Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MUSEVİLİKTE “TAŞ” - 5  (Okunma sayısı 3090 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 06, 2010, 06:27:05 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Tevrat’ta Sözü Edilen Bazı Taşlar

Musa oturmuş, kendine birçok kez isyan eden ve bu yüzden cezalandırılan halkına başlarından geçenlerin özetini anlatıp öğütlerde bulunmaktadır. Çöldeki dolanışları sırasında halkı ona kim bilir kaç kez isyan etmiştir. Rabbin onlara hep mucize göstermesi, seçilmişlerin de olduğu yerlerde onlara görünmesine karşın, kavimler hep ona isyan edip onu üzmüştür. Rabbin öfkesinin tüm kavimleri yok etmemesi, Musa’nın yalvarışları sayesindedir. (Tesniye 9. Bap)

Musa ünlü taş levhaları şöyle anlatır:

“Taş levhaları, rabbin sizinle ettiği akdin levhalarını anlamak için dağa çıktığım zaman dağda kırk gün kırk gece kaldım, ekmek yemedim ve su içmedim. Ve Rab bana Allah’ın parmağı ile yazılmış iki taş levhayı verdi. Ve onların üzerinde toplantı gününde dağda ateşin içinden rabbin sizinle söylediği bütün sözlere göre yazılmıştı. Ve vakit oldu ki, kırk gün kırk gecenin sonunda, Rab bana, iki taş levhayı akit levhalarını verdi. Ve Rab bana dedi ki; Kalk buradan çabuk aşağı in! Çünkü Mısır’dan çıkardığın kavmin fesada düştü, onlara yoldan çabuk saptılar; kendilerine dökme bir put yaptılar. Ve rab bana söyleyip dedi: Bu kavmi gördüm ve işte sert enseli bir kavimdir, beni bırak onları helak edeyim ve göklerin altından onların adını sileyim; ve seni ondan daha kuvvetli ve daha büyük bir millet edeceğim. Ve döndüm ve dağdan indim ve dağ ateşle yanıyordu ve akdin iki levhası iki elimde idi. Ve gördüm, ve işte Allahımız Rabbe karşı suç işlemiştiniz. Kendinize dökme bir buzağı yapmıştınız. Rabbin size emretmiş olduğu yoldan çabuk sapmıştınız. Ve iki levhayı tuttum ve onları iki elimden attım ve onları gözünüzün önünde parçaladım. Ve Rabbi öfkelendirmek için onun gözünde kötü olanı yapmakla bütün işlediğiniz suçlardan dolayı, ilk defa olduğu gibi Rabbin önünde kırk gün kırk gece kapanıp kaldım.” (Tesniye 9:9-18)

Anlatımına şöyle devam eder:

“O vakit Rab bana dedi ki; Kendin için evvelkiler gibi iki taş levha yont, ve dağa yanıma çık, ve kendin için ağaçtan bir sandık yap. Ve parçaladığın evvelki levhalar üzerinde olan sözleri bu levhalar üzerine yazacağım, ve onları sandığa koyacaksın. Ve akasya ağacından bir sandık yaptım, ve iki taş levhayı evvelkiler gibi yonttum ve dağa çıktım ve iki levha elimde idi. Ve toplantı gününde Rabbim dağda ateşin içinden size söylediği on emri levhalar üzerine evvelki yazıya göre yazdı ve Rab onları bana verdi. Ve dönüp dağdan indim ve levhaları yapmış olduğum kutsal sandığa koydum. Ve onların Rabbin bana emrettiği gibi ordadır.” (Tesniye 9:10)

Bundan sonrasına ilişkin de şu örnekler verilebilir:

“Çünkü mülk edinmek için görmekte olduğun memleket, çıktığınız Mısır diyarı gibi değildir. Orada tohumu eker ve sebze bostanı gibi ayağınla sulardın. Fakat mülk olarak almak için geçmekte olduğun memleket dağlar ve dereler diyarıdır, ve göklerin yağmurundan su içer. Allah’ın Rabbin kayırdığı bir memlekettir. Yolun başından yolun sonuna kadar Allah’ın Rabbin gözleri daima onun üzerindedir.” (Tesniye 11:10)

