Masonlar.org - Harici Forumu

Sanat => Edebiyat => Siirler ve Sairler => Konuyu başlatan: nietzsche - Ağustos 12, 2007, 01:52:41 ös

Başlık: CAN YÜCEL
Gönderen: nietzsche - Ağustos 12, 2007, 01:52:41 ös

 ANAYASASI İNSANIN

Kan yasası bu insanın:
Üzümden şarap yapacaksın
Çakmak taşından ateş
Ve öpücüklerden insan!

Can yasası bu insanın:
Savaşlara yoksulluklara
Ve binbir belaya karşın
İlle de yaşayacaksın!

Us yasası bu insanın:
Suyu şavka döndürüp
Düşü gerçeğe çevirip
Düşmanı dost kılacaksın!

Anayasası bu insanın
Emekleyen çocuktan
Uzayda koşana dek
Yürürlükte her zaman

 
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: nietzsche - Ağustos 12, 2007, 01:54:00 ös


  BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY

başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..

bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun

bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince

nerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka..
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: zarathustra - Ağustos 12, 2007, 02:09:13 ös
BELKIM BIR KERTENKELEYDIM

Belkim bir kertenkeleydim
* edilmiş bir yağmurun serini
bir güzelin çirkiniydim
çirkinlerin en güzeli
yeşil koşsa güneşlerin gölgesi
ben en hızlı yeşiliydim
kurbağa yarışlarında annemin

çatal matal kaç çataldım kim bilir
bin dereden bir kendimi getirdim
haydan gelip huya giden bir huysuz
heyheyler içinde bir heydim
belkim yedi belkim sekiz belaydım

düdük çalar hırsızlanmış polisler
ben korkudan üstlerime işerdim
üç yıldızlı bir albaydı gökyüzü
karşısında önüm açık gezerdim
ağzı bozuk meymenetsiz bir ozan
rus cenginde çağanozdum bir zaman

iki gözüm iki koltuk-eviydi
mavilerim bir miyobun koynunda
kendi düşen köyler kentler ağlamaz
sur dışında ben oturur ağlardım
ekmek diye bağrışırdı bebeler
elma derler ben ortaya çıkardım
ağıtlarla kutlanırdı İsa-doğdu gecesi
fildişinden bir kuleydim yıktım kendimi

bilmem hangi keloğlanın fesiydim
bir püskülsüz sümbülteber tohumu
fesleğenler yaprak dökmüş şerrimden
bir naraydım kimse bilmez nereden
ya yakından ya uçmaktan gelirdim
belkim ince belkim kalın bir sestim
belkilerin kol gezdiği saatta
belkim belki bile değildim.
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: zarathustra - Ağustos 12, 2007, 02:20:30 ös
BU NE KADAR SAYGISIZ BIR YORUM BICIMI???

Sen diye hitap edecegim sana.Daha yeni katilimsin,birkac sacma mesaj yazmissin bu mesajlarin hepsi milleti ti ye aliyor.

Ya mantikli normal yorum yap yada sessiz kal,insanlarin sabir seviyesini zorlamaya calisma!!!
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: zarathustra - Ağustos 12, 2007, 02:25:11 ös
hayatinda kac kere can yücel okudun acaba?Yasam tarzi ve felsefesini bilmedigin belli oluyor.
Ikinci konu beni fena halde kizdirdin o yüzden sana aciklama yapmiyacagim.Millet picassonun yapitlarindan ne anliyorsa bende can yücelin siirinden onu anliyorum,baskada yorum yok....
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: nietzsche - Ağustos 12, 2007, 02:27:12 ös
Kardeşim zarathustra sakin olun elbette beğeniler farklıdır. Ama Obi-Wan Kenobi sizden de saygı bekliyoruz.
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: zarathustra - Ağustos 12, 2007, 02:34:33 ös
Sayin nietzsche cok güzel bir konu acmissiniz;siirdeki zevkiniz gercekten hosuma gitti.Tabiki begeniler görecelidir buna itirazim yok aksine saygim var.Ama arkadasin konuya daha mantikli bir elestiri sunmasini beklerdim.Rencidevari yaklasimi hosuma gitmedi sadece..

Selamlar...
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: nietzsche - Ağustos 12, 2007, 02:37:04 ös
Teşekkür ederim. Elbete hepimizin beklentisi saygı sınırlarını aşmamaktır, ilginize minnettarım; sevgilerimle...
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: Obi-Wan Kenobi - Ağustos 12, 2007, 02:37:44 ös
Sayın nietzsche
Size karşı bir saygısızlık etmek istemedim.
Özür dilerim.

Can Yücel harika bir şair bence de.
Ama her yazdığını da beğenemem.

Orhan Velinindi sanırım.

Gözlerim nerede şiiri yanı onun gibi birşey.  Bu biraz değişik kelime bombardımanı.

