Masonlar.org - Harici Forumu
Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Psikoloji - Ruh bilimi => Konuyu başlatan: Isis - Ocak 10, 2008, 02:23:46 öö
-
Sevgili Dostlar,
Gunluk hayatta zaman zaman rastladigimiz, sizin soylediklerinizin tamamen ziddi yonunde yorumlanmasi karsi tarafta nasil bir psikolojiyi yansitiyor?Simdi yanlis anlama uc turlu ortaya cikar herhalde.(psikolog degilim yanlissa duzeltin lutfen)
1) Ya sozun sahibi soylediklerinin aksi yonde anlasilmasini istiyorsa ve bunu kasitli yaptiysa ve eger de karsi taraf sizi iyi taniyorsa "yanlis" aslinda dogru anlayabilir ki bu cok utobik bir durum.
2)Ikincisi muhatabiniz sizi literal olarak yorumladiysa ve siz mecazi konusmus iseniz.
3)Veya muhatabinizdaki kiskanclik, kibir, cekememezlik ve olasi bir husumet dolayisiyla...
Siz nasil yorumluyorsunuz?Veya basinizdan gecen hadiseler varmi bu konuyla ilgili ve boyle bir durumda nasil bir tavir icerisine giriyorsunuz?
Muhabbetle
-
Sevgili Dostlar,
Gunluk hayatta zaman zaman rastladigimiz, sizin soylediklerinizin tamamen ziddi yonunde yorumlanmasi karsi tarafta nasil bir psikolojiyi yansitiyor?Simdi yanlis anlama uc turlu ortaya cikar herhalde.(psikolog degilim yanlissa duzeltin lutfen)
Sevgili kırlangıç güzel bir konu ileriki zamanda bu yanlış anlama ve anlaşılmayla ilgili bazı anılarımıda anlata bilirim. :D
Son olarak burada bir şey eklemek istiyorum Pisikolojide yanlış anlama deyince ilk önce aklımıza öğrenme bozukluğu ve dikkat eksikliği geliyor.
-
"Söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır" Mevlana
"Sadece aptallarin ciddiye alindigi bir dunyada yasiyoruz. O halde “beni anlamiyorlar”diye uzulmek niye?" Oscar Wilde
-
"Sadece aptallarin ciddiye alindigi bir dunyada yasiyoruz. O halde “beni anlamiyorlar”diye uzulmek niye?" Oscar Wilde
çok güzel ;)
-
Bu anlatan kişinin değil dinleyen kişinin bir sorunudur bence... Siz doğru bir şekilde anlatmanıza rağmen yanlış anlıyorsa bunda kasıt vardır. Eğer sizin ogün kafanız dalgınsa, ozaman kendinizi doğru ifade edemiyor olabilirsiniz, ozaman sorunu dönüp kendimde ararım. Ama ısrarla beni yanlış anlayan biri varsa karşımda, bunda kasıt ararım ve bu durumda o kişiyi önemsemem... Ayrıca karşınızdaki kişinin sabit fikirli olduğunu da gösterir...
Sevgiler,
-
Sevgili Dostlar,
1) Ya sozun sahibi soylediklerinin aksi yonde anlasilmasini istiyorsa ve bunu kasitli yaptiysa ve eger de karsi taraf sizi iyi taniyorsa "yanlis" aslinda dogru anlayabilir ki bu cok utobik bir durum.
Ütopik durumlarda yani bir şeyi tam söyleyecekken karşıdakinin bunu sen söylemeden anlaması,Kişinin insan pisikolojisini iyi bilmesinden kaynaklanır.
Örneğin iyi bir pisikolog karşısındaki kişinin olumlu yada olumsuz ne tür bir tepki vereceğini tahmin eder veya bu kişinin kendisine ne anlatmak istediğini anyabilir.
