Bu kadar güzel bir şiir var mı, bu ayyuka çıkmış adam, bu mükemmelin ötesinde edebiyatçı, tarihçi, neden ırkçı. Tanrı bir kulunu da herşeyi tam yaratmaz mı ya da herşeyiyle tam ve doğru bir insan olmasına izin vermez mi?
Bahtiyarlık
Bahtiyarlık ne zafer kısrağına binmektir;
Ne yaşarken dünya uçmağına inmektir.
Şekli olmaz, rengi yok, belirsizdir ve tektir.
Bahtiyarlık: Ömründe bir kere sevinmektir.
Bir karanlık geceye akıyorken bu varlık
Bulunur mu dünyada ebedi bahtiyarlık?
Mükafatın, yapsan da en büyük bir yararlık
Nihayet zafer adlı bir kısrağa binmektir
Dört hecelik söz olan “bahtiyarlık”… O bir sır…
Bilmeyecek insanlık bunu daha bin asır.
Bilgi, bolluk, din, para… Hepsi boş, hepsi kısır…
En fazlası bir dünya uçmağına inmektir.
Her şeyin bir şekli var, her derdin bir ilacı…
Türlü türlü yemişler verir dünya ağacı.
Zafer çetin, ilim güç, bozgun kötü, aşk acı.
Halbuki bahtiyarlık: Belirsizdir ve tektir.
Bahtiyarlık: Boraca yüce dağları aşmak
Varılmadan ölünen uzak yerlere koşmak,
Tanrı’nın sofrasında mest olarak konuşmak
Ve ömründe bir kere, bir kere sevinmektir...