Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Diger Konular => Masonluk Harici Sorular => Konuyu başlatan: Mozart - Mayıs 20, 2011, 01:47:05 öö
-
BDP'nin bağımsızlarını bilerek yazmadım, zaten meclise girince birleşiyorlar. İlgili partiyi tercih edenler, BDP çatısı altında oy verebilirler.
Belirtilenlerin dışındaki bağımsız adaylara oy vereceksiniz, ileti olarak bildirmeniz dileğiyle.
Oy pusulasının sırasına göre sıraladım, bilginize!
Sevgiler
-
MHP'de 6 kişi daha istifa etti ve böylece toplam 10 kişi oldu. Acaba oyunda artış olacak mı yoksa barajın altında mı kalacak. Barajın altında kalırsa AKP'ye yarar. Dünya basını da bu süreci takip ediyor, hayli ilginç bir durum var ortada.
-
Aydinlara Komplo Partisinin (AKP) oyunlari, tuzaklari, camurlari bitmiyor ki... Haykirmak istiyorum uyan Turkiyem uyan. Secim gunu bu partiyi artik tarihe gomun.
-
Oyumu kullandim ama buradaki anketin reelle gram alakasi yok şu anda mesela aldatma ve kandırma partisi 8.3 oy oranına sahip, chp 58% almis. Benim de oy kullandigim Turkiye Komunist Partisi %25te :D ya Turkiyede durum gercekten boyle olsa yemin ediyorum guzel olur.
"Kimse bagimsizligin modasi gecti diyemeyecek; sosyalizmi bos bir hayal gibi gosteremeyecek." TKP
-
Komünizm için biraz erken sayın zagzagel, ülkemizde daha cumhuriyetin kurucusunun kim olduğunu bilmeyen, Türkiye'nin hangi kıta da olduğunu bilmeyen, wikileaks'ı futbolcu sanan, Japonyayı coğrafi olarak Fransa'nın yanında sanan, tayyibi mehdi diye bilen insanlarımız var.
Buradaki sıralama ise, buradaki insanların seviyesini gösteriyor. Övünülmeli.
-
Partim saadet partisi umarım süpermen'in de desteğiyle kazanırız sevgiler saygılar
-
Saadet ve Has partinin oyları bu seçimlerde çok önemli, çünkü Akp'nin oylarından yer. Hadi hayırlısı!
Partim saadet partisi umarım süpermen'in de desteğiyle kazanırız sevgiler saygılar
-
AK Parti'yi 2. gösteren anket ortalığı karıştırdı
Rusya’dan gelen bir anket sonucundan, AK Parti yüzde 32 ile ikinci parti çıktı. CHP ise yüzde 34 oya ulaşıyor. Alman ‘’Politikcity.de’’ adlı internet sitesinin Rus Haber ajansına dayanarak açıkladığı anket, ajans yönetimince yalanlandı.
Rusya’da faaliyette bulunan ‘’Ria Novosti Haber Ajansı’’ tarafından yayınlandığı öne sürülen ve AK Parti yüzde 32 ile ikinci sırada gösteren anket ortalığı karıştırdı. Alman, ‘’Politikcity.de’’ adlı internet sitesinin Rus ajansına dayanarak açıkladığı anket, ajansın Genel Yayın yönetmen yardımcısı Maksim Filimonov tarafından yalanlandı.
Anketin 50 bin denekle uluslararası RIJA-SAM toplumsal araştırma konsorsiyumu tarafından yapıldığı sonucun da, Rus Ria Novosti ajansı tarafından yayınlandığı belirtilirken, anket sonuçlarında AKP’nin oy oranı yüzde 32.1, olarak gösterildi. Anketten CHP, yüzde 34.7 ile birinci parti olarak çıktı. MHP de yüzde 18 oy ile üçüncü parti gözüküyor.
EN İLGİNÇ SORU Ankette halkın yüzde 71’nin CHP’nin Aile Sigortası projesine destek verdiği, halkın yolsuzluklardan şikayetçi olduğu vurgulanırken ‘’Kemal Kılıçdaroğlu’nun ailenizden biri olması ihtimalini düşünün. En çok hangi aile bireyi olmasını istersiniz’’ gibi ilginç bir soru da yöneltildiği ve yüzde 68 oranında ‘’Baba’’ cevabı alındığı aktarılıyor. Başbakan Erdoğan için aynı soru yöneltildiğinde ise yüzde 53 oranında ‘’Dayı’’ cevabı alındı.
