Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Klifot ve Klifotik Invokasyonlar  (Okunma sayısı 26525 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 13, 2012, 03:35:23 ös
Yanıtla #10
  • Ziyaretçi

Kabala  metotları ayak üstü tartışılacak metotlar  değil. Her konuda birden her şeyi bilmiş kesiliyoruz. Bazı bilgilerin gizli tutulmasının sebebi işte bu yüzdendir;bilgi kirliliği.
Ayrıca bu çalışmalar için pratik yeterli değil. Ne bu! direksiyon kursumu?
İyi bir aşama gerekir.Sebat, sabır ve inanç. Bunların arkasından ne gelir bilinmez;ve bilinmeze de hazırlıklı olabilmek.
Varsa itirazı olan,ele avuca gelecek bir yorum yapsın ki bizde aydınlanalım; bu konuda aydınlanmış deneyimli birileri varsa ağzını açsın yada sussun...ha, yok taşın altında kalırım da lafın altında kalmam diyorsa, boşa akan yorumlarını yapsın, ama bu konunun boş söyleyişlerde yeri yoktur. Benimde gereksiz laflara verecek cevabım yok.

Sayın Hypatia siz Klifot invokasyonuna ait olan pratik çalışmaya yorum yapmıştınız ve eğer farkındaysanız size ilk iletim bilginiz yoksa yalnış yorumlar yapmayın olmuştu. Bunun üzerine siz yine bilgili gibi konuşarak konuyu uzatmaya devam etmektesiniz ki kalkıp bana herhangi bir siteden Kabbalanın açıklamasını yapan alıntı yazıyı yayınlıyorsunuz. Buda sizin klifot hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınızı gösterir ve bilmeniz gerekiyor ki bilmemek ayıp değildir ama bilmeden biliyormuş gibi davranmak çok ayıptır. Bunun yerine pratiği yazan Sayın Ayn"a sorularınızı sorsanız daha derin bilgi almak için uğraşsanız ne güzel olurdu.


Mayıs 16, 2012, 11:39:18 öö
Yanıtla #11
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Klifot hakkında bir şeyler bilmek çok da zor değil;elimizde internet dünyası var. Konu buda değil, konu bahsedilen pratiğin üzerinde çalışmadır. Siteden alıntı yapıp buraya yazdığımı ifade ediyorsunuz; acaba yukarıda ki yazılar nereden alınmış?..Varsa derin kabalist çalışmalarınız buyrun;.. konuyla ilgili tatbik edilmişcesine bilgi sahibi olmuş görünmek hiç hoş değil. O bilgileri her önüne gelen yapabilir pozisyonuyla olaya yaklaşılmasına karşıyım sadece;yoksa burada sen, ben durumu yaratmanın bir alemi yok. Buyrun sizler bilgili olun, ama dikkat edin ki bazı şeyler kirlenmesin; binlerce yıl olduğu gibi...
Sevgi ile kalın


Mayıs 16, 2012, 09:33:36 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

Klifot hakkında bir şeyler bilmek çok da zor değil;elimizde internet dünyası var. Konu buda değil, konu bahsedilen pratiğin üzerinde çalışmadır. Siteden alıntı yapıp buraya yazdığımı ifade ediyorsunuz; acaba yukarıda ki yazılar nereden alınmış?..Varsa derin kabalist çalışmalarınız buyrun;.. konuyla ilgili tatbik edilmişcesine bilgi sahibi olmuş görünmek hiç hoş değil. O bilgileri her önüne gelen yapabilir pozisyonuyla olaya yaklaşılmasına karşıyım sadece;yoksa burada sen, ben durumu yaratmanın bir alemi yok. Buyrun sizler bilgili olun, ama dikkat edin ki bazı şeyler kirlenmesin; binlerce yıl olduğu gibi...

Sayın Hypatia, klifotun internet aleminde derin bilgileri yer almıyor, keza kendi dediğiniz gibi bir şeyler bilmekten bahsediyorsanız o olabilir. Bu biraz dediğiniz genel bilgiyle klifotik invokasyonları tartışamazsınız.


Mayıs 17, 2012, 01:14:19 ös
Yanıtla #13
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Hangi alemde derin bilgiler aldığını az çok biliyorum;çalışmanın dışında;ya siz? Bir nebze farkında olan biri bunu  yararsız bir ego  haline getirmeye kalkışmaz. Bu tartışmayı sizde yapıyorsanız,karşınızdakine set çekemessiniz.
Bu gücü ve cesareti nereden aldığınız beni hiç bağlamaz. Burada fikirler beyan edilirken, birileri kalkıp elindeki değnekle başa kakalama rolleri üstleniyor. Yazdıklarımı, baş kaldırmış egonuzu biraz eğerek tarafsız okuyun.  Derin çalışıyor bir kabalist iseniz beni aydınlatın ki ;sanmıyorum öyle olmuş olsanız bu tutumda olmazsınız, yada bu çalışmaları yapıyor olan bir mason iseniz bana o şekilde gelin.
Ama bana ne yapacağımı asla söyleyemessiniz çünkü art niyet yok.