Gözlerim gözlerim nerede diye
şeytan aldı götürdü ... diye gidiyor.
Oldu mu şimdi?

Picasso ile kıyaslayamam.

Şiirimi de siliyorum...

Ben de şiir yazacağım. Ciddi olarak söylüyorum. Onları dilediğiniz gibi eleştirin devamını getirin.
Saygılar
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: Obi-Wan Kenobi - Ağustos 12, 2007, 02:38:38 ös
Önceki yazdıklarımı silermisiniz lütfen
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: nietzsche - Ağustos 12, 2007, 02:41:00 ös
Sn. Obi-Wan Kenobi açıklamalarınız yanlış anlamaları önlemiştir şiirlerinizi takip edeceğim; saygılarımla...
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: Obi-Wan Kenobi - Ağustos 12, 2007, 03:16:41 ös
Bakınız bu nekadar harika. Daldan dala atlamıyor. Muhteşem

yerin seni çektigi kadar agirsin
kanatlarin çirpindigi kadar hafif..

kalbinin attigi kadar canlisin
gözlerinin uzagi gördügü kadar genç...

sevdiklerin kadar iyisin
nefret ettiklerin kadar kötü..

ne renk olursa olsun kasin gözün
karsindakinin gördügüdür rengin..

yasadiklarini kar sayma:
yasadigin kadar yakinsin sonuna; ne kadar yasarsan yasa,
sevdigin kadardir ömrün..

gülebildigin kadar mutlusun
üzülme bil ki agladigin kadar güleceksin

sakin bitti sanma her seyi,
sevdigin kadar sevileceksin.

günesin dogusundadir doganin sana verdigi deger
ve karsindakine deger verdigin kadar insansin

bir gün yalan söyleyeceksen eger
birak karsindaki sana güvendigi kadar inansin.

ay isigindadir sevgiliye duyulan hasret
ve sevgiline hasret kaldigin kadar ona yakinsin

unutma yagmurun yagdigi kadar islaksin
günesin seni isittigi kadar sicak.

kendini yalniz hissetigin kadar yalnizsin
ve güçlü hissettigin kadar güçlü.

kendini güzel hissettigin kadar güzelsin..
iste budur hayat!

bunu hatirladigin kadar yasarsin
bunu unuttugunda aldigin her nefes kadar üsürsün
ve karsindakini unuttugun kadar çabuk unutulursun

çiçek sulandigi kadar güzeldir
kuslar ötebildigi kadar sevimli

bebek agladigi kadar bebektir
ve herseyi ögrendigin kadar bilirsin bunu da ögren,

sevdigin
kadar
sevilirsin...

can yücel
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: Obi-Wan Kenobi - Ağustos 12, 2007, 03:48:50 ös
Bu arada Sayın nietzsche sizden Jedi olmaz. Elinize ışın kılıcı versek iki dakkada milleti biçersiniz.
Edebiyattan iyi anlıyorsunuz o ayrı...

Saygılar
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: GölGe - Ağustos 12, 2007, 03:55:53 ös
 :D :D :D
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: nietzsche - Ağustos 12, 2007, 03:58:03 ös
Birini biçtiğimi mi gördünüz :)
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: nietzsche - Ağustos 12, 2007, 04:07:35 ös
"sevdigin
kadar
sevilirsin..."

Keşke böyle olsaydı gerçekten...
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: LEON COMANDANTE - Ağustos 12, 2007, 04:11:08 ös
İmkansız. :)
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: Obi-Wan Kenobi - Ağustos 12, 2007, 04:27:48 ös
Beyaz bir kağıda çizgi çizelim bu çizginin sol tarafı saçmalama sağ tarafı ise edebiyat olsun.
Şiir işte bu çizgidir. Saçmalama miktarı ise şairin kadeh sayısı ile doğru orantılıdır.
İçki insanı değiştirir. Değişiklik te kadeh sayısı ile orantılıdır.
O yüzden her şiirin şairi başka birisidir.
Şairi tabii normal koşullar altında (24 derece sıcaklık, uygun nem ve 0 şizofreni) varsayıyorum.
O yüzden kadehi kaldırınca yukarda gördüğü kertenkele üzerine şiiri döktürmesi can yüceli ilgilendirmez.
Çünkü o başka birisi. Derler ya bir ben var benden içeri..
Şaairinde uzay-zaman içinde kadehle orantılı projeksiyonları vardır.
Dolayısıyla şiirlerine bakarak Can Yücelin Rölativistik bir şair olduğunu söyleyebiliriz.

Eğer yaşasaydı bu yoruma cevabı çok net oldur du:

Ha ....(ha çok komik) (değil tabiki)
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: Genius Loci - Ağustos 12, 2007, 05:17:21 ös
çatal yüreğimle türkülü yollara
düştüm ki o kadar olur
seke seke ben geldim
s       s       gidiyorum.