Alman ‘’Politikcity.de’’ internet sitesinde bu anketin yayınlanmasından sonra Cihan Haber Ajansına bir açıklama yapan Rus ajansın Genel Yayın yönetmen yardımcısı Maksim Filimonov ise ,‘’Türkiye’deki seçimlerle ilgili hiçbir anket çalışmasında bulunmadık ve başka bir şirket aracılığıyla da böyle bir çalışma yaptırmadık. Birileri adımızı kullanmış. Haberin kaynağının, Almanya'da Türkçe yayın yapan Politikcity.de sitesi olduğunu öğrendik’’ dedi.
Kaynak: http://siyaset.milliyet.com.tr/ak-parti-yi-2-gosteren-anket-ortaligi-karistirdi/siyaset/siyasetdetay/24.05.2011/1394043/default.htm (http://siyaset.milliyet.com.tr/ak-parti-yi-2-gosteren-anket-ortaligi-karistirdi/siyaset/siyasetdetay/24.05.2011/1394043/default.htm)
-
Seçmen sayısının 3-4 yılda 10 milyon arttığı dikkate alınırsa bütün anketlerin boş çıkacağı açıktır. Nasıl oluyorsa bu kıza süre içerisinde seçmen sayısı %24den fazla yükselmiştir. Buna fazladan basılan milyonlarca oy pusulası rezaletini hiç karıştırmıyorum.
Hadi hepsini geçtik diyelim, bilgisayar ortamında oy miktarlarının değiştirilmesinin kolaylığı da var. Nedense ülkemizde linux işletim sistemine geçilmemiş, amerikan windows işletim sistemi ile zaten her şekilde teslim alınmışızdır.
Sonuç olarak, abd ve/veya başka güçlere en fazla tavizi veren seçimleri kazanacaktır.
Saygılarımla...
-
İnan Kıraç'tan şaşırtıcı seçim iddiası!
"Güvenilir kaynaklardan bilgi aldım. CHP birinci parti olacak. Sizinle bu konuda bahse bile girerim"
MALUMU İLAN!
Hükümetin baş terörist Öcalan ile pazarlığa giriştiğini yadsıyan yok!
Başbakan, İmralı’da terörist başı ile görüştüklerini saklama gereğini duymuyor.
Öcalan da cezaevinden örgüte, cinayetlere devam etmesi talimatını veriyor.
Örgüt; İstanbul’da masum insanlara bombalı saldırı düzenliyor ve Başbakan, gayet rahat, “Olay PKK imzalı” diyor.
Vatandaş bacağını kaybediyor, yaralananlar hastanelerde.
Oy yitirmeye asla, ne olursa olsun, dünyalar yıkılsın razı olamayan Başbakan; bomba olayından sonra, çocuklara oyuncak, altın dağıtmaya gidiyor.
Hükümet böyle. Medyanın hali malum.
***
Yargının bağımsızlık sürecinden bağımlı düzeye nasıl geldiğini anlatmaya da gerek yok.
Bugünlerde kimilerinin de maskeleri düşerek gerçekler ortaya çıkınca; yarabbi, ne büyük günah işledik ki, böylesine demokrasiye aykırı yüzlerin yönetiminde yaşamaya mahkûm olduk diye insanın içinden kendini sorgulaması geliyor.
Örneğin kimi davalardaki gelişmeler daha az mı şaşırtıcı?
Seçim derdine düştük. Dikkat çekmeyen bir haber; gizli tanık gerçeğinin ne olduğunu değil, ne olmadığını kanıtladı.
Darbeye katılımcı diye içeri alınan Albay Dursun Çiçek; son duruşmada bir gizli tanıklığın ne denli yalancı, uydurma olduğunu açığa çıkardı.
Gizli tanık, “darbeci” Albay Dursun Çiçek’i teşhis etmiş. Albay’ın sorduğu sorulara gizli tanıktan aldığı yanıtlar; inanın Aziz Nesin’in güldürü öykülerini bile solluyor:
“Soru – Madem beni gördün, söyle bakalım, üstümde nasıl bir elbise vardı?
Yanıt – Hâki renkli asker üniforması vardı.