Pisikolog olmayanlar içinde karşısındakini belirli bir zaman tanımış olmakla bereber belirli aralıklarla ütopik durumlar oluşur
-
2)Ikincisi muhatabiniz sizi literal olarak yorumladiysa ve siz mecazi konusmus iseniz.
literal yorumlamalara karşı mecazi konuşmak,Kendisi hakkında yapılan yorumun hoşuna gitmediği anlamına gelir
-
3)Veya muhatabinizdaki kiskanclik, kibir, cekememezlik ve olasi bir husumet dolayisiyla...
Olası bir husumetin altında yatan sebepler vardır bu konuyu biraz daha açmak gerekiyor.
kibir=Bir çeşit kompleks belirtisidir
Çekememezlik ise kıskançlık sonucunda ortaya çıkan yanlış bir davranış biçimidir
Kıskançlığa gelecek olursak bununda adını koymamız gerekiyor.Önemli olan kişinin karşısındaki muhattabının kim olduğudur.
Sevgiliyi kıskanmak normal bir durumdur.Kıskanmayan bireyin sevgisinden şüphe ederim.
Arkadaşı yada çevrede her hangi birini kıskanmak ise aşağılık kompleksi sonucunda ortaya çıkan çekememezlik dediğimiz davranış biçimidir.
Bir küçük çocuğun kıskançlığı ise iç güdüseldir
-
Veya basinizdan gecen hadiseler varmi bu konuyla ilgili ve boyle bir durumda nasil bir tavir icerisine giriyorsunuz?
Başımdan geçen büyük bir hadise yok ama mesela sevgilimi kıskanırım.Böyle bir durumda tavır içerisine girmeyi bir yana bırak savaşa bile girerim ;) :D ;D
-
"Sevgiliyi kıskanmak normal bir durumdur.Kıskanmayan bireyin sevgisinden şüphe ederim."
Sevgili Şemuel, sevgiliyi kıskanmada bir tür davranış bozukluğudur. Kendisine veya karşındakine güveni olmayan bir erkek yada kadının göstereceği yanlış bir davranış biçimidir. "Seven erkek kıskanır" şeklinde söylenen bir cümlenin tamamen bir klişe olduğuna inanıyorum.
Kıskançlık hakkında kendimden bir örnek verebilirim. Sevdiğimin benim yanımda olduğunu bilmeme rağmen, iş ortamında bir şekilde muhatap olmak zorunda olduğu bir bayanla konuşması beni kıskandırmıştı. Gözümden çıkan ateşlerle kadını resmen sevdiğimin yanından uzaklaştırdım. Sonra düşündüğümde, ona çokta güvenmediğimin, beni heran başka biri için terkedeceğine inandığımın farkına vardım. Sonuçta bu yanlış bir davranış biçimiydi...
Benim fikrim bu, itirazlara hazırım :) :D
-
Sayin Shemuele katiliyorum
Bu konu karsidakinin yaklasim bicimi ile cok alakali, zira basimdan yanlis anlamak da yanlis anlasilmak da gecti. Bununla birlikte ozellikle materyal iletisimde( e-mail, sms, bazen de telefonda) duygular tam olarak yansitilamadigindan karsi tarafin anlayis tarzina mahkum oluyorsunuz yuksek olcude; o anda cok sterssli olan biri hafif mecazi bir cumleyi dikkate alamayabilir. Bununla brilikte sayin Blossom'un dedigi gibi kiskanclik genel olarak tasvip edilmese de 'seven insan kiskanir' klisesinden daha cok 'insan olan kiskanir' sozu bana daha uygun bir tanim gibi geliyor. Cunku insan olmanin fitratindan gelen bir duygu -Lakin altini cizmek istiyorum, insanlari rahatsiz eden bu duygunun hirs ile birleserek muhatabina rahatsizlik vermesi diye dusunuyorum. Her insanin sevdigini kiskandigini ancak bunu yansitma biciminin farkli oldugunu dusunuyorum, zira maddi bir ornekle bir kisi sahiplendigi bir esyayi da da baskalarindan kiskanabilir ve kimsenin onu kullanmasini istemeyebilir ama bu o esyayi sevdiginden degil sadece kendine ait olan bir seyi baskasinin elinde kullanildigini gormeye tahammul edememesinden kaynaklanabilir.....
