Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Hattiler ve Evren  (Okunma sayısı 3996 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 21, 2009, 02:52:57 ös
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386

                                                             
  Şekil : 1
19. Yüzyılda Alman Arkeolog’u Schileman’ın Truvada buldugu hazine hem zenginligi hem de Düya tarihindeki önemi ile Anadolu’yu günün konusu haline getirmişti Yurt dışına kaçırılıp el attından gizli satılan parçalar ayrı bir dedikodu konusu olarak yıllarca arkeoloji sosyetesini meşgul etti.

Yirminci yüzyılın ilk yarısında Cumhuriyet Türkiyesinin arkeologları gerek teknik gerekse parasal yönden yabancı bir kaynağa baglı olmaksızın Alacahöyük’te vaptıkları kazı ile Anadolu’yu tekrar günün konusu haline getirdiler. Bulunan parçalar hem Schliemann’ın Truva hazinesini gölgede bırakmış. hem de ileride Dünyanın sayılı müzelerinden biri olacak, Ankara müzesinde, en iyi bir şekilde bilim alemine sunulmuştu.(Şekil 1)

Değerlendirmeler bu kez arkeoloji sosyetelerince degil üniversite  kürsülerinde, bilimsel yayınlanan sahifelerde yapıldı. 13 kral mezarında  bulunan yapıtlar I.Ö 2300 - 2100 yıllarında yaşamış Hatti krallarına aitti. Hatti’ler Hititlerden evvel Anadolu’ya yerlesmiş ve Mezapotamya’daki yazılı kalıntılara  göre küçük Asya’ya “Hattiter Ülkesi” damgasını basacak kadar kendilerini kabul ettirmişlerdi.

Mezapotamya halklar ile ilişkileri ve yapıtlarındaki yüksek  sanat kültürüne rağmen Hattiler okuma-yazma bilmiyorlardı veya bizler onların l.ö. 2000 yılından önce yazıtlarını bulamadık.

Kazılar sonunda çıkan  yapıtlar arasında başka yerlerde  eşine rastlanmayan bir takım yuvarlak simgeler vardı.   Bunlardan Anadolu Uygarlıkları Müzesinde  A1 654 numara ile kayıtlı olanı bugün Turizm Bakanlığının dolayısıyla  Türk Turizminin simgesidir.

Arkeologlar bunlara “Günes Kursu” veya “Evren” adını verdilef Cüneş Tanrıçasının tanrıların başı olduğu bır uygarlıkta bulunan bövle bir yapıttan kozmik anlamlar çıkarmak, küresel biçimden evreni esinlemek en doğal sonuçtu.

Bu şekiller baska türlü yorumlanamaz hele yalnız süs eşyası olarak kabul edilemezdi. Bazı yazarlara göre Hatti rahipleri bu Güneş Kurslarını uzun sarıkların ucuna takarak dinsel törenlerde kullanıyorlardı.

Muhtelif btçimlerde bazen hayvan figürlerine bezenmiş bu güneş kurslarının  tamamı Ankara Anadolu Uygarlıkları Müzesinde sergilenmektedir Bunların içinden  A1. 652 numara ile  kayıtlı olan güneş kursunun digerlerine  göre çok daha düzenli oldugu ve itinalı bir şekilde yapıldığı görülür. (Şekil : 2)

   
Şekil 2

Bu kursun ölçüleri üzerinde yaptıgımız bir araştırma bizi şu ilginc sonuca  götürdü

a     Güneşle Venüs gezegeni arasındaki uzaklık

b     Güneşle Dünya arasındaki uzaklık

b     Güneşle Dünya  arasındaki uzaklık

c     Güneşle Mars  arasındaki uzaklık

b Güneşle Dünya  arasındaki uzaklık (metre)

1.8 X 10

Uzaklık birimi ne olursa olsun şekil Güneş etrafında dönen Venüs. Dünya ve Mars’ ölçekli bir modeldir. Venüsün yörüngesini simgeleyen (a) yarıçaplı daire ile Dünyanın yörüngesini sim-geleyen (b) yarı çaplı daire 45 derecelik açılarla 8 er eşit bölüme, dış daire ise 12 eşit bölüme ayrılmıştır.

