesinden söz edilince, bu, birbiriyle hiçbir benzerliği olmayan iki ayrı biçimde söz konusu olabiliyor.
Bunlardan biri, bir masonun, uzun bir süre için üyesi olduğu locanın bulunduğu yerden çok uzak bir yere gitmesi, ancak bu göçün geçici olması, bir gün geri döneceğini düşünmesi, bu nedenle üyesi olduğu loca ile ilişkisini kesmemesi durumunda ortaya çıkıyor. Gittiği yerdeki locaların toplantılarına konuk niteliği taşıyarak katılmakla yetinmek istemezse; oradaki bir locaya da üye oluyor. Bu durumda, önceki locasında asil üye olarak kalıyor; diğer locaya katılmış üye oluyor. Böylece, katılmış üye olduğu locanın asil üyeleriyle özdeş hakları kullanabiliyor; özdeş yükümlülükleri üstleniyor. Söz konusu diğer loca, asil üyesi olduğu büyük locaya bağlı olabildiği gibi, bir başka büyük locaya bağlı da olabiliyor.
Kimi masonların, böyle bir durumda, geçici olarak göçmüş oldukları yerdeki bir diğer büyük locaya bağlı bir locanın da asil üyesi oldukları da görülebilir. İlgili büyük localar ya bunun farkına varmaz ya da üzerinde durmayarak göz ardı eder. Aslında bir mason sadece tek bir locanın asil üyesi olmalıdır. Böyle bir durumda ya asil üyesi olduğu locayı değiştirmeli ya da diğer locaya katılmış üye olmalıdır. Ancak bazı büyük localarda “katılmış üyelik” diye bir uygulama yok. Dolayısıyla bu durumdaki bir masonun başka seçeneği kalmıyor; ya konuk ya asil üye.
Diğer tarz katılmış üyelik ise, bir masonun, aynı büyük locanın çatısı altında iki ya da daha çok locaya birden aynı anda üye olması durumu. İlgili mason, bir locanın asil üyesi, diğerlerinin ise katılmış üyesi. Bu olgu, bir masonun tek bir locanın üyesi olmakla yetinmek zorunda olmadığını benimseyen ve bu tüzüklerine bu tarz bir katılmış üyeliğe olanak tanıyan büyük localarda görülebiliyor.
Önceki tarz açık seçikti; ama ikinci bu tarz biraz karmaşık. İlgili masonun asil üyesi olduğu locasındaki yükümlülüklerinde hiçbir değişiklik oluşmayacağı kuşkusuz. Peki katılmış üye olduğu locadaki durumu ne? Yalnızca yükünü ve yükümlülüklerini mi artırıyor? Yükü ve yükümlülükleri artıyorsa yani o locaya da devam ve ödenti yükümlülüğü oluyorsa, o zaman o locadaki asil üyelerle aynı hakları ediniyor demektir.
Büyük locaların uygulamaları arasında bu bakımdan belirlenmiş farklı kurallar var. Bunlardan herhangi birinin doğru, ötekilerin yanlış olduğu da söylenemez. İlgili büyük loca kendi iç işlerini öyle düzenlemiş. Bunun Masonluğun özü ya da genel örgütlenme kurallarıyla da bir bağlantısı yok. Örneğin bir loca katılmış üyelik diye bir statüyü hiç benimsemezken, bir diğerinde katılmış üye locada görev alabiliyor hatta belki üstad-ı muhterem bile olabiliyor
Bu konuda daha birçok şey yazabileceğimi sanıyordum ama bitti; bu kadar. Konuyu genişletmek ya da soru yöneltmek isteyen olursa ne âlâ.