Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Dinler Tarihi--Yunanistan'ın Dini--1  (Okunma sayısı 1182 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 05, 2016, 09:08:53 öö
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Yunanistan'ın dinini incelemek için kutsal bir kitap kullanmaya imkân yoktur. Zira,böyle bir kitap yoktu ve zorla kabul ettirilen bir doğma da hiçbir zaman var olmadı.

Başlıca kaynaklar, Yunan edebiyatının eserleridir. Bunların başında, Homeros'un , yahut bu adla gösterilen yazar veya yazarların 'İliada ve Odysseia' adlı eserleriyle, Hesiodos'un şiirleri vardır. Alman Schliemann tarafından Trova, Mikene ve Tirynthia'da ; İngiliz Evans tarafından Girit'teki Knossos'ta;  Atina Fransız Okulu ve başka milletlerin bilginleri tarafından Girit'le Yunanistan'ın çeşitli noktalarında yapılan çok verimli kazılarda bulunan maddî ve psikolojik belgeler de yine bu kaynaklar arasındadır.

Yunan halk dini ilkel bir Totemizm'in çok derin izlerini taşımışa benzemektedir. Kutsal bitkiler ve örneğin Dodona'daki meşe ağacı vardı ki, bunun hışırtılarına bakan kâhinler gaipten haber verirlerdi. Sonra kutsal hayvanlar ve örneğin, Girit'teki Minos boğası, yani 'Minotauros' vardı. Çoğu zaman, daha sonraki efsaneler bu kutsal hayvanları bir Tanrı'nın her zamanki arkadaşı haline sokmaktadırlar.

Salomon Reinach'a göre Tanrıların hayvan kılığına girerek biçim değiştirmeleri, "din tarihinin tersine anlatılması" demektir. Zeus kuğu kuşu kılığına girerek Leda'yı baştan çıkarır, o da dünyaya yumurtalar getirir.

Leda herhalde sonradan Tanrılaştırılan ve insan çocukların babası sayılan Totemik bir kuğu olsa gerektir.

Bazı tapınma usullerinin köklerinde kutsal bir hayvanın kurban edilmesi ve etinin bir çeşit şölende hep beraber yenilmesi de vardır. Örneğin , Atina'da her yıl tanrısal bir boğa, 'bouphonia' adı verilen bir törende kurban edilirdi. Bazı maskeli rakslar da aynı kökten gelmeydi. Atina'da dişi ayı kılığına giren genç kızlar raks ederler ve ayı adını alırlardı.

Bütün tabiat ruhlarla doluydu. Bunlar hayvan ya da insan biçiminde tassavur edilirdi. Örneğin bir pınar, bir at olurdu.

Tapınışın önemli bir parçasını da "taklidi" ibadet usulleri teşkil etmektedir. Girit'te Kureta'lar gökgürültüsünü taklid edip yağmur yağdırmak için kalkanlarını birbirine çarparlardı.

Yunanistan'da heykelcilik,raks,şiir, tiyatro gibi güzel sanatların çeşitli şekilleri, kökleri büyücülükten, sihirbazlıktan almışlardır. Bu da onların telkin kudretini izaha yardım etmektedir. Kreglinger'in dediği gibi "Yunanlılar sonunda ne kadar aydın kişiler haline gelmiş olurlarsa olsunlar, güzel sanatlarıyla edebiyatları daima sihirbazlık zihniyetinin tezahürleri olagelmiştir."

...