Yine belirtiyorum üstüne basarak. Ben genel bilgide bu konunun içeriğini anca bilebilirim. Ama çalışan ve tatbik eden biri gibi olamam.Bazı tariflerin yada uygulama hakkında belirtilerin sanki herkes tarafından hemencik yapılacak gibi buraya konulmasına karşı fikrimi beyan ettim. Malum Mason ve Kabala hakkında iyi veya kötü bir çok ön yargı var ki Kabbalah yeni bir bilgi değil.
Beni tartışmaktan bu yaklaşımla alıkoyamassınız. Beni ancak, bilgilendirici ve aydınlatıcı yaklaşımla ikna edebilirsiniz. Bana ya derin bir kabalist olarak yaklaşın yada eğitilmiş iyi bir mason olarak. Hiç birisi değilseniz, zaten bir sonraki cevabınızdan anlarım ve size daha kırıcı olmamak için cevap vermem.
Ama bu tartışmayı kişisel olarak almanıza yönlenecek bir sebep de yok,Ama bilmeyerek böyle algılamanıza yol açacak bir yaklaşımda olduysam, bundan da haberim olsun,gerekirse özür de dileyebilirim.
Sevgi ile kalın


Mayıs 17, 2012, 05:36:07 ös
Yanıtla #14

İyi Günler Efendim Benim Anlamadığım şu Affınıza Sığınarak Ben Bunların Hepsini Okudum Uyguladım Aslında Ne demek Olduğunu Bilmiyordum Pek Yorumları Okuyunca Demonlarla ilgili olduğunu Fark ettim Cahilliğime Verin Ama İslam Dininde Bunların Pek Yeri Yok Diye Biliyorum Birde Demonları Çağırmış Olduk Anladığım Kadarıyla Geleceğini Pek Sanmam Ama Gelirse Def Etmek İçin Ne Yapacağım?
Amor - Honor - Justitia
Sevgi - Onur - Adalet


Mayıs 17, 2012, 07:57:00 ös
Yanıtla #15
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Sevgi ile kalın


Mayıs 17, 2012, 09:06:56 ös
Yanıtla #16
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Öncelikle bir uyarıyı en başından yapmak istiyorum: arkadaşlar az sonra bu konu altında okuyacağınız satırların hiç biri uygulama amaçlı hazırlanmamıştır. Sadece paylaşımda bulunmak amacıyla hazırlanmıştır. Zaten yapılması gereken dualar (uygulanmanın önüne geçebilmek amacıyla) eksik olarak verilmiştir. Bu belirteceğim daveti yapmak çok büyük bir günahtır ve çok tehlikelidir. Ben sadece bilgi vermek amacıyla bunu burada paylaştığımı bir kere daha söyleyeyim. Allahu Teala bu şerli çalışmalardan bizleri korusun.

«Ey Resulüm, de ki: 'Allah'ı bırakıp da kendilerinde bir şey var zannettiklerinizi çağırın Onlar sizden herhangi bir sıkıntıyı gideremiyecekleri gibi değiştiremezler de Onların yakardıkları, Allah'a en yakın olanı bile Rablerine vesile (yakınlık için yol) arayıp durmakta, O'nun rahmetini ummakta, O'nun azabından korkmaktadır Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur» (İsrâ 56-57)

«De ki ey habibim: 'Allah'ı bırakıp da o kendilerinde bir şey var zannettiklerinize istediğiniz kadar yalvarın durun; onların ne göklerde, ne yerde zerre kadar size fayda vermeye güçleri yetmez O, haklarında bir takım zanlar beslediklerinizin, bu yer ile göklerde bir ortaklıkları olmadığı gibi Allah'ın da onlardan bir yardımcısı yok Allah katında, kendisine izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez'» (Sebe' 22-23)

«Gökler neredeyse tepelerinden çatlayacaklar Melekler Rablerine hamd ile teşbih ediyor ve yeryüzünde bulunan kimseler için mağfiret ediliyorlar Dikkat edin, şüphesiz ki Allah, çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir Allah'tan başka velîler edinenlere gelince; Allah onların üzerinde dâima görüp gözetleyicidir Sen (ey habibim) onların üzerinde bir vekil değilsin» (Şûra 5-6)

Bu hatırlatmaları yaptıktan sonra konuya geliyorum. Öncelikle Klifotun ne olduğunu anlatmakla başlamak istiyorum ki tehlike anlaşılsın. Bilindiği gibi Kabbala öğretisi İbranilerin mistik yoludur. Ondan önce kökeni Asur'a kadar gider bu öğretinin, çünkü tanrı Asur'un dünya üzerindeki tecellisi bir ağaç şeklindedir. Zaten Kabbala'yı az çok bilenler Kabbala'da Sefirot olarak adlandırılan bu ağaç glifini de bileceklerdir. Bu ağaç glifi on bir adet sefiradan (sefirotun tekili) oluşur ve her sefiranın kendine has melekleri vardır inanışa göre ve her sefiradan alınan ders farklı farklıdır. Kişi böylece söylenilenlere göre kendini geliştirip Elohim'i anlamaya daha da yaklaşır ve en sonunda, en son sefira olan Kether sefirasında tanrı YHVH ile birleşir ve tanrısal bir varlık olur. Aslında görünen on sefira olan bu ağaç glifinde benim söylediğim gibi on bir adet sefira vardır fakat bunlardan bir tanesi gizlidir ve bunun adı Daath sefirasıdır. İnanışa göre bu sefira (Daath sefirası) Abyss'e (Yunanca dibi olmayan demektir, Sümercede Abzu'dan geldiğini söyleyenler de vardır) açılan kapıdır. Abyss bizim bildiğimiz anlamda Cehennem gibidir. İşte bu Cehennem aslında Sefirotun yani Hayat Ağacının altında aynı ağacın alt sureti olan Klifot denilen bir başka ağaç tarafından sembolize edilir. Bu ağaç on adet yani Sefirottan bir eksik (çünkü Abyss'e giriş vardır fakat çıkış yoktur, yani Daath sefirası veya aynı işlevi gören bir benzer sefira Klifot ağacında yoktur) klifadan oluşur. Klifada tahmin edileceği üzere Klifotun tekil halidir İbranicede. Bu ağaçda yolculuk edenlerin amacı Şeytanın rehberliğinde Kaos olarak şekillendirilen Tiamat/Tahom da denilen ve Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen varlıkla bir olmayı amaç edinir. O kadar şerli bir uygulamadır ki bu uygulamada rehberler Şeytan ve onun cinleridir yani demonlardır. Tıpkı Sefirotta olduğu gibi Klifotta da her klifa farklı bir alem ve her klifanın iblisleri farklı farklı iblislerdir ve ağaçta yukarıya doğru çıkıldıkça şer oranı artar.

