Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Diger Konular => Masonluk Harici Sorular => Konuyu başlatan: amurdad - Eylül 04, 2008, 02:12:52 ös
-
İnsanoğlu maalesef hem etçil hem otçul hepimiz kültürümüzden ve yeme alışkanlığımızdan dolayı birkere bile olsun et yemişizdir.Bizim et yememiz demek bir canlının yaşamının doğal olmadan bitmesi demek.Elbetde doğada bir besin zinciri var ama hayvan haklarına duyarlı olan insan beslenmek için bir hayvanın ölümüne göz yumabiliyor.Et yemeden yaşamakta insanda bazı hastalıklara yol açabiliyor.Sizce yıllardan beri gelen bu yemek kültürümüz ne kadar ahlaki?Doğanın burda verdiği mesaj nedir?Mecbur olmasanız et yermiydiniz?Bir sigir kesildiginde en fazla 20dk ,bir kucuk bas koyun,keçi en fazla 12dk ,bir balik en fazla 10 dk aci cekiyor bu yurtdışında yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmış veriler bizlerin bu acılara neden olma gibi bir lüksümüz var mı?
Benim burda dile getirmek istediğim dengeli beslenmek ve yeteri miktarda tüketüyorsak et tüketmek sanırım fazla et tüketmek en azından benim içsel düşüncemde sorgulama yapma ihtiyacı doğuruyor..Bu konuda düşüncelerinizi merak ediyorum..
-
Soru: Et yemek için hayvan öldürülmesi felsefenize ne kadar uyumlu..?
Et yemek benim icin tabiki dogal, soyleki Hayvanlar, Bitkiler ve dogadaki hersey Biz İnsanoglu icin var edilmistir. Etinden, sutunden herseyinden faydalanmamiz icin...
Bence Hayvanlari dusunmek icin ozellikle Hayvanseverler Dernegi falan var herneyse Onlara saygi duyuyorum ama gelgelelim bazi seyleri akillica idrak etmek gerekir. Ben Hayvanlarin Korunmasini tabiki isterim. Ancak Hayvanlardan olumlu sekilde yararlanma hakkim varsa kendimi geri tutmam. Ayrica Doganin Kanuna gore de uymak lazim. Ama burada baska yerlerde Hayvanlarimiza maalesef cok kotu davranilmaktadir. Eger İnsanogluna Hayvanlardan yararlanin denilmisse bu hak Onlara asla ama asla zarar verme gibi bir durum teskil etmez.
Bunun icin de yasalara uymak ama yasalari uygulayarak faydali olmak icin varligimizi devam ettirmek adina doganin bize sundugu seyleri de geri tepmemek lazim ;) Ben deniz etobur biri oldugum icin :D
-
Biraz insan merkezli düşünmüşşünüz,doğadaki herşeyin insanın hizmetine sunulduğunu düşünmek insanı diğer canlılardan üst bir konuma yerleştirmektir.Akıl sahibi olduğumuz için böyle bir konum sahibi olmak paylaşmamayıda beraberinde getiriyor.Bu paylaşım eksikliğide doğayı katletmemize kadar gidiyor aslında kendi kuyumuzu kendimiz kazıyoruz bir şekilde.İnsan doğanın bir parçasıdır ve doğada iyi ile kötü bir arada bulunmakta doğa bize her zaman iyiyi göstermez zaten bu yabani hayatı geliştirdiğimiz için ayaktayız.Medeniyetler kuruyoruz.Aklın evrimi bize gerçekleri göstericektir,manevi öğretilerde canlıya zararı yasaklamışlardır.Benim tek umudum yapay et üretimi bu şekilde hem sağlıklı beslenebilir hemde can acıtmamış olucagız..Biraz gelecekçi bir yaklasım umarım gerçekleşir. :)
Anketde bir birine yakın iki cevap var sağlımı kaybetmekten korkmasam et yemem ikincisi et yemeyi belki sağlıma zararı olucak şekilde en aza indirdim,ben insanın kendisine zarar vermesinden yana değilim ama buradaki yaklaşımları öğrenmek istedim.
-
Kilosu 10 bin dolara ’yapay et’ ürettiler 14 Ocak 2007
Ünlü İngiliz devlet adamı ve yazarı Winston Churcill’in 1936 yılında "Sadece göğüs ve butunu yiyeceksek, bütün tavuk yetiştirmeyelim" öngörüsü sonunda gerçek oldu. Dünyanın birçok ülkesinde birçok bilim adamı bugün hücreler ve klon yoluyla laboratuvarda et üretimi konusunda çalışmalarını hızlandırıyor.
2001 yılında Nasa’nın başladığı çalışmaları bugün Alman Hükümeti de hücreden domuz eti yetiştirilebilmesi için ayırdığı 2 milyon dolarlık bütçeyle destekliyor. Tüm bu çalışmalar sonucunda laboratuvarda et üretimini başaran bilimadamları 1 kilo eti 10 bin dolara mal ediyor.
