Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İstiklal Marşı değiştirilmeli mi?  (Okunma sayısı 9466 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 27, 2009, 08:35:38 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bildiğiniz gibi İstiklal Marşı Yurdumuzda yaşayan insanların sadece bir bölümünün inandığı dini vurgulayan bir takım sözler içermektedir.  12 Mart 1921'de meclisin kabul ettiği İstiklal Marşı değiştirilmeli mi? Forum içersinde yeri geldiğinde, İstiklal Marşı'nın değiştirilmesi gerektiğini belirten ifadelerde bulundum, bilindiği üzere bizim ülkemiz bir din devleti değildir, böyle cennet bir ülkede neden marşı İslam sentezi bir durumdadır, bu beni çok düşündürmüştür, bir de derler ki Atatürk diktatördü. Atatürk meclisin kararına saygılı olmasa, acaba İstiklal Marşı kalırmıydı ya da bu şekilde olurmuydu? İstiklal Marşı'nı, Türk Vatandaşı olmak isteyen bir yabancıya, Türk vatandaşı olan Türk olan bir Musevi, Hrıstiyan, Ateist, Deist ya da Şamanist'e nasıl anlatabilirsiniz. Kabuledilebilecek türden değil.
Şöyle de düşünülebilir; Mesela siz Fransa'da yaşıyorsunuz, Fransız vatandaşısınız ve Fransız Milli marşı bir dinin vurgusunu yapmakta, kenidinizi nasıl hissederdiniz?
Farklı bir yönden ise; fetyhullah gülen ve koyunları Papa Yeni Gine'de okullarındaki öğrencilere İstiklal Marşı'nı okutuyor, aslına bakarsanız bu marş tam bu cemaate göre. Dini vurgu da var, oh ne ala, kesin okuyup okuyup fetyhullah dedeleri ve bülent Ar.nç amcaları gibi ağlıyor, Tayyip dayıları gibi gaza geliyorlardır.

Nazım Hikmet Ran'ın siyasi görüşlerini benimsemesem de bakın ne güzel eleştirmiş İstiklal Marşını, adam haklı.

Bizim İstiklál Marşı’nda aksayan bir taraf var, / bilmem nasıl anlatsam.
Ákif, inanmış adam. / Fakat onun ben / inandıklarının hepsine inanmıyorum.
Beni burada tutan şey / şehit olmak vecdi mi? / Sanmıyorum.
Meselá bakın: / ’Gelecektir sana vaadettiği günler Hakk’ın’. / Hayır.
Gelecek günler için ayet inmedi bize. / Onu biz kendimiz / vaadettik kendimize".

Yazının devamında da, Cumhuriyet Gazetesi eski yazarı emekli Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu'nun İstiklal Marşı hakkındaki yorumları var, meraklılara.

Kaynak: http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=8312542

Değitirilmesi imkansız Anayasa'nın 3. maddesi

Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. dili Türkçedir.

Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.

Aslına bakarsanız, İstiklal Marşı için değiştirilebilirde, böyle önemli bir maddeyi bir kere değiştirince, o madde hele hele bizim ülkemizde her yeni hükümette değiştirilir.

Yeni bir haber;

1921 yılında kabul edilen İstiklal Marşı'nın yerine yeni bir marş için açılan yarışmaların belgeleri ilk kez gün ışığına çıktı. Yıpranmış belgeler restore ediliyor.

Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü Bekir Şahin, yazma eserlere ilgisi olan öğretmenin son altı- yedi yıldır 100’ün üzerinde belgeyi kazandırdığını, son teslim edilen 57 belgede 1925 yılında düzenlenen İstiklal Marşı yarışmasıyla ilgili şartname, başvuru dilekçeleri ve çok sayıda şiir gibi önemli bilgiler yer aldığını kaydetti. ;

Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Caner Arabacı da Cumhuriyet döneminde yeniden milli marş yazılması konusunda yarışmalar yapıldığını bildiklerini ifade etti:

1924, 1925’ten itibaren İstiklal Marşı’nı değiştirmeye yönelik bu tür çabalar resmen sarf edilmiş, basında yazılar yazılmış. Fakat bu yarışmalarla ve mahiyetiyle ilgili ilk defa birinci elden belgeler böylece ortaya çıkarılmış oluyor.