- Ben denizciyim, bizim üniformamızın rengi başka.
- Tamam şimdi hatırladım, beyaz renkli bir üniforma vardı.
- Yine yalan söylüyorsun. Çünkü sen beni ocak ayında gördüğünü söylüyorsun. Oysa ocak ayında biz siyah giyeriz.”
Bu sorgulamadan sonra gizli tanığın Albay Çiçek’i suçlayıcı açıklamalarının değeri beş para eder mi?
***
Karamsar yorumlara insanı; örneğin Ajda Pekkan gibi neredeyse yarım yüzyıllık bir şarkıcının yaptığı açıklamalar zorluyor.
Sayısını herhalde artık kendisinin de anımsamadığı, yeni yüzünü biçimlendiren son estetik ameliyatından sonra; Devlet Bakanı Egemen Bağış’a sesleniyor:
“Muhteşem vizyonunuzla ülkemizin önünü açtınız. Her zaman sanat ve sanatçının yanındasınız” dedikten sonra, lakin -nedense, ne içinse- dili fren tutmuyor. Dualar ediyor: “Allah sizi başımızdan eksik etmesin!”
Daha önce Köşk salonlarında zamanın cumhurbaşkanına kıl çeken bir başka alaturka kadın şarkıcı da Emine Hanım’ın önüne diz çöküp, “Beraber yürüdük biz bu yollarda”yı birlikte söylüyor.
Bu ülkede onurlu yaşamak bedava! Yalakalık para getiriyor, parrrra!
***
Anketler yine boy göstermeye başladı.
İktidar tayfası gazetelerden biri dün yine AKP’nin yüzde 48’lerde durduğunu -bir ankete dayanarak- açıklıyordu.
Heyecandan yoksun seçimin neler getireceği götüreceği; içeride olduğu kadar dışarıda da merak konusu. Örnek:
Yazarımız Leyla Tavşanoğlu’na Washington’da bir ABD yönetim yetkilisi, RTE’nin zaten ayakta olan sinirlerini daha bir bozacak bir iki sonuç açıklamış: AKP’nin 367’ye ulaşması hayal. Oy oranı yüzde 38! MHP de baraja takılmaz!
Seçimde heyecandan yoksun diyoruz ama, yalnız partiler değil, bireyler de seçim anketleriyle yakından ilgili. Bu ilgiyi örnekleyeyim:
25 Mayıs Perşembe günü Güncel’de ismini vermediğim bir ünlü işadamımızın güvenilir kaynaklardan aldığı bilgilere dayanarak; CHP’nin 12 Haziran seçiminden birinci parti olarak çıkacağını söylediğini yazdım.
Genel yayın müdürümüzle beraberdik. Anketlere göre, kesin saptamayı (iddiayı) kuşkuyla karşıladığımda “Sizinle bu konuda bahse girerim” dediğini, hatta bizim mütevazı önerimize karşılık -bahsi kaybederse- “ne istersek, ama ne istersek alacağını” altını çizerek söyledi. O kadar emindi CHP’nin birinci parti olacağından.
Yazının yayımlandığı 25 Mayıs’ta ve dün sabah; “CHP’nin birinci parti olacağını kesin ifadeyle söyleyen ünlü işadamının kim olduğunu soran” yoğun istekler geldi, okurlardan ve partililerden!
CHP’nin bu seçimde AKP’den ülkeyi kurtarmasına o denli gönül bağlandı ki; olası sonucu aldığı bilgilere dayanarak, üstelik bahse girecek kadar kesin bir ifadeyle söyleyen ünlü bir işadamının adını yazmak zorunluluğu doğdu: İnan Kıraç’tı.
25 Mayıs’ta da yazdığımı yineleyeyim: 12 Haziran’da; AKP’den bir an evvel kurtulmayı yıllardır özleyen ben, bahsi kaybetmeyi… Sayın Kıraç da kazanmayı bekliyoruz!
Kaynak: http://www.haberturk.com/secim/haber/634874-inan-kiractan-sasirtici-secim-iddiasi (http://www.haberturk.com/secim/haber/634874-inan-kiractan-sasirtici-secim-iddiasi)
-
Bir kere delikanlı olmak
ASLINA bakarsanız İnan Kıraç çok da önemli bir laf etmemişti.