Şimdi bu uygulamaya geliyorum; bu uygulama Klifotik bir davettir. Yani burada davet edilen klifalardaki iblislerdir.
Uygulamaya geçmeden önce başlıca davet edilen bu iblisleri tanıtmak istiyorum: 1.Lilith, İbrani inanışına göre Adem a.s'ın ilk karısıdır. Ona isyan ettiği için YHVH tarafından lanetlenir ve daha sonra İblis'in yani İbrani kaynaklarına göre Satan'ın (bir diğer adıyla Samael) karısı olur. 2.Naamah, Lilith'in kız kardeşidir. 3.Baal, Goetia kitabında adı geçen ilk ve en güçlü demon-iblis. 4.Adramalik-Adramelech, Adramalik veya Adramelek Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen ve İbrani krallarının bazılarının bile çocuklarını yakarak kurban ettikleri kadim bir iblistir.

Üstte sn.kazimantın verdiği yazının başıdır

not alıntı.

Not :kendi fikrim

insanoğlu ne kadar çok anlayamayacağı şey varsa onunla uğraşır baştan aşağı saçma bilimsellikten uzak ve saçmnaa bir konu.Konuyu sevenler ve ilgilenenler bana kızmasın sadece şahsi fikrim ilgi alanım olmadığı içinde böyle düşünüyorum.

saygılar
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Mayıs 17, 2012, 10:35:34 ös
Yanıtla #17

Öncelikle bir uyarıyı en başından yapmak istiyorum: arkadaşlar az sonra bu konu altında okuyacağınız satırların hiç biri uygulama amaçlı hazırlanmamıştır. Sadece paylaşımda bulunmak amacıyla hazırlanmıştır. Zaten yapılması gereken dualar (uygulanmanın önüne geçebilmek amacıyla) eksik olarak verilmiştir. Bu belirteceğim daveti yapmak çok büyük bir günahtır ve çok tehlikelidir. Ben sadece bilgi vermek amacıyla bunu burada paylaştığımı bir kere daha söyleyeyim. Allahu Teala bu şerli çalışmalardan bizleri korusun.

«Ey Resulüm, de ki: 'Allah'ı bırakıp da kendilerinde bir şey var zannettiklerinizi çağırın Onlar sizden herhangi bir sıkıntıyı gideremiyecekleri gibi değiştiremezler de Onların yakardıkları, Allah'a en yakın olanı bile Rablerine vesile (yakınlık için yol) arayıp durmakta, O'nun rahmetini ummakta, O'nun azabından korkmaktadır Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur» (İsrâ 56-57)

«De ki ey habibim: 'Allah'ı bırakıp da o kendilerinde bir şey var zannettiklerinize istediğiniz kadar yalvarın durun; onların ne göklerde, ne yerde zerre kadar size fayda vermeye güçleri yetmez O, haklarında bir takım zanlar beslediklerinizin, bu yer ile göklerde bir ortaklıkları olmadığı gibi Allah'ın da onlardan bir yardımcısı yok Allah katında, kendisine izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez'» (Sebe' 22-23)

«Gökler neredeyse tepelerinden çatlayacaklar Melekler Rablerine hamd ile teşbih ediyor ve yeryüzünde bulunan kimseler için mağfiret ediliyorlar Dikkat edin, şüphesiz ki Allah, çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir Allah'tan başka velîler edinenlere gelince; Allah onların üzerinde dâima görüp gözetleyicidir Sen (ey habibim) onların üzerinde bir vekil değilsin» (Şûra 5-6)

Bu hatırlatmaları yaptıktan sonra konuya geliyorum. Öncelikle Klifotun ne olduğunu anlatmakla başlamak istiyorum ki tehlike anlaşılsın. Bilindiği gibi Kabbala öğretisi İbranilerin mistik yoludur. Ondan önce kökeni Asur'a kadar gider bu öğretinin, çünkü tanrı Asur'un dünya üzerindeki tecellisi bir ağaç şeklindedir. Zaten Kabbala'yı az çok bilenler Kabbala'da Sefirot olarak adlandırılan bu ağaç glifini de bileceklerdir. Bu ağaç glifi on bir adet sefiradan (sefirotun tekili) oluşur ve her sefiranın kendine has melekleri vardır inanışa göre ve her sefiradan alınan ders farklı farklıdır. Kişi böylece söylenilenlere göre kendini geliştirip Elohim'i anlamaya daha da yaklaşır ve en sonunda, en son sefira olan Kether sefirasında tanrı YHVH ile birleşir ve tanrısal bir varlık olur. Aslında görünen on sefira olan bu ağaç glifinde benim söylediğim gibi on bir adet sefira vardır fakat bunlardan bir tanesi gizlidir ve bunun adı Daath sefirasıdır. İnanışa göre bu sefira (Daath sefirası) Abyss'e (Yunanca dibi olmayan demektir, Sümercede Abzu'dan geldiğini söyleyenler de vardır) açılan kapıdır. Abyss bizim bildiğimiz anlamda Cehennem gibidir. İşte bu Cehennem aslında Sefirotun yani Hayat Ağacının altında aynı ağacın alt sureti olan Klifot denilen bir başka ağaç tarafından sembolize edilir. Bu ağaç on adet yani Sefirottan bir eksik (çünkü Abyss'e giriş vardır fakat çıkış yoktur, yani Daath sefirası veya aynı işlevi gören bir benzer sefira Klifot ağacında yoktur) klifadan oluşur. Klifada tahmin edileceği üzere Klifotun tekil halidir İbranicede. Bu ağaçda yolculuk edenlerin amacı Şeytanın rehberliğinde Kaos olarak şekillendirilen Tiamat/Tahom da denilen ve Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen varlıkla bir olmayı amaç edinir. O kadar şerli bir uygulamadır ki bu uygulamada rehberler Şeytan ve onun cinleridir yani demonlardır. Tıpkı Sefirotta olduğu gibi Klifotta da her klifa farklı bir alem ve her klifanın iblisleri farklı farklı iblislerdir ve ağaçta yukarıya doğru çıkıldıkça şer oranı artar.