Yeni marş arayışını Türkiye’nin 1924’ten sonra Batı’ya yönelişiyle ilişkilendirmek gerekiyor. İstiklal Marşı ise İngiltere, Fransa, Yunanistan ve İtalya Türkiye’de işgalciyken yazıldıOnun için İstiklal Marşı’nda Batı’yla ilgili çok net ifadeler var. Batı’yı ’tek dişi kalmış canavar’ olarak gören ifadeler var.”.

Belgeler arasında, Enis Behiç Koryürek’in bir şiiri ve Osman Zeki Üngör’e ait bestenin yazdığı mektup, 1925 yılında yapılan İstiklal Marşı Beste ve Güfte Yarışması’yla ilgili olarak Milliyet Gazetesi’nin 13 Kasım 1925 tarihli sayısındaki duyuru da yer alıyor.

Kaynak: http://www.haber3.com/-yeni--istiklal-marsi-arayisi-belgelendi-500366h.htm
                  http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=HaberYazdir&ArticleID=951597
« Son Düzenleme: Ağustos 27, 2009, 08:46:55 ös Gönderen: M.Akyol »


Ağustos 28, 2009, 12:23:14 öö
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 205
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Akyol
"Atatürk meclisin kararına saygılı olmasa, acaba İstiklal Marşı kalırmıydı ya da bu şekilde olurmuydu?"
dediniz..
peki ben size soruyorum.. sizin meclis kararına saygınız yokmu?
bana tek taraflı adaletinizden sakın bahsetmeyin.. adalet kirli atlet..!!


Ağustos 28, 2009, 09:29:12 öö
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay akif_yzb,

Ben Atatürk'ün tırnağı bile olamam, Atatürk kadar meclise saygılıda olamam.O zamanın meclisi ile bu zamanın meclisi farklı. En önemli fark, ozaman tek parti vardı. Ben demokrasiye karşıyım. Bizim gibi genç ve üçüncü dünya ülkelerinde demokrasi olmaz. Demokrasi belli kuralların oturduğu ülkede olur, koyunların %47 oy aldığı ülkede olmaz. Ben neden saygılı olacağım, meclis bana saygı duyuyor mu?

Bu ülkede ayrımcılık var, Neden mi? Biz özürü olmayan insanlar alt geçitlere inebiliyoruz, ancak mesela, tekerlekli sandalyeye mahkum bir Vatandaşım alt geçite inemiyor. Benim insanıma saygı duymayan meclise ben niye saygı duyayım. Bu ayrımcılıktır.

Devlet televizyonunda İslam dinine inananlara özel programramlar yapılmakta. Örnek verecek olursak; Bayram özel, sahur özel, iftar özel  programları.
Siz Yahudilerin, Hrıstiyanların, Şamanların Bayramlarında, devlet kanalında özel gösterimler gördünüz mü?


Ağustos 28, 2009, 11:11:46 öö
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 205
  • Cinsiyet: Bay

beni yanlış anladınız sanırım..
ben sadece İstiklal Marşı'nın kabulü konusunda ki meclise saygıdan bahsetmiştim..

sizinde dediğiniz gibi müslümanlar için birçok özel program var.. hristiyan ve musevi kardeşlerimizde yaşıyor sonuçta bu ülkede onlara ayrımcılık yapılıyor bence de..
bana tek taraflı adaletinizden sakın bahsetmeyin.. adalet kirli atlet..!!


Ağustos 28, 2009, 11:49:40 öö
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Siz sanırım yanlış anladınız, ilk iki cümlede sorunuza cevap verdim.


Ağustos 28, 2009, 01:42:14 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


"Hilal"de müslümanlığın simgesidir.....Bunu ileri sürerek ileride bayrağı da değiştirmek isteyenler olacaktır.Cumhuriyetin;adı,bayrağı,marşı,anayasası değiştirilerek üniter devlet yapısını korumak nasıl mümkün olacak.

