Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Said Nursi Tartismalari  (Okunma sayısı 17451 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 17, 2007, 01:01:22 öö
Yanıtla #10
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1091
  • Cinsiyet: Bay

Evet Haklısınız...
''Kızıl elmada buluşalım''


Ağustos 17, 2007, 01:04:12 öö
Yanıtla #11
  • Ziyaretçi



Eski Said'i yeni Said'i yok Said Said'dir. Kürt Sait'tir. Bu lafı söylemiştir kendisi evet.


Haklsıısnız sanyın leon ..said said dir .ozaman' kürt said 'ifadesi gereksiz sanırım  ...nede olsa ardından milyuonları sürükleyen birinden bahs ediyorsunuz     
Kürtlüğüyle övünen ve özgür bir kürdistan tohumu ekiyorum onu geliştirip büyütün diyen birine kürt sait derler tabi ki. Oldu o zaman AKP'ye milletin yarısı oy verdi(güya) o zaman eleştirmeyelim? Kürt Saidin ve Fetullah Gülen'in peşinden kimler gider? Pkk'lılar, kürt ümmetçileri, sözde müslümanlar, nurculuk dinine inananlar, kıblesi amerika olanlar, bahailer, uğursuzlar vs. haklısınız gerçekten eleştirmeyelim milyonlar peşlerinde!!!


Ağustos 17, 2007, 01:21:04 öö
Yanıtla #12
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 581
  • Cinsiyet: Bay



Eski Said'i yeni Said'i yok Said Said'dir. Kürt Sait'tir. Bu lafı söylemiştir kendisi evet.


Haklsıısnız sanyın leon ..said said dir .ozaman' kürt said 'ifadesi gereksiz sanırım  ...nede olsa ardından milyuonları sürükleyen birinden bahs ediyorsunuz     
Kürtlüğüyle övünen ve özgür bir kürdistan tohumu ekiyorum onu geliştirip büyütün diyen birine kürt sait derler tabi ki. Oldu o zaman AKP'ye milletin yarısı oy verdi(güya) o zaman eleştirmeyelim? Kürt Saidin ve Fetullah Gülen'in peşinden kimler gider? Pkk'lılar, kürt ümmetçileri, sözde müslümanlar, nurculuk dinine inananlar, kıblesi amerika olanlar, bahailer, uğursuzlar vs. haklısınız gerçekten eleştirmeyelim milyonlar peşlerinde!!!
sn leon halkların kardesliğini çok duymuşsunuzdur sanırım .Sizin said nursi hakkında yaptıklarınız birer ideadır .idealar muhakeme edilmeden hüküm taşımazlar bilirisinz..ama görüyorumki siz zaten kendinizce herşeyi muhakeme etmiş suçluyu bulmuşsuz bravooo..
    Sözüm ona diyelimki said nursi ,zamanının en fanatik etnik bölücü unsuru olsun .bu neyi deiştirir.siz o sözü her agıza alışınızda kişinin etnik kökeninin vurgulamanın yanında aynı zamanda kışkırtıcılık da yapmış oluyorsunuzdur ..Atatürk hayranı oludugunuz belli oluyor..Ozaman birazcık tarih bilginiz varsa Mustafa kemelin  bu konuya nasıl yaklaşdıgınıda bilkirsiniz ...siz hem bu kelimeyi, bu üsupla kullanır. hemde atatürkün devletin üniter yapısı hakkındaki görüşünü nasıl savunabilirsiniz ...

  Sizi bu konuda Ata dsediğiniz ,kişinin üslubuna çagırmaktan başka birşey gelmiyor aklıma
   
Vi VERİ VENİVERSUM VENUS VİCİ..


Ağustos 17, 2007, 01:25:25 öö
Yanıtla #13
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 581
  • Cinsiyet: Bay

ayrıca'' kürt ümmetçileri, sözde müslümanlar, nurculuk dinine inananlar, kıblesi amerika olanlar, bahailer, uğursuzlar vs. haklısınız gerçekten eleştirmeyelim milyonlar peşlerinde!!!''
demişsiniz
   
Görüyorumki ikazımı kavramaktan  çok uzaksınız ..
  Size eleştirmeyin diyen oldumu a be kardesim .eleştiride mahşeri adaba davet eddik ama anlamadınız..
« Son Düzenleme: Ağustos 17, 2007, 01:37:43 öö Gönderen: paragon »
Vi VERİ VENİVERSUM VENUS VİCİ..