Şimdi bu uygulamaya geliyorum; bu uygulama Klifotik bir davettir. Yani burada davet edilen klifalardaki iblislerdir.
Uygulamaya geçmeden önce başlıca davet edilen bu iblisleri tanıtmak istiyorum: 1.Lilith, İbrani inanışına göre Adem a.s'ın ilk karısıdır. Ona isyan ettiği için YHVH tarafından lanetlenir ve daha sonra İblis'in yani İbrani kaynaklarına göre Satan'ın (bir diğer adıyla Samael) karısı olur. 2.Naamah, Lilith'in kız kardeşidir. 3.Baal, Goetia kitabında adı geçen ilk ve en güçlü demon-iblis. 4.Adramalik-Adramelech, Adramalik veya Adramelek Kitab-ı Mukaddes'te de adı geçen ve İbrani krallarının bazılarının bile çocuklarını yakarak kurban ettikleri kadim bir iblistir.

Üstte sn.kazimantın verdiği yazının başıdır

not alıntı.

Not :kendi fikrim

insanoğlu ne kadar çok anlayamayacağı şey varsa onunla uğraşır baştan aşağı saçma bilimsellikten uzak ve saçmnaa bir konu.Konuyu sevenler ve ilgilenenler bana kızmasın sadece şahsi fikrim ilgi alanım olmadığı içinde böyle düşünüyorum.

saygılar

İçimi Rahatlattınız Efendim İnsanın İçinde Azda Olsa Şüphe Kalıyordu Ama Yazınızı Okuyunca Hafifledim

Saygılarımla..
Amor - Honor - Justitia
Sevgi - Onur - Adalet


Mayıs 18, 2012, 08:55:27 ös
Yanıtla #18
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Yanlış hatırlamıyorsam, Dinler ve inanışlar gerek içlerinde gerek dışlarında 300 binden fazla çeşide  bölünmüş. İslam da, Hıristiyanlık  ve Budizm, Yahudilik ve başkaları; içlerinde binlerce farklılaşarak o dinler adıyla harmanlanmış. Kaballah da aynı durumdan nasibini almış olduğu ifade edilir. Yaşamadan ve görmeden bilemeyiz.
Buna istinaden,aşağıda ki bilgilerin bir nevi özetini  sizlerle paylaşmak isterim; tabii bu konuda ne düşünürsünüz size kalmış. Ama kolay olmadığı, hatta anlaşılması ve tatbiki çok zor olduğu malum.

Kabala da Sefirotlar (Kaplar)
Kapları, ifade etmeye çalışabilirim fakat bir yanlış ifade kullanmaktan kaçındığım için pek tarifini yapmaya çalışmıcam. Çünkü hem karmaşık hemde uzun. Ama bu, bir insan olarak ve insanın alma arzuları olarak  düşünülebilir;yani mecazi anlamda. İnsanların yaratıcıdan uzaklaşıp ondan en uzak yere yani dünyaya gelişini ve aynı yoldan tekrar yaratana çalışarak yukarı, onunla birliğe gelmesinin kaçınılmaz olduğu ifade edilir.Bunun için yapılması gerek eylemler, bir hayat ağacı şekliyle gösterilir. Bu erdemlilik yolunu başarabilen geldiği kaynakla birleşir. Acizane tarifim bu kadar.
 




   
KETER – TAÇ: Denge sütununda bulunur. Boşluğun sınırındaki Taç’tır (Niyet). Yalın nokta, hem başlangıçtır, hem de sondur, hem bilinmez hem de her şeyi kucaklayandır. Olmuş olan, olmakta olan ve olacak olan her şeyi kapsar. O ilk çıkışın ve en son dönüşün yeridir. Tanrının ‘’Ben Olan Ben’’ adı ile ifade bulur. Kadim olan, günlerin kadimi olarak bilinir. Kralın tacı her şeyi bilmek ve ilk neden demektir. Tanrının mükemmelliğini gösterir. Tanrı ile birleşmeyi temsil eder. Tanrının sonsuz niyetini ifade eder. Hiçlik karakterindedir. Yaşam ağacının ilk tohumudur. Gezegen olarak ifade bulmaz çünkü tüm evreni sembolize eder. İnsan vücudunda başın tepesidir.  Sezginin ötesinde titreşir. Ölümlü olanlar Taç ve bilgelik olan iki sefirayı çok anlaşılır bulmazlar çünkü anlayış kavramı üçüncü küreye kadar yaratılmamıştır. Taç küresi aydınlanma ile eş tutulur. Bu küre öğretilemez, ancak buraya gidilen yolda üstadlardan rehberlik alınabilir denir. Taç’ın doğasını ancak  spiritüel alanda keşfedebiliriz. Taç yaratma yolculuğunun ilk adımıdır. Tüm süreci bu küre başlatır. Öğrenme sürecinde niyet önemlidir ama eyleme geçmek şarttır. Kabalistik planda Taç her şeyin kaynağı olan tohumu temsil eder. Taç küresi de ardından gelen tüm küreleri içinde barındırır. Bizlerinde kendi Tacımız da kendi potansiyelimizin tanrı ile birleşmiş hali yatar.
 