Marşlarımızın büyük çoğunluğunda dini motifler mevcuttur.Adı üstünde marş....İnsanların maneviyatına hitap etmesi lazım ki,duygu yüklü olsun.İslamiyeti,toplumun dini hassasiyetlerini gözardı ederek"şehit"liği açıklayamayız.Yüreğimizi,maneviyatımızı,gönlümüzü koruyan unsurlara karşı daha da özenli olmalıyız.Aksi taktirde ileride ellerine kına yakacak delikanlı bulmakta zorlabileceğini tahmin ettiğim milletimizin;içi boşaltılmış,kabile özelliği taşıyan toplumlardan bir farkı kalmayacaktır.

Bu millet;Allah'a inanmasa,müslüman olmasa,dini motiflerin işlendiği kültürümüzün birer parçası olan,marşlarla,destanlarla,alegorilerle yoğrulmasaydı;Çanakkale ve Kurtuluş savaşı nasıl kazanılırdı?Bugün öğündüğümüz kazanımların tamamında dini motiflerin ve onun üzerine inşa edilen millet kavramının büyük önemi vardır....!Diye düşünüyorum.


Saygılarımla.

Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ağustos 28, 2009, 02:30:44 ös
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay ceycet,

Hilal, müslümanlığın simgesi olduğunu nasıl açıklıyorsunuz! Konstantinopolis'in de, Sümerler'in de simgesi olduğu belirtilmektedir.
Maneviyat sadece İslamiyette mi var? Diğer dinler kimin dini. Ayrıca duygu yüklü çok güzel vatan şiirleri var ama içinde hiç din motifi yok, demek ki, illla ki din motifi olmak zorunda değil. Özellikle tek dinin.

Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nde sadece müslümanlar mı çarpıştı? :)))
Baş Komutanımız Atatürk bile mukkaddes kitapları "gökten indiği sanılan kitaplar" olarak tanımlarken siz bütün çarpışanları müslüman yaptınız. Çok komik olmadı mı? Kimin neye inandığını nerden biliyorsunuz!

Biraz araştırın, hazır lop internette bile bir çok düzgün bilgi var, ama hepsi değil. Aşağıda ki linke bir bakın bakalım dediğiniz gibi sadece müslümanlar mı çarpıştı!
http://www.milliyet.com.tr/2005/03/01/guncel/agun.html
« Son Düzenleme: Ağustos 28, 2009, 02:34:47 ös Gönderen: M.Akyol »


Ağustos 28, 2009, 03:17:35 ös
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Akyol;

Hilali müslümanlığa yakıştıranlar bizzat hıristiyanlardır.Yoksa,gökte de varolduğunun farkındayım.Çanakkalede ve Kurtuluş savaşında savaşanların %99 u müslümandır.Bizimle çarpışan müslümanlar olsa da bu gerçeği yadsıyamayız.O insanları o savaşa gönderen enbüyük etkenin,Allah inancı,müslümanlık,şehitlik bilinci ve avam tabiri ile "gavura vatan topraklarını çiğnetmeme"dürtüsü olduğunu,bu savaşın mimarlarının da bu olguyu sık,sık kullandığını sizde,bende bu ortamda bulunan azbuçuk tarih bilgisi olan herkes biliyor.Lütfen samimi olalım....


Ben tevhid inancını benimseyen birisi olarak,bütün vahiy dinlerini,tek Tanrı'ya inanan bütün toplumları önemserim.Ancak bu,bizim toplumumuzun gerçeğini değiştirmez.Kitapların gökten inmediğini,bu deyimin sembol olarak kullanıldığını bilecek kadar da bu yolda mesafe kat ettiğimi düşünüyorum.

Ancak,Tek tanrı inancının benimsendiği,bizleri bir araya getiren tekamül yolunun esas alındığını düşündüğüm bu sitede;ezan,namaz,istiklal marşı derken "sizin"nereye varmak istediğinizi anlamakta zorlanıyorum.Benim veya benim gibi düşünen insanların inancı size uzak olabilir...Saygı duyarım....Ancak sizden de aynı duyarlılığı beklerim....