"Seçimde CHP, AKP'den daha fazla oy alacak" demişti.
Her seçim öncesi yapılan "Taraftar" yorumlarından biri.
Herkes seçime kadar kendi partisi kazanacak zanneder.
Seçim akşamı bazıları yanılır.
İnan Kıraç da bunu dedi. CHP'nin AKP'yi geçeceğini.
Bu sözler yayınlandı.
Günlerce tartışıldı. Yazmayan gazete, yorumlamayan köşe yazarı kalmadı.
Sonunda Başbakan Erdoğan çıktı kürsüye ve hoşuna gitmeyen bir şeyler söyleyen herkese yaptığını yaptı.
İnan Kıraç'a bozuk attı. Hafiften "uyardı".
"Bizim iktidarımızla çalışamazsın" dedi.
İnan Kıraç'ta bir panik, bir panik.
Günlerce susan "Büyük patron" birdenbire ortaya çıktı ve günlerce "yalanmadığı" sözleri "Ben öyle demedim" diye yalanlamaya başladı.
Yahu Allah aşkına, insan "beş dakika delikanlı olur".
Hiç değilse 74 yaşında. Milyarlarca doların var. Bundan böyle 5 kuruş daha kazanmasan ne fark eder. Tek bir kızın var. O da büyümüş, hayatı garantide.
Beş dakika, ya da bir kere "delikanlı ol".
"Evet, dedim. Ne var yani, diyemez miyim? İlle sizden yana olmam mı lazım? Böyle düşünüyorum. Böyle umuyorum. Böyle olmasını istiyorum" de.
Hadi gençken diyemedin. Bari 74 yaşına geldiğinde de.
Polis copunun karşısına dikilen öğrenci, Hopa'da hayatını yitiren öğretmen kadar ol demiyoruz.
Onların yarısı kadar ol.
Bir kere. Bir.
Hiç olamadıysan, 74'ünde ol.
http://www.fatihaltayli.com.tr/content.cfm?content_id=7449 (http://www.fatihaltayli.com.tr/content.cfm?content_id=7449)
-
Oyumu kullandim ama buradaki anketin reelle gram alakasi yok şu anda mesela aldatma ve kandırma partisi 8.3 oy oranına sahip, chp 58% almis. Benim de oy kullandigim Turkiye Komunist Partisi %25te :D ya Turkiyede durum gercekten boyle olsa yemin ediyorum guzel olur.
"Kimse bagimsizligin modasi gecti diyemeyecek; sosyalizmi bos bir hayal gibi gosteremeyecek." TKP
Durum böyle çıksa bile kapitalist bir dünyada sosyalizmi yaşayan yalnızlaşmış bir ülke oluruz buda bizi yine her türlü yoksulluğa ve fakirliğe sürükler. Dünyanın büyük çoğunluğu sosyalizme geçmeden bir sosyalist düzen istemek ancak hayalcilik olur.
-
Sayın Waldow, o kadar kötü bir senaryo düşünemiyorum. Evet zor olabilir ama o kadarda değil sanırım.
Bu günkü düzen için en iyi çözüm ulusalcılıktan geçer.
-
Obama ve baskan bush butun dinlere ayni uzaklikta olabiliyorlar ama bizim basbakan nasil bosbogazlik edip Turkiyenin %98i musluman deyiveriyor ki Bush kac defa elinde Talmudla resimlendi. Rahat nefes almak istiyorum cocugumu okula gonderirken sinavinda torpil olmicagini ve de bilimsel kistas yapilacagini bilmek istiyorum. Boyle giderse memleket hakaten kaderine emanet olacak, millet din afyonuyla uyumus kaderine birakilmis halde. Hatta bazen basbakan bile uyuyor, kendi actigi dogma cukuruna dusuyor. Umarim kendiside bu actigi dogmalar cukuruna secimden sonra duser.
-
7 milyar dolar(10 katrilyon) parası olduğu söyleniyor. Yabancı kaynaklarda bunu destekliyor. Bundan sonra çukura düşse ne olur? O 10 katrilyon için memlekete 200 katrilyon zarar vermiştir. Tabi satılan bir "gelecek" de var ortada.
Her halk, hak ettiği şekilde yönetilir. Bu millette acılara hazırlanmalı. Çok zor günler için çok fazla zaman kalmadı.
