Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Ders-6 Öğrenme (TÜBİTAK)  (Okunma sayısı 2293 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 06, 2015, 01:37:57 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 88
  • Cinsiyet: Bay
    • 1717

ÖĞRENME

İNSANLAR YAĞMUR ALTINDA NİÇİN BAŞLARINI EĞİYOR OLABİLİR?
ETKİLİ ÖĞRENME

Konuya öğrenme kuramları çerçevesinde yaklaşalım. Yağmurun insanda barınma ihtiyacı hissettiren doğal bir olay olduğunu düşünebiliriz. Çünkü yağmura maruz kalmak ve sonrasında kurulanamamak üşütmemize, savunma sistemimizin zayıflamasına ve sonrasındaysa her türlü viral ve bakteriyel enfeksiyonlara yakalanmamıza neden olabiliyor. Bu nedenden ötürü, yağmur bizlerde üstü kapalı ve korunaklı bir alana sığınma davranışını tetikliyor. Peki, bu davranış nasıl tetikleniyor. Elbette ki, eğer ki sözünü ettiğimiz birincil bir güdü ve o güdüyü dolaysız ve araçsız tetikleyen doğal bir uyaransa klasik koşullanma kuramının da üzerine kurulduğu koşulsuz uyaran - koşulsuz yanıt ilişkisinden bahsetmemiz gerekiyor. Nasıl ki açlık yemek yeme davranışını, susuzluk su içme davranışını tetikliyorsa, yağmur da bir barınak bulma davranışını tetikliyor.

Davranışçı ekol ve öğrenme kuramlarının birçoğu çevremizdeki her türlü uyarana verdiğimiz yanıtlardan bahsediyor. Bu öyle bir zincir ki, her bir uyaran zinciri, kendisiyle bağlantısı kurulmuş yanıt zincirlerini tetikliyor. Zaten davranışçı psikologlar, öğrenmenin zaman almasını da bu zincirin öğrenilmesinin ve uyaran-yanıt ilişkilerinin kurulmasının zaman almasına bağlıyorlar. Buradaki zincirimiz, yağmur uyaranına karşı verdiğimiz kapalı bir mekâna sığınma yanıtını oluşturuyor. Atalarımızın şartlarını düşündüğümüzde, yaşadıkları ya da sığındıkları alanlar girişi basık mağaralardan oluşuyordu. Haliyle bu mağaraya girmek için başlarını eğmek zorunda kalıyorlardı. Benzer şekilde, günümüzde de yağmur yağdığında altına girdiğimiz brandalar vs... kimi zaman basık ve kafamızı eğerek girebildiğimiz korunaklar. Daha açık bir deyişle atalarımızdan devraldığımız davranış kalıpları halen basık brandalar gibi alçak korunak sistemleriyle ödüllendirilmekte. Dolayısıyla, yağmur yağdığında, bizlerde otomatik olarak başımızı eğerek bir sığınağa girme davranışı tetikleniyor. Ancak, bu uyaran-yanıt ilişkisinde kimi zaman yanıtların aralarındaki ilişkiler öyle kuvvetleniyor ki, baştaki uyaran sondaki bir yanıtı da tetikleyebiliyor. Tıpkı bizim durumumuzdaki gibi. Yağmur yağdığında, henüz civarda bir barınak bulunmamasına rağmen insanlarda kafa eğme davranışı gözlemlenebiliyor. Bu merkez açıklamamızdan sonra, gözlemin de insan davranışlarındaki önemine parmak basmamızda fayda var. Yağmura karşı pek çok kişi başını eğerek yanıt verince, sosyal çevresini sürekli olarak gözlemleyen diğerlerinde de aynı davranışta bulunma eğilimi oluşuyor.

ETKİLİ ÖĞRENME

"Galiba sınavdan kötü not alacağım, ben niye başarısız oluyorum?"
"Galiba sınavdan kötü not alacağım, ben niye başarısız oluyorum?"
Her gün binlerce çocuğun kafasını kurcalayan bu soru belki de etkili öğrenme yöntemleriyle çözülebilecek basit bir sorundan öte olmayabiliyor. Son yollarda uzmanların üzerine basa basa tekrarladıkları bir bulgu var:
Öğrenme tipleri bireyden bireye farklılaşıyor ve her öğrenme tipine ilişkin etkili öğretme biçimleri de buna paralel olarak değişim gösteriyor.

Peki, öğrenme nedir?

Geçmiş deneyimlerin etkisiyle kişinin verdiği yanıtlarda beliren kalıcı değişimlere öğrenme deniliyor. Öğrenme kuramlarının çoğu davranışlarımızı şekillendirenin deneyimlerimiz olduğu konusunda ortak bir paydada buluşuyor ve öğrenmeyi, çevresel koşullara adaptasyon / uyum gösteren bir süreç olarak tanımlıyor.

