Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Taş atan sözde çocuklar.  (Okunma sayısı 11088 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 05, 2009, 05:09:04 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Taş atan piçler!..
Behiç Kılıç - Yeniçağ - Niğdeli Amerikancı para babasının TV"si, Apo"nun at uşaklarından bir çakalı “ilçe başkanı” diye çıkarıverdi ekrana, o da önce şu sokakları yakan çakal sürüsünü haklı çıkarıverdi!..
05 Aralık 2009 Cumartesi 00:08
 Çünkü  “sayın” Apo"ları öyle istemiş!..
Herif (Malum çetenin ilçe başkanıymış!!) açık seçik böyle söyledi.. Şu p****lerin sokaklara sürüldüğü olayları Apo istemiş!..
Çünkü “sayın” eşkıya başı muhatap alınmıyormuş ve yol haritası açıklanmıyormuş!..
Bir de, İmralı"da beş milyon dolar harcanarak kendisi için yapılan yeni  “makamı”  beğenmemiş efendi hazretleri!..
Niğdeli Amerikancının televizyonunun programcı müsveddesi, çete sözcüsü çakalın söylediklerini müdahalesiz aktararak milletin (dinleyenin) kanını oynatıyor!..
Tezgah budur, hıyanet koalisyonu da budur işte..
Düşman diye sadece PKK"ya bakmayacaksın dahilde de..
Bu sermayenin kreması kodamanlar da, iplerini tutan Batının emri ile, PKK çetesi dahil tüm haşeratın işbirlikçisidir.. Hiç olmazsa PKK açıktan  “düşmanım”  diyor.. Bunları kollayan malum sermaye acentası ABD"ci AB"ciler sinsi düşmandır!.. Truva atlarıdır.. Misal 30 Ağustos"ta müthiş ulusalcı, 10 Kasım"da herkesin önünde Atatürkçüdürler.. İnanmayan açsın ellerindeki mevkuteye, o günlere baksın... Ama hemen akabinde de asli işlerine, ülkeyi yeni Sevr"e hazırlamaya dönerler, Batılı efendilerinin emri ile!..
Bu anlattığım da ol babda bir ara üründür!.. Sokağa sürülen PKK"lı çakalların  “haklı”  olduklarını aşılamaya yönelik bir çaba.. Son günlerde hız verdikleri bir konudur.. İzmir üzerinden Cumhuriyet, Atatürk tutkunlarına saldırıyorlar, İzmir"i basan eşkıyayı aklamaya uğraşıyorlardı. (Ayağı çukurdaki imparatorun gazetesindeki kevaşenin yazıları örnektir!!)
Şimdi sıra  “taş atan p****leri” aklamada!..
Malum onlar sabi sübyandır!.. (7-10 yaşlarındaki harbi sübyanlar bir yana onlara sözüm yok, onları sokağa süren alçakların seviyesidir bu kahpelik.)
17 yaşındaki sübyanlar!..
Ne olduğunu biliyoruz... AB bastırması ile de 17 yaşındaki eşkıyanın yakası kurtarıldı, çocuk muamelesi görmeleri sağlandı...
Şimdi bu  “17 yaş sübyanların”  icraatlarını sindire sindire izliyoruz!!
Yaparlar tabii!.. Yapınca başlarına bir iş gelmiyor ki!! Dahası onları sokağa sürenlerin sonsuz vaatleri var kendilerine!.. Türkiye"yi ele geçirince hepsine zenginlikler sunulacak, bol keseden vaat bu!.. Bunlar da Panço Villa"nın avantacı biraderinin hayaliyle, parsa kapmak için saldırıyor Türk halkına!..
Demokratiktirler ya çakallar!..
Pardon sabiler!..
Piçler!!.
Derim böyle!.. Belediye otobüsündeki 17 yaşındaki kızın üstüne molotof  atarak, genç kızın hayatını yakanın tanımı budur.. *..!
Adam, çoluğunu çocuğunu arabasına almış, bayram ziyaretine gidiyor.. Çocukların da içinde olduğu araca molotof atıyorlar!! Nedir bunlar, hadi siz söyleyin..
Vatandaşın ekmek teknesi bakkal dükkanlarının camını çerçevesini aşağı indiriyorlar, neden?.. Çünkü bu sokağa salınan sabiler, karaktersiz, on çocuklu sapkın aile yapılarının ürünleridir ve meslek olarak kap kaç, hırsızlık, yankesicilik, her türlü ahlaksızlık üzerine eğitimlidirler!..
PKK maskesi de, adiliklerini perdeleme, günahlarına gerekçe sunmada kullandıkları alçaklık ürünü..
Bunlar su sıkmakla itlaf olur mu?!
Olur diyen, bu çakal sürüsünün karakol basmaya uzayan cüretinden ders çıkarsın.
Size de iyi uykular paşa hazretleri!..


