Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Işığı Aramaktır Masonluk  (Okunma sayısı 11533 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 14, 2011, 05:29:08 ös
  • Ziyaretçi

Masonluk hakkında yazabileceğim onlarca konu var. Yalan değil, sevdiğim ve beğendiğim bir felsefe. Şimdi düşünüyorum da ilk yazımı okuduğumdan beri 12 sene geçmiş. Dile Kolay! Tam 12 sene...

Peki neydi beni böyle bağlayan? Böyle sevmemi sağlayan?

Ezoterizme merak sardığım günlerdi. Okuldan çıkmış yine her zaman ki gibi "sahafları" tavaf ediyordum. Birkaç kez bahseldilmişti Masonluktan özel hayatımda. Evde ki dergi ve kitaplardan okumuştum tarihçesini ve felsefesini. Ama yalan değil, ilk okuduğumda öyle çok sevmemiştim. Belki de tam olarak anlamadığım için sevmemiştim. Belki yaşım çok gençti. Belki o dönemlerde ki önceliklerim farklıydı.

Dediğim gibi bir gün sahafları turlarken, bir dergi buldum. Biz haricilerin elimize geçmesi pek istenmeyen dergilerden. Merak edip aldım. Bilen bilir sahafların aşağısında, çok güzel bir nargileci vardır. Girişi hafif metruk, eski mezarlar var girişinde. Okuldan sonra ilk adresimdi orası benim. Aldım dergimi, oturdum ve okumaya başladım...

Genelde evde okuduğum dergilere benziyordu. İlk etapta öyle çok sarmamıştı beni. Ama huyum kötüdür, beğenmesem de illa ki sonuna kadar okurum kitap veya dergileri...

Tam oflaya puflaya okuyordum ki, bir yerde tıkanıp kaldım. Okuyorum okuyorum ama ne anlayabiliyor ne de bir sonra ki paragrafa geçebiliyorum. Beynim durmuştu sanki. Diğer paragraflara geçiyorum ama nafile, aklım hala o kısımda. Hani bazen olur ya, kelimelerle tarif edemezsiniz ama birşey vardı sizi çeken içine. Birşey vardır, sanki kimyanız uyuşmuştur. Birşey vardır hani; orada kalır devam edemezsiniz. İşte öyle bir cümleydi bu benim içinde. Neydi mi o cümle:

"O halde mabedimizi tetkik edersek, kendimize; kendimizi tetkik edersek "K:. U:. M:." a gideriz ve görürüz ki Kainatın Ulu Mimarı içimizdedir."

İşte ben burada tıkandım kaldım o gün. O günden sonra, elime geçen herşeyi okudum. Danışabileceklerime danıştım. Gerek iş gerek özel sebeplerden aralıklı olarak araştırmalarım yavaşladı. Ama hiç durmadı!

Bugün hala tam olarak anlayamadığım ve belki hiçbir zaman da anlayamacağım bir cümle yüzünden ben sevdim Masonluğu....

Türkiye de maalesef çok zor Masonluğu öğrenmek ve araştırmak. Yaftalanmak çok kolay. Locaların işleri de zor. Biz haricilerin bilgiye ve doğruya ulaşabilmesi öyle kolay değil maalesef.
Bu konuyu gerek bu forumda gerekse özel hayatımda çok tartıştım. Hem hak veriyordum hem de veremiyordum...

Amerika farklı, Türkiye de farklı olmamalıydı. Gidip konuşabilmeliydim rahatlıkla. Araya bazı kulüpleri veya büyüklerimin girmesine gerek kalmamalıydı bana göre. Ben seviyordum arkadaş :) nasıl olurda kapılar açılmazdı ?

Arkadaşım benim için kitap almaya gitdiyordu ve bu sayede tanışma yemeği için çağrılmıştı. Bir de telefonda balklandıra ballandıra anlatmıyor muydu!!

Sordum herekese. Neden burası böyle diye. Hep aynı cevap. Özel sebepleri var, iki farklı coğrafyayı karşılaştırıyorsun sen. Türkiye farklıdır !

Bazen bu zorluklar bana "yeter artık" bile dedirtti. Aradığım kefil değildi ki benim. Tanışmak neden bu kadar zordu ? Hala da anlayamıyorum ve kimse kusura bakmasın ama temel felsefeye ters geliyor bana.

Evernsellikten bahsediliyorsa. Eşitlikten ve Hür iradeden bahsediliyorsa. O zaman coğrafi farklılık olamaz! Olmamalı! Eğer olursa bunun adı eşitsizlik ve adaletsizlik olur ki, temel amaca aykırıdır.

Ben araya kimseyi koymadan. Tıpkı Amerika da ki arkadaşım gibi kapıyı çalıp gidip görüşebileceğim günleri bekliyorum. İşte o gün, yani bireysel olarak gittiğimde. Yani araya bir büyüğüm girmeden, sahip olduğum birkaç kulüp kartını kullanmama gerek kalmadan, "Ben Masonluğu merak ediyorum. Okudum araştırdım ve seviyorum. Ama gerek sanal ortam gerekse kitaplar yetersiz geliyor artık. İşte bu sebeple kapınızı çalıyorum" diyebileceğim günleri bekliyorum...

O gün gelene kadar ışığı arayışım devam edecek. Ben bireysel olarak gidebileceğim gün bence o ışık gerçekten tüm çıplaklığı ve parkalığıyla parlayacak. İşte o gün Masonluk Türkiye de hakettiği değeri bulacak....

Bu yazdıklarımı bir büyüğüme de yazmıştım. Burası çok zor, yapamıyorum artık çok yoruldum demiştim. Gelen cevapten bir kısmı paylaşıyorum sizlerle;

"Bir kapı kapanırsa, bin kapı birden ardına kadar açılır...

Zorluklarla mı karşılaştın, ümitsizlik yok! Zira sen ışığı arayansın. Kapıyı yalvararak,
edeple çalmayı biliyorsan eğer, o kapı açılacaktır, bekle!

Kötülük, art niyet, yalan bulaşmamışsa yüreğine, kapının ardına kadar açıldığını göreceksin, sabret!

Karanlıklar mı bastı gönül dünyana? Ümitsizlik yok! Sen, ışığı arayansın. Karanlıklardan
aydınlıklara çıkacağın gün yakındır! Uzat aciz ellerini...

Sadece; Sabret! ve Bekle!"


Bende bekleyeceğim, sabırla...

İşte bu sebeplerden benim için Masonluk; IŞIĞI ARAMAKTIR. SABIRLA ....

Not: Daha önce benzer bir yazı yazdığımda. Sanki bu siteye sitem ediyormuşum gibi algılayanlar oldu. Belirtirim ki "sitemim bu siteye değil". Bu site sayesinde pek çok şey öğrendim. Ve bu sebeple herzaman kendimi borçlu hissedeceğim.


Saygılarımla



Şubat 14, 2011, 05:50:21 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın sundance'ın dediklerine katılırım, konuyu birak gizemci (mistik) açıdan değerlendirmiş oluşuna karşın...

Evet, masonluk (mason oluş) ışığı aramaktır. [Burada özellikle Masonluk diye baş harfini büyük kullanmamak gerek, çünkü öyle olunca kurumdan söz edilmiş olur, kişiden değil.]

Ancak o kadarla kalmaz. Alınan ışığı yansıtmaktır da masonluk. Yansıtılmayan ışık sadece bireyi aydınlatır. Bu ise bencillik olur. Oysa bir masonun kesinlikle bencil olmaması, kendisi gibi başkalarını da düşünmesi gerekir.

Buradaki "ışık" kavramının simgesel değerlendirmesini herkes kendine göre yapabilir.

Sayın sundance bir bakıma sorunlu... Üstelik o sorunu Türkiye'deki masonlara ya da mason kuruluşlarına yüklüyorama bence yanlış. Türkiye'deki masonlar onunla Amerika'daki masonlardan çok daha yakından, çok daha içten konuşur, görüşür. Sayın sundanrce bunun olmayacağını sanıyor; çekiniyor belki. Biraz ön yargı mı var acaba bu çekinmede.

Sabırla beklemek... Godot'yu bekler gibi. Sen uzat elini; ilk girişim senrden gelsin. Türkiye'deki masonlar keandilerine uzatılan iyi niyetli her eli tutar. Kaygılanmaya gerek yok.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 14, 2011, 06:13:34 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Sayın ADAM,

Güzel yorumlarınız için gerçekten teşekkür ederim.

Ama önyargılı yaklaştığım kısmına pek katılmıuyorum. Belki gerçekten öyle yaklaşıyorumdur ama ben öyle algılamıyor olabilirim. Ama kalpten inanın ki bir önyargım yok.

Sayın ADAM, sizinle çok kez paylaştım yaşadıklarımı. Hatta forumda da paylaştım ama paylaştığım da konu amacını şaşırdı.

Öncelikle ben kesinlikle "kefil" lik için bir arayış içinde değilim ( Sayın ADAM size değil bu cümlem, belki beni neden localara ulaşmak istediğimi yanlış anlayanlar olabilir diye) Ben pek çok defa aradım ama yok! Cevap gelmedi...

Ben pek çok Yurt Dışında ki Locayla görüşüyorum. Sağolsunlar çok ilgilendiler. Hatta arkadaşlarım araya girmesin diye, tanımadığım Localara da mail attım ya da aradım. Sonuç aynı, hep cevap aldım veya telefonlarıma cevap verildi. Sanıyorum ki HKMBL nin telefon kayıtları saklanıyordur. Telefonumu  verebilirim ki bakılsın kaç defa aramışım diye.

Ben bazı şeyleri anlayamıyorum belki de. Ya da anlatamıyor da olabilirim. Ama Türkiye de çok ama çok zor. İlla ki destek gerekiyor. Bu mantık da bana ters geliyor.

Saygılarımla
« Son Düzenleme: Şubat 14, 2011, 06:20:02 ös Gönderen: sundance »


Şubat 14, 2011, 06:17:57 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 159
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Ancak o kadarla kalmaz. Alınan ışığı yansıtmaktır da masonluk. Yansıtılmayan ışık sadece bireyi aydınlatır. Bu ise bencillik olur. Oysa bir masonun kesinlikle bencil olmaması, kendisi gibi başkalarını da düşünmesi gerekir.

Sayın sundance çok güzel bir konu üzerine yazmış ve Sayın Adam da çok güzel bir ekleme yapmış.
Ben ışığı yansıtmak konusunda durmak istiyorum:

Işığa kavuştuktan sonrası bence aydınlanma yolunda çok daha önemli bir aşamadır. Çoğu insan ışığı kendini aydınlatmak için arar. Bu "ben"ci tavır "biz" olma yolunda büyük bir engel oluşturur. Esas olan ise ışığı yansıtmaktır. Işığı yansıtmak içinse ya ışık kaynağı olmalı ya da "ayna" olunmalıdır.  Ayna olmak için ise birçok aşama gerekir. Ayna hepimizin bildiği üzere camın "sır"lanması ile yapılır. Cam ise kumdan yani taştan yapılır. Kişi "ayna" olabilmesi için önce kendini bilmesi gerektiğinden "taş"ını ışığın ateşi ile şeffaflaştırmalı, içini görebilmelidir.

Işık ateşi ile şeffaflaşan bu "taş" cam halini aldıktan sonra sırrı hakikati aramaya başlar.  Cam "sır" ile kaplandığında karanlığı arkasında bırakır ve ışığı tamamen yansıtmaya başlar. "Taş" "ayna" olmuş ve ışığı yansıtmaya nice taşları aydınlatmaya başlamıştır.
Bu taş için isterseniz "Felsefe taşı" isterseniz "kuartz" diyebilirsiniz, sizin ne açıdan baktığınızla ilgilidir.

Ayna olmak zordur, Her ayna mutlaka "sır"lanmıştır ve karanlık "sır"rın ardında kalmıştır.
Bir sonraki aşama kaynak olmaktır. Ki bu ancak kaynağa ulaşabilmekle mümkündür.

Saygı ile.
« Son Düzenleme: Şubat 14, 2011, 06:30:24 ös Gönderen: alcyone »
veritas lux mea.


Şubat 14, 2011, 10:09:48 ös
Yanıtla #4
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Sudace gerçekten çok samimi ve içten duygularını güzel bir yazıyla bizlere aktarmış. Beğenerek okudum ve Türkiye deki zorluklarla ilgili yazdıklarına katılıyorum.


Şubat 14, 2011, 11:05:01 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 324
  • Cinsiyet: Bay

"O halde mabedimizi tetkik edersek, kendimize; kendimizi tetkik edersek "K:. U:. M:." a gideriz ve görürüz ki Kainatın Ulu Mimarı içimizdedir."
Türkiye de maalesef çok zor Masonluğu öğrenmek ve araştırmak. Yaftalanmak çok kolay. Locaların işleri de zor. Biz haricilerin bilgiye ve doğruya ulaşabilmesi öyle kolay değil maalesef.
Bu konuyu gerek bu forumda gerekse özel hayatımda çok tartıştım. Hem hak veriyordum hem de veremiyordum...
Amerika farklı, Türkiye de farklı olmamalıydı. Gidip konuşabilmeliydim rahatlıkla. Araya bazı kulüpleri veya büyüklerimin girmesine gerek kalmamalıydı bana göre. Ben seviyordum arkadaş :) nasıl olurda kapılar açılmazdı ?
Bazen bu zorluklar bana "yeter artık" bile dedirtti. Aradığım kefil değildi ki benim. Tanışmak neden bu kadar zordu ? Hala da anlayamıyorum ve kimse kusura bakmasın ama temel felsefeye ters geliyor bana.
Ben araya kimseyi koymadan. Tıpkı Amerika da ki arkadaşım gibi kapıyı çalıp gidip görüşebileceğim günleri bekliyorum. İşte o gün, yani bireysel olarak gittiğimde. Yani araya bir büyüğüm girmeden, sahip olduğum birkaç kulüp kartını kullanmama gerek kalmadan, "Ben Masonluğu merak ediyorum. Okudum araştırdım ve seviyorum. Ama gerek sanal ortam gerekse kitaplar yetersiz geliyor artık. İşte bu sebeple kapınızı çalıyorum" diyebileceğim günleri bekliyorum...
O gün gelene kadar ışığı arayışım devam edecek. Ben bireysel olarak gidebileceğim gün bence o ışık gerçekten tüm çıplaklığı ve parkalığıyla parlayacak. İşte o gün Masonluk Türkiye de hakettiği değeri bulacak....

Ne güzel Sayın Sundance, Işığı aramak sürekli devam ederse bir sonucu olacaktır elbet.Bir büyüğüm de bana içinde herkes bir cevher taşır.Kimi onu köreltir, kimi işler, kimi onu hem işler hem insanların bundan faydalanmasını sağlar demişti...Amerika ve Türkiye her yönden farklıdır.Zira bizim ülkemiz daha bir çok şeyi sindirememişken; saygıdan, demokrasiden bahsetmek yersizdir.Ya güven? Tabi ki hayır.Birine sadece kefil olmak bile yetmez güvenmek için.Güven kurumunun inşası yıllar alır.Bize düşen arayışımızı sürdürmektir.Şartlar ne olursa olsun çabalar, emekler karşılıksız kalmaz.Bildiğiniz gibi öncelikle kendi içinizde başlar yolculuğunuz.İçinizde bu yolculuğa çıktıysanız ben istediğiniz yerde son bulacağına eminim.




Bu yazdıklarımı bir büyüğüme de yazmıştım. Burası çok zor, yapamıyorum artık çok yoruldum demiştim. Gelen cevapten bir kısmı paylaşıyorum sizlerle;

"Bir kapı kapanırsa, bin kapı birden ardına kadar açılır...

Zorluklarla mı karşılaştın, ümitsizlik yok! Zira sen ışığı arayansın. Kapıyı yalvararak,
edeple çalmayı biliyorsan eğer, o kapı açılacaktır, bekle!

Kötülük, art niyet, yalan bulaşmamışsa yüreğine, kapının ardına kadar açıldığını göreceksin, sabret!

Karanlıklar mı bastı gönül dünyana? Ümitsizlik yok! Sen, ışığı arayansın. Karanlıklardan
aydınlıklara çıkacağın gün yakındır! Uzat aciz ellerini...

Sadece; Sabret! ve Bekle!"


Bende bekleyeceğim, sabırla...

İşte bu sebeplerden benim için Masonluk; IŞIĞI ARAMAKTIR. SABIRLA ....

Hazreti İsa'nın bir deyişini hatırladım forumda pek çok kez geçmiştir.
"İsteyin size verilecektir, arayın bulacaksınız, kapıyı çalın size açılacaktır." yolculuğunuz ve arayışınız daim olsun.

Not: Daha önce benzer bir yazı yazdığımda. Sanki bu siteye sitem ediyormuşum gibi algılayanlar oldu. Belirtirim ki "sitemim bu siteye değil". Bu site sayesinde pek çok şey öğrendim. Ve bu sebeple herzaman kendimi borçlu hissedeceğim.


Forum kurallarından bildiğimiz gibi site kimseye mason olması için yardım  etmiyor belki.Ama aslında bu sadece teorikte bence.Bu site masonluğun doğru tanınmasıyla , tam olarak doğru anlaşılmasıyla en büyük görevini ifa ediyor. Ne mutlu Sayın Adam, Sayın Mason ve diğer üyelerimiz bu ortamda ışık saçıyorlar.

Saygılarımla.




« Son Düzenleme: Şubat 14, 2011, 11:07:55 ös Gönderen: Nomen est omen »


Şubat 15, 2011, 09:06:24 öö
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Sn abilerim Bi çoğunuzun benden büyük olduğunu tahmin ederek  yazıyorum,
Yazı Çok Güzel Aydınlanma insanın içinde olmalı bence yani aslında içinde hep bi ışık var ama seni aydınlatmıyodur günü gelir aydınlatır ama öyle hemen sencil olunmaz önce kalbindeki aydınlığı beyninde besleyip sonra aldığın nefesle yediğin yemekle kokladığın çiçekle birleştirmek lazım bu aydınlanma tamamlandıkdan sonra bencil aydınlığı bırakıp başkalarını aydınlatmaya başlanılabilir.
Biliyorumki yazıma tepkiler olucakdır yediğimiz yemekle ne alakası var her yiğidin yoğurt yiyişi vardır derler ya aydınlanmış adamda nasıl yediğinden duruşundan dahi anlaşılır. Gördüğün anda he bu adam bilgili düşünmüş adamdır dersin aydınlanmış olduğunu hissedersin aydınlanma sadece masonlukla olmaz tabikide senin düşüncenede saygım var abicim ama genç bi adamım ben aydınlanmamı tamamlamadığımdan kesinlikle eminim yaşıtlarıma göre sinirlerime hakim olma kültürlü ve bilgili olma konusunda önde olsamda hala başaramadığım şeyler var. Arkadaşlarım bana İhtiyar cingöz derler Cingöz recai yi okumuş olan kişiler bilir ve o anda tanırlar beni :D Herkezin gözünde aydınlanma farklı olabilir Ben Mevlana gibi aydınlanmayı isterim Din, tarih, kültür, bilgi, gibi konularda herkezden fazla bilgili olmayı isterim bu benim bencil olduğumu değil doymak bilmeyen okuma isteğinden olduğunu bilmenizi  isterim.

Aranız yeni geldim dolayısı ile tepki alıcağımı düşünmüyor değilim. Benim hakkımda yazarken 18 yaşımda olduğumu bilmenizi isterim.


Şubat 15, 2011, 10:57:35 öö
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Ancak o kadarla kalmaz. Alınan ışığı yansıtmaktır da masonluk. Yansıtılmayan ışık sadece bireyi aydınlatır. Bu ise bencillik olur. Oysa bir masonun kesinlikle bencil olmaması, kendisi gibi başkalarını da düşünmesi gerekir.

Sayın sundance çok güzel bir konu üzerine yazmış ve Sayın Adam da çok güzel bir ekleme yapmış.
Ben ışığı yansıtmak konusunda durmak istiyorum:

Işığa kavuştuktan sonrası bence aydınlanma yolunda çok daha önemli bir aşamadır. Çoğu insan ışığı kendini aydınlatmak için arar. Bu "ben"ci tavır "biz" olma yolunda büyük bir engel oluşturur. Esas olan ise ışığı yansıtmaktır. Işığı yansıtmak içinse ya ışık kaynağı olmalı ya da "ayna" olunmalıdır.  Ayna olmak için ise birçok aşama gerekir. Ayna hepimizin bildiği üzere camın "sır"lanması ile yapılır. Cam ise kumdan yani taştan yapılır. Kişi "ayna" olabilmesi için önce kendini bilmesi gerektiğinden "taş"ını ışığın ateşi ile şeffaflaştırmalı, içini görebilmelidir.

Işık ateşi ile şeffaflaşan bu "taş" cam halini aldıktan sonra sırrı hakikati aramaya başlar.  Cam "sır" ile kaplandığında karanlığı arkasında bırakır ve ışığı tamamen yansıtmaya başlar. "Taş" "ayna" olmuş ve ışığı yansıtmaya nice taşları aydınlatmaya başlamıştır.
Bu taş için isterseniz "Felsefe taşı" isterseniz "kuartz" diyebilirsiniz, sizin ne açıdan baktığınızla ilgilidir.

Ayna olmak zordur, Her ayna mutlaka "sır"lanmıştır ve karanlık "sır"rın ardında kalmıştır.
Bir sonraki aşama kaynak olmaktır. Ki bu ancak kaynağa ulaşabilmekle mümkündür.

Saygı ile.




Güzell!...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
18474 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 17, 2016, 06:51:04 ös
Gönderen: Tesla
1 Yanıt
9730 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 27, 2008, 02:54:49 ös
Gönderen: Isis
Edison Ve Işığı

Başlatan kudüs prensi « 1 2 » Insan

11 Yanıt
6166 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 24, 2014, 02:17:23 ös
Gönderen: Sade
3 Yanıt
10540 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 20, 2011, 09:51:07 ös
Gönderen: Cin Ruhi
13 Yanıt
10065 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 18, 2011, 11:13:20 ös
Gönderen: Asli
1 Yanıt
3383 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 19, 2013, 06:43:59 ös
Gönderen: ceycet
5 Yanıt
4122 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 11, 2014, 08:18:26 öö
Gönderen: remz
0 Yanıt
1755 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 06, 2013, 11:26:54 ös
Gönderen: scherif
2 Yanıt
2514 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 10, 2014, 04:18:15 ös
Gönderen: Alşah
0 Yanıt
1738 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 17, 2013, 04:19:00 ös
Gönderen: evvah