Bakalım ortada din, açılım, anadilde eğitim kalacak mı o günlerde?
-
7 milyar dolar(10 katrilyon) parası olduğu söyleniyor. Yabancı kaynaklarda bunu destekliyor. Bundan sonra çukura düşse ne olur? O 10 katrilyon için memlekete 200 katrilyon zarar vermiştir. Tabi satılan bir "gelecek" de var ortada.
Her halk, hak ettiği şekilde yönetilir. Bu millette acılara hazırlanmalı. Çok zor günler için çok fazla zaman kalmadı.
Bakalım ortada din, açılım, anadilde eğitim kalacak mı o günlerde?
Bilgi guvenilir mi? Buna inanirsam o da ayri bir inanc olur, bilgi icin guvenilir bir kaynak gosterebilir misiniz?
-
Bir tanesi yabancı basında en zengin 10 başbakanda çıktı, anında saldırdılar ve adını sildirdiler. Resmen bir panik yaşandı. wikleaks belgelerinde çıktı. Araştırılırsa daha fazla kaynak da bulunur. Yalnız isviçre'de ki hesaplar remzi gür'ün adına, tayyibin değil. Her kaynak zaten böyle söylüyor. Putin doğal-gaz boru hattından komisyon aldığını zaten söylemişti.
Araştırılırsa bir sürü kaynak bulunur.
-
Ben yolculuk nedeni ile oy veremeyeceğim. Ama dürüst olmak gerekirse, vermeyeceğim oyun da AKP ye gitmesi beni rahatsız da etmiyor, hatalarını bilsem bile.
Son haftalardaki seviyesiz ve artık -afedersiniz- çirkefleşen mücadele midemi bulandırmaya başladı. Sonuç itibari ile hükümetlerin veya siyasetçilerin yolduzluk iddiaları ve fiilleri hep olmuştu. Bunlar yeni değil,
ben özelleştirmelere karşı çıkarken tutarlı alternatif politikalar görmek istiyorum. Herkese vatandaş/yoksulluk maaşı bağlayıp da 2 yıl sonra Yunanistandan beter bir hale ülkemin düşmesini istemiyorum. Az biraz tutarlı bir şey görsem doğrudan doğruya hangi parti olursa olsun, elzem işlerimi bırakıp gidip oy vericem... Entel tabirle "Yurttaş" olan seçmenlerin hizipleşerek karşıt partiye hakaretler etmesi, deşarj olarak sonradan ortama göre "Aslında biz saygı duyuyoruz", "Aslında insanlar kandırılıyor" demesi, sizleri bilmem ama beni çok rahatsız etmeye başladı.
Yahu! kim neye inanırsa inansın, kim kendini kandırtırsa kandırtsın! Bana ne!
Bu düşünce ile bakınca, herkesin kendi tuttuğu safın önderlerince kandırıldığı ortaya çıkmıyor mu? Kimse bana "Biz doğruyuz, diğerleri yanlış" demesin. Neye kime göre doğru?
Biliyor musunuz? Hani hükümetin oy avcılığı yaptığı popülüst politakar var ya, bunun en dibine vurmuş Ankara Büyükşehir Belediye si de var ya. Şahsen yardım alan bir çok insan gördüm, en çok yardım alanlar İktidar ile taban tabana zıt insanlar hatta, Ankara'da kesinlikle ve kesinlikle Melih Gökçek'e oy vermeyecek insanlar. Bu insanlar yardım almalarına rağmen hiçbirinde menfaat etkisi yapmıyor. Dahası, Bu devletin vazifesi! Köyünde kimsesiz yoksul biri kaymakamlığa giderek şehire gitmesi gerektiğini ama parasının olmadığını söylediğinde , cep harçlığı ve yol parasına kadar ihtiyacı olan parayı ertesi gün alıyor. BU iktidarın veya AKP'nin icraati değil! Bu devletin icraatı. Ama neden daha önce devlet bu icraatını yapmadı diye sorduğumda kendime bir cevap yok!...
Müslüman olmayanlar kızmasın; atasözü sadece "Dinime küfreden müslüman olsa" demişler, keşke ama keşke CHP'de yahut herhangibir başka parti de biraz alternatif olacak ışık görebilse idim ki, bırakın oy vermeyi, boş-dolu vakitlerimde gider karşılıksız çalışırdım...