Tesadüfen okuduğum bu yazıyı sizlerle paylaşmadan edemedim.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Aralık 05, 2009, 09:13:52 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Yaşı müsait olanlar anımsayacaktır ; bir Erdal Eren vardır , şuan ergen grubun "ünlü bir türk ressamı" diye tanıdıkları Evren Paşa bu Erdal Eren için "Asmayalım da besleyelim mi? " demiştir , demiştir de bir de rahat asmak için Erdal Eren'in yaşını apar topar büyütüvermişlerdir. Erdal Eren'in suçu nedir ki yaşı bile büyütülerek asılmak istenmiş ve bu utanmadan telaffuz edilebilinmiştir. ??

Şimdi sloganlar değişmiştir ; şimdi asılmanın çok yetersiz kalacağı suçları  işlettirip utanmadan bir de taleplerde bulunmaya cüret eden insan ziyanlığının yeterince rahatını temin edememekteyiz....(?) Kendisine yeni arkadaşlar gönderilmeli , arzu ediyorsa aile kurması temin edilmeli , spordan sanata , gastronomiden uzay bilimlerine varana dek her konuda bilgi ve yardım sunulmalı , kendisine "gak deyince havyar , guk deyince şampanya ikram edilmelidir.

Hoşgörü , sınırdan muaf değildir ve artık Türk'ün sabrı taşmıştır....


Herkes sayıyla  kendine gelse uygun olur. Olaylar  formel ayrılıklara varırsa , Türk bundan zarar görmeyecektir. Bir düşünülsün , kimin hayatı değişecektir ? Kimin mesken ve yaşam alanı kaybı olacaktır?  Kim manevi-maddi zarar görecektir? Kim ayıklanacak ve deporte edilecektir? Kim eskiden kendinin olan toprağa pasaportla girmek durumunda kalacaktır? İnanın ki bundan zararlı çıkacak olan Türk değil ....


Bu toprak birarada düzgün dursunderken , bunu kendimizi ilgilendiren bir fayda duygusuyla söylemiyoruz. Çok nadir gidilen , ulusun rasyolarını düşüren , devamlı zarar ziyana yol açan topraklar için "tümlük korunsun" derken , oraların aidiyetini taşıyan vatandaşlar için tümlük olsun diyoruz. Yoksa elbette , ülke geliri 73 milyona değil ,diyelim 50 milyonataksim edilir , kişi başı gelir artar , AB'ye daha hızlı girilir , ülkenin eğitimli ve problemsiz kısmı OECD raporlarında çok yüksek çıkar v.s. v.s. Ayrışmalardan türk zararlı çıkmaz , durup dururken masum güneydoğulu vatandaşlar zarar görmesin diye ulusun tümlüğü dursun diyor olmamız , İstanbul'un göbeğinde eşkıyaya cirit attırırız demek değil..

Herkes başını eline alıp düşünmeli , geri dönüşünü hesap edemeyeceği fitilleri ateşlemeye kalkmamalıdır.

Saygılarımla

« Son Düzenleme: Aralık 05, 2009, 09:16:56 ös Gönderen: Nueva »
Quality has no fear of time ..


Aralık 05, 2009, 11:06:27 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 784
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Nueva,

Öncelikle yaşanalardan en az sizin kadar rahatsız olduğumu belirtmek isterim.

Fakat bir kaç konuya da değinmeden geçemeyeceğim.

1. Evet suç işleyenlerin cezalandırılması gereklidir. Hukuk bölümü mezunu üyeler belki sürecin nasıl işleyeceğini bize açıklarlar. Fakat  hiç bir nedenle, hele hele bu bir çocuksa argo sözler kullanılmamalıdır, insan olana yakışmaz. Sonuçta hepimiz biliyoruz ki çocuklar bilerek kullanılıyor. Önemli olan çocukların kullanılmasına sebeb olan mekanizmanın çökertilmesidir.  

2. Köşe yazısında da belirtildiği gibi bir kışkırtma amaçlanıyorsa (yoktur demiyorum) bundaki amacın Kürt-Türk çatışmasının körüklenmesi olduğunu görmemek mümkün değildir.