-
Son verdiğiniz örnek ile de, bu tip bir davranış biçiminin (kıskançlık) ne kadar tehlikeli ve bozuk bir düşünce olduğunu anlayabiliriz. Birini seven bir insan, kıskançlığın dozaşını ayarlayamadığı vakit sevdiği kişiyi başkası ile gördüğünde belkide onu öldürebilir. Bunun bir çok örneğini, gazetelerde okuyor ve tv kanallarında izliyoruz... Kıskançlık bence, tedavi edilmesi gereken bir davranış biçimidir...
-
Son verdiğiniz örnek ile de, bu tip bir davranış biçiminin (kıskançlık) ne kadar tehlikeli ve bozuk bir düşünce olduğunu anlayabiliriz. Birini seven bir insan, kıskançlığın dozaşını ayarlayamadığı vakit sevdiği kişiyi başkası ile gördüğünde belkide onu öldürebilir. Bunun bir çok örneğini, gazetelerde okuyor ve tv kanallarında izliyoruz... Kıskançlık bence, tedavi edilmesi gereken bir davranış biçimidir...
Sevdiğini öldüren başkasınıda öldürür.bu ruh hastalığıdır.kıskançlık aldatılma ona bir bahanedir.Aldadatılan aşık(yürekten canı gönülden tutkun olan) sevdiğini değil kendini öldürür.
kıskançlık tedavi edilemez.İnsanlar iki ayak üzerinde yürümeye başlamadan önce kıskançlık vardı.kıskançlık yerine,yöresine ve ülkesine görede değişiyor
-
"Sevgiliyi kıskanmak normal bir durumdur.Kıskanmayan bireyin sevgisinden şüphe ederim."
Sevgili Şemuel, sevgiliyi kıskanmada bir tür davranış bozukluğudur. Kendisine veya karşındakine güveni olmayan bir erkek yada kadının göstereceği yanlış bir davranış biçimidir. "Seven erkek kıskanır" şeklinde söylenen bir cümlenin tamamen bir klişe olduğuna inanıyorum.
Benim fikrim bu, itirazlara hazırım :) :D
Kıskançlık illaki birinin birini aldatması değildir.Mesela sevgiliniz sizden daha çok hobileriyle zaman geçiriyorsa siz buna tahmül edemezsiniz.Yada nikah düşmesi şart değil çevrede başka birilerine değer veriyorsa
örneğin:
Gelin ve kaynana savaşı bile bu sebeple başlamıştır.Kadının tek sorunu kocasının kayınvalidesine kendisinden daha çok değer vermesidir.
bu arada cadı kaynananın suçu yokmu tabiki var.Hiç kimse bu çatışmadan sorumlu olmasada erkek annesine düşkün ise olaylar başlayabilir.
Olaya sadece aldatmak yada aldatılmak olarak bakmamak gerekiyor
-
Sonra düşündüğümde, ona çokta güvenmediğimin, beni heran başka biri için terkedeceğine inandığımın farkına vardım.
Erkek milleti değilmi,ne olacak işte hepsinin başına taş düşsün ;D :D
-
Kıskançlığı demekki ben sadece bu boyutuyla biliyorum, çünkü hobileriyle vakit geçiren birine ben sadece saygı duyarım... Onun bir birey olduğunu asla unutmam, kişisel haklarına kıskançlık ile müdehale etmem...
Erkek milleti yaaa, taş düşsün hepinizin kafasına :) Mustahak :P
-
"Sevgiliyi kıskanmak normal bir durumdur.Kıskanmayan bireyin sevgisinden şüphe ederim."
Gelin ve kaynana savaşı bile bu sebeple başlamıştır.Kadının tek sorunu kocasının kayınvalidesine kendisinden daha çok değer vermesidir.
bu arada cadı kaynananın suçu yokmu tabiki var.Hiç kimse bu çatışmadan sorumlu olmasada erkek annesine düşkün ise olaylar başlayabilir.