“Mülklerini alacağımız milletlerin yüksek dağlar üzerinde ve tepeler üzerinde,ve her yeşil ağaç altında ilahlarına ibadet ettikleri bütün yerleri mutlaka harap edeceksiniz,ve onların mezbahalarını yıkacaksınız. Ve dikili taşlarını parçalayacaksınız, ve onların aşerlerini ateşte yakacaksınız ve ilahlarının oyma putlarını baltalayacaksınız, ve o yerden adlarını yok edeceksiniz.” (Tesniye 12:2)

“Kendim için Allahın Rabbin mezhabı yanında hiç bir türlü ağaçtan kendine aşera dikmeyeceksin. Ve kendin için Allah’ın Rabbin nefret ettiği dikili taş dikmeyeceksin.” (Tesniye 16-21)

“Ve Rab Musa’ya dedi ki: İşte öleceğin gün yaklaşıyor, Yeşuyu çağır ve kendisine emredeyim diye toplanma çadırında hazır olun. Ve Musa ile Yeşu gidip toplanma çadırında hazır oldular. Ve Rab çadırda bulut direğinde göründü. Ve bulut direği çadırın kapısı üzerinde durdu. Ve Rab Musa’ya dedi ki: İşte sen atalarınla uyuyacaksın ve bu kavim kalkacak, aralarında bulunmak üzere gitmekte oldukları diyarın yabancı ilahları ardınca zina edecekler ve bırakacaklar.”

Musa artık veda konuşmasını bitirmiştir ve kendini dinleyen kavmine asla unutmamaları ve herkesin devamlı söylemesi için yazmış olduğu ilâhiyi söylemektedir. Bu söylemde taş ya da kaya ile ilgili anlatımlar birkaç ayrı yerde geçer.

“Büyüklüğü Allahımıza verin. Kayadır, onun işi tamdır.” (Tesniye 32:4)

“Ve tarla mahsulünü yedi;
Ve kayadan ona bal
Ve çakmak taşından bal emzirdi. (Tesniye 32:13)

“O zaman kendisini yaratan Allah’ı bıraktı,
Ve kurtuluşun kayasını hor gördü.” (Tesniye 32:15)

“Seni vücuda getiren kayayı hatırından çıkardın.” (Tesniye 32:18)

“Eğer onların kayası kendini satmış olmasaydı,” (Tesniye 32:30)

“Çünkü onların kayası bizim kaya gibi değildir, (Tesniye 32:31)

Bir de “Yeşu” başlıklı kitaba bakalım.

Rab, Yeşu’ya yönerge verir:

“Kendiniz için kavimden 12 adam, her sıptan bir adam alın ve onlara emredip deyin: Buradan, Erdenin ortasından kahinlerin ayak pekiştirip durdukları yerden kendiniz için 12 taş kaldırın ve onları sizinle beraber götürün ve onları bu geceyi geçireceğiniz konakta yere koyun.” (Yeşu 4:3-19)

Yeşu adamlarını çağırıp buyruğu onlara aktarır.

“Ve İsrailoğulları sıptların sayısına göre hepiniz omuz üzerinde birer taş kaldırın. Ta ki aranızda bu bir alamet olsun ve yarın oğullarınız.  Bu taşlarla ne demek istiyorsunuz? diye sordukları zaman onlara diyeceksiniz: Çünkü Erden suları Rabbin akit sandığı üzerinde kesildiler. Erden suları Erdenden geçtiği zaman kesildiler, ve bu taşlar İsrailoğullarına ebediyen anmak için olacaktır.’”

Bunun üzerine İsrailoğulları Yeşu’nun buyruğunu yerine getirir. Erden’in ortasından kaldırdıkları 12 taşı kendileri ile konaklayacakları yere götürür ve yere koyarlar. Yeşu da Erden’in ortasında Ahit Sandığı’nı taşıyan kahinlerin ayaklarının durduğu yere bu 12 taşı diker.

