Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MUSA İLE HAKİKATE DOĞRU(16)-SIRLI KUL  (Okunma sayısı 2763 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 09, 2010, 04:05:19 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 439
  • Cinsiyet: Bay

SIRLI KUL


Bir söz vardır: “Bir şeyi nerede kaybettiysen orada ara!” diye. İşte Hz. Musa ve Yuşa da izlerini takip ederek daha önce dinlendikleri ve “balığı kaybettikleri” kayanın yanına geriye döndüklerinde aradıkları kişi ile karşılaştılar.“Katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul..” (Kehf/65). Ayet, aranılan kişiyi üç özelliği ile bize tanıtmaktadır: 1) O, adı bile zikredilmeyen sırlı/ gizli bir kuldur; 2) O’na Allah tarafından üstün bir rahmet verilmiştir; 3) O, “ilm-i ledün” sahibidir, yani Allah katından özel bir bilgiyle donatılmıştır.

Kur’an “kullarımızdan biri” diyerek Hz. Musa’nın buluştuğu kulun adını vermemiştir. Gerçi hadislerden bu kulun adının “Hızır” olduğunu öğreniyoruz ama daha sonra da üzerinde duracağımız gibi “Hızır” adı bir isimden çok, sıfat olarak dikkat çekmekte ve kullanılmaktadır. Kur’an’da bu kişinin adının verilmemesi, bu kişinin ilmi gibi kendisinin de sırlı bir kul olduğunu bize göstermektedir. Buna benzer bir başka örneğe Neml Suresi’nin 40. ayetinde de rastlıyoruz. Sebe Melikesi’nin tahtının kilometrelerce uzaktan Hz. Süleyman’ın huzuruna getirilmesini göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleştiren kişiden Kur’an sadece “kendinde Kitap’dan bir ilim olan” kişi olarak bahseder.

Kur’an’da bir çok isim zikredilirken Allah katından özel bir ilimle nasiplendirilmiş bu kişilerin isimlerinden söz açılmaması çok anlamlıdır. Demek ki Allah, bu kişilerin isimlerinin deşifre edilmesini istememekte, onları sırlayarak kendi koruması altında tutmaktadır. Bu sırlamanın nedeni üzerinde düşündüğümüzde karşımıza “Nübüvvet” ile “Velayet” arasındaki fark çıkmaktadır. Nübüvvet yani peygamberlik açık bir kurumdur ve nebiler getirdikleri Şeriati herkese tebliğ etmekle yükümlüdürler. Velayet yaani velîlik ise batınidir ve onların tebliği (İlm-i Ledün) sadece yetenekli kimselere yöneliktir. Bu yüzden Velayette çağrı yoktur ancak (Hz. Musa’nın örneğinde de gördüğümüz gibi) talep vardır. İlave edilmesi gereken bir başka husus da şudur: “Velayet, Nübüvvet’in batınıdır ve devam etmektedir”. Cenab-ı Hakk’ın bir kudsi hadiste: “Benim velilerim kubbelerimin altında gizlidir” buyurması bu gerçekliğin en önemli delilidir.

Ubeyy b. Ka’b’tan rivayet edilen bir Hadis’te bu sırlı/esrarlı bilge kişiden “Yeşil Adam” anlamında “el-Hazir” ya da “el-Hizr” olarak bahsedilmektedir. O’na bu lakabın veriliş nedeni bir başka hadiste de şöyle anlatılır: “O’na Hızır denilmesinin sebebi otsuz kuru bir yerde oturmuş ve onun altındaki yer hemen yeşerivermişti” (Buhari, C.7, S.3209, H.76). Bu, öyle görünüyor ki bir isimden çok bir sıfattır ve bu kişiye izafe edilen bilgi ve hikmetin (İlm-i Ledün) her zaman yeni, her zaman geçerli olduğunu ifade etmektedir. Hızır, mutlak bilginin, ebedi hayatın ve hakiki diriliğin sembolüdür. O sadece otları değil, insanların kalplerini de yeşillendirmekte yani hakikat ve marifet bilgileriyle diriltmekte, onlara Ab-ı Hayat sunmaktadır.

Bütün bu bilgiler bizi şu sonuca ulaştırmaktadır: Çağın ve zamanın hangi devrinde yaşarsak yaşayalım, Yaratıcı Kudret’in katından bilgilendirilmiş, insan için varılması mümkün derin kavrayış ve tecrübenin ilmine sahip insanlar daima var olacaktır. Zaten ayette çoğul olarak geçen “kullarımızdan bir kul” ifadesi bu insanların sayısının azımsanmayacak derecede olduğuna işaret etmektedir. Bu nedenle tefsir kitaplarında yer alan Hızır’ın hayatta olup olmadığı tartışması yerine Çağın Hızırları'nın nasıl bulunup teşhis edileceği endişesi hakikati arayanlar için daha önemli olmalıdır.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2462 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 04:04:37 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
2882 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 04:07:08 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
2920 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 04:08:09 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
2903 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2010, 03:52:26 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
3576 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2010, 03:59:01 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
3847 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2010, 04:01:08 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
2657 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2010, 04:02:45 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
3172 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2010, 04:07:11 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
3535 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2010, 04:08:11 ös
Gönderen: lucifer
0 Yanıt
2287 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2010, 04:17:45 ös
Gönderen: lucifer