 
HOKMAH – HİKMET: Merhamet sütununda bulunur. Dengenin (İrade) bu noktasından Tanrısal Işıma’nın ışınları yayılır, Merhametin, Kuvvetin ve Yayılmanın etkisi ile ikinci sefira olan Hikmet küresi dışlaşır. Baba olarak bilinir. Kadim Olan’nın eril dışlaşmasıdır. Genişlemeyi temsil eden sağ sütunun en tepesindedir. Bu küre, insan düşüncesinde içsel zekadır. İlham ve içe doğuş olarak deneyimlenir. Bilgelik, İrfan anlamını taşır. İfadesi sezgidir. Gezegen olarak Bilgelik küresi gezegenlerin ötesindedir ama burçlar kuşağı ile özdeşleşir. İnsan vücudunda sağ beyindir. Tanrının Olmuş, Olan, Olacak adı ile ifade bulur. Bilgelik küresi, istem dışı ışık çakmaları ile genişler. Şimşek gibi, çakar ve yok olur, bir nevi ani aydınlanma, sezgi gibi düşünülebilinir. rengi gridir ve yaşlılığı genelde bilgelik ile bağdaştırırız, olgunluk dönemi gibi. İkinci küre olan Bilgelik, sonsuz ışıktan katı nesnelere geçişteki ilk aşamada bir şeyi diğerinden ayırma olgusunu uygulamaya geçirir. Kimlik kavramını sunup,’’ ben benim ve senden farklıyım’’ fikrini ortaya atar. Bizim farklılığı algılamamızı sağlar. Bu küre kendi benlik hissimizin farkına vardırır. Bu küre beynin maneviyat ve yaratıcılıktan sorumlu olan sağ yarıküresinde, yani Ağacın sağ tarafında yer alır. Kabala metinlerinde, kimliğimizi yöneten sağ beyine İbranice de Baba anlamına gelen Abba adı verildiği yazar. Babalarımızdan, atalarımızdan genetik kimliğimizi alırız. DNA yapımın çekirdeğinde bizim kimliğimizi belirleyen Bilgelik küresidir. O zaman bizim kim olduğumuzu bilmek, bir Bilgelik eylemidir diyebiliriz. Bir nevi en derinlerde gerçek kimliğimizin bir yansıması gibidir. Bizler Işığın veya Tanrı’nın kendisini görmesini sağlayan birer mekanizmayız. Yaşam Ağacı Tanrı’nın bizden ayrı bir yerlerde olmadığını beyan eder. Bilgeliğin gümüş renkli aynası Tanrı’nın her şeyin özünde var olduğunun kanıtıdır. Bilgelik edinmek çok zor bir şey değildir, Kabala, bilge insanın ‘’Tanrı’nın içimizde olduğu’’ bilgisini bildiğini söyler. Geleneğe göre Bilgelik küresinden gelen bir insanın geleceğini bildiği söylenir. Çünkü, Bilgelikte zaman diye bir şey yoktur. Her şey şimdide olur. Bizim gerçekçi mantığımız zaman ve mekan dünyasının kısıtlamaları içinde işlediği için bu olguyu kavramak çok zordur. Bilgelik sezgiye dayanır ve Sezgi diyer bir deyişle içten içe öğrenme anlamına gelir.
 
 
BİNAH – ANLAYIŞ: Üçüncü sefira olan Binah en yüksek dişil yayılmadır ve Anne olarak bilinir (Disiplin). Anlayış sütunundaki Şiddet (celal) ya da Adalet, biçim ve kasılma yanıyla dengelenir. Bu kendi içinde edilgin, alıcı ve yansıtıcı olan Akıldır İnsan vücudunda sol beyindir. Tanrı’nın dişi yansıması olan Elohim adı ile anılır. Akıl aracılığı ile açığa çıkar. Anlayış küresi ile Ağacın engelleyen sol tarafına yolculuk yaparız. Tanımlar ve keskin çizgiler ilk defa bu kürede karşımıza çıkar. Evrene yol gösteren değişmez prensipler bu küre ile ortaya çıktı. Zaman ve Mekan bu kürede doğmuştur. Acı, kızgınlık, dehşet, sertlik, acımasızlık bu kürede ortaya atıldı. Bu karmaşık küre, kainatın en yüksek yaratıcı ve maddesel hale getirici enerjisini üretir. Tac’ın niyetini ve Bilgeliğin parlak fikirlerini somutlaştırır. Anlayış, Ağacın misyonu olan sonsuz Işığı katı maddeye dönüştürür. Anlayış, Bilgelik küresindeki maddeselleşmemiş düşüncelerin, kelime ve cümlelerin kristalleşebilme sürecine ön ayak oluyor denebilir. Beynimizin sol tarafı, dış dünyadan gelen baskılar ile gelişir. Anlayış, tekrar, sabır ve ısrar gerektirir. Anlayış Astrolojide gezegen olarak Satürn ile ifade edilir. Zor dersleri ve sorumlulukları empoze eden Satürn gezegeni Anlayış’a hükmeder. Satürn Güneşin etrafındaki dönüşünü 30 yılda tamamlar ve Anlayışın doğasında olan sabır dersini vurgular. Çok çalışma ve disiplin ile bizi ödev yapmaya zorlar. Zamanın somut dünyasında (geçmiş, bugün, gelecek) ve üç boyutlu uzayda (yükseklik, genişlik ve derinlik) evrenin temel taşlarını oluşturur. Zaman ile sabır ve disiplini getirir.
 