 "ve artık Türk'ün sabrı taşmıştır",      "Herkes sayıyla  kendine gelse uygun olur. Olaylar  formel ayrılıklara varırsa , Türk bundan zarar görmeyecektir. Bir düşünülsün , kimin hayatı değişecektir ? Kimin mesken ve yaşam alanı kaybı olacaktır?  Kim manevi-maddi zarar görecektir? Kim ayıklanacak ve deporte edilecektir? Kim eskiden kendinin olan toprağa pasaportla girmek durumunda kalacaktır? İnanın ki bundan zararlı çıkacak olan Türk değil ...."

   şeklinde dile getirdiğiniz sözleri bir düşünün, amaçlananın  sizin gibi bir çok kişinin  bunları düşünmesini sağlamak değilmidir? Dikkat ederseniz daha önce  "Kürt sorunu", "PKK ile mücadele sorunu" gibi adlandırılan sorunlar artık "Kürt-Türk" sorununa dönüştürülmek üzeredir.

Madem bir oyun var o oyunu siz bozun. Bu oyun ezberler bozulmadan bitecek bir oyun değildir.

3. Demokratik açılım konusuna gelince, sizce bu açılmı en fazla DTP ve yandaşlarının desteklemesi gerekmez mi? Gelin görin ki bu işten onlar da rahatsız, onları kullanan veya onlar sayesinde varlık gösteren bir çok camiada!....

Sınırda teslim olan  grubun yaptığı şovun saçmalığını konuşmaya bile gerek duymuyorum.

Bu ülkeyi seven siz ve sizin gibi eğitimli insanlar, bu olayları sıradan bir vatandaş gibi bakılması istenen noktadan bakarak değerlendiremezsiniz.Öncelikle irdelemelisiniz, farklı açılardan bakmalısınız. Bilimsel metotlarla çözümü bulmaya çalışmalısınız. Aksine hiçbirimizin hakkı yok. Bu işin sokak söylemleriylede çözülemeyeceği ortadadır. Sadece silahlı mücadeleyle çözülemeyeceği de bizzat genelkurmay başkanı tarafından dile getirilmiştir.

Ne yazık ki barış her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor.(Akla  kurgulanmış bir kaos ve sonrasında ortaya çıkacak  planlanmış bir müdahale ve yeni bir düzende gelmiyor değil!)


Saygılarımla,


« Son Düzenleme: Aralık 05, 2009, 11:11:01 ös Gönderen: dogudan »


Aralık 06, 2009, 12:46:08 öö
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Yaşı müsait olanlar anımsayacaktır ; bir Erdal Eren vardır , şuan ergen grubun "ünlü bir türk ressamı" diye tanıdıkları Evren Paşa bu Erdal Eren için "Asmayalım da besleyelim mi? " demiştir , demiştir de bir de rahat asmak için Erdal Eren'in yaşını apar topar büyütüvermişlerdir. Erdal Eren'in suçu nedir ki yaşı bile büyütülerek asılmak istenmiş ve bu utanmadan telaffuz edilebilinmiştir. ??

Şimdi sloganlar değişmiştir ; şimdi asılmanın çok yetersiz kalacağı suçları  işlettirip utanmadan bir de taleplerde bulunmaya cüret eden insan ziyanlığının yeterince rahatını temin edememekteyiz....(?) Kendisine yeni arkadaşlar gönderilmeli , arzu ediyorsa aile kurması temin edilmeli , spordan sanata , gastronomiden uzay bilimlerine varana dek her konuda bilgi ve yardım sunulmalı , kendisine "gak deyince havyar , guk deyince şampanya ikram edilmelidir.

Hoşgörü , sınırdan muaf değildir ve artık Türk'ün sabrı taşmıştır....


Herkes sayıyla  kendine gelse uygun olur. Olaylar  formel ayrılıklara varırsa , Türk bundan zarar görmeyecektir. Bir düşünülsün , kimin hayatı değişecektir ? Kimin mesken ve yaşam alanı kaybı olacaktır?  Kim manevi-maddi zarar görecektir? Kim ayıklanacak ve deporte edilecektir? Kim eskiden kendinin olan toprağa pasaportla girmek durumunda kalacaktır? İnanın ki bundan zararlı çıkacak olan Türk değil ....