“Ve kavim birinci ayın onuncu gününde Erdenden çıktılar ve Erihanın şark sınırında, Gilgal’da kondular. Ve Yeşu Erdenden almış oldukları 12 taşı Gilga’da dikti ve İsrailoğullarına şöyle dedi: Yarın oğullarınız bu taşlar nedir diye sordukları zaman oğullarınıza anlatıp diyeceksiniz: İsrail bu Erdenden kuru yere geçti. Çünkü Allahınız Rab biz geçinceye kadar önümüzden kurtulmuş olduğu Kızıldeniz gibi, Allahınız Rab Erdeni siz geçinceye kadar önünüzden kuruttu.

O vakit Rab Yeşu’ya dedi ki: Kendin için taştan bıçaklar yap ve ikinci kere olarak İsrail Oğullarını tekrar sünnet et. Ve Yeşu kendi için taştan bıçaklar yaptı. Ve Gibeat Haaralotta İsrail Oğullarını sünnet etti.” (Yeşu 5:2-9)

Çünkü Mısır’dan sünnetli olarak çıkan bütün kavim, isyankârlıkları yüzünden cezalandırılıp ölmüştür. Çölde yeni nesilden kimseyi sünnet etmemişlerdir.

Bunun ertesinde Rab yine Yeşu’ya seslenir:

“Yeşu Mısır utancını bugün üzerinizden yuvarladım. Ve bu güne kadar o yerin adına Gilgal denilir.”

“Yeşu Ebal Dağında İsrail’in Allah’ın Rabb’e bir mezbah, Rabbin kulu Musa’nın İsrail oğullarına emrettiği, Musa’nın şeriat kitabında yazılmış olduğu gibi üzerine kimsenin demir kaldırmadığı yontulmamış taşlardan bir mezbah yaptı.

Ve Yeşu bu sözleri Allah’ın şeriat kitabına yazdı. Ve büyük bir taş aldı ve onu orada Rabbin makdisi yanında olan meşe ağacı altında yere dikti. Yeşu bütün kavme dedi: İşte bu taş bize şahit olacak çünkü Rabbin bize söylediği bütün sözleri o işitti ve Allahınızı inkar etmeyesiniz diye size karşı sahi olacaktır.” (Yeşu 13:22)


Elbette bu verdiğim örnekler Tevrat’ta “taş” ya da “kaya” sözcüğünün geçtiği tüm baplar değil... Daha birçokları var. Burada sadece bana göre en ilginç olanları.

Sonuç: Taş, Musevi inançlarında da öteden beri önemli bir yer tutmuştu; halen de öyle...





Peki sonra, bir bakıma Musevilikten doğmuş olduğu söylenen, en azından Tevrat’ı “Eski Ahit” olarak benimseyen hatta sahiplenen Hıristiyanlıkta durum nasıl bir gelişme gösterdi acaba?

Ona da bakalım ama bu bölümde değil, kendi bölümünde.




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
28 Yanıt
65519 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 08:24:27 ös
Gönderen: ADAM
“Türk Mitolojisi”

Başlatan bugfree Mitoloji

7 Yanıt
6036 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 27, 2011, 03:50:33 ös
Gönderen: agnusdei
0 Yanıt
2723 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 02, 2010, 05:30:05 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2914 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 03, 2010, 03:21:56 ös
Gönderen: ADAM
8 Yanıt
5764 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 23, 2016, 09:26:57 öö
Gönderen: Ares
0 Yanıt
3375 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 05, 2010, 03:33:51 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
5286 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 11, 2010, 06:35:00 ös
Gönderen: ceycet
8 Yanıt
9177 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 14, 2012, 01:07:31 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2856 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 01, 2012, 02:15:57 ös
Gönderen: oasis
1 Yanıt
2785 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 10, 2017, 02:16:11 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak