Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Dinler Tarihi--Yahudilik--5  (Okunma sayısı 1076 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 01, 2016, 02:44:02 ös
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Filistin'e yerleşmelerinden önceki devrede İsrailliler çoğu zaman "Musa'dan önceki İbraniler" diye adlandırılır.

Sanıldığına göre, bunların törenlerinden ve inançlarından çoğu Müslümanlıktan önceki Araplarınkine benzese gerekti.

Musa'dan önceki bu İbraniler çadırda yaşayan, hayvan yetiştiren göçebe Semitlerdi. Kabilelere ayrılmış bulunmaktaydılar. Her kabile de birkaç aileyi ihtiva eden klanlara bölünmüş durumdaydı.

Önceleri soy ana tarafına bağlıydı. Çocuklar,analarının klanına giriyorlardı. Asırlar boyunca ana, çocuklarının adını seçmek hakkını muhafaza etti. Çoğu zaman kadın, ana-babasının yanında oturuyor, kocası da arasıra gelip onu ziyaret ediyordu. Örneğin , Kutsal Kitap'ın  "Çıkış" faslında yazılı olduğuna göre, Musa, Midyan'lı bir kadınla evliydi, kadın da oğuları ile birlikte kendi memleketinde kalmıştı. Muhakkak olan şu ki, çadırın sahibi,kadındı. Kocası da onun yanına gelip oturabilirdi. Nitekim Tekvin'in Yehova Metni'ne göre : "Erkek anası ile babasını terk edecek ve karısına bağlanacaktır."

Irkın çeşitli dallara ayrılışından önceki, cok eski olması gereken bir çağda, soyun kadın tarafına bağlı olması yerine, erkek tarafına bağlı olması usulü geçti. Toplum ataerkil (pederşahi) hale geldi. Bunun üzerine kadın,kocasının malı oldu. Koca eşinin efendisi,Baal'i idi. Koca eşini babasından ve erkek kardeşlerinden satın alıyordu. Çok eski zamanlarda babanın çocuklarını, üvey çocuklarını,torunlarını mahkûm etmeye ve öldürmeye hakkı vardı; ki bunu Tekvin'de de görüyoruz.

Klanın bütün üyeleri kendilerini aynı kandan saymaktaydılar; kendi aralarında birbirlerini "Kardeş" diye çağırıyorlar ve bu kanın arılığına büyük önem veriyorlardı.

Klana giriş "sünnet" ameliyesi ile vuku buluyordu. Sünnetin amacı; delikanlıyı evlenmeye yeterli bir erkek haline getirmekti. "Nişanlı" anlamına gelen söz aynı zamanda "sünnetli" anlamına da gelmekteydi. Nitekim Tekin'de, Yakup'un oğullarının, kendi kız kardeşleriyle evlenmek isteyen Kenanlı bir prensi sünnet olmaya zorladıklarını görmekteyiz. Sünnet ameliyesi ilkin bülûğ çağında yapılmaktaydı;  daha sonraları ise çocukluktan itibaren uygulanmaya başlandı.

Sünnet herhalde Tunç Devri'nden de önce var olan çok eski bir usuldü. Çünkü sünnet ameliyesini yapmak için İbraniler taştan bıçaklar kullanıyorlardı. Afrika'da eskiden beri uygulanmakta olan bu usûl görünüşe göre, İbranilere Mısır'dan gelmiş olsa gerektir. İbraniler de bunu çevrelerindeki insanların yargılarından çekindikleri için,Mısırlılar tarafından hor görülmemek üzere benimsemişe benzemektedirler.