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ağustos 28, 2009, 03:53:32 ös
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 205
  • Cinsiyet: Bay

"Ben Atatürk'ün tırnağı bile olamam, Atatürk kadar meclise saygılıda olamam.O zamanın meclisi ile bu zamanın meclisi farklı."

diyorsunuz..

Atatürk gibi düşünemiyorsanız onun yaptıklarını ve yapmak istediklerini anlamıyorsunuz demektir.. Dolayısıyla da Atatürkçü olamazsınız..
bana tek taraflı adaletinizden sakın bahsetmeyin.. adalet kirli atlet..!!


Ağustos 28, 2009, 08:30:35 ös
Yanıtla #9

Bay akif_yzb,

Ben Atatürk'ün tırnağı bile olamam, Atatürk kadar meclise saygılıda olamam.O zamanın meclisi ile bu zamanın meclisi farklı. En önemli fark, ozaman tek parti vardı. Ben demokrasiye karşıyım. Bizim gibi genç ve üçüncü dünya ülkelerinde demokrasi olmaz. Demokrasi belli kuralların oturduğu ülkede olur, koyunların %47 oy aldığı ülkede olmaz. Ben neden saygılı olacağım, meclis bana saygı duyuyor mu?

Bu ülkede ayrımcılık var, Neden mi? Biz özürü olmayan insanlar alt geçitlere inebiliyoruz, ancak mesela, tekerlekli sandalyeye mahkum bir Vatandaşım alt geçite inemiyor. Benim insanıma saygı duymayan meclise ben niye saygı duyayım. Bu ayrımcılıktır.

Devlet televizyonunda İslam dinine inananlara özel programramlar yapılmakta. Örnek verecek olursak; Bayram özel, sahur özel, iftar özel  programları.
Siz Yahudilerin, Hrıstiyanların, Şamanların Bayramlarında, devlet kanalında özel gösterimler gördünüz mü?



Sayın Akyol,

Bir süredir yazdıklarınızı takip ediyorum. Sizinle aynı yaştayız, fakat siz benim 15 yaşımdaki halim gibi davranıyorsunuz.

Sizde bunu görebiliyorum, çünkü ben de gerçekten bir zamanlar sizin düşündüğünüz gibi düşünüyordum. Bu söylediklerimde art niyet, veya düşmanlık aramayın. Sizi sadece uyarmak istiyorum.

İstiklal marşı dini motifler içeriyor doğru. Yazıldığı zamanın şartlarına uyuyor fakat bugünün özgürlükçü ve kapsayıcı, küresel yapısına uymuyor (Aslında bu çağa bir "istiklal marşı" da uymuyor ama neyse). Bu ülkedeki tüm vatandaşları kapsamıyor, onlarla empati yapmıyor, batı ile işbirliğinden çok, batı ile mücadeleyi öne çıkarıyor. Birleştirmekten çok, ayrıştırıyor.

Bakın ben de İstiklal marşına karşıyım. Ama sizin karşı olduğunuz noktalardan değil.

Ama ben bunu yine Türkiye için bir sorun olarak görmüyorum. Neden? Çünkü beni zerre ilgilendirmiyor da ondan. Ben Fransız vatandaşı olsam, ve Fransız antheminde Hristiyanlık temaları olsaydı, bundan da incinmezdim. Neden? Çünkü bana bir zararı yok. Bana bir zararı yokken, durduk yerde "onu değiştirelim, bunu atalım, şunu şöyle yapalım" diyemeyiz. Bu söylem çatışma çıkarır.

Şu kuralı ben uzun bir süredir hayatımı yöneten felsefi ilkelerden biri durumuna getirdim; "başkalarına zarar vermedikçe istediğini yapmakta hürsün" veya "başkası sana net bir zarar vermedikçe, başkaları hakkında bir yaptırım isteyemezsin" olarak da çevirebiliriz.

Ben devletçi ve milliyetçi olmadığım için, İstiklal marşı beni ilgilendirmiyor. İsterse benim yedi sülalemin inancına karşı olsun, bu beni ilgilendirmiyor. Benim hayatım önemli. Benim yapacak işlerim var, böyle küçük sorunları öne çıkarıp, bir dolu vaktimi boşa harcayamam.