Bu toprak birarada düzgün dursunderken , bunu kendimizi ilgilendiren bir fayda duygusuyla söylemiyoruz. Çok nadir gidilen , ulusun rasyolarını düşüren , devamlı zarar ziyana yol açan topraklar için "tümlük korunsun" derken , oraların aidiyetini taşıyan vatandaşlar için tümlük olsun diyoruz. Yoksa elbette , ülke geliri 73 milyona değil ,diyelim 50 milyonataksim edilir , kişi başı gelir artar , AB'ye daha hızlı girilir , ülkenin eğitimli ve problemsiz kısmı OECD raporlarında çok yüksek çıkar v.s. v.s. Ayrışmalardan türk zararlı çıkmaz , durup dururken masum güneydoğulu vatandaşlar zarar görmesin diye ulusun tümlüğü dursun diyor olmamız , İstanbul'un göbeğinde eşkıyaya cirit attırırız demek değil..

Herkes başını eline alıp düşünmeli , geri dönüşünü hesap edemeyeceği fitilleri ateşlemeye kalkmamalıdır.

Saygılarımla



Sn Nueva,

Sizin bu talihsiz yazinizi okuyunca Sn MASON'un sizi hangi ozelliklerinizden dolayi tarafsiz olunmasi gereken yonetici pozisyonuna foruma geldiginizden kisa bir zaman sonra apar topar atadigini dusunmeye basladim.

-Hukukcu olmadiginiz halde butun ailenizin hukukcu olmasi mi?
-Babanizin bir savci olmasi mi?
-Vural Savas'in sizin aile dostunuz olmasi mi?
-Sizi foruma gelir gelmez ilk once okudugumuz etrafinizda surekli gorustugunuz bir cok Mason olmasi mi?


veya kuvvetle ihtimal

- Sn MASON'un yakin arkadasi olmaniz mi?



Herkes milliyetci olabilir. Herkes kendi degerlerinin savunuculugunu yapabilir. Buna Kurt halki da Turk halki da, Ermeni halki da, Rumlar da, Yahudiler de dahildir. Ancak tabiki milliyetciligin sinirlarina vandalizmin basladigi ve yer alti darbe orgutlerinin sey pardon gunluklerinin basladigi yerde  dur denilir. Siz uc bes capulcunun provakatif eylemleri yuzunden , hem de masum cocuklarin kullanildigi eylemler yuzunden bir milleti tehdit edercesine -Kurt halki bile diyemiyorsunuz- asirlardir yasadiklari topraklardan deporte etmekten , maddi manevi zarar goreceklerini soylemekten ictinap etmezken ve Turkun sabri tasti diyerekten sanirim PKK'yi 30 senedir yoneten  bazi beyaz Turkler'in  yer alti darbe orgutleri kurarak yillardir kuyulara doldurup doldurup mechul infazlara imza attigini es geciyorsunuz galiba.  Siz yani hukukcu olan aileniz bir milleti deporte etmek icin burokraside ve yasalarda gerekli zemini hazirlarken, biz (beyaz olmayan)Turkler buna musade edecegimizi saniyorsaniz buyuk yanilgi icindesiniz. Siz bir savci kizi ve tum ailenizin hukukcu olmasiyla ovunurken ve onemsenmenizi beklerken, bizlerin de tehcir  karsisinda hukuki savas icinde olacagimizin onemsenmesi icin kimlerin cocuklari ve hangi pozisyonlarda oldugumuzu soylemeye luzum hissetmiyorum. Deporte  yani tehcir asamasina gelineceginde hukuki ve siyasi olarak elimizin armut toplamayacagini bilmenizi isterim. Bu ulkede baska bir Ermeni tehciri yasanmayacak.


Bir yoneticinin yureginin bu denli ofke dolu olmasi hele ki adam olmadan cin carpan yani hukukcu olmadan atip tutan birine yakismiyor. Siz simdi kalkar bana haddimi de bildirirsiniz. Ne de olsa sizin gibi yoneticiler deporte sozunu edebiliyorsa, elestirilmeyi asla kaldiramayacaklardir.  

Bu arada ornek verdiginiz Erdal Eren'e uzulurken, nicin asildigini ve hangi siyasi gorusun hamisi oldugunu umarim biliyorsunuzdur.
« Son Düzenleme: Aralık 06, 2009, 12:58:13 öö Gönderen: Isis »


Aralık 06, 2009, 01:16:55 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

   İnsanlık bir çatışma içindeyken vahşet içindeyken tecavüzler savaşlar olurken sanırım günümüzde yaşanan Pkk Devlet savaşı çok bir yeni hadise değil bu yeryüzü için.
 
    Bu konularda çözüm akşamdan sabaha gelişmiyor ölümler ayrılıklarda bizleri vuruyor.Sorun Kürt olma Türk olma sorunu değil insan olma sorunu,olabilme sorunu yoksa bu kirli savaşta masumları başka şekilde koruyamazsınız.