Saygılar //// Sürç-i lisan etti isem affola
-
İlk işim utanmaz adam'ı okumak
Geçen gün bir arkadaşım sordu:
"Seçimden şaşırtıcı bir sonuç çıkar mı?"
Cevabım şu oldu:
"Beni şaşırtan bir sonuç çıkmaz..."
"Yani" dedi...
Ona şöyle izah etmeye çalıştım.
BU SEÇİMDE:
Tarihimizde hiç görülmedik kadar belden aşağı vuruşlar yapıldı.
İnsanların özel hayatı delik deşik edildi; teşhir edildi.
İğrenç kasetleri imal eden, tedavüle sokanların değil, mağdurlarının ahlakı sorgulandı.
Ben ne yaptım?
O sırada Bodrum'daydım.
Kulağımda iPod vardı, vallahi duymadım.
Sadece kendimden utandım.
BU SEÇİMDE:
- Alevilere karşı en insafsız yargılar yapıldı, insanların inanç aidiyetleri teşhir edildi.
Ben ne yaptım?
O sırada Fenerbahçe soyunma odasındaydım.
"Şampiyooon" nakaratları kulağımı sağır etmişti.
Dışarıda ne olup bitiyor fark etmedim.
Sadece utandım.
* * *
BU SEÇİMDE:
- Bir işkadınımızın basit eleştirisi boğazına tıkıldı. Kendisine "Pornocu" bile dendi.
Ben ne yaptım?
O sırada Barcelona-Manchester United maçındaydım.
Öylesine güzel bir maç seyrediyordum ki, ilgilenemedim.
Tezahürattan sesim kısılmıştı; çıkıp bir şey diyemedim.
Sadece utandım.
BU SEÇİMDE:
- Yıllarını bu ülkenin kalkınmasına vermiş bir işadamının, arkadaş sohbetindeki basit bir seçim tahmini, sıradan bir geyik muhabbeti başına bela edildi.
"13 Haziran sabahı görürsün" anlamına gelen sözlerle tehdit edildi.
Ben ne yaptım?
O sırada Paris'te volta atıyordum.
İki kadeh şarap ruhumu da bedenimi de uyuşturmuştu; "Fransız kaldım".
Sadece utandım.
* * *
BU SEÇİMDE:
- Tanıdığım en "Mert" kadın gazetecilerden birine "Namert" dendi.
Bir başka gazeteciye de "Abbas yolcu" işareti verildi.
Ben ne yaptım?
O sırada heyecanlı bir polisiye film seyrediyordum; başımı bile kaldırmadım; filmin sonunu merak edince, ötekini kaçırdım.
Sadece utandım.
BU SEÇİMDE:
- Gösteri yapan kadınlara, "Kadın mıdır, kız mıdır" dendi; hayatını kaybedenlere "Birisi" dendi, "Önemli değil" dendi.
Ben ne yaptım?
Vallahi o sırada biri "Cambaza bak" demişti, ben de cambaza bakıyordum. Tabiatıyla görmedim.
Sadece utandım.
BU SEÇİMDE:
- Bir partinin seçim otobüsüne taşlarla sopalarla saldırıldı.
Ben ne yaptım?
O sırada hâlâ Barcelona-Manchester United maçından mest olmuş haldeydim.
Ötekileri göremeyince, haliyle bunu da göremedim.
Sadece utandım.
Arkadaşım anlamamış bir ifadeyle bakıyordu.
Tekrar "Yani hangi sonuç seni şaşırtmayacak" dedi.
"12 Haziran akşamı çıkacak sonuç beni şaşırtmaz. Sadece utandırır" dedim.
Yine anlamadı. "Boşveer; zaten siyasetten ne anlıyorum, ne de hazzediyorum" diyerek kesip attım.
Şimdi Kopenhag'dayım ve son 24 saatte memlekette kim bilir beni utandıracak daha neler olup bitmiştir.
Dönünce ilk işim, Oğuz Aral'ın o harika "Utanmaz Adam"ını okumak olacak.
Eski ciltlere öyle dalayım ki, olup biteni görmeyeyim, işitmeyeyim, konuşmayayım.
Hiç olmazsa komik bir bahanem olsun...
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17971381.asp (http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/17971381.asp)