Felder Modeli'nden Öğrenmeye Bakış:
"Farklı Öğrenme Tipleri"

Bu modele göre her öğrenci, farklı bir öğrenme tipi içerisinde değerlendiriliyor. Bu farklı öğrenme tiplerine bir göz atacak olursak:

1.) ÖĞRENCİNİN BİLGİYİ İŞLEME TERCİHİNE GÖRE;

AKTİF ÖĞRENCİ

Bilgiyi, fikirlerini diğerleriyle paylaşıp tartışmalara katılarak ya da uygulamalar yaparak öğreniyor.

"Hadi deneyelim ve nasıl işlediğini görelim."

Grup çalışmalarına yatkın.

Not alarak ders dinlemeyi sevmiyor.

Öğrencinin konuşup hareket ettiği dersler.

DÜŞÜNSEL ÖĞRENCİ

Öncelikle bilgi üzerine tek başına sessizce düşünmeyi tercih ediyor.

"Öncelikle bilgi hakkında etraflıca düşünelim."

Yalnız çalışmayı tercih ediyor.

Aktif öğrencilere nazaran daha iyi not tutuyor.

Öğrencinin izleyip dinlediği dersler.

2.) ÖĞRENCİNİN BİLGİYİ ALGILAMA YÖNTEMİNE GÖRE;

DUYUMSAL ÖĞRENCİ

Kanıtlanmış gerçeklikleri öğrenme eğiliminde oluyor.

Soruları iyi çalışan yöntemler üzerinden çözmeyi seviyor ve beklenmedik sorulardan hoşlanmıyor.

Ayrıntılar konusunda sabırlı ve laboratuar çalışmalarını seviyor.

Uygulama yapma eğiliminde ve dikkatli.

Gerçek dünyayla ilişkili olmayan derslerden hoşlanmıyor.

Gerçeklere dayanan dersler.

SEZGİSEL ÖĞRENCİ

Farklı olasılık ya da ilişkileri keşfetme eğiliminde oluyor.

Tekrarları sevmiyor, yeni şeylerin peşinden gidiyor. Sınıfta tartışılmamış materyaller üzerinden test edilmekten çekinmiyor.

Yeni kavramları kapmakta başarılı ve matematiksel formüllerle sıkıntı yaşamıyor.

Hızlı çalışmayı seviyor.

Fazla ezber ve alışıldık hesaplar gerektiren derslerden hoşlanmıyor.

Kavramsal, teorik dersler.

3.) ÖĞRENCİNİN BİLGİYİ KAPARKEN DAHA ÇOK HANGİ BİLGİ KANALINI KULLANDIĞINA GÖRE;

GÖRSEL ÖĞRENCİ

Resim, diyagram, grafik ve ifadeleri tercih ediyor.

SÖZEL ÖĞRENCİ

Yazılı ve sözlü tanımlamalar ila gösteri sunumlarını tercih ediyor.

4.) ÖĞRENCİNİN BİLGİYİ DÜZENLEME YOLLARINDAN HANGİSİNİ TERCİH ETTİĞİNE GÖRE;

TÜMEVARIMCI ÖĞRENCİ

Bilgiyi, her biri birbirini izleyen, doğrusal nitelikli nedenselliklerle değerlendirmeyi tercih ediyor.

Özelden genele gelişen sunumları tercih ediyor.

Soruları mantıksal aşamaları bir bir geçerek çözüyor.

TÜMDENGELİMCİ ÖĞRENCİ

Bilgiyi, parçaları karışık alarak ve bütünsel değerlendirmeyi bağlantıları bir anda görmeyi seçiyor.

Genelden özele giden sunumları tercih ediyor.

Eğer ki genel resmi edinebildiyse, soruları bir anda çabucak çözüyor. Ancak nasıl çözdüğünü anlatırken zorlanıyor.

Biliyor muydunuz?

Yapılan bir araştırmaya göre öğrenciler;
Okuduklarının 10% unu;
İşittiklerinin 26% sını;
Gördüklerinin 30% unu;
Görüp işittiklerinin %50 sini;
Söylediklerinin 70% ini;
Yaptıkları şey konusunda söylediklerinin 90% ını akıllarında tutuyor

Felder Modeli Başarı İçin Öğrencilere Ne Öneriyor?

Aktif Öğrenciler: Eğer ki tartışma ve problem çözme aktivitelerinin az yapıldığı bir sınıfta öğretim görüyorsanız, kendi içinizde küçük gruplar oluşturarak ders konularını sırayla birbirinize anlatabileceğiniz öneriliyor. Diğerleriyle çalışmalar yaparak hangi konulardan test edilebileceğinize dair fikir sahibi olmanız ve bu sorulara karşı yanıtlarınızı hazırlamanız da verilen ipuçları arasında.

Düşünsel Öğrenciler: Gelen yeni bilgiler üzerine düşünmeye zamanınızın olmadığı bir sınıfta öğretim görüyorsanız bilgileri yalnızca okuyup ezberlemeniz değil çeşitli zaman aralıklarıyla tekrarlar yaparak olası soru ve uygulamalarına dair düşünmeniz öneriliyor. Okuduklarınız hakkında alacağınız ufak notların da yararının olacağı tüyolar arasında.