 
ARA BİLGİ: GİZLİ GÜNEŞ: Işımadan sonra Adalet sütunun başında olan Binah küresi yani Anlayış sefirası burayı terk eder ve Keter’in yani Taç’ın altında bulunan Denge (İrade) sütununa dokunur. Bu sütunun bu noktası çok önemlidir. Burası Kursal Ruhun yeridir. Dışlaşmamış, açığa çıkmamış olarak kalır. Ama dışlaştığında, Yaşam Ağacı’nda İrfan, İçsel Bilgi, Vahiy (Daat) olarak anılır. Bir sefira değildir. Daat hiçbir yerden çıkmayan ve doğrudan Tanrıdan gelen Bilgidir. Hikmet küresindeki içe doğma ve sezgisinden farklıdır. Daat sadece görülmez aynı zamanda bilinir de. Çok daha derin düşünceden gelir. Daat göksel kürenin çocuğudur, sadece gözlem değil aynı zamanda oluştur.
Daat’ın aşağısında Merhamet sütununa ve oradan geriye Adalet sütununa geçer. Ve göksel akıldan bir ayırım ile , duygu düzlemini yöneten bir çift Sefira olarak ta tanımlanabilir.
 
Şimdi diğer küreler ile devam edelim.
 
HESED – MERHAMET: Etkin veya içsel duygunun sıfatı Hesed yani Merhamettir (Şefkat). Dördüncü küredir. Aşk, Tolerans ve Cömertliğe olan eğilimlerimizde ortaya çıkar. Tanrı’nın Yüksek Tanrı adı olan El ile anılır. İbranicede El, ‘’ona doğru’’, ‘’o yöne’’ anlamına gelir. Merhamet küresindeki Tanrı’nın ismi bizi daha yüksek alanlara çıkartır.  İnsan vücudunda sağ omuz, sağ kol, sağ el’e karşılık gelir. Anlayış küresinin zaman, sabır ve disiplin sınavlarından sonra yapılan inançlı sıçrayış ile varılan bu sevgi ve yumuşaklık okyanusu bir ödül gibi gelir. Merhamet küresinin genişleme gücü ve kuvveti heyecan vericidir. Ama dikkat edilmesi gereken bir konu da şudur ki; Bu enerjinin mutluluğu ve faydaları gizli bir tehlike taşır; Bağımlılık. Anlayış ve disiplin enerjisi ile olumlu düşünceleri bu küreye taşımış isek Merhamet küresi bunu kat ve kat büyütür. Ama eğer karakterimizin bencil tarafını çok fazla kullanıyorsak Merhamet küresi bunu da misli olarak arttıracaktır. Bu küre asla iyi ve kötü arasında asla fark ayırt etmediği için neyi besleyeceğimize dikkat etmemiz gerekli.
O yüzden Merhamet’in yüksek enerjisini çok iyi tanımlamak gerekir. Bu kürenin gerçek mesajı Bağışlama dır. Merhamet sayesinde Hayat Ağacı, Kabala için hayati önem taşıyan kabul etme kavramını ortaya çıkarır. Kabalaya göre bize kötülük yapanları affedersek onların kim olduğunu özde kabul etmiş oluruz. Dalai Lama, Musa, İsa, Muhammed Yaşam Ağacı’nın bu mekaniğini çok iyi kavramışlardır. Ağaç içinde, insan özellikleri arasında en çok yüceltilen Merhamettir. Şefkat, dünyada cenneti yaratmanın yoludur denir. Şefkati öğrenmemizin yolu, ego kökenli yargılarımızdan kurtulmak ve kendimizi başkalarının yerine koymaktır. Merhamet bize başkalarının geçmişlerini değerlendirmemizi mecbur tutar. Merhamet astrolojide gezegen olarak Jüpiter ile ifade edilir. Tanrıların Kralı olan Jüpiter, Merhamet içinde yaşar. Güneş’ten aldığı enerjinin iki katını dışarıya verir. En iyi Kabalistik gezegen Jüpiter’dir. Çünkü aldığından fazlasını verir. İbranicede Jüpiter’e erdemli anlamına gelen tzedek denir. Astrolojide Jüpiter, verici olan iyi babayı temsil eder. Bu kürenin özelliği olan Şefkat dolu davranışlarımızla yüce bir var olma haline yükseliriz.
 