     Bence taş atan çoçukların affı, yeniden yargılanması,çocuk mahkemelerine çıkmaları birer zorunluluk maalesef bir insanın 15 yaşında hata yapma olasılığı,yönlendirilmesi çok doğal ve kolay.

     Ama tabiki suç bir insanı yaralamaya,öldürmeye varmışsa işler değişir o zamanda suç cezasız kalamaz.Bu en son otobuste K.çekmecede molotof saldırısıyla yanan kızı hatırlatmak isterim veya Adanada bıçakla 17 yaşında bir örgüt sempatizanı tarafından öldürülen polisi..

      Bununla beraber kolluk güçlerininde işlemiş olacağı suçlarında yargı yeri karar yeri yine mahkemelerdir.Bence burda ideolejiyle,kimliğimizle,etnik ,mezhep yapımızla düşünmemiz lazım eğer sadece insan olabilirsek kimlerin suçlu kimlerin masum olduğunu çıkarabiliriz.

       Tahammül etmek zorundayız çünkü ben biliyorum ki bu dünyanın sonunda bir de hesap günü gelir o zaman zaten herkez alacağını alır buna yalnızca inanmıyorum biliyorum ama sabır işte..Keşke kimse o gün ceza almasa ama sanmıyorum bu kadar kötülüğün sonucu hayra alamet değil..

       Sn.Nuvea sizinle çok uzun zamandır yazışıyoruz sizleri bazı konularda uyarmıştım iyi niyetimle  hatta özel mesaj attım ve ceza aldım eminim ki sizde iyi niyetlisiniz ama fikrinizi beyan ederken yanlış yolları kullanıyorsunuz sizin gibi düşünmeyenlere yaşam hakkı tanımıyorsunuz ve bu sebeple çok kısır kalıyorsunuz.Sadece bir insan forum duvarında bu şekilde yazabilir herhalde.Bakın size tepkilerde hemen gelmiş yinede siz daha iyi bilirsiniz ama bence değişin topluma,insanlara daha fazla yardımcı olabilirsiniz.

         Aynı zamanda en yukarıda yazan p....ler kelimesinin forum etiği için  kaldırılmasını sansürlenmesini istiyorum en başta bir tanesi kaçmış.Son sözümde ortada ölüm varsa herkez kaybediyordur,kazanan olmaz.Taş atan çocuklarında AB yasalarına uygun yargılanması  ve davranılması herhalde bizlerin vicdani görevidir, ve topluma kazandırılmalarıda...

        Saygılarımla...

     


Aralık 06, 2009, 05:54:40 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Nuvea kimsenin arzu etmediği muhtemel gelişmeleri ve sonuçlarını gayet net açıklamış.Umarım korkulanlar olmaz;ancak neyazık ki süreç bu yönde işliyor.

Benim bildiğim çocuklar,komşunun bahçesinden elma çalar,kedilerin kuyruğuna teneke bağlar,top oynarken mahallelinin camını kırar,okuldan kaçar sinemaya gider,daha haylazları da sigara falan içer...

Bu çocuklar ne yapıyor...?Molotof kokteylle,insanların işyerlerini,araçlarını,hatta kendilerini yakıyorlar.Kullanılıyorlar mı...?Doğru kullanılıyorlar.Peki ebeveynleri ne yapıyor...?Sakın onları kullanmakla meşgul olmasınlar...?

Lütfen samimi olalım...O,otobüste yanan kız yakınımız olsaydı,bu hareketi bukadar masum olarak kabul edebilirmiydik?Ne oldu o kızın hayallerine...Aynaya bakabiliyor mu acaba...

Özellikle kendini aydın olarak kabul eden kürt vatandaşlarımız,biran önce üzerilerine düşeni yapmalı,kürt halkını aydınlatmalıdırlar.

Bölünmemek adına çocuklarını seve,seve ölüme gönderen kitleler,artık bölünmenin daha mı hayırlı olabileceği üzerine düşünmeye başladılar.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Aralık 06, 2009, 08:20:10 ös
Yanıtla #6

Sayın Nueva'nın yorumları üzerine bence aşırıya kaçan eleştirilerde bulunulmuş. Sözleri sert olsada Sayın Neuva kimsenin duymak istemediği bir stratejik analizde bulunmuş ve yazık ki mevcut konjektürler ışığında analizlerinde pek de haksız olduğunu söyleyemem.

Bir hukukçu olmamakla birlikte, şunları söylemek isterim ki;

Günümüz dünyasının, en önde gelen demokratik ülkelerinde miting ve yürüyüşlerde, maske takmak bile teröre yardım ve yataklı suçuna girmekteyken, bizim ülkemizde devletin bekası için görev yapan güvenlik güçlerine taş atılmakta ve bu taşları atan çocuklar reşit olmadıkları gerekçesiyle cezalandırılamamaktadırlar.