Duyumsal Öğrenciler: Duyumsal öğrenciler bilgiyi en iyi gerçek dünyayla bağdaştırdıklarında anlayabiliyorlar. Eğer ki pek çok materyalin soyut ve teorik olduğu bir sınıftalarsa öğretmenden kavramlar hakkında örnekler vermesini rica etmeleri öneriliyor.Eğer ki bundan da tatmin olamazlarsa arkadaşlarıyla konu hakkında beyin fırtınası yapmaları sunulan çözümler arasında.

Sezgisel Öğrenciler: Özellikle de ezber ve formüller üzerinden giden bir dersteyseniz, konular arasındaki bağlantıları bulmanız ya da öğretmene sormanız tavsiye ediliyor. Ayrıca testte sabırsızlık dolayısıyla yanlışlar yapabileceğiniz de söylenenler arasında. Bu nedenle de soruları sonuna kadar okuyup ve yanıtlarınızın üzerinden mutlaka tekrar geçmeniz öneriliyor.

Görsel Öğrenciler: Eğer ki görsel bir öğrencisiyseniz konuyla ilgili diyagramlar, şemalar, fotoğraflar ve daha pek çok görsel materyaller bulmanız öneriliyor. Bu konuda öğrencilerin hocalarından referans kaynak ya da CD sürümleri isteyebilecekleri de tavsiyeler arasında. Konuyla ilgili kavram haritaları oluşturarak önemli noktaları kare içerisine alabileceğiniz, altlarını çizebileceğiniz, örneğin bir konuyla ilgili tüm ayrıntıları aynı renkle renklendirebileceğiniz söyleniyor.

Sözel Öğrenciler: Konuyla ilgili kendi cümlelerinizle özetler ve konu planları çıkarmanız öneriliyor. Grup halinde yapılan çalışmalardan büyük verim alabileceğiniz de söylenenler arasında. Arkadaşlarınıza yapacağınız konu anlatımlarının size büyük katkısının bulunacağı belirtiliyor.

Tümdengelimci Öğrenciler: Ayrıntılara girmeden önce genel resmi yakalayabilmeniz gerekiyor. Eğer ki öğretmen yeni konulara diğerleriyle herhangi bir bağlantı kurmadan direk olarak başlarsa sizin için sorun yaratabiliyor. Bir üniteye başlamadan önce ünitenin bütününe göz gezdirmeniz sizin için yararlı olabiliyor. Yeni öğrendiğiniz bilgileri daha önceden bildiklerinizle ilişkilendirmeye çalışmanız da öneriler arasında.

Tümevarımcı Öğrenciler: Bütüne adım adım yaklaşmayı tercih eden bu öğrencilerin doğrusal nedensellik barındıran mantıksal konu şemaları çıkarabilecekleri öneriliyor. Bütünsel bakış açılarını ise yeni öğrendiklerini eski bilgilerle bağdaştırarak geliştirebileceklerine dikkat çekiliyor.
« Son Düzenleme: Mart 06, 2015, 01:40:33 ös Gönderen: Ömercan »
Hominem te esse memento!


Mart 06, 2015, 05:39:32 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Burada kognitif(bilişsel) anlamda bir taksonomi değerlendirmesi yapmam gerekirse, yazınız sadece bilgi ve kavrama düzeyine kadar çıkabilmiş.

Sizden bu konuya ilişkin analiz,sentez veya bir değerlendirme beklerdim Sayın ömercan.

Saygılar.


Mart 06, 2015, 05:46:10 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 88
  • Cinsiyet: Bay
    • 1717

Evet Sn. İNSAN doğru bir gözlem. Asıl amacım da buydu aslında. Şu anda analiz ve sentezden uzak duruyorum. Salt bilgiyi veriyorum; çünkü TÜBİTAK'tan aldığımı ilk derste söylemiştim ve ''Text'' i olabildiğince az bozarak vermeye çalıştığımı da. Dersler bittiğinde ise her ders için ,tabi eğer gerekliyse, dediğiniz gibi analiz edilecektir. Teşekkür ederim eleştiriniz için. Paylaşımlarımın okunduğuna ve tepkinin geldiğine yeni bir üye olarak gerçekten sevindim. Sevgiler.
Hominem te esse memento!


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
4169 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2018, 08:11:21 ös
Gönderen: vendor
2 Yanıt
3699 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2008, 11:32:02 öö
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
4794 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 13, 2008, 05:52:48 ös
Gönderen: Genius Loci
0 Yanıt
2106 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 06, 2012, 11:52:07 ös
Gönderen: scherif
0 Yanıt
1840 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 17, 2012, 02:36:04 öö
Gönderen: scherif
1 Yanıt
2765 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 24, 2013, 09:26:24 ös
Gönderen: Arais
0 Yanıt
1550 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2015, 03:04:55 ös
Gönderen: Ömercan
0 Yanıt
1974 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 06, 2015, 12:37:20 öö
Gönderen: Ömercan
0 Yanıt
2441 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 11, 2015, 08:40:43 ös
Gönderen: Ömercan
0 Yanıt
1976 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 19, 2015, 02:58:11 ös
Gönderen: Ömercan