Ağustos 17, 2007, 01:32:10 öö
Yanıtla #14
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 581
  • Cinsiyet: Bay

  Bikaç eklenti daha .en iyimser ihtimalle üslübunuzun farkında degilsinizdir ...ozaman size öneri yapmak boynumuzun borcu ...böylesi etnik meselelrede (tecrübe ile sabittirki)karşı taraf nekadar haksız ve fanatik olursa olsun.amacınız hangi ölçüde bu sorunun çözülmesine yönelikse ,o ölçüde tahrikkar iddealardan ve hitaplardan kaçınırsızız.. ;)
   tabi amaç provakasyonsa o mesele ayrı .ozaman üslubun kaideleri yoktur tabii..  :)
Vi VERİ VENİVERSUM VENUS VİCİ..


Ağustos 17, 2007, 01:38:43 öö
Yanıtla #15
  • Ziyaretçi

Halkların kardeşliği masallarına inanalı çok zaman geçti. Ben Kürt Said'i aşağılamak için Kürt Sait demiyorum bilakis kendisi öyle olduğu için o şekil hitap etmekteyim. Ayrıca birçok kişi Kürt Sait diye hitap eder. Kendi isteği üzerine talebeleri gibi Peygamber Bediüzzaman diyecek değilim herhalde.

Demişsinizki Atatürk'ün konuya nasıl yaklaştığını bilirsiniz? Evet Tarih'i biraz bilirim Atatürk'ün o ileri görüşlülüğünü dahasıda asıl konuşmaları ve o konuşmalarının geçiştirilmeye çalışılmasınıda çok iyi bilirim. Atatürk tarihin gördüğü en büyük İlerici-Milliyetçi ve Türkçüdür.

"DOĞUŞUMDAKİ TEK OLAĞANÜSTÜLÜK TÜRK OLARAK DÜNYA'YA GELMEMDENDİR"

”MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.”

”TÜRK IRKINDAN OLMAYAN ASKERİ MEKTEPLERE GİREMEZ.”

“BU VESİLEYLE MUHTEREM MİLLETİME ŞUNU TAVSİYE ETMEK İSTERİM Kİ,BAŞINA GEÇİRECEĞİ İNSANLARIN KANINDAKİ CEVHER-İ ASLİYİ TATBİK ETMEKTEN BİR AN BİLE YOKSUN OLMASINLAR.”

”BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR!”

”BEN SİZİN GİBİ ASİL BİR ADAM DEĞİLİM.FAKAT ASİL BİR MİLLETTENİM.”

"KANINI TAŞIYANDAN BAŞKASINA İNANMA" Eski adliye bakanı ve profesör Mahmut Esat Bozkurt'un "Atatürk İhtilali" kitabında yer alan sözdür.

BU SÖZLERİN HEPSİ BENİM ATAMA AİTTİR.


Merak ettim kürt said'iniz sizin Said Nursi'niz oluyor. Lakin bana diyorsunuz ki sizi Ata dediğiniz kişinin üslubuna çağırıyorum. Sizin Atanız başka birimi acaba? Yada Kürt Sait'mi idi?



Ağustos 17, 2007, 01:43:50 öö
Yanıtla #16
  • Ziyaretçi



Özgür bir Kürdistan tohumu ekiyorum. Onu geliştirip büyütün”


Yalnızca bir dakika durup düşünün. Yukarıdaki tümceyi kim söylemiş olabilir? Apo mu? Aklınıza hemen Apo geldiyse, aslında bir bakıma başarılı oldular demektir. Görünen düşmana karşı Türk’ün savaşması zor olmaz.