Reşit olmayan bireylerin böyle durumlarda yargılanamaması kuralının altında, onların kendi kararlarını verecek yaşa gelmemiş olmaları yatmaktadır.

Oysa ki bu gençler kendi kararlarını vermeyi geçtim sözde siyasi bir yürüyüşe katılıp, şiddet eylemlerine karışmışlardır.

Son olarak sayın ceycet'in paylaşımında argo olarak nitelendirilen sözcük "p....."  sansürlenmesi hatta kaldırılması istenmiş.

Bu sözcüğün anlamı hepimizin malumudur ki; babasız çocuk anlamı taşımaktadır. Madem bu çocuklar, 18 yaşın altında, madem kendi kararlarını verecek yaşta değiller, öyleyse bir ebeveynin görevi nedir? Çocuğunu ülkesine ve kendisine yararlı olacak bir birey olarak yetiştirmek değil mi?

Hal böyle olunca insanın aklına ister istemez şu soru takılıyor; Madem bir ebeveynin görebvi bu, bu babalı çocukların o sokaklarda ne işleri var?

Saygılarımla...
Ben, ben olanım


Aralık 06, 2009, 09:29:26 ös
Yanıtla #7
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Sn. rigormortis,

Acaba hangi demokratik ülkede maske takmak teröre yardım ve yataklık suçu olarak değerlendiriliyor?

...
ceycet'in paylaştığı köşe yazısıyla ilgili olarak bir iki hususa değinmek isterim.

17 yaşını AB etkisiyle mi sübyan kabul ettik?

Ceza sorumluluğunun tam olarak kabul edilmesi için tamamlanmış bir sosyalleşme ve ahlaki olgunluk gereklidir. Bu yüzden CKlar yaş küçüklüğünün kusura etkisini kabul ederek yaş ayrımlarına gider.

765 s. TCK'nun ile 5237 s. TCK'nun yaş ayrımında çok fazla bir değişiklik yoktur. 765'te yaş küçüklüğünün kusur yeteneğine etkisi için 3 dönem kabul edilmişti. İlk 11 yaşına kadar, ikincisi 11-15 arası üçüncüsü ise 15-18 arası. 5237de de 3 dönem vardır ve sadece ceza kusur yaşını 12ye çıkartmıştır. Buna göre ilk dönem 12 yaşına kadar, ikinci dönem 12-15 yaş arası üçüncüsü ise 15-18 arasıdır.Ülkemizde Çocuk Koruma Yasası ve Çocuk Mahkemeleri... Yasasına göre 12-15 ve 15-18 yaş arası çocuklar özel yetkili mahkemelerde yargılanmaktadır.  

Ki benzeri yaş-kusur ayrımı benim bildiğim tüm CKlarda vardır. örneğin Alman CK ve Alman Gençlik Mahkemesi Yasasında 4 döneme  ayrımıştır ve sınır 14 yaşıdır bu yaşa değin cezai sorumluluk yoktur  (StGB § 19). 14-18 yaş arasında ise şartlı cezai sorumluluk mevcuttur (JGG § 1,3) JGGde bu yaş aralığı için genç tabiri kullanılır. alman sisteminde 18-21 yaş arası "genç yetişkin" olarak kabul edilmektedir (StGB § 20,21) genç yetişkinlerin bizim ülkemizdeki ifadesiyle çocuk mahkemesinde mi yargılanacağı yoksa genel mahkemelerde mi yargılanacağına ise gençlik mahkemesinin yardımcı organları tarafından hazırlanan rapordan sonra karar verilmektedir.  JGG'de üç  yaptırım türü vardır eğitimsel,  yetersiz kalması durumunda disiplin tedbirleri ve nihayetinde üçüncü olarak gençlik cezaları yani özgürlüğün tahdit edilmesi.Bu üçüne birden de karar verilebiliyor. Almanya'da Gençlik Mahkemelerine Yardımcı Kuruluşlar mevcut ve bunlar 14-21 yaş arası suç işlemiş çocuklara yönelik çalışmalar yapıyor. (Cezai sorumluluk yaşı ile ilgili olarak istenirse Avrupa ülkelerindeki yaş sınırlarını tek tek de söyleyebilirim. Ama Almanya örneği bence yeterli gelecektir. Çünkü ülkemiz uygulamasıyla örtüşmektedir.  Almanca bilenler googleda jugendstrafrecht diye bir arama yaparsa pek çok sonuca ulaşacaktırlar. )

Olması gerekeni tutup da yanlış gibi sunmaya kimsenin hakkı yoktur. Anayasaya göre Devletin görevlerinden birisi de gençliği korumak ve yetiştirmektir. Eğer anne-babaları tarafından gerekli özen ve ihtimam gösterilmeksizin yetiştirilen çocuklar varsa devlet bunları kendi koruması altına alabilir.

Çok açık söylüyorum. Faşist eğilimli bir gazetenin köşe yazarının yukarıdaki yaklaşımı bölücüdür. Bu damar o damarı, o damar da bu damarı desteklemekte ve büyütmektedir. 10 çocuklu, suça eğilimli, çakal, p.ç gibi aşağılayan hakaret eden ifadeleri kullanarak varılabilecek yegane yer sn. Nueva'nın söylediği noktadır. Sn. Nueva'ya da katılmıyorum. Sayıyla kendilerine gelsinler gibi bir yaklaşımı da kabul edemem. Sorum realiteyi kabul etmekten ve buna bir çözüm üretmekten kaçınmamızdır. Aşağılayarak, ayrılıklar daha fazla pompalayarak bir yere varamayız. Birlikte, farklılıklarımızın bilincinde olarak yaşamasını öğreneceğiz. Bu günlerdeki hadiseler yara alan bir örgütün kendini toparlama çabasıdır. Bu hadiseler aynı zamanda bu statükonun devamını isteyenlerin de çabasıdır.

Umutsuzluğa kapılıyorum. Evet ama bunun sebebi sokak gösterileri değil. Bunun sebebi Türkiye bir bütündür bölünemez diyenlerin artık madem oyle ayaklarını denk alsınlar yoksa kendileri kaybederler, alırlar hiç gitmediğimiz ve artık umursamadığımız toprak parçalarını, biz de 40 milyon güle oynaya yaşarız noktasına gelmeleridir. Bilinçaltımıza bölünme duygusu işlemeye başladıysa bütünleşmemiz artık daha da zor ve demek ki yeni bir harita ha bugün ha yarın önümüze gelecek... İşte bu yüzden umutsuzluğa kapılıyorum. Ama umut hep var, umut hep ayakta...

bir gün oramar çalınmayacak bu ülkede, bir gün bir meyhanede tu guli yi söyleyeceğiz hep birlikte, "... tu guli ez bulbulê temme tu zini ez memê temme..." aynı efkarla eski aşkımızı hatılayacağız sonra le le rindike diyecek birisi ben kara üzüm habbesi diyeceğim, bir başkası ez kovuk im derken diğeri ona hele yar zalım yar diye eşlik edecek, seyran mangi diye başlayacak söze bir başkası, ağlama yar ağlama anam mavi yazma bağlama diye devam edecek... sözler karışacak birbirine ama ezgi aynı olacak. Birgün ama inadına birgün bu olacak eğer olmayacaksa zaten ölmüş olurum büyük ihtimalle.

Hep beraber ve daima yaşayarak / Heru ber her bimin biji


sevgi ve saygılarımla.


Aralık 06, 2009, 09:56:49 ös
Yanıtla #8

Sayın skullG

Yazımda da belirttiğim gibi ben bir hukukçu değilim, ancak sözlerimin dayanağına gelecek olursam; Bahsetmiş olduğum "yürüyüş ve mitinglerde maske takmanın, terör suçu olarak yargıya tabi tutulması" sözüm, üniversite yıllarında, siyaset hocamın, türkiye üzerine stratejik analizler konusunu inceleyip bunun üzerine projeler hazırladığımız derslerde belirtmiş olduğu bir konuydu.

Kendisi bu yasasının İngiltere'de olduğunu söyledi, evet hata edip bunun dayanağını araştırmadım. Çünkü daha öncede söylediğim gibi ben bir hukukçu değilim, olayların hukuksal boyutundan daha çok siyasi-felsefik-toplumsal boyutları ekseninde geleceğe dönük yansımalarıyla ilgilenirim.

Sormuş olduğunuz soruyu ne derecede yanıtladım, cevabım tatmin edici boyuttamıydı bilemiyorum ancak, bunu söyleyen hocamın Almanya'da siyaset doktoru ünvanına sahip olduğunu ayrıca böyle yasaların bir takım ülkelerde var olduğunu tasdik eden hukuk hocamında aynı ülkede Hukuk doktoru ünvanına sahip olduğunu belirtmek isterim.

