Sayın Karahan
Yazılan konuların hepsi tartışma halinde mevcut. Cem Taşkıner in uydurması değil.
Ancak alternatif tarih büyük ideolojik sapmalar olmadan gerçek tarihin yerine konulabilir mi?
Tarihi de tartışalım. Bütün herkesi M.Kemal den Hz Muhammede hepsini..
Alalım belgeleri elimize tarihi ve hatta aktarım yapan tarihçilerin olası bakış
açılarını bile içine alarak tartışalım.
Fakat bu yazıyı okuyorum da örneğin, padişahları barbar gösterdik halbuki istiklal
mahkemelerinde sorgusuz sualsiz binlerce insan asıldı.
Biber acıdır, dost acı söyler, biber öyle ise bir dosttur.. Emin misiniz yahu?
İstiklal mahkemeleri midir padişahların eylemlerini sınıflandıran.
Ne alakası var?
Yazının tamamı aynı 'alaka' üzerine kurulmuş...
Tabi herkes görebiliyor bağlantısız bağlantıyı.
Vurun modern Türk devletine... Eleştiri tartışma değil bu aktarılan yazı..
Az sonra paralardan M.Kemal'in resmini kaldırdı İ.İnönü paragrafı geliyor.
M.kemalin arkasından vurun bu defa İsmet inönünün gözüne gözüne.
Hani az önce Osmanlıcıydın neden Atatürkün resminin kaldırılmasına kızıyorsun?
Ne alakası var?
Olmadı 1935 den sonra Kuran öğrenimi yasaklandı cümlesi geliyor...
Az önce paralarda Atatürkün resminin kaldırılmasına İsmet İnönüye kızan adam.. Aynı kişi bu.
kozmopolit değil, işine gelmesiyle alakalı.
Vurun tabi Kuran arkasından...
Yazıda CHF yüksek oy alan muhalefeti kapattı irtica sebep gösterip deniyor ha.?!
Yahu Erzuruma yola çıktıklarında İsmet İnönü daha Amerikan mandası isteyen bir adamdı.
Atatürk neredeyse tek başınaydı. Zaten memleketin hepsi muhalefet, muhalefetin hepsi
sarayda tekkede zaviyede iktidar olduğu için devrim yapmadı mı?
Ne o, seçimlerde şeriat çıkınca demokrasiyle çoğunluğun tahakkümünü birbirine karıştıranlarda olduğu
gibi terk edip gitselermiydi? Seçimle şeriat gelebilsin diye mi devrim yaptık?
Bu millet isterse elbette laiklik elden gidecek diye kurulmadı bu devlet.
Ama tabi vurun 'hani nerede demokrasi' den. Vurun vurun.
Padişahların arkasından İstiklal mahkemelerine, Atatürkün arkasından İsmet inönüye,
Kuran ın arkasından Atatürk'e, kuran okuyan kişilerin arkasından Jandarmaya, dindar kesimin
arkasından da tek parti iktidarına vuralım.Memlekette gelmiş gitmiş ne varsa orasından vuralım.
Vurun vurun ama dikkatimizi çekiyor gözü şişmemiş tek Saidi Nursi kalmış yazıda.
O kadar objektif olmuş işte.
Şimdi daha iyi anlıyorum yaşamının her günü yeni bir devrim yapmış bir kişidir Mustafa Kemal.
Teşekkürler Sayın Karahan
Yalan söyleyen tarih utansın
Kapatalım gözlerimizi. Tıkayalım kulaklarımızı. Hafızalarımızın pause tuşuna basalım. Ve bize dayatılan Resmi Tarihin her türlü aldatmacılığına kanalım. Vahdettin'in M.Kemal'i Samsun'a göndermesini öğretmeyelim gencecik beyinlere. Onlar Vahdetin'i bir hain olarak bilsinler. Abdülhamid'i de Kızıl Sultan. Padişahları astığı astık, kestiği kestik tanıtalım, İstiklal Mahkemeleri'nde sorgusuz sualsiz asılan binlerce insanı görmezlikten gelerek. Cumhuriyetin ilk yıllarında kapatılan İki muhalefet partisinin, Cumhuriyet Halk Fırkası karşısında ciddi halk desteği almasından ötürü kapatıldığının önüne Atatürk'e suikast ve irticai yaygaralarını sürelim. Kubilay'ın esrarkeş birkaç manyak tarafından katledildiğini de saklayalım neslimizden, onlar Dinciler olarak bilsinler Genelkurmayın arşivlerinde yazılanlara rağmen. İskilipli'yi anmayalım, O cellatlaşan İstiklal Mahkemeleri hakimlerinin Kurtuluş Savaşında ölümü göze alarak savaşan Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele ve Adnan Adıvar'ı, sırf muhalif oldukları için idam cezası ile yargılamalarına da gerek duymayalım tazecik beyinlere öğretmeye. Kazanılmış bir savaşın ardından kaybedilmiş Devlet muamelesi gördüğümüz Lozan'ı da büyük zafer diye kakalayalım arada. İsmet Paşa'yı da Lozan Zaferinin büyük mimarı diye anlatalım. Yumruğunu masaya vurup, masanın ortadan ikiye ayrıldığı yalanını da araya sıkıştırıverelim.
Atatürk'ün İsmet Paşa'yı Başbakanlıktan azletmesine de girmeyelim. İsmet Paşanın Atatürk'ün ölümünün ardından paranın üzerindeki resimlerden Atatürk'ü kaldırmasına da. Türkçe Ezan adı altında tam 18 yıl bu ülke insanına edilen işkenceye hiç değinmeyelim. 1935 ten itibaren Kuran öğreniminin yasaklanmasına da değinmeyelim ki, neden sorusuna muhatap olmayalım küçücük evlatlarımızın. Arapça Kuran yasaktı, Türkçe serbestti diye yırtma girişimlerine girişelim sonra. Jandarma'nın Arapça Kuran okuyanlara köyün meydanında işkence ettiğini de duyurmayalım ki adımız Din Düşmanına çıkmasın. Tek Parti İktidarının Dindar kesime yaptığı inanılmaz baskıları konuşmayalım, Mahalle Baskısını konuştuğumuz şu günlerde.
İstiklal Marşını yazan o büyük insan Mehmet Akif'in Mısır'a sürgün edildiğini de es geçelim. Şeyh Said ayaklanmasında, Şeyh Said'i durdurmaya çalışan ve kendisine hiçbir şekilde destek olmayan Said-i Nursi'yi isim oyunları ile işin içine katıp Cumhuriyet düşmanı yapalım. 1945'e kadar getirdiğimiz tarihimizi 60 lı yıllara kadar getirip bir Başbakan iki Bakanın asıldığını duyurmayalım.
Biz araştırtmayalım, konuşturmayalım. Vahdettin hain, Abdülhamid Kızıl Sultan, İsmet Paşa Muzaffer, Said Nurs-i cumhuriyet düşmanı olarak yer alsın kitaplarımızda. Olur da bunun dışında cümleler sarfeden olursa, gidecek yer gösterelim. Basalım düğmeye, çalalım 10.yıl Marşını, efkarlanalım. 15 milyon genç yaratmanın keyfini sürelim. Ama o günlere girmeyelim. Girince keyfimiz kaçmasın, Yalan Söyleyen Tarih, yalanlarını dile getirmeye devam etsin. Her ne kadar "Yalan Söyleyen Tarih Utansın" desekte biz.