Ama saf Türk halkının görünmeyen sinsi düşmana karşı savaşması çok daha zordur. Yukarıdaki tümceyi söyleyen kişi amansız bir Türk düşmanı olan ve son soluğuna kadar Türkiye toprakları üzerinde bir Kürdistan kurma düşüyle ölen Kürt Said ya da çoğunun bildiği adıyla Nurculuğun kurucusu Said-i Nursi’dir.

Bu tümce, bir zamanlar çıkarılan ve kime hizmet ettiğini herkesin çok iyi bildiği Özgür Ülke gazetesinde yayınlanmıştır. Yine bu gazetenin ifadesinde ve diğer Kürtçü yayın organlarında Kürt Said için “devrim şehidi” ifadesinin kullanılması nurculuğun hangi ereğe hizmet ettiğinin en kesin kanıtıdır

Nurculuk savaşla ulaşılamayan bir hedefin sinsi bir düşünce yapısı ile başarılması uğraşıdır. Bu uğraşın ana hedefini de Türkiye’nin doğusunda bağımsız bir Kürdistan kurmadır. Yukarda da anlattığımız gibi bu işi ilk başta savaş ile başarmaya çalışmışlar fakat devlet ve ordu gelenekleri olmadığından dolayı sonları hep bozgun, hezimet olmuştur.

1876 yılında Bitlis’in Nurs köyünde dünyaya gelen Said-i Nursi bağımsız Kürdistan çalışmalarına II. Abdülhamit zamanında başlar. Bu zamanlar, Türk topraklarının birer birer elden çıktığı zamanlardır. Said-i Nursi de bu durumdan yararlanmak için Abdülhamit’e bir dilekçe ile başvurur. Dilekçede Kürdistanın geleceği (!) için Kürdistan olarak adlandırdığı bölgede 3 tane medrese açılmasını ve bu burada Kürt gençlerinin eğitim görmesini ister. II. Abdülhamit bunun altındaki sinsi planı hemen fark eder. Her ne kadar Türklük akımlarını engellemekteyse de, Türk toprağını kendi eliyle teslim edecek kadar Vahdettinleşmemiştir. Bu dilekçeden sonra Said-i Nursi’yi önce sürgüne göndermeyi düşünür fakat akli dengesinin yerinde olmadığını anladığından tımarhaneye kapatılması kararlaştırılır. Said, “Zalimler için yaşasın cehennem!” sözünü Abdülhamit için söyler.

31 Mart ayaklanmasında da Kürt Said, Volkan gazetesi ile beraber yeniden sahneye çıkar. İngilizlerin tek bir kurşun atmadan bir Türk toprağı olan Kıbrıs’ı ele geçirmesinden büyük bir sevinç duyarlar. İnsanın midesini bulandıracak şekilde, Volkan gazetesinde İngiliz propagandası yaparlar. Çünkü umdukları şey Kürdistan için İngilizlerden görecekleri yardımdır. 31 Mart ayaklanmasında birçok Türk subayını vahşice katlettikleri halde Hıristiyanların kapısına birer nöbetçi koyarak onları korurlar. Yağmalanan Türkler ise umurlarında değildir. Fakat Mustafa Kemal’in kurmay başkanlığını yaptığı Yıldırım Orduları çok geçmeden bu isyanı bastırınca Isparta’ya sürülür. Bu andan itibaren Kürt Said Mustafa Kemal’i artık unutamayacak ve onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı tüm kinini kusacaktır.

Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkınca Said-i Nursi tekrar sahneye çıkar. İngilizlerin güdümünde Kürt Teali Cemiyeti’ni kurar ve İngilizlerin işgal planlarına uygun olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yeniden Kürdistan düşleri görmeye başlar. “Uyan ey Selahattin Eyyübi’nin torunları Kürtler!” diyerek Kürtleri ayaklanmaya çağırır. 16 Eylül 1919’da İkdam gazetesinde bir bildiri yayınlayarak, Türk Ulusunu Kuvayı Milliye’ye destek vermemeye, hatta onlara karşı mücadele etmeye çağırır.