Mevlam kimseyi esi ve annesi arasinda birakmasin cok sakat bir durum....
-
"Sevgiliyi kıskanmak normal bir durumdur.Kıskanmayan bireyin sevgisinden şüphe ederim."
Gelin ve kaynana savaşı bile bu sebeple başlamıştır.Kadının tek sorunu kocasının kayınvalidesine kendisinden daha çok değer vermesidir.
bu arada cadı kaynananın suçu yokmu tabiki var.Hiç kimse bu çatışmadan sorumlu olmasada erkek annesine düşkün ise olaylar başlayabilir.
Mevlam kimseyi esi ve annesi arasinda birakmasin cok sakat bir durum....
sevgili cardiffmonster bu konuda deneyim yaşamışsınız gibime geldi :)
-
:) deneyim demiyelim de sadece gozlemleme diyelim....
-
:) deneyim demiyelim de sadece gozlemleme diyelim....
Çok iyi gözlemlemişsiniz tebrikler ;) :D
-
Açıkçası sevgili Kırlangıç'ın yanlış anlama konusunda anlattıklarına en iyi örneklerden biri gelin-kayınvalide ilişkisi olabilir. Ben çok iyi anlaşan böyle bir "çift" çok az gördüm açıkçası :) Sanki birbirlerini yanlış anlamaya endeksli iki insan var ortada. Çok fazla arkadaşım var, kayınvalidesi ile anlaşamayan hatta anlaşmamak için çaba gösterenler bile var :) Eee tabii kayınvalideler de var gelinleri ile anlaşmamak için üstün çaba gösteren :) Gözlemlemek yeterli oluyor bazen sevgili shemuel...
-
en guzelini soyleyim,bekar kizlar kayinvalideli kocaya varmayin,ben oyle yaptim,esimle annesi yok diye evlendim,cok rahat oluyo inanin :)
-
Ben öyle yapmayı planlıyorum :) Ayrıca sadece erkek çocukları olan kayınvalidelerde kız çocuk özlemi içinde oldukları için pek iyi oluyor :) Neden ben sevdiğimin peşinden bu kadar gidiyorum sanıyorsunuz :) Ayrıca sizin kayınvalideniz yok muydu sevgili Kırlangıç? :)
-
Ben öyle yapmayı planlıyorum :) Ayrıca sadece erkek çocukları olan kayınvalidelerde kız çocuk özlemi içinde oldukları için pek iyi oluyor :)
Bir açıdan doğru söylüyorsun ama işin aslı göründüğü gibi değil
Hayat, koruyucu meleğin kanatları altında öyle rahattır ki cicivler bir süre sonra alışırlar. Bu konfor alır götürür onları... Terli sırttaki bezler, gurur okşayan sözler, "Bak senin için bu börekler", "aman ne zahmetler"le hepten şımarırlar. Zamanla kart bir horoza dönüştüklerinde bile "analarının biricik civcivi" muamelesi görmenin tadından vazgeçemezler.
Günlerden bir gün öteki kadın çıkagelir ve aşk tanrısı Eros'un okunu fırlatarak ana-oğul arasındaki gönüllü tutsaklığın prangalarını çözer. Sonra da evcil civcivin tüylerini yolup, ona aslında Horoz olduğunu hatırlatır.
Ancak oğul için annesi, ilk kadındır. Ondan sevgiyi, şefkati, fedakarlığı öğrenmiştir. O yüzden de, her yeni kadını, ilk kadını ile kıyaslar. Bu kıyaslama, üçgenin her üç ucu için de daimi bir mutsuzluk kaynağı olmaya adaydır. Bundan böyle oğulun tanıştırdığı her kız, annenin bakışlarında test edilecek, oradaki bir ışıltıyla kabul görecek ya da bir bulut kümesiyle geri çevrilecektir. Annesini seven bir evlat için hayat, o adanmışlığı geri ödeyebilmek uğruna adanmış bir başka hayata dönüşecektir.