Biri size istiklal marşı ile zulüm etseydi, o zaman yanınızda olurdum. Çünkü biri size zarar vermiş olurdu. Örneğin, istiklal marşının islam temalı yerlerine katılmıyorsunuz. Biri çıkıp da sen nasıl katılmıyorsun deyip sizi vatan haini ilan etseydi, sizin yanınızda olurdum. Ama böyle bir şey yok. Böyle bir şey olsa dahi bu "bireylerin" suçu olur, yine istiklal marşının bir suçu olmazdı.

Totaliter devlete karşı çıkmak zorundayız. İstiklal marşı, kapsayıcı olmayabilir, tek tip bir insan modelini göz önüne alıyor olabilir. Kötü politikalar içeriyor olabilir. Ancak bunlar fiile dökülmedikçe, bizim yapmamız gereken en ileri şey "istiklal marşının söylemlerine katılmıyorum" demekten ibaret olmalıdır. Tıpkı Nazım Hikmet gibi.

Ama siz özgürlüğün en büyük türevi olan demokrasiye karşısınız. Sizin istediğiniz, islam motifli istiklal marşının kaldırılıp, yerine seküler motifli bir marşın getirilmesi ise, burada yine bir takım insanlar kayrılmış olmayacak mı? Bu meseleye aynı yöntemle fakat farklı bir cepheden bakmak değil de ne?

Bu ülkede ayrımcılık var, Neden mi? Biz özürü olmayan insanlar alt geçitlere inebiliyoruz, ancak mesela, tekerlekli sandalyeye mahkum bir Vatandaşım alt geçite inemiyor. Benim insanıma saygı duymayan meclise ben niye saygı duyayım. Bu ayrımcılıktır.

Bir de bakın ne demişsiniz;

"Bu ülkede ayrımcılık var, Neden mi? Biz özürü olmayan insanlar alt geçitlere inebiliyoruz, ancak mesela, tekerlekli sandalyeye mahkum bir Vatandaşım alt geçite inemiyor. Benim insanıma saygı duymayan meclise ben niye saygı duyayım. Bu ayrımcılıktır."

Olguları çok acele yargılıyorsunuz, ve ilişkisi olmayan alanlarla ilişkilendiriyorsunuz. Bu söylediğiniz sorun, bir hizmet sorunudur, ve hizmet sorunları biraz parayla ilgilidir. Özürlü vatandaşlarımızın hayat standartlarını rehabilite etmek tabii ki önemli, fakat bir anda Türkiye'nin böyle bir seviyeye ulaşmasını oturduğunuz yerden, hesap kitap yapmadan, bir keyfiyetle nasıl isteyebiliriz?

Ben babam bana yeni pantolon almıyor diye, onun bana ayrımcılık ettiği sonucunu mu çıkarmalıyım? Yoksa parasının olmaması, yeterli bir cevap mıdır?

Olguları çok acele yargılıyorsunuz ve bir çok yerde yanlış yapıyorsunuz, çelişkiye düşüyorsunuz.

Yukarıda verdiğiniz örnek bir ayrımcılık değildi.

Ama benim size vereceğim bir örnek ayrımcılığa girer, ama bunu da bu sefer siz "ayrımcılık" olarak görmezsiniz. Örneğim de türban yasağıdır.

Türban yasağı nedeniyle, bir çok kızın yüksek eğitim hakkı zorlaştırılıyor, onlara ancak kendi kimliklerinden vazgeçerler, ve devletin totaliter tipine uyum gösterirlerse ancak bu hakkın tanınacağı dikte ediliyor.

İşte bu ayrımcılıktır. Devlet, insanına bir görüşü dikte edemez.

Bu söylediklerim üzerine hemen cevap vermeyip, biraz düşünmenizi rica ediyorum.

Saygılar.

Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2963 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 09, 2009, 05:19:54 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
8471 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 30, 2010, 01:40:39 öö
Gönderen: Mozart
14 Yanıt
23073 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 18, 2010, 12:23:56 ös
Gönderen: martı
0 Yanıt
2766 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 04, 2011, 02:35:49 ös
Gönderen: ARCHITECT