Cumhuriyet’in ilanından sonra da Kürtlerin isyan dalgası devam eder. Said-i Nursi de bu isyanlara katılır. “Biraderi azamım” dediği Şeyh Sait’in isyanına katıldığından dolayı yeniden sürgüne gönderilir. Onun biraderinin, “Bir Türk öldürmek yetmiş gavur öldürmekten daha üstündür” sözü Said-i Nursi’nin düşünce yapısını dolaylı yoldan bize gösterir. Şeyh Sait Türk Ulusu’na karşı bu hainliğinin bedelini darağacında sallanarak öder. Said-i Nursi bunu asla unutmaz. Hasta yatağında yatarken şimdi Hakpar Başkanı olan Abdülmelik Fırat’a “Biraderi azamım Şeyh Sait’in öcünü alacağım.” der. Öcünü almak istediği kişi, yaşamını Türk’ü sırtından vurmakla geçiren, İngilizlere ruhunu satarak Musul ve Kerkük’ün Türklerin eline geçmesini engelleyen, Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalayarak bir Kürdistan kurma düşü olan kişidir.

Sıkça hezeyanlara kapılan Said-i Nursi’nin bir hezeyanı ise Atatürk ile ilgilidir. Emirdağ Lahikası’ndaki “Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlığını Mustafa Kemal’e vermediğim için bana hücüm ediyorlar.” sözü, en koyu ikinci cumhuriyetçilerin bile akıllarına getiremeyecekleri ve kargaları bile güldürecek kadar komik bir laftır.

İslam ile çelişkileri

Said-i Nursi’nin düşünce yapısı da İslam inanışı ile çoğu yerde çelişki gösterir. Ve bu çelişkiler İslam alimi olmayanlar tarafından bile hemen anlaşılacak şekilde çok açıktır. Hiç evlenmemesi, Cuma namazına gitmemesi, kendisine Kuran öğreten hocalarına karşı gösterdiği saygısızlık gibi. Ne Yunus Emre ne de diğer İslam büyükleri kendilerini yetiştiren hocalarına karşı “Sen bir şey bilmiyorsun.” lafını kullanmamıştır. Belki de bundan dolayı Said-i Nursi ders almak üzere gittiği tüm medreselerden kovulmuştur. Cuma namazı kalabalık olarak kılındığından ve kendisinin kalabalık yerlerde namaz kılmaktan huzur bulmadığını söyleyen Said’in durumu son derece ilginçtir. Çünkü Cuma namazı inananlar için müminlerin bir araya toplandığı bir andır ve cemaat ile kılınması zorunludur. Üst üste üç Cuma namazı kılmayan bir Müslümanın cenaze namazı bile kılınmaz.

Risaleleri ile ilgili söylediği sözler bile İslamı nasıl yorumladığını bizlere gösterir. “Risale-i Nur okumak ona hizmet etmek bir ibadettir. Ona hizmet üç aylarda yapılan zikirlere bile tercih edilmelidir.” Kısacası Said-i Nursi kendi yazdığı kitapları okumanın Allah’a karşı yapılan ibadetten daha hayırlı olduğunu söyler ve İslam’a yeni bir yorum getirir.

Bu noktada akla İngiliz casus Hempher’in anıları geliyor. Az sayıdaki İngiliz casusa verilen “İslam’ı Nasıl Yıkarız” adlı kitapta da cihadın geçici bir farz olduğu ve artık cihad yerine başka işlerle uğraşmasının Müslümanlar için daha iyi olduğu propagandasının yayılarak İslamiyetin zayıf düşürülmesi öneriliyordu. Kurtuluş Savaşı sırasında da İkdam gazetesinde Kuvayı Milliyecilerin İngilizlere karşı savaşmaması için bildiri yayınlayan Said-i Nursi’nin davranışının bir nedeni de bu olabilir mi?

Said-i Nursi, “Risale-i Nur okumak ya da yazmak alim olmak için yeterlidir. Başka şey istemez.” sözü ile Kuran’ı, hadisleri ve diğer tüm İslam bilimlerini bir çırpıda silmiş temel kaynak olarak kendi risalelerini koymuştur. Hattâ Hizbullahın öldürdüğü Zehra Vakfı’nın bir üyesinin cenazesinde de Kuran yerine risale okuyacak kadar ileri gitmişlerdir.