Hayat, üç bilinmeyenli bir denklemdir artık...
Fedakarlıkta sınır tanımayan bir anne, geceyarısı Civcivmin sırtı açılmıştır, gidip örteyim dedi mi, iş biter.
Bu durum karşısında kimi civcivler dilleri döndüğünce artık bir Horoz olduklarını anlatmaya çalışırlar. Kimileri ise "öteki kadın"dan hiçbir zaman göremeyecekleri bu ilgiden gizli bir haz duyarak sırtlarını uzatırlar, kartlaşan tüylerini sevdirmek için...
Öteki kadına, sinirle o tüyleri yolmak düşer genellikle... Yolamayan ise, bunun intikamını kendi oğluna aynısını uygulayarak alır. Nasıl olsa şimdi onun da bir civcivi vardır; sırtını örtebileceği, eş seçebileceği... Her öteki kadın, potansiyel bir ilk kadındır çünkü... ve kendi öteki kadınlarını yaratır.
Sevgiyle ipotek konulmuş hayatlar silsilesi böylece kuşaktan kuşağa sürer.
Bir evlada bırakılacak en büyük miras, özgürlüktür. Ona özgürlük devredebilmek için de önce sizin özgür olmanız gerekir.
Bırakın sırtını kendisi örtsün. Bu hem sizi, hem civcivinizi özgürleştirecektir. Böylece kişiler arasında her hangi bir kıskançlık ve çekememezlik ortamına zemin hazırlamamış olursunuz
-
Çok güzel özetlemişsin gelin-kayınvalide çekişmesini. Temeli annenin çocuklarını, özellikle erkek çocuklarını kanatlarının altına alıp oradan çıkmaması için elinden gelenini yapmasına dayanan bir çekişme... Peki gelinler ne yapar bu arada? Ya anne ile oğul arasındaki bu aşkı asla engelleyemeyeceğini anlar ve durumu kabullenir (ağzı var dili yok gelinler) ya da dediğin gibi horozunun yani eşinin tüylerini çin işkencesi gibi tek tek yolar... Sonrasında kendisi erkek çocuk sahibi olduğunda artık kocasının tüylerini yolmayı bırakır ve sadece oğlunu kanatlarının arasında nasıl tutacağının hesabını yapmaya başlar... Peki acaba bu kayınvalidesinden gördüğü hareketin bir tepkimesi midir yoksa her erkek çocuk sahibi olan annenin yaptığı bir hareket midir? Bence genlerinede aşılanmış, annelik iç güdüsüdür... Nasıl bir baba, kızının hayatına giren erkeği bir rakip gibi görüp kızının hayatından onu çıkarmak için bir düşman gibi çalışıyorsa bu da öyledir...Sevgili Şemo, doğru söylüyorsun çocukları özgür bırakmak lazım... Bir anne olduğum vakit yapmaya çabalayacağım şey bu... Ama sende baba olduğunda bunu denemelisin... Çünkü anne ve babaların çocukları mutsuz olduğunda evliliklerinde yada birlikteliklerinde, hep çocuklarının birlikte oldukları şahsı suçlarlar... Ama halbuki suçlular kendileridir... Ben okadar çok ailesi yüzünden ilişkisi biten kişiler gördümki... Birey olmayı beceremedikleri için ailelerinin dediklerini dinlemekte kendilerini zorunlu görüyorlar... Evlilik yaparlarsa da bu genetik mirası devam ettirip kendi çocuklarınada empoze ediyorlar...
Sonuç olarak sorun, hür birey olamamaktan kaynaklanıyor. Kendim için temennim, özgür iradesine inanan hür evlatların annesi olabilmektedir...
Bu güzel paylaşımın için de sana teşekkürü bir borç bilirim sevgili shemuel...
-
Ben öyle yapmayı planlıyorum :) Ayrıca sadece erkek çocukları olan kayınvalidelerde kız çocuk özlemi içinde oldukları için pek iyi oluyor :)
Bir açıdan doğru söylüyorsun ama işin aslı göründüğü gibi değil
Hayat, koruyucu meleğin kanatları altında öyle rahattır ki cicivler bir süre sonra alışırlar. Bu konfor alır götürür onları... Terli sırttaki bezler, gurur okşayan sözler, "Bak senin için bu börekler", "aman ne zahmetler"le hepten şımarırlar. Zamanla kart bir horoza dönüştüklerinde bile "analarının biricik civcivi" muamelesi görmenin tadından vazgeçemezler.
Günlerden bir gün öteki kadın çıkagelir ve aşk tanrısı Eros'un okunu fırlatarak ana-oğul arasındaki gönüllü tutsaklığın prangalarını çözer. Sonra da evcil civcivin tüylerini yolup, ona aslında Horoz olduğunu hatırlatır.
Ancak oğul için annesi, ilk kadındır. Ondan sevgiyi, şefkati, fedakarlığı öğrenmiştir. O yüzden de, her yeni kadını, ilk kadını ile kıyaslar. Bu kıyaslama, üçgenin her üç ucu için de daimi bir mutsuzluk kaynağı olmaya adaydır. Bundan böyle oğulun tanıştırdığı her kız, annenin bakışlarında test edilecek, oradaki bir ışıltıyla kabul görecek ya da bir bulut kümesiyle geri çevrilecektir. Annesini seven bir evlat için hayat, o adanmışlığı geri ödeyebilmek uğruna adanmış bir başka hayata dönüşecektir.
Hayat, üç bilinmeyenli bir denklemdir artık...
Fedakarlıkta sınır tanımayan bir anne, geceyarısı Civcivmin sırtı açılmıştır, gidip örteyim dedi mi, iş biter.
Bu durum karşısında kimi civcivler dilleri döndüğünce artık bir Horoz olduklarını anlatmaya çalışırlar. Kimileri ise "öteki kadın"dan hiçbir zaman göremeyecekleri bu ilgiden gizli bir haz duyarak sırtlarını uzatırlar, kartlaşan tüylerini sevdirmek için...
Öteki kadına, sinirle o tüyleri yolmak düşer genellikle... Yolamayan ise, bunun intikamını kendi oğluna aynısını uygulayarak alır. Nasıl olsa şimdi onun da bir civcivi vardır; sırtını örtebileceği, eş seçebileceği... Her öteki kadın, potansiyel bir ilk kadındır çünkü... ve kendi öteki kadınlarını yaratır.
Sevgiyle ipotek konulmuş hayatlar silsilesi böylece kuşaktan kuşağa sürer.
Bir evlada bırakılacak en büyük miras, özgürlüktür. Ona özgürlük devredebilmek için de önce sizin özgür olmanız gerekir.
Bırakın sırtını kendisi örtsün. Bu hem sizi, hem civcivinizi özgürleştirecektir. Böylece kişiler arasında her hangi bir kıskançlık ve çekememezlik ortamına zemin hazırlamamış olursunuz
Anne cok kutsal bir varlik suphesiz ancak oteki diye dislanilan kadinin da bir gun anne olma potansiyeli oldugu icin, kendi evladina olan sefkatinden cok farkli bir boyutta esine karsi sevgi ve sefkat doludur. "Anne kendi yavrusunu sadece civcivi. evladi mahiyetinde severken, "oteki kadin" esini, kendi babasi, agbisi, kardesi, oglu, esi, efendisi, padisahi, patronu gibi her boyutta sever ve besler. Nice oteki kadinlar vardir ki, esi ikinci oteki kadini sevdiginde, yuregine tas basarak bu her boyutuyla sevdigi adamin hatasindan dolayi yuzune vurmadan, esini evden kovmadan veya kendi terketmeden, obur kadina da eziyet etmeden her ikisini de anlamaya calisarak durumu kabullenmeye calisir. Anne evladini gelininden bile kiskanirken ve eziyetler ederken, "oteki kadin" ikinci otekiyi bile kabullenerek anneden bir adim one gecmis ve ilklige yarasir sekilde bir kere daha buyuklugunu gostermistir...!