Venüs Güneş etrafındaki bir dönüsünü yaklaşık 224 günde tamamlar o halde kurs üzerindeki yörüngesinde her bir bölmeyi 224/8 = 28 günde geçer Dünya ise bu 45 derecelik açısal yer degiştirmeyi  45,5 günde tamamlar veya pratik bir değişle  bir bölmeyi 45 günde bunu takip edeni 46 günde geçer. Dış daire 12 ye bölündüğünden her bölme Mars’ın 30 derecelik bir açısal yer degistirmesine karsı gelir Mars, Güneş çevresinde 687 günde dolaştıgından  bir bölmeyi 57 günde  geçer, şu hesapla geriye 3 gün kaldıgından her dört bölmede bir bölmeyi 58 günde geçtigi kabul edilirse , kursun bir dolanımı tam 687 gün tutar.

Bu ilintiler bir raslantı  degildir. “Güneş  Kursu” nun yapılmasının amacı Güneş , Dünya, Ve-nüs ve Mars’ın birbirlerine göre durumlarını zamana bağlı olarak saptamaktır.

Hattilerin geniş bır ilişki içinde bulundukları Mezapotomyada bu devirde  Astroloji oldukça ileri  bir durumda  bulunuyordu Bilindigi gibi Astroloji gök cisimlerîne bakarak gelecek hakkında kehanette bulunma amacını güder. Mezapotamya’da Astroloji  İsadan önce 3 üncü bin yıl sonlarına kadar uzanır ve astrologlar saraylarda. hûkümdarların yanında önemli rol oynarlardı.

Gök cisimlerme bakarak kehanet iki kısımdan oluşurdu….

1 - Gök cisimlerinin birbirine göre konumlarını saptamak.

2-  Saptanan konumları degerlendirmek.

Mezapotamyada   Astrolojiden   bahseden   Mul Apin tabletleri gezegenlerin birbirlerile olan açısal ilişkilerin toplum gelecegine etkisini anlatır.

O tarihte bugünkü Astrotrolojideki  Horoskop. yani kişisel kehanet, söz konusu değildi. Kehanetin amacı savaş, barış, zafer, iktidar, isyan, su baskını, salgın hastalık gibi toplumu ilgilendiren olayları önceden kestirmekti. Bu sonuçlar kişi olarak  ancak toplumun hükümdalarına belirtilirdi.

Mezopotamyada Astroloji ve buna baglı astronominin ilerlemesinde önemli etkenlerden biri şüphesız iklim koşulları idi. Cökyüzü yılın önemli bir bölümünde açık, bulutsuz ve gözlem’e olanak saglardı. Alacahöyük yöresinde durum başkadır Bulutlulugun 2/10 den az olduğu ortalama gün sayısı 68.2 dir. Bu günler dışında  kalan günlerde gezegenler arasındaki açısal ilişki ancak hesapla bulunabilir. Görülüvorki Alacahöyük kral mezarlarında “Güneş Kursu” gibi Dünyaya en yakın iki gezegenin Güneş ve Dünya ile ilişkisini belirtecek bir ölçü aletinin bulunması olağan hatta zorunludur.

Yazı yazmayı bilmeyen bir ülkede astronomik bir hesabın nasıl yapılacağı akla gelen ilk sorudur.Şimdi bunu 1976 ve 1978 yıllarında uygulanan bir örnekle belirtmeye çalışırsak ;

20 Aralık 1976 günü hava açıktır.Astrologlar gökyüzüne bakarak sekstana benzeyen bir alet yardımıyla Venüs-Mars ve Venüs-Güneş arasındaki açıyı hesaplayabilirler.Astrolojik ölçüler için kullanılan Aralık 1976 Ephimeris çizelgesine göre bu tarihle Venüs-mars açısı 52 derece 24 dakika ve Güneş ile Venüs arasındaki açı 45 derece 48 dakikadır.