Bu ve bunun gibi İslamdışı yorumlarından dolayı nurcular, diğer bazı tarikatlar tarafından “narcılar” yani cehennemlikler diye adlandırılmaktadır.

Said-i Nursi’den sonra Bayrak Fethullah’ta

Said-i Nursi’nin ölümünden sonra nurcular kendi aralarında bölünmüş Fethullahçılar, Med Zehracılar, Kırkıncılar, Aczmendiler gibi çeşitli akımlar türemiştir.

Jandarma Genel Komutanlığı’nın hazırlamış olduğu rapora göre, nurcular dokuz gruba ayrılmış olup, içlerinde en güçlü konumda bulunan Fethullahçılardır. Ekonomik yönden inanılmaz bir güce ulaşan bu grubun en tanınan şirketleri ise Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonudur. Finans sektöründe Asya Finans eğitim sektöründe ise yurdun her tarafına yayılmış olan dersaneler ve Fatih Üniversitesi ile faaliyet göstermektedir. Bu dershaneler ve üniversite Fethullahçılar için bir numaralı insan kaynağıdır.

Bu çalışmalar yalnızca yurtiçinde değil yurtdışında da sürdürülmektedir. Dünyanın neredeyse yarısında Fethullah’a bağlı şirketler aracılığı ile okullar kurrulmakta ve İngiliz kültürü adına önemli hizmetler verilmektedir. Buna en güzel örnek olarak bir Türk yurdu olan Yakutistan’ı verebiliriz. Ana dili Türkçe olan bu ülkede, Fethullah bir üniversite ve 5 okul açarak İngilizce eğitim vermeye başlamış ve nihayet 1999 yılında ülkenin resmi dili Türkçe yerine İngilizce olarak değiştirilmiştir. İngiltere’nin Kazakistan Büyükelçisi 1995 yılında Fetulla’ın Kazakistan’daki okulları için “Bu okulları açmak suretiyle İngiliz kültürüne yaptığınız hizmetler ve İngiliz kültürünü yaymakta gösterdiğiniz katkılar için İngiliz milletinin minnettarlığını bildiriyor ve teşekkür ediyoruz” diyordu. Londra’da Fethullah için düzenlenen ödül töreninde de Lord Rotherham Fethullahçıların okul sayısını kendi okulları olarak kabul ile övünerek “50’den fazla ülkede 500’den fazla okulumuz var.” demiştir. Böylece Said-i Nursi gibi Fethullah’ın da kime hizmet ettiğini tüm Türk Ulusu görmüştür

Fethullah saf insanları etkilemek için üstadının taktiklerini birebir uyguluyor. Sabah gazetesinde yayınlanan bir röportajında, cehennemin önünde kollarını acıp beklediğini insanların yığınlar halinde cehenneme doğru giderken kendi cemaetinden kimsenin olmadığını Allah’ın adını vererek yemin ediyor. Böylece Fethullah İslam dünyasına Hıristiyanlıkta bulunan ruhbanlığı sokmuş oluyor. Hz. Muhammed bile sahabelerden en fazla 10 kişiyi cennet ile müjdeleyebilirken Fethullah tüm cemaatini cennet ile müjdelemektedir.

28 Şubat’tan sonra

28 Şubat sürecinde eski hastalıkları yinelediğinden ABD’ye giden Fethullah ne hikmetse bir türlü iyileşememiş ve ülkesine dönememiştir. Aradan 6 yıl geçmiştir. Ezan sesini ve minareleri çok özlediğini söyleyen Fethullah her ne hikmetse Türkiye olmasa bile başka bir Müslüman ülkeye gidip bu özlemini gidermeyi akıl edememiştir. İnsanın aklına gelen başka bir soru da insanın bir emekli maaşı Amerika’da nasıl yaşamayı başardığıdır. Bizim emeklilerimiz devlet hastenesine bile gidemezken kendisinin Mayo Clinic gibi tüm dünyanın bildiği bir sağlık kurumunda nasıl tedavi olduğunu açıklarsa en büyük hizmeti yapmış olur.

Fethullah şu an yaşamını Pensilvanya’daki bir çiftlikte CIA tarafından en düzeyde korunarak sürdürmektedir. 11 Eylül’ün ardından tüm dünyada Müslümanlar için sürek avı başlatan ABD neden Fethullah’ı korumak için en üst düzeydeki örgütünü görevlendirmektedir?

Bunun nedeni aslında çok açıktır. ABD’nin ılımlı İslam uygulaması için Fethullah biçilmiş kaftandır. Irak-ABD savaşında ABD’yi desteklediğini açıklaması, savaşta ölen İsrailli çocuklar için üzüldüğünü söylerken, Iraklı çocuklar için tek laf etmemesi onu İslamı Protestanlaştırmak için en uygun aday yapmaktadır. ABD eski başkanlarından Bill Clinton’un danışmanı Eckelman da Fettullah Gülen’i “İslam’ın Martin Lutheri” olarak tanımlıyor. Vatikan’ın bundan dolayı Fethullah’ı sevmesinden daha doğal birşey olamaz. Vatikan’ın Türkiye temsilcisi Maroviç’in, “O şeriatı getirmez çünkü ‘Muhammedun resulullah demeyen de cennetlıktır’ dedi. Onun için biz onu çok seviyoruz?” diyerek bağrına basmıştır.

Türk Birliği’nin önündeki en büyük engel: Nurculuk

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından önce ABD, ortaya çıkacak yeni durumu çok iyi değerlendirmiş, tüm Türk dünyasının tek bir çatı altında birleşmesinin kendisi için en büyük tehdit olacağını anlamıştır.

İşte tam bu noktada doğan boşluğu doldurmak üzere Fethullah devreye girer. Orta Asya ülkelerinde birbiri ardınca İngilizce eğitim veren okullar açılır.

Katledilmeden önce Necip Hablemitoğlu, Fethullah’ın ABD adına üstlendiği rolü de yazdığı bir rapor ile ortaya çıkarmıştı:

“Bizzat kendi yandaşlarının açıklamalarına göre; hocaefendileri yakın zamana kadar Türk devletinin istihbarat örgütlerine ajanlık yapmaktaydı. Bir başka ifade ile gerekli ve önemli bulduğu sakıncasız bilgileri -sırf gizli ilişkilerin ve amaçlarının örtülmesine yönelik olarak (second cover)-Türk ilgili makamlarına iletmekteydi. CIA ile bağlantının gelişmesinden sonra bu tür enformasyon hizmeti, (double-agent) statüsü içinde bir süre devam etti. CIA bağlantısı, Fethullahçıların ve de Hocaefendilerinin yerinde yani kendi vatanlarında taraf değiştirmesi (defection in place) sonucuna yol açtı. Ta ki bu çarpık ilişkiyi Türk Silahlı Kuvvetleri ve MIT farkedinceye kadar! CIA nezdinde tüm Fethullahçılar (walk-in) diye tabir edilen bir kategoride tutulmaktadır. Yani kendi ayaklarıyla ve gönüllü olarak ajanlık hizmetine talip olmuşlardır”

Kısacası kendi gizli amaçlarına ulaşmak için Fethullah, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve MİT’in işine yaramayacak bilgiler veriyor ve bu arada gerçek görevi olan CIA ajanlığını sürdürüyordu. Kısacası çift taraflı oynuyordu. Türk tarihinde devletini, ulusunu satanların sonu her zaman bellidir.

Rapordaki bir tümce son derece dikkat çekicidir:

“Fethullahçılar, Türkiye’nin hasmı olan ülkeler için en uygun ve en zengin ajan borsasını oluşturmuşlardır”

İngiliz kültürüne yaptığı çok büyük katkılardan dolayı ödül alan, yüzlerce yıllık Türk yurdu olan Yakutistan’ın ana dilinin İngilizce olmasını sağlayan Fethullah’tan bunları beklemek hiç garip olmasa gerek.