Muhabbetle
-
Benim öteki kadına hiç bir lafım yok dikkat edersen anne ile oğul arasındaki ilişkiden söz ediyoruz.
Ayrıca burada hiç kimse senin ne demek istediğini benim kadar iyi anlayamaz ;) :)
-
Anne kendi yavrusunu sadece civcivi. evladi mahiyetinde severken, "oteki kadin" esini, kendi babasi, agbisi, kardesi, oglu, esi, efendisi, padisahi, patronu gibi her boyutta sever ve besler.
Acaba dediğin türden öyeki kadın kaldımı merak ediyorum ;) :D
-
Etraf kocasini sadece onun parasi icin (parasizlik durumunda onu acizlikle suclayan, destek olmayan), sadece kendisini sevdigi icin (baska bir kadini sevince nefret ettigini soyleyen), hep kendisini ovdugu ve guzel iltifatlar ettigi icin (kendisine kizdigi zaman veya bagirdigi zaman gunlerce konusmayan, veya buyuk kavgalar eden) kadinlarla dolu maalesef..!Aksini bulunca kacirmamak lazim, malum hint kumasi kolay bulunmaz :D
muhabbetle
-
Kocasini sadece onun parasi icin (parasizlik durumunda onu acizlikle suclayan, destek olmayan), sadece kendisini sevdigi icin (baska bir kadini sevince nefret ettigini soyleyen), hep kendisini ovdugu ve guzel iltifatlar ettigi icin (kendisine kizdigi zaman veya bagirdigi zaman gunlerce konusmayan, veya buyuk kavgalar eden) kadinlara yaziklar olsun!
muhabbetle
Helal sana konuş kim tutar seni...Bunlar hoşuma gitti ;)
-
Ben öyle yapmayı planlıyorum :) Ayrıca sadece erkek çocukları olan kayınvalidelerde kız çocuk özlemi içinde oldukları için pek iyi oluyor :) Neden ben sevdiğimin peşinden bu kadar gidiyorum sanıyorsunuz :) Ayrıca sizin kayınvalideniz yok muydu sevgili Kırlangıç? :)
Ilkinin yoktu evet:)
-
Ben öyle yapmayı planlıyorum :) Ayrıca sadece erkek çocukları olan kayınvalidelerde kız çocuk özlemi içinde oldukları için pek iyi oluyor :) Neden ben sevdiğimin peşinden bu kadar gidiyorum sanıyorsunuz :) Ayrıca sizin kayınvalideniz yok muydu sevgili Kırlangıç? :)
Ilkinin yoktu evet:)
İlkin yoktu, sonradan geldi ;)
-
Ben öyle yapmayı planlıyorum :) Ayrıca sadece erkek çocukları olan kayınvalidelerde kız çocuk özlemi içinde oldukları için pek iyi oluyor :) Neden ben sevdiğimin peşinden bu kadar gidiyorum sanıyorsunuz :) Ayrıca sizin kayınvalideniz yok muydu sevgili Kırlangıç? :)
Ilkinin yoktu evet:)
İlkinin? :) Sizi özel mesaja davet ediyorum ;)
-
Ben öyle yapmayı planlıyorum :) Ayrıca sadece erkek çocukları olan kayınvalidelerde kız çocuk özlemi içinde oldukları için pek iyi oluyor :) Neden ben sevdiğimin peşinden bu kadar gidiyorum sanıyorsunuz :) Ayrıca sizin kayınvalideniz yok muydu sevgili Kırlangıç? :)
Ilkinin yoktu evet:)
İlkin yoktu, sonradan geldi ;)
Doğru mu anladın? ;)
-
Anla ya işte sonradan gelmiş başka bir yerdeymiş demekki :)
-
Anla ya işte sonradan gelmiş başka bir yerdeymiş demekki :)
Hoşgelmiş ozaman ;D