 
GEVURAH- ADALET: Edilgen veya dışsal duygunun sıfatı Gevurah, Adalet’tir (Yargı). Beşinci küredir. Disiplin, adalet ve ayırıma olan eğilimlerimizde ortaya çıkar. Tanrı’nın insanları kahramanlara dönüştüren, hayat veren yaratıcı kuvvet olan Elohim Gibor adı ile anılır. İnsan vücudunda sol el, sol kol, sol omuz’a karşılık gelir. Merhamet su elementini barındırırken, Kudret ateşin somut örneğidir. Sıcaktır ve kırmızıdır. Kuvvet ve kararlılık ve enerji getirir. Kararlı ilerlemek için bu kürenin enerjisinden faydalanırız. Merhamet küresinin genişleme ve rahatlatıcı enerjisinden sonra Kudret küresi fren görevi yapar. Kudret küresinin enerjisi bizi uyandırıp dışarı çıkıp harekete geçmemiz için aktive eden enerjiyi verir. İrade sütununun ( kısıtlayıcı sütun) ortasında kalan Kudret kabı frenleri temin edip uygular.
Maddesel dünyanın Işık tarafından kör edilmemesi için hızını yavaşlatan zıt kuvveti sağlar. Kudretin kılıcı hayatımızda ihtiyacımız olmayan şeyleri kesip atmak ve ihtiyaç duyduklarımız içinde savaşmak becerisini sunar. Sol kolonda bir üstteki Anlayış küresinden disiplini öğrendik. Kudrette disiplini uygulamaya koyarız. Kudret lideri temsil eder, galip gelmek, fethetmek ve kahraman anlamlarını taşır. Bu kabın özellikleri kontrol edilemediğinde parçalanmaya mahkum olur, karanlık tarafı kızgınlık ve şiddet olara ortaya çıkar. Kudret Astrolojide Mars gezegeni ile ifade edilir. Rengi kırmızıdır. Kudretin kırmızı enerjisi de farklıklar gösterir, saldırganlık, kızgınlık ve insiyatif gibi. Kudret bizi gerçek potansiyelimize uyandırır. Ondan önce huzur ve uykunun küresi Merhamet gelir, bu küre keyifli ve rahattır. Ama bir hedefe ulaşabilmek için, Kudret küresinin bizi itmesine ihtiyaç duyarız.
 
TİFERET- GÜZELLİK: Uyumun, hakikatin, zafer ve görkemin sıfatı Tiferet, Güzellik’tir (Öğretmen). Altıncı küredir. Sevgi, denge ve fedakarlık olarak ortaya çıkar. Tanrı’nın bilgelik ve anlayış enerjilerinin cinsel birleşmesi olan Yod Hey Vav Hey Eloha adı ile anılır. İnsan vücudunda kalp’e karşılık gelir. Merhamet’in genişleyen ilkesinden Adalet’in sınırlayan ilkesine geçen şimşek, bir basamak aşağıya Denge sütununa döner. Burada Güzellik yani Hakikat açığa çıkmıştır. Güzellik küresi Hayat Ağacının kalbinde durur. Güzellik, uyum ve tam bir denge ile ilişkilidir. Tanrısal Ağaçta Tiferet kabı, Kalplerin Kalbidir. Merhamet ve Adaletin birleşimi olduğundan hem eril hem de dişildir. Eğer bir kişi yeterli saflığa ulaşabilirse Tiferet düzeyinin doğasını kavrayabilir. Bütün peygamberler anlayışın bu düzeyine yükselmişlerdir. Hayat ağacı denge yaymak için tasarlanmıştır. Yukarıya ve aşağıya esneyen cennet ve dünyayı birleştiren bununla genişleyen ve kısıtlayan güçleri yatay bir düzlemde bağlayan bir eksendir. Bu çizgilerin kesiştiği yerde Güzelliği buluruz. Merkezi buluruz. Kalbi buluruz. Güzellik küresi Astrolojide Güneş ile ifade edilir. Rengi altın rengidir. Güzellik fedakarlık ister. Bu küre cennet ile dünyayı bağlayan çizgi ile tüm evrenin içindeki geniş ve kısıtlı güçleri birleştiren eksenin kesiştiği yerdedir. Bu kesişmede muazzam bir fedakarlık gerekir. Egomuzdan fedakarlık.
 
NEZAH- SONSUZLUK: Etkin ve genişleyen tarafın sıfatı Nezah, Sonsuzluk’tur (Görkem). Zafer ve İhtişam olarakta adlandırılır. Yedinci küredir. Merhamet sütununda bulunur. İlişkiler ve zevk ve doğa ana olarak karşımıza çıkar. Tanrı’nın bilgelik enerjisinin orduları adı olan Yod Hey Vav Hey Tzevaot adı ile anılır. Kalabalıklar veya ordular anlamına gelen Tanrı’nın bilgelik için adını birleştirir. Bu isim bilgelik enerjisinin ordularını çağırır. İnsan vücudunda sağ ayak ve sağ kalçaya karşılık gelir. Sonsuzluk ve ondan sonra gelen küre olan İhtişam, Hayat Ağacının hareket planını oluştururlar. Sonsuzluğun küresi üremeyi ve büyümeyi yönetir. İçimizdeki kalp atışını ve sindirim sistemi gibi hareketlerin tümünü yönetir. Güzellik kalbin kendisini sembolize ederken, Sonsuzluk küresi kalbin tekrarlamalı atışlarıyla gerçek yaşamı verir. Bize yaradılışımızın devamını sağlayan tabii fiziksel metodların temel ilkelerini öğretir. Astrolojide Venüs gezegeni ile ifade edilir. Cazibenin ve ilişkilerin tanrıçası Venüs, bedenin zevklerine hükmeder ve bu küre kendinizi şımartmaya davet eder. Bu zevkler bizi durgunluktan çıkarır, yaşamı devam ettirir. Bu kürenin aşırı kullanılması kibir, ahlaksızlık ve yapmacılığa sebep olur.
 