CAN YÜCEL.

p.s.: bu sene datça bana uzak düştü, mekanına yakın bir şarap içemedim, gönül koymadın de mi baba? bil ki, şarabın en hasını senin için ayırdım, hele bir geleyim kısmetse, doyacak toprağın kıpkızıl serinlik haline bu da and olsun, bi de aşk olsun...

Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: Fraternis - Ağustos 26, 2007, 08:38:44 ös
EĞER  

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!

Can Yücel
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: Veritas - Eylül 27, 2007, 04:29:20 ös
Anladım

"bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.
herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
kendi yolumu çizdiğimde anladım..
bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..
bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
yüreğinde aşk olmadan geçen hergün kayıpmış,
aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
neden hiç ağlamadığını anladım..
ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde anladım..
bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
acıtabilirmiş,
çok acıttığında anladım..
fakat,hakedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terkettiğinde anladım..
yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
yüreğini elime koyduğunda anladım..
''sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
sana ''git'' dediğimde anladım..
biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek,
git dediklerinde gittiğimde anladım..
sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak,
gerçekten pişman olduğumda anladım..
ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,
sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
beni afetmeni ölürcesine istediğimde anladım..
sevgi emekmiş,
emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş..."

Can YÜCEL

Hayran olduğum şairlerden biridir, yazdıkları arasında bazen anlaşılmaz gelen cümleler olabilir elbette fakat bunları araştırdığınız vakit hiçbirinin haybeden orada olmadığını görürsünüz.
Başlık: Re: CAN YÜCEL
Gönderen: blossom - Aralık 27, 2007, 01:16:20 öö
Gerçek en sevdiğim şiirleri arasındadır bu şiir... Ben kalemine hayranım Can Yüceli'in. Özellikle şu dizeleri ne kadar anlamlı değil mi?

bunu hatirladigin kadar yasarsin
bunu unuttugunda aldigin her nefes kadar üsürsün
ve karsindakini unuttugun kadar çabuk unutulursun

Bakınız bu nekadar harika. Daldan dala atlamıyor. Muhteşem

yerin seni çektigi kadar agirsin
kanatlarin çirpindigi kadar hafif..

kalbinin attigi kadar canlisin
gözlerinin uzagi gördügü kadar genç...

sevdiklerin kadar iyisin
nefret ettiklerin kadar kötü..

ne renk olursa olsun kasin gözün
karsindakinin gördügüdür rengin..

yasadiklarini kar sayma:
yasadigin kadar yakinsin sonuna; ne kadar yasarsan yasa,
sevdigin kadardir ömrün..

gülebildigin kadar mutlusun
üzülme bil ki agladigin kadar güleceksin

sakin bitti sanma her seyi,
sevdigin kadar sevileceksin.

günesin dogusundadir doganin sana verdigi deger
ve karsindakine deger verdigin kadar insansin

bir gün yalan söyleyeceksen eger
birak karsindaki sana güvendigi kadar inansin.

ay isigindadir sevgiliye duyulan hasret
ve sevgiline hasret kaldigin kadar ona yakinsin

unutma yagmurun yagdigi kadar islaksin
günesin seni isittigi kadar sicak.

kendini yalniz hissetigin kadar yalnizsin
ve güçlü hissettigin kadar güçlü.

kendini güzel hissettigin kadar güzelsin..
iste budur hayat!

bunu hatirladigin kadar yasarsin
bunu unuttugunda aldigin her nefes kadar üsürsün
ve karsindakini unuttugun kadar çabuk unutulursun

çiçek sulandigi kadar güzeldir
kuslar ötebildigi kadar sevimli

bebek agladigi kadar bebektir
ve herseyi ögrendigin kadar bilirsin bunu da ögren,

sevdigin
kadar
sevilirsin...

can yücel
Başlık: Ynt: CAN YÜCEL
Gönderen: Isis - Şubat 25, 2008, 05:17:09 ös
Can Yücel (1926 - 12 Ağustos 1999), dünyaca tanınan modern Türk şairdir. Kullandığı kaba ama samimi dil ile Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır.



(http://img409.imageshack.us/img409/8929/canyucelmp6.jpg) (http://imageshack.us)


 

Can Yücel, 1926'da İstanbul'da doğdu. Milli Eğitim Bakanlığı da yapmış olan ünlü kültür adamı Hasan-Âli Yücel’in oğludur.Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum’da turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu.