KAS HÜCRESİYLE:
Bilimadamları eti ’myoblast’ adı verilen bir kas hücresiyle yoktan var edebiliyor. Canlı, yaşayan bir hayvandan alınan bu hücre glucose, amino asit, ve minerallerle birleştiriliyor. Geçici bir yapı iskelesinde bioreaktöre yerleştirilen hücrelere kas lifi haline dönüşünceye kadar elektrik veriliyor. Üretilen bu etin canlı hayvan etine oranla daha sağlıklı olduğu da vurgulanıyor. Bilimadamları şimdi, kötü hayvansal yağları iyi yağlar ve omega 3’le değiştirmenin formülünü arıyor. Dünyada her yıl ortalama 240 milyar kilo et tüketiliyor. Bir hayvan kendisine verilen besinlerin yüzde 75’ini metobilazmasının dışına atıyor. Buna karşın, kültür etinde hiçbir kayıp olmuyor.
AĞIZLARI SULANDIRMIYOR:
Dünyada en önemli hastalıklar arasında yer alan BSE ve Kuş gribinin hayvanlardan bulaştığına dikkat çeken bilimadamları, "Başta ağızları sulandırmasa da daha temiz ve sağlıklı olması bu etlere olan ilgiyi artıracak. İşlenmiş ürünlere nasıl alışıldıysa, buna da aynı şekilde alışılacak. Bu tamamen tüketicinin eğitimiyle ilgili" diyor.
KURU OLUYOR:
Labrotuvarlarda üretilen et konusu sadece etik açıdan tartışılmıyor. Yapay olarak doku yaratılamaması bu etlerin tadını da etkiliyor. Etler canlı hayvandan elde edilene oranla kuru oluyor. Ayrıca, insanların da hiç nefes almamış bir eti yemek konusuna olumlu yaklaşılacağına da şüpheyle bakılıyor.
ENGELLERE ÇÖZÜM ARANIYOR:
Kültür etini öneren bilim adamları ve destekleyen dernekler şimdi bu etin tüketimi konusundaki engellere de çözüm arayışını sürdürüyor. Bu yeni modele alışmak için çevresel etkilerin, insan sağlığının ve hayvan haklarının birer araç olarak kullanılması planlanıyor. Laboratuvarda et üretimini destekleyen bir derneğin yöneticilerinden Jason Matheny, et üretimiyle ilgili sorunlar düşünüldüğünde kültür etine olan güvenin hızla artacağını savunuyor.
ÜRETİM YAYGINLAŞACAK:
Amerika’da bile desteklenen bu çalışmaların sonuç vereceğine dikkat çeken Matheny, "Aynı anda bin tavuğun kafasının kesilmesiyle gerçekleştirilen üretim sağlıklı değil. Ayrıca üretim prosesini düşünmek bile insanın iştahını kesebiliyor. Tüm bu etkenlerin sonucunda laboratuvar üretiminin yaygınlaşmasının beklenen de hızlı gerçekleşmesini umuyorum" diyor.
HURRİYET
-
İnsan olarak hem ot hem de et yeme ihtiyacımız söz konusu... Şuanda hatırlamıyorum fakat hem et hemde ot içinde yer alan vitaminler vücudumuzun metabolizması için önem teşkil etmekte. Herşeyin uç noktasının zarar olduğu gibi sadece et veya sadece yeşil yiyecekler, tüketmemek gerekiyor. Fakat olaya duygularınızı karıştırıyorsanız onun bazı örneklerle cevabım hazır :)
Büyük balık, küçük balığı her daim yer :) fakat; bazı zamanlarda yosunlara da ihtiyaç vardır.
National Geographic Channel'dan alıntıdır. "Afrika'da bir kasabada uzun yıllar balıkçılıkla uğraşmışlar ve özellikle köpek balığının en değerli ürünlerinden birisi olan yağından yararlanmak adına, onları katletmişler ve sonralarda ise köpek balıkları uğramaz olmuşlar. Çünkü ölüm iç güdüsü onların familyasının bu bölgeden uzaklaşması için yetmişte artmış bile" :)
Demem o ki bizlerin böyle bir lüksü yokken ve heran gereksiz bir neden ile gözlerimizi kapama durumu söz konusuyken, herşeyi tadalım...
Hayatta bir felsefem vardır ve hem uygulamışımdır.
"Bir kere geliyorum bu hayata ve dünya denen bu güzel merkezin bana bahşettiği herşeyi tadmalı, koklamalı ve insanlıktan çıkmadan durmasını bilmeliyim"
Örneğim ile yukarıdaki hikaye arasında bir ilişki kuracak olursak, "köpek balıklarını katleden insanlıktan ayrılarak, tüketimsel güdülerimizi kontrol etmeli ve şu yada bu şekilde yok ettiklerimizi kesinlikle yerine koymak için çaba sarfetmeliyiz."
