Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Dinler Tarihi--Bitirirken  (Okunma sayısı 1540 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 13, 2016, 01:13:11 öö
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Özel dinlerin tarihsel inceleneşi bizi "Evrensel Din"'e götürmek gibi bir sonuç doğurmuşa benzemektedir. Ancak bu din daha şimdiden bazı şuurlarda yer etmiş olmakla beraber, açıktan açığa ifade edilmemekte, daha ziyade, için için hissedilmektedir.

Bu din, kendisini gönülden gönüle daha rahat ulaştıracak olan ifade şeklini belki de günün birinde bulacaktır.

Böyle bir din, Kâinatın enginliğini müşahade edecektir. İnsanda,sonlu kişiliğini menfaat gütmeyen bilgi, cömertçe hareketler ve sevgi ile alabildiğine genişletmek ihtiyacının bulunduğunu keşfedecektir. Bunu da bütün gerçeğin anlaşılması demek olan bilgi, bütün güzelliklerle temesa gelince kurtarıcı bir sevinç halini alan sanat ve bilhassa sevgi sayesinde yapacaktır. Hürriyetlerin barış yoluyla anlaşması demek olan merhametli bir adaletle,insanları kendi aralarında birleştirecektir. İnsan hayatının zirvesine,Evrensel Hayatın zirvesine kişinin cömert ve sevinçli çalışmasını koyacaktır. O çalışma ki,bununla kişi,insanlar arasında adalet ve barışı gerçekleştirmeye çalışarak kâinatı sevip anladığını ifade eder.

Bu "Evrensel Din" belki günün birinde gönüllerin o ebedi din ihtiyacını tatmin edecek bir müessese halinde teşkilâtlanacaktır. Eskiden kendi kiliselerini sevmiş ve orada manevi hayatları için artan bir kuvvet edinmiş olan kimseler sonradan herhangi bir tapınışa inanamayınca, katılamayınca bazen bir sıla hissi duyarlar. Bu gibiler; Evrensel Din'in bütün sâliklerini birleştiren "Yeni Kilise"ye kabul edilmekle mutluluk duyacaklardır.

Şayet geçmişin güzel tapınaklarını müminler terk eder de buralar boş kalırsa ,yeni dinin sâlikleri belki buralarda, yahut modern sanatçılar tarafından yaratılacak "İnsanlık Tapınakları"nda toplanacaklardır.

Tapınış belki sanat eserleri daha bol olmak şartıyla, bazı liberal Protestan Kiliselerinde, yahut pozitivist kilisede rastlanan tapınışa benzer bir şekil alacaktır. Hristiyan ilahîlerine benzer, fakat aptalca tarafları hariç ilahîler; yahut hınçlı tarafları hariç sosyalist şarkılar okunacaktır. En yüce şarkı ise bir insanın ruhundan fışkıran müzik eserlerinin en soylusu, yani Beethoven'in Dokuzuncu Senfonisi'nin Finalesi olacaktır.

Bir vâiz, konuşmasına tema olarak Buda'nın yahut Konfüçyüs'ün, Zerdüşt'ün yahut İsa'nın şu veya bu sözünü;  bir Japon ahlâkçısının, bir İsrail peygamberinin, bir Yunan filozofunun, bir Müslüman velisinin şu veya bu düşüncesini alacaktır.

Mısır'ın Ölüler Kitabı'nın "hiç kimseyi ağlatmadım" diyen parçası ; Brahmanların; "sen busun" sözü;  Buda'nın "Hınca hınç karşılık verirse hınç nasıl biter" cümlesi;  I. İşaya'nın :
"Uluslar artık savaşı öğrenmeyecekler" diyen ; II. İşaya'nın "yeni bir gökle yeni bir yer"i müjdeleyen metinleri;  İsa'nın zina yapan kadını bağışlayışı;  Bahaîlerin " Bütün insanlar aynı denizin damlaları,aynı ağacın yapraklarıdır" formülü;  yahut sadece, Japonların bir lirik dramında bulunan "kör bir dilenci de hiç olmazsa çiçeklerin kokusunu duyar" şeklindeki tevekkülle dolu öğüdü ve sevinç hasretiyle dolu çağrısı üzerine kim bilir ne güzel vaızlar yapılacaktır.