HOD- TİTREŞİM: Edilgin ve sınırlayan tarafın sıfatı Hod, Titreşim’dir.( İhtişam). Sekizinci küredir ve Ağacın adalet sütununda bulunur. İletişim ve habercinin enerjisi olarak karşımıza çıkar. Tanrı’nın anlayış enerjisinin ev sahipleri adı olan Elohim Tzevaot adı ile anılır. Elohim ordular veya kalabalıklar anlamına gelir. Tanrı’nın anlayış adı olan Elohim sol yarı küreyi, mantığı, lisanı, zaman ve mekan içindeki sorunların maddeleşmelerini yönetir. Lisan ve iletişim yoluyla materyal şeylerin yaratılışını beslemek için Elohim’in askerlerini çağırır. İnsan vücudunda sol ayak ve sol kalçaya karşılık gelir. Tüm iletişimlerin hepsi, İhtişam küresinden doğar. İyi bir iletişim hayatımıza ışık ve netlik katar. Evrendeki her olayla ilgili sonsuz sayıdaki olasılığı net bir resme döküp başkalarının da anlamasını sağlar. Hayat Ağacı’nın üzerinden aşağıya indikçe enerji daha pratik ve yoğun bir hal alır. İhtişam, dıştan hareketleri, güçleri, kalıpları, sağlamlaştırılmış düşünceleri ve duyguları yükseklerden alan ve gerçek fiziksel maddelerin içine koyan mimardır. Sihrin ve kehanetin küresidir. Tanrı dünyayı tek bir kelime ile yarattı ‘’Işık Olsun’’ dedi ve Oldu. İhtişam küresi, dünyada ilahi bir parlaklık üretme arayışıyla Tanrı’nın sırlarını kelimelere döker. Bu küre Astrolojide Merkür gezegeni ile ifade edilir. Merkür gezegenin kabalistik sembolü Bet harfidir. İbranicede Bet düşüncenin oturduğu yerin kabalistik kodu olan ‘ev’ anlamına gelir. Düşüncelerimizi kelimeler ile ifade ederiz.
 
YESOD- TEMEL: Denge sütununda bulunan Yesod yani Temel küresi bilinçaltı ile ilişkilidir. Dokuzuncu küredir. Cinsellik, ölüm ve dönüşüm temaları ile karşımıza çıkar. Kişiliğimizin temelini oluşturur. Üretkendir ve yansıtıcıdır. Güzellik küresinin altında bulunur. Yaşam ağacında hayatın temeli ölüm ve dönüşümdür. İmgelerin imgesi (tasarımların tasarımı) olarak idrak edilir ve Ağaç kendini görür. Yesod yani Temel küresi aynanın içindeki aynadır. Cinsel saflığın içsel anlamını taşır. Bu kürenin gücü bağımsızlığıdır, hiçbir şeye bağımlı değildir. Bu öyle bir bağımsızlıktır ki,  diğerlerine fiziksel, ruhsal ya da tinsel hiçbir yardıma ihtiyaç duymaz. Bu durum yalnızca bizim, bizim kendimizin içine gidebileceği ve ancak kendi kendimizi geliştirebileceğimizi anlatır. Tanrı’nın, Tanrı canlıdır adı olan Shaddai el Hai adı ile anılır. ‘’Benim gölgem, Tanrı hayattadır’’ anlamını taşır. Astrolojide Ay ile karşılık bulur. Temel kabı, üst kısımlardaki kürelerdeki imgelerin, madde düzleminin bilincine yansımasını sağlar. Ay bu küreye hükmeder çünkü Güneş ışınlarını dünyaya geri yansıtır. Işığı bize yansıtır ve ışımaya devam eder.
MALKUT- KRALLIK: İrade sütununda bulunan Malkut (Egemenlik), Krallık küresidir. 10. küredir. Birinci küre olan Taç yani Keter’i tamamlar. Bütün kapların özelliklerinin aktığını ve fiziksel dünyaya iletildiği huniye benzetilir. Tanrı’nın Ruhu olarak anılır. Son küredir. Tanrı’nın Dünyanın Efendisi adı olan Adonai Ha’aretz adı ile anılır. Fiziksel elementleri kontrol eden ilahi kuvveti yüceltir denir. Tanrı’nın en alçakgönüllü ismidir.
Tanrısal şimşek (zimzum) onunla topraklanır. Kendi doğasında dört evreden oluşur ve bu evreler Ağacın içinde bir bütün olarak vardır. Ağacın kökleri, gövdesi, dalları ve meyvesi ve ya Tanrısalın İradesi, Zihni, Kalbi ve Vücudu var oluşun içine ve aşağıya doğru büyürler. Bizde ise bu dört evre birbirleriyle etkileşimleriyle bizi yaşamda tutan dört element olan ateş, toprak, hava, su ile anlatılır. Bu küre ile sonunda sadece bizim hayatımızın hikayesi olan Krallığa varırız. Bizim maddesel dünyamızı, dünyevi bedenimizi barındırır. Maddesel dünyadaki deneyimimizi ve yaşamımızı anlatır. Kendisinden önce gelen tüm kürelerin enerjilerinin tümünü dahil eder ve uygulamaya sunar. Krallık burada olma sebebimizdir. Astrolojide gezegeni Dünya’dır. Vücudumuzda ayaklar ve kök çarka ya karşılık gelir.




Sevgi ile kalın


Mayıs 18, 2012, 09:06:50 ös
Yanıtla #19
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Sn Rabhael,( Kabala Türkiye Dostluk Gurubu) adıyla facebook da arkadaş gurubu kuruldu. İsterseniz merak ettiğiniz konuyu kurucusu olan arkadaşlarla paylaşabilirsiniz. Aslında bu gibi konulara sıcak bakmazlar ve putperezlik olarak tanımlarlar, ve haklılar da. Fakat hayat ağacının tam olarak anlamını sorabilirsiniz. Ve hayat ağacının tanımlamalarını da .
Sevgi ile kalın


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
5304 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 01, 2014, 01:24:54 ös
Gönderen: hypatia