O dönemde Mısır ve Mezapotamyada trigonometrik fonksiyonlara benzer şekilde açılar tanımlanabilmektedir.Ancak biz astroloğumuzun 30-45-60 ve 90 derece açıları çizip bunların katlarını ve farklarını bulabilecek güçte kabul edeceğiz.Bu bakımdan açılar çok kaba bir yaklaşımla ölçülebilecektir. 52 derece 60 dereceden 1/10 eksik veya 45 dereceden 1/6 fazla şeklinde tanımlanacaktır.

Astrologlar ölçüyü aldığı günden itibaren her gün bir çömleğin içine bir taş atacaktır.Şimdi 20 Ağustos 1978 günü havanın kapalı olduğunu, fakat Astrologun kehanette bulunmak için Venüs-Mars açısal ilintisini bilmesi gerektiğini varsayalım.Kurs masaya yatırılacak ve çömlek içerisindeki taşlar sayılacaktır.Çömlekte 609 taş olması gerekir.



Kursun B noktasında Dünyayı simgeleyen ufak bir işaretleme yapılırsa, B noktası b yarı çaplı dünya yörüngesini simgeleyen daire üzerindedir.20 Aralık 1978 de Dünyadan güneşe bakıldığı zaman Venüs 45 derece 48 dakika kaba yaklaşımla 45 derecelik açı ile görüldüğünden Venüs yıldızını simgelen ufak yuvarlağın A noktasına konması gerekir.Bundan sonra ABC açısı 52 derece veya (1+1/6) 45 derece olacak şekilde C noktasını saptayıp orayada Marsı simgeleyen C koyarsak ; 20 Aralık 1976 günü Dünya-Güneş - Venüs-Mars ‘ın evrendeki ilişkisini gösteren açısal ilişkidir.

20 Ağustos 1978 günü meydana gelecek açısal ilişkiyi bulmak amacıyla çömleğin içindeki her 28 taş için Venüsü simgeleyen ufak yuvarlağı 45 derece döndürelim.Çömlekteki taşlar bittiği anda ufak yuvarlak A noktasına gelir ve bu noktada 28 Ağustos 1978 günü Venüs’ün evrende bulunduğu noktadır.Bu kez taşları tekrar çömleğe koyup her 45 taş için Dünyayı simgeleyen yuvarlağı merkez etrafında 45 derece çevirelim, sonra bu işlemi her 46 taş için tekrarlarsak , ve tekrar 45 taş için yaparsak çömlekte taşın bittiği nokta B noktası olarak saptanır.Aynı işlemi her 57 gün için dış dairede bulunan yuvarlağı hareket ettirerek yapalım ve Marsın yeri C noktası bulunur.

Elde edilen yeni durum 20 Ağustos 1978 tarihinde Dünya, Güneş,Mars ve Venüsün evrendeki açısal ilişkisidir.Görüleceği üzere Venüs-Mars açısı küçük bir açıdır.Belki Astrologlar bu iki gezegenin üst-üste görüldüğünü kabul edeceklertir.Gerçekten 1978 Ağustos Ephimeris çizelgesine göre Venüs-Mars arasındaki açı 2 derece 42 dakikadır.Venüs-Günes ilişkisi ise 45 derece bulunacaktır.Gerçekte ise 44 derece 5 dakikadır.

Artık açısal ilişkilere bakarak astrologlar için kehanette bulunmak gerekmektedir.Venüs-Mars’ın 20 Ağustos 1978 de küçük açı altında görülmeleri bu iki gezegenin iyi ve kötü güçlerinin birleşmesi şeklinde yorumlanır.Dünyaya en yakın gezegen olması nedeniyle Venüs ve Marsın’ın özellikle ülkelerin ve kralların geleceğini etkilediğine inanılır, ve bunların her 0-30-45-60-90-120 ara açılarında toplumun ve krallığın geleceği yorumlanır.
Şimdi akla şu iki ilginç soru takılmaktadır ;

1-     Hattiler gezegenlerin ve dünyanın güneş etrafında döndüğünü nerden biliyorlardı. ?