Fethullah’ın eğitim alanındaki hizmetleri yalnız yurtdışı ile sınırlı değildir. Fethullah Heybeliada’daki ruhban okulunun açılmasının en büyük destekçilerinden birisidir. Bu konudaki çalışmaları için Patrik Bartholomeos her seferinde ona teşekkür etmekte ve “Ona bir emrimiz değil ancak bir ricamız olur.” diyerek gözlerimizi yaşartan bir dostluk tablosu sunmaktadır. Aynı Fethullah ise Batı Trakya’da yaşayan Türk yurttaşlarımızın eğitim hakkı için en ufak çaba göstermemektedir. Hoş! Aslında bu çabayı gösterse ne için olacağı da oldukça açıktır.

Fethullah Türk milliyetçileri arasına girerek onları bölmeye çalışmakta ve nabza göre şerbet verme ustalığını en iyi şekilde kullanmaktadır. Askerliğinde Cemal Tural adlı komutanının milliyetçi olduğunu öğrendikten sonra bir anda milliyetçi söylemlere başlayan Fethullah tüm Türkler için “Peygamber Ocağı” sayılan ve bu görevi tamamlamayanlara kız bile verilmeyen askerlikten yırtmak için neler yaptığını anlatır. Ona göre askerlik yılları tüm yaşamının en kabuslu yıllarıdır. Korkulu bir rüya gibi sürekli olarak askerliğinin bitmesini beklediğini söyler. Herkesin 24 ay askerlik yaptığı bir zamanda 17 ay askerlik yaptığını böbürlenerek anlatır.


Zaman kime hizmet ediyor?

Tüm bu süreç içinde Zaman gazetesine biçilen rol ise Türk tezlerine karşı Ermeni ve Kürt tezlerini desteklemektir. Sayfalarında Ermeni soykırımı masallarını büyük puntolarla duyuran Zaman, şehit haberlerini ise küçük puntolarla bir köşeye sıkıştırma gayreti içindedir. Sabrının sınırları zorlanan Türk halkının Bözüyük’te PKK sempatizanlarına hak ettikleri karşılığı vermelerine “Provokasyona gelmeyin” diyen gazete, Türk insanı ile bir avuç PKK sempatizanına eşit uzaklıkta durduğunu son derece net şekilde göstermektedir. Türk insanının PKK yandaşlarına nasıl davranmalarını bekliyorlardı? Davullar calıp kurban keserek mi?

Samanyolu Televizyonu aynı yolda Türk insanına hizmetlerine (!) devam etmektedir. Bilal Ercan adını çoğunuz duymamış olabilir. Bu adam PKK propagandası yapan ve Türk Devleti’nin kapatmak için büyük uğraş verdiği Danimarkayı defalarca uyardığı Kürtçü ROJ TV’de düzenli olarak program yapan bir adam. Berat Kandili nedeniyle Samanyolu televizyonu bu adamı programına çağırıyor. Ve bu adamın kasetlerinin reklamı, Fethullah’a bağlı kırtasiye mağazalarının vitrinlerini süslemekte. Bir PKK sempatizanını Samanyolu neden ekrana çıkarıyor dersiniz? Yanıt oldukça basit. Çünkü Fethullah’ın şiirlerinden birini bu adama bestelemiş. Bundan dolayı bu adama sponsor oluyorlar. Etraflarında herhalde PKK sempatizanı olmayan bir besteci bulamamış olsalar gerek... AB üyeliği uğruna Apo’yu salıverdiklerinde de Samanyolu’nda kahramanlık türküleri okuturlar artık.

22 Eylül 2005 tarihli Zaman gazetesinde şöyle bir yazı geçmekte: “...Bize karşı yapılanlara karşı devleti bir sorgulamaya kalksak çoğu zaman dengeyi koruyamayız. Farkında olmadan devletine karşı milletin güvenini sarsmış oluruz...” Bu sözlerin kime ait olduğunu hemen anladınız herhalde. Yani Fethullah diyor ki: Bu devlet bana karşı haksız davrandı, ben bana yapılan haksızlıkları açıklarsam millet galeyana gelir, devletinden soğur. Doğrusu gözlerim yaşardı. Ne yurtsever ne mazlum insanmış Fethullah. Ama burada ince bir nüans var. Fethullah aslında aba altından sopa gösteriyor. Yazının devamında milletin güveninin sarsılması halinde anarşi doğacağını söylüyor. Yani bana yapılan haksızlıkları bir açıklarsam Türkiye Cumhuriyeti anarşiye boğulur diyor Hocaefendi.