Yazınızın diğer bölümleriyle de ilgili yorum yapmak isterim:

"Birlikte, farklılıklarımızın bilincinde olarak yaşamasını öğreneceğiz" Sözünüz demokrasilerin temelidir. Ancak Dünya'da kaç demokratik ülke bu temele sahiptir bilemiyorum.

Sözlerimin yanlış anlaşılmasını istemem ancak, faşizan ya da bölücü eğilim ve düşüncelerim olmamakla birlikte tüm objektifliğimle belirtmek isterim ki;

Ülkenin gidişatı üzerine yapılabilecek stratejik analizlerin içerisinde bir iç savaşa ve toplumsal bir kaosa sürüklendiği maddesinide gözardı etmemek gerekir.

Son olarak açılım konusunda bir kaç şey söylemek isterim:

Açılım politikası bundan yirmi beş yıl önce olsaydı şayet, oldukça mantıklı ve hedeflediği amaçlara ulaşması halinde çok başarılı bir politika olmuş olurdu ancak günümüz toplumu ve toplumun yumuşak karnı olarak nitelendirebileceğimiz durumlar göz önüne alındığında halkı herkesin malumu olan konularda tahrik ettiği ve bunun bir takım sonuçlar doğurabileceği ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.

Saygılarımla...
Ben, ben olanım


Aralık 07, 2009, 10:18:28 öö
Yanıtla #9
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Nueva'yı sanırım anlamakta zorlandık bir parça.Dehşetten faltaşı gibi açılmış gözlerle günlerce adına ne denirse densin ilgilenmiyorum olayları ailece izledik.Şunu kabül etme noktasına geldik artık ülkece bir paranoyanın eşiğindeyiz.

Artık iş o kadar sıradanlaştıki izlediğim görüntüler artık bana bir isyana gidiş sürecini anımsatıyor.Bir ülke vatandaşının karakol basmasını hangi makul sebeplerle izah edebiliriz.İş yerlerini taşlamak milletin arabalarını ateşe vermek evleri taşlamak polise mukavemet etmek ortalığı savaş alanına çevirmek.

Hemde bu işi 15-17 yaş arası sabi sübyanlara yaptırmak neyin nesi oluyor.Ben işin bu noktasında şunu anlamıyorum bu çocukların ailesi yokmudur,aileler bu çocuklarla ilgi noktası nedir,illaki başlarına bir şey geldiğinde ortalığa çıkıp feryadı figan eden hallerinimi göreceğiz.Çocukluğun masumiyetini öfke ile yoğurup milletin malını taşlatıp yakıp yıkmak olarakmı yetiştiriyorsunuz bu çocukları.

Bende tam bu noktada şunu sorayım kendi çocuklarımı bu insanlarla ben nasıl kaynaştıracağım,oğullarıma ne öğütlemeliyim bu insanların yaptıklarını onlara ne oalrak anlatmalıyım.En kötüsü artık önyargılılar ve bu önyargılarını nasıl kıracağım,daha berbatı bu ülkede bu insanlarla beraber yaşamak istemiyorlar sindiremiyorlar çünkü.

Zaten amaçlanan şey bu ayrışım idi bencede başarıldı.Çocuk masumiyetinden faydalanılma durumu var ortada bence tek gerçek bu,peki o zaman bu sav doğru ise bu problemin çocuk tacizi ve istismarı suçundan ne farkı var emel aynı değilmi.

Bence nueva'yı çokta kınamayın ben hemen her yazımda bu konuda aynı tarz düşünceleri yazıyorum fikrim değişmişte değil.Gelinen noktada artık kürt'lerin birşeyler yapmaları lazım daha çok geç olmadan.10 yıl sonra belkide bu iki halkı birarada yaşatmak gerçekten zor olacak.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
3194 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 09, 2007, 02:53:42 öö
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
2860 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 08, 2009, 03:34:41 ös
Gönderen: degas
0 Yanıt
3880 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 31, 2010, 01:21:50 ös
Gönderen: Mozart
0 Yanıt
2664 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 09, 2011, 07:38:42 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2674 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 19, 2011, 02:23:08 ös
Gönderen: 418
0 Yanıt
2263 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 02, 2012, 07:32:00 ös
Gönderen: 418
4 Yanıt
4125 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 12, 2013, 12:05:34 öö
Gönderen: Etimolog
1 Yanıt
2491 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 11, 2014, 01:44:24 ös
Gönderen: Aslanlar
7 Yanıt
3899 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 13, 2017, 01:21:54 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak
41 Yanıt
17566 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 02, 2015, 10:08:13 ös
Gönderen: karahan