İnsan bir dini ancak daha yüksek bir din için terk etmelidir. Bir inancın getirdiği tesellilerden ve cezbelerden,  ancak daha cesaret verici ve saha asilleştirici bir inancı benimsemek için vazgeçmelidir.

Esasları bütün özel büyük dinlerden alınacak olan "Evrensel Din" bunların her birinden yüksek; gerçeğe saygı bakımından, geniş bir zekâ ve anlayış bakımından, âdil ve barışçı bir zihniyet bakımından ve nihayet, engin bir sevgi bakımından yüksek bir inanç olabilir.




Şubat 15, 2016, 12:11:51 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 234
  • Cinsiyet: Bay

Güzel bir paylaşım serisiydi, elinize sağlık. Din konusunda benim de benzer bir kişisel görüşüm var.

Bir din içerisindeki farklı ekollere ya da mezheplere bakıldığında, birinde günah olan şeyler diğerinde sevap oluyor. Üstelik bu durum "aynı din" içerisindeki farklı mezheplerde görülen bir şey. Hal böyleyken, ayrıntılar içerisinde boğularak gerçek anlamları yitiriyoruz. Tarihe geniş bir açıdan bakıldığında ise genellikle dinlerin toplumu rahatlatmak ve düzenlemek amacıyla ortaya çıktıklarını, fakat din adamı denilen "ruhban" sınıfın kontrolüne girdiklerinde veya daha iyiye çevirmek amacıyla eklenti yapıldığında, topluma işkence eder hale geldiklerini görüyoruz.

Bu sebeple, kurulacak yeni bir inanç sisteminde "çobanlık" ya da "mutlak doğruluk" kavramlarından kaçınmak gerekir. Yeni bir din, tabiri yerindeyse "cep haritası" gibi olmalıdır. Yanımıza aldığımız bir haritada doğru yol çizilidir fakat hiçbir zaman harita, bizi o yola döve döve sokmaz. Üzerinde yazılan yoldan gitmezsek, gideceğimiz yere ulaşamayacağımızı söylemez. Çünkü haritada çizili bir ana yol vardır fakat gerçekte binlerce farklı yoldan gitmek istediğimiz yere ulaşabiliriz. Hatta haritanın gösterdiği yoldan daha doğru bir yol bile keşfedebiliriz...
« Son Düzenleme: Şubat 15, 2016, 12:58:36 ös Gönderen: kurt »
“Tehlikeli bir dönemde yaşıyoruz, insan kendine hükmetmeyi öğrenmeden doğaya hükmetmeyi öğrendi.” Albert Schweitzer


Şubat 15, 2016, 03:32:10 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

Sayın kurt'un bu güzel düşünceleri üzerine fırsat bulmuşken  teşekkür mahiyetinde birkaç cümle yazmak istiyorum.

Yaklaşık 60 bölüm olarak sunduğumuz bu "Dinler Tarihi" özet çalışmasına katkı sunan herkesi kutlarım. Böyle bir sunumu gürültü-patırtı çıkmadan sürdürmek öncelikli amacımızdı, ki bunu gerçekleştirtidiğimize inanıyorum.

Hiç şüphesiz yapmış olduğumuz paylaşımlar, bizlerde din hakkında bir şablon oluşturmamızı sağlamış ve o şablonun içini doldurmaya çalışanlarımız olmuştur. Onları da ayrıca kutlarım. 

Şiir diyor Mallerme, kelimelerin dinidir. Ben şiirden pek anlamıyorum.

Ama elimden geldiğince o şiiri size doğru okumaya çalıştım.

Umarım dokunmuştur.

...

« Son Düzenleme: Şubat 15, 2016, 03:38:01 ös Gönderen: İNSAN »


Şubat 17, 2016, 08:22:52 ös
Yanıtla #3

Öncelikle kardeşlerimiz çok güzel paylaşımlarda bulundular. Kismen okuma fırsatı buldum. Hepsini okumak için 3 gün ayırmam gerekiyor . Ondan sonra nacizane yorumlarımı katmak istiyorum müsaade olursa.

Esenlikler dilerim.
Blackfriairs
Ne gecenin dehşetinden korkarsın,
Ne gündüz uçan oktan,
Ne karanlıkta dolaşan hastalıktan,
Ne de öğleyin yok eden kırgından.