Artık Türk gencinin böyle laflara karnı tok. Atatürk’ün dediği gibi içteki düşmanlar hiç ara vermeden calışmaktadır. Eğer günün birinde Türk toprakları üzerinde bir Kürdistan görmek istemiyorsak, nurculuk gibi ABD çıkarlarına hizmet eden sapık tarikatların oyunlarına karşı dikkatli olmalıyız. Bu yurdu atalarımızdan aldığımız şekilde çocuklarımızı da bir Türk yurdu olarak bırakmak için nurcu hareketi engellemek her Türk için bir namus borcudur.


Ağustos 17, 2007, 01:47:06 öö
Yanıtla #17
  • Ziyaretçi

  Bikaç eklenti daha .en iyimser ihtimalle üslübunuzun farkında degilsinizdir ...ozaman size öneri yapmak boynumuzun borcu ...böylesi etnik meselelrede (tecrübe ile sabittirki)karşı taraf nekadar haksız ve fanatik olursa olsun.amacınız hangi ölçüde bu sorunun çözülmesine yönelikse ,o ölçüde tahrikkar iddealardan ve hitaplardan kaçınırsızız.. ;)
   tabi amaç provakasyonsa o mesele ayrı .ozaman üslubun kaideleri yoktur tabii..  :)
Ben üslubumun ve doğruları yazdığımın farkındayımda senin yazdıklarını anlamak zor oluyor? Anlatım sorunumu var sizde? Buarada nurculuk konusu size bukadar niye dokundu anlayamadım. :) Zira biz burada başka birşey tartışırken hemen daldınız. Konu nurculuk yada kürt said değil yeni bir topic açılırsa tartışabiliriz. Burada konuyu dağıtmayalım, Alaaddin'in istediğide zaten bu...


Ağustos 17, 2007, 01:57:01 öö
Yanıtla #18
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 581
  • Cinsiyet: Bay



Merak ettim kürt said'iniz sizin Said Nursi'niz oluyor. Lakin bana diyorsunuz ki sizi Ata dediğiniz kişinin üslubuna çağırıyorum. Sizin Atanız başka birimi acaba? Yada Kürt Sait'mi idi?


[/quote] elbettde hayır demek ten ilerisine gidersem konu dagılır ...mesele benim atama duydugum saygımı ...bilin ki onu anlamak ona enbüyük saygıdır ..ve görüyorumki siz hala onu anlayamamışsınız .. sizinle bu durumu sürdürömek beni yormaz..
   
  tek bir şey ....benim üslübum kışkırtmaya yönelik degildir aksine said e kürt oldugu için kürd said diyorum kışkırtmak gibi bir niyetim yok . diyorsunuz ...bu sözü normalde anlayışla karşılardım ...ama üzerine birde beni tanıımadan ,atatürk  ve said nursi hakkında tek düşüncemi beyan etmeden nurculukla itham edip ,ataya saygımı sorguluyorsunuz ..asıl şimdi hangi arkadas bu sözleri bir kışkırtma için söylemdiginize inanır sorarım...
   
Vi VERİ VENİVERSUM VENUS VİCİ..


Ağustos 17, 2007, 01:59:09 öö
Yanıtla #19
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 581
  • Cinsiyet: Bay

ben konuyu takip ediyordum eger bu konuyu esası dışına taşıran biri varsa sizsimniz .bakın bakalım nurcular meselesini ,saidin kürtlüğünü ,ve diğer bütün alakasız konuları yazılarında
lk kim kullanmış
Vi VERİ VENİVERSUM VENUS VİCİ..


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
147 Yanıt
46113 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 29, 2009, 04:13:39 öö
Gönderen: Anatolic
143 Yanıt
43763 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 14, 2008, 08:24:19 ös
Gönderen: Prenses Isabella
44 Yanıt
24389 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2011, 02:49:29 ös
Gönderen: ruzber