2-     Güneşin , dünyaya ve gezegenlere uzaklığını nasıl ölçtüler. ?

Sorular değişik kurgularla cevaplanabilir.Çok ileri uygarlıkların etkisinden, uzaydan gelen gelişmiş bir uygarlığın verdiği bilgilerden bahsedilebilir.

Güneş Kursu benzeri buluşları zorluklar yaratır.Alacahöyük yöresindeki gökyüzü yılın büyük bir bölümünde yıldızları izlemeye imkan vermez.O dönemde Mezapotamyada Akad astrolojisi diye tanımlanan ileri bir astroloji ve buna dayanan toplusal kehanet yöntemleri geçerlidir.Yanlız burada dikkat edilmesi gereken Kehanet , çekim etkilerine bağlı olarak dünya üzerinde meydana gelebilecek olası değişiklikleri öngörmedir. Falcılık anlaşılmamalıdır.Mezapotamya ile ilişkide bulunan Hatti kralı bu bilgilerin ışığında Güneş Kursu’ nu keşfetmiş olabilirler.Yılın beşte birinde görünen yıldızlar , kalan beste dördü için ilişkileri saptayacak alete ihtiyaç vardır.İşte bu alet  Güneş Kursu olarak ortaya çıkmıştır.

Yukarıda anlatıldığı şekilde bu aletin düzenli çalışabilmesi için evren ölçülerinin tam olarak bilinmesi gerekir.Eğer bu aleti icad edenler Dünya,Venüs ve Marsın Güneş etrafında döndüğünü tam olarak biliyorlarsa kurs üzerinde Dünya ve venüsü simgeleyen yörünge kare değil daire olması gerekirdi.Bundan dolayı Hattiler bu kursu başka bir medeniyetten etkilenerek yapmışlardır.Eğerki bu kurs gezegenlerin güneş etrafında dönmesi prensibine göre çalışıyorsa o dönemde insanoğlunun bilgisi ile düşünebilmek mümkün değildir.Fakat ortadaki  gerçek gezegenlerin ölçülerinin tam olarak olduğudur.

Güneş Kursu , Boğa boynuzu üzerindeki evreni simgeler .Boğa dönemin Astrolojik zamanıdır. Uzun sopaların üzerine takılarak törenlerde kullanılan bu Güneş Kursu Ortadoğu uygarlıklarının hükümdarlık simgesi olarak gelişen ” alem” lerin büyükbabaları oldu.Belki tesadüf ama ” alem ” Arapça evren demektir.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2396 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2007, 12:23:03 öö
Gönderen: shemuel
evren

Başlatan bugfree « 1 2 » Astronomi - Gökbilim

18 Yanıt
9662 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2013, 05:10:40 ös
Gönderen: Melina
8 Yanıt
6161 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 10, 2008, 05:44:30 ös
Gönderen: Prenses Isabella
2 Yanıt
4677 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 16, 2010, 11:16:27 öö
Gönderen: alcyone
2 Yanıt
6176 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 19, 2011, 01:44:08 ös
Gönderen: Maledictum
16 Yanıt
9678 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 10, 2014, 12:01:37 öö
Gönderen: propulsion
4 Yanıt
7077 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 18, 2011, 09:20:45 ös
Gönderen: Hacamat
11 Yanıt
10465 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2017, 11:24:44 öö
Gönderen: gfeenatre
1 Yanıt
3232 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2013, 02:36:25 ös
Gönderen: asimov
0 Yanıt
1724 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 29, 2014, 04:18:27 ös
Gönderen: Perseus