Mesela: tavuk tüketiriz hem maliyet hemde lezzet olarak güzeldir fakat; üretimi konusunda da ciddi çalışmalar yaparız... Neyse konuyu fazla da abartmadan, herkesin bir amacı var bu hayatta :) diyerek, sonlandırmak istiyorum cümlelerimi.
Saygılarımla
-
Ucuz ve sağlıklı olsunda; ister yapay isterse doğal ı önemli olan herkes ama herkes bu gıdayı alacak durumda olsun . Saygılar ::) ::) ::)
-
Sorun Olmaması Lazım :)
-
İnce düşünülürse,tam anlamıyla barbarlık...
Ne yapılabilir ki,alıştırılmışız butür beslenmeye...
Atalarımızdan kalan ve bizlere oldukça doğal gelen bir vahşet.
İnsanoğlu gaspçı...Bize benzeyen bir canlıyı,hiç düşünmeden öldürüp tüketebiliyoruz.
İyi ki atalarımız insan yemiyorlarmış;öyle olsaydı,vay küçük balıkların haline...Büyük balıklar iyice semirirdi artık, veya türümüz yok olurdu.
İşin acı tarafı; yaptığımız bu haksızlığı, üretilmiş bir takım refaransları kaynak gösterip, meşruluğunu kolaylıkla benimseyebilmemiz.
Şu canlının eti haram,şunun ki helal...Bu canlılar sizin tüketiminiz için yaradılmıştır,rahatlıkla yiyebilirsiniz.
Hatta,arada benim içinde kesin,bana kurban edin.İyi de kurban ettiğiniz,zaten onu yaradan değil mi,onun malını öldürüp,ona mı ikram ediyorsunuz.
Nekadar saçma çelişkiler yumağı...
Saygılarımla
-
Etten alınan protein ve aminoasitler bitkilerden alınamıyor,ayrıca tadını seviyorum.Özellikle de balık, zeka gelişimi için gerekli besin değerlerini içinde barındırıyor.Birileri vetejaryan olabilir,saygı duyarım ama ben kesinlikle değilim.
-
Hatta,arada benim içinde kesin,bana kurban edin.İyi de kurban ettiğiniz,zaten onu yaradan değil mi,onun malını öldürüp,ona mı ikram ediyorsunuz.
Buradaki amaç O' nun için PARA harcama yapıp yapamama mantığı da aranıyor olabilir ... ???
Saygılar , Sayın ceycet ..
-
Sayın Nosam33,bilindiği üzere Kur'an'ın en önemli telkini İNFAK tır.
Sık sık tekrarlanır,"İnfak edin";yani,dağıtın,ihtiyacınızdan fazla ne varsa dağıtın...
"O"nun için harcama yapmanın daha değişik yöntemleri olduğunu düşünüyorum.
Saygılarımla
-
Ben hayvanları sevmiyorum ama yine de veganım.
Aslında her canlının bir varoluş sebebi var ve Tanrı hayvanları insanlara hizmet etmeleri için yarattı. Benim görüşüm bu yönde.
Bence onlara zarar vermiyoruz. Bu yaklaşımla gidersek dünyadaki açları düşünerek hiç yemek yemememiz lazım.
-
hem et hem ot tüketiyorum ki dengeli beslenmek, protein ihtiyacı açısından olması gereken bu bana göre. Okuduğum üniversitede veganlar var; hepsinin gerekçesi de hayvan nazizmi.
Et yemek gayet olağan bir şey bana göre, bu konuyu duygusal açıdan ele almamalı.
-
Ben etobur bir canlıyım... :)
-
Merhaba değerli arkadaşlar, geçen gün arkadaşımın paylaşmış olduğu resme yazdığı yazıyı paylaşmak istiyorum.
Yazı aynen şöyleydi.
"Yak yak mangalı Çabuk, vejeteryanlar bugün yine birçok canlı bitkiyi telef etmişler!"