 

Bu yıllarda Che Guevera ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıla mahkum oldu. İki yıl sonra genel bir afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından ''Bir Siyasinin Şiirleri'' adlı kitabını yayınladı. Şair'in bu kitabı için ilk kez yoğun ve ciddi şiirle ilgilendiği dönemin şiirlerini içerir diyebiliriz. "Bir Siyasinin Şiirleri" nin önsözünü yazan Refik Durbaş, kitabı ''Can Yücel'i geniş okuyucu kitlesiyle buluşturan, kişisel ve toplumsal yaşamın acı bir dönemini dile getiren, öfkeli, alaycı, boyun eğmeyen, siyasal şiirlere ağırlık verilen bir kitap'' olarak değerlendirir. Can Yücel ise yazdıktan seneler sonra, "kişinin dış baskıların hışmı karşısında kendi özünü hırpalattırmamak için, hatta yitirmemek için kullandığı bir savunma mekanizması, baskının, acının üstüne gidiş" olarak nitelendirir.

 

1988' de kendisiyle yapılan bir söyleşide bu ifadeyi kullanan Can Yücel, müziğe geçişini şöyle anlatır : ''İlk şiirimi on yaşında yazdım. Babamın metresi olan hanımın yuvasındayken. Yuvada bir çocuk öldü. Çok üzüldüm, arkasından bir şiir yazdim. Şiirime babamın yardımı çok oldu. Şiire elverişli bir dünya yaratmıştı babam bana... Hep şiir çevresindeydim. Dili iyi biliyorsan, şiirin ne olduğunu biliyorsan yazmadan duramazsın.''

 

Şairin şiire bakış açısını düşündüğümüzde, Octavia Paz'la ilişkilendirmekte zorlanmayız. Bu ilişkiyi kuran ortaklık, ''Tek bir şiirin, kendini bütün şairlere yazdırması'' düşüncesidir. Octavia Paz, ''Şairler aslında bir tek şiiri yazar'' derken, Can Yücel şunları söyler : ''Ben şiiri ciddiye almıyorum ki zaten, yeter ki şiir beni ciddiye alsın! Davetsiz misafirdir...Pat diye gelir O, ya bir afrika menekşesini ya ölen bir delikanlıyı bahane eder, oturur karşıma, kaldırabilirsen kaldır artık.''

 

Can Yücel şiirlerinde var olan ironi için şunları söyler : ''Harika odur ki, insanlar kendi adlarına değil, kainat adına yazarlar. Bütünselliğin dışında bir şiir yoktur. Hayat ve ölüm de bir bütündür. Şiir bu bütünden çıkan çılgınlıktır. Çok ağır geçen hayatımızın içinde ironi, bütünselliği bozmayacak ana çaredir. Bir direnç kahkahasıdır.''

 

Kendisiyle yapılan bir söyleşide, şiir ve dil hakkındakı görüşlerini şöyle aktarmaktadır : ''Goethe der ya : dil orman gibidir. Ağaçlar çürür orman kalır. Bizde ağaçları kesmeye kalktılar.Bizde katıldık buna.Hala kahroluyorum.Yanlıştı. Sadeleştirme meselesi o bütünlüğün içinde sözcükleri, tümceleri nereye oturttuğunun hesabını vermek meselesidir. Kelimeler bütünselliğin parçalarıdırlar. Şiir kelimeleri bu galaksiye hediye etmektir.

 

Can Yücel'in şiirsel imgesini kuruşundaki kaynakları; doğa, insanlar, olaylar,kavramlar, heyecanlar duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanları buluruz. ''Maaile'' şairin kitaplarından birine koyduğu bir ad. Şair için ailesi çok önemlidir, eşi, çocukları torunları, babası... Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımaktadır. ''Küçük Kızım Su'ya'', ''Güzel'e'', ''Yeni Hasan'a Yolluk'', ''Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim'' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır.

 

Şairdeki imgeyi dönüştürme işlemi, gerçeküstücülerin üzerinde durmuş oldukları bilinçdışını özgürleştirme çabasıyla bağdaşır.

 

Son yıllarında Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde ÖDP`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüld
Başlık: Ynt: CAN YÜCEL
Gönderen: Isis - Şubat 25, 2008, 05:19:28 ös
SEVGI DUVARI/ CAN YUCEL

http://www.youtube.com/watch?v=zbe8AvSlVQ0&feature=related


HAYATTA EN COK BABAMI SEVDIM / CAN YUCEL


http://www.youtube.com/watch?v=6rIaSxFiZLo&feature=related


BIZIM DENIZ / CAN YUCEL


http://www.youtube.com/watch?v=56bnf53M8js&feature=related

Başlık: Ynt: CAN YÜCEL
Gönderen: Genius Loci - Şubat 25, 2008, 05:55:56 ös
Sevgi Duvarı

http://www.youtube.com/watch?v=P0tW5WTgyVg

Bizim Deniz

http://www.youtube.com/watch?v=udEZ24qxa5Q
Başlık: Ynt: CAN YÜCEL
Gönderen: Isis - Mart 20, 2009, 01:22:50 öö
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

CAN YUCEL


Harikulade, enfes, hatta Bulent ablamizin deyimiyle "Fevkaladenin fevkinde"