-
Yaklaşık bir aydır kırmızı et, beyaz et, balık dahil olmak üzere hiç bir et yemiyorum deniz mahsülleri de. Bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama kendimi daha hafif hissediyorum. Et yemek hayvanlara kişisel olarak fikrimi sorarsanız doğa döngüsüne bakarsak her canlı daha doğrusu her et yiyen canlılar hayatını devam ettirmek için başka canlılara zarar veriyor. Bu çok doğal. Doğanın döngüsü sonuçta. Ama et olmadanda gayet yaşanabiliyor mu tabi ki yaşanıyor. Nacizane fikrimi ben de söylemek istedim. :)
-
Yaklaşık bir aydır kırmızı et, beyaz et, balık dahil olmak üzere hiç bir et yemiyorum deniz mahsülleri de. Bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama kendimi daha hafif hissediyorum. Et yemek hayvanlara kişisel olarak fikrimi sorarsanız doğa döngüsüne bakarsak her canlı daha doğrusu her et yiyen canlılar hayatını devam ettirmek için başka canlılara zarar veriyor. Bu çok doğal. Doğanın döngüsü sonuçta. Ama et olmadanda gayet yaşanabiliyor mu tabi ki yaşanıyor. Nacizane fikrimi ben de söylemek istedim. :)
Vegan veya Vejetaryen olmak kavramı kanımca,çağımız medyası ile bilerek servis ediliyor.fizyolojik olarak gelişimimizi sağlayan bir çok gıdanın etken maddesi dahil protein de bitkisel olarak çok zor alına biliyor.Bu gıdalar alınmadığında, iler ki yaşlarda, büyük fiziksel hasarlar veya erken ölümler kaçınılmazdır.
İlk çağlarda İnsanoğlunun beyinsel gelişiminin en büyük nedeni, et ve yan ürünlerini pişirerek tüketebilmesi idi.
Doğa içinde alışagelmiş bütün genellemeler izlendiğinde, tüm canlılığın birbirini tüketerek evrimleşme sürecini
geliştirdiğini izleriz; bizler bu durumdan münhasır olmasakda,tüketimi minumum da tutabiliriz...
Canlılığı, küçük-büyük; ot-et veya diğer sayısız değer ile ayırıp, yenebilir veya yenmez diyemeyiz; canlı,canlıdır.
Yediğimizi tanımlayan, yediğimiz ile duygusal bağ kurup, kuramadağımızmıdır sadece ?
Saygılar
-
Yaklaşık bir aydır kırmızı et, beyaz et, balık dahil olmak üzere hiç bir et yemiyorum deniz mahsülleri de. Bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama kendimi daha hafif hissediyorum. Et yemek hayvanlara kişisel olarak fikrimi sorarsanız doğa döngüsüne bakarsak her canlı daha doğrusu her et yiyen canlılar hayatını devam ettirmek için başka canlılara zarar veriyor. Bu çok doğal. Doğanın döngüsü sonuçta. Ama et olmadanda gayet yaşanabiliyor mu tabi ki yaşanıyor. Nacizane fikrimi ben de söylemek istedim. :)
Vegan veya Vejetaryen olmak kavramı kanımca,çağımız medyası ile bilerek servis ediliyor.fizyolojik olarak gelişimimizi sağlayan bir çok gıdanın etken maddesi dahil protein de bitkisel olarak çok zor alına biliyor.Bu gıdalar alınmadığında, iler ki yaşlarda, büyük fiziksel hasarlar veya erken ölümler kaçınılmazdır.
İlk çağlarda İnsanoğlunun beyinsel gelişiminin en büyük nedeni, et ve yan ürünlerini pişirerek tüketebilmesi idi.
Doğa içinde alışagelmiş bütün genellemeler izlendiğinde, tüm canlılığın birbirini tüketerek evrimleşme sürecini
geliştirdiğini izleriz; bizler bu durumdan münhasır olmasakda,tüketimi minumum da tutabiliriz...
Canlılığı, küçük-büyük; ot-et veya diğer sayısız değer ile ayırıp, yenebilir veya yenmez diyemeyiz; canlı,canlıdır.
Yediğimizi tanımlayan, yediğimiz ile duygusal bağ kurup, kuramadağımızmıdır sadece ?
Saygılar
Kesinlikle katılıyorum çok güzel açıklamışsınız sayın Tık-Tik-Tak zaten bu yüzden " doğanın döngüsü veya yaşam döngümüz " diye belirtmek istedim.
En içten saygı, sevgi ve selamlarımla.
-
Et yemek tabi ki hayvanlara zarar vermek değildir bence. Ama gidip köpek pişirmek, balina fok penguen yakalayıp pişirmek hayvanlara zarardır. Bunun önüne geçecek kuruluşlar var zaten ama gücü yetiyor mu bilemem.(WWF) Semavi dinlerdeki kurallar belli ama ulusların kültürleri farklı. Bu ülkedeki insanlar zaten seneden seneye et tüketebiliyor. Asıl soru yılda Türkler kaç kilo et tüketiyor olmalıydı?
https://www.sozcu.com.tr/2019/dunya/dunya-capinda-arastirma-et-tuketimi-azaliyor-turkiyede-yillik-35-kilogram-3381319/ (https://www.sozcu.com.tr/2019/dunya/dunya-capinda-arastirma-et-tuketimi-azaliyor-turkiyede-yillik-35-kilogram-3381319/)
Saygılarımla.