Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Ahlak ve İnanç Düşünürü Said Nursi..  (Okunma sayısı 24390 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 24, 2008, 03:08:01 ös
Yanıtla #30
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Sn.amurdad ,

Bu konunun oldukça ve de lüzumsuz uzadığı düşüncesindeyim. Ancak bazı noktalarda had bildirimi gerekliliği doğdu. Birincisi, şahsın adı gerçekten de KÜRT SAİD' dir . Bu toprağı ve Gazi'yi seven , masonik faaliyetleri de destekleyen Kürt vatandaşlarımızın başımızın üstünde yeri var ancak ayrılıkçı bir kürt olan KÜRT SAİD her zaman ve her platformda literatüre geçtiği haliyle yani KÜRT SAİD olarak anılacaktır.

İkinci husus ise , ben esas mesleğim itibarıyla , anadilim dahil 4 dilde uzmanlığı olan bir dilbilimciyim, kime nasıl hitap edeceğimi yazılı-sözlü ve ekranda olmak üzere 3 kategoride kusursuz bilirim , siz bu konuda bana birşey öğretecek vasıfta değilsiniz.  Ben sizin pek makbul bulduğunuz içki yasağına boyun eğen , ağabeyi , babası ne derse onu yapan , Moda İskelesi'nde "şerbet"içen , yegane marifetleri kabarmış kek yapmak , 3 çocuk bakmak ve "risale "okumak olan "Nur Kızları"'ndan değilim anlayacağınız.

Kürt Said ifadesinden "başkaları da rahatsız olabilir" demişsiniz , bana aba altından sopa mı göstermeye çalışıyorsunuz ? Ne o ? Nurcu Ağabey'lerinize mi şikayet edersiniz :)  Gerçekler bazen "rahatsızlık verici" olabilir , bu olgunun gerçekliğini değiştirmez. Bir bayana netten tehdit göndermek de ancak bir Kürt Saidciye yaraşır zaten .

Üçüncüsü laikliği savunduğunuzu yazmışsınız, ben sizin içki yasağının şart olduğunu söylediğiniz bir yazınızı hatırlıyorum; beni jakoben bulduğunuzu da belirtmişsiniz sanırım ; çok doğru bildiniz , bunu bir kompliman olarak kabul ediyorum ; sayımız azdır ancak etkimiz çoktur . İkide bir demokratlıktan dem vurmuşsunuz , demokratlığın vazgeçilmez ön koşulu laikliktir , laik olmayan bir yapı otomatik olarak antidemokratik ve faşizandır  zaten. İçki yasağını savunan birinin de çıkıp ben laikim demesi en iyimser ifadeyle bilgi noksanlığı olarak adlandırılabilir.

Dördüncüsü , masonlarımızı desteklediğinizi yazmışsınız ; bu da ayrı bir bilgi eksikliği olsa gerek. Ya gerçeği ifade etmiyorsunuz ya da Kürt Saidciliğin ne olduğunu tam bilmiyorsunuz . Kürt Said masonlarımıza şiddetle karşıydı , çünkü masonlarımız ülke genelinde bağnaz oluşumların akılla dengelenmesini ve biz Türk Kızları'nın güvende olmasını şükürler olsun ki her dönemde sağladılar . Suikaste kurban giden ya da buna rağmen hayatta kalmayı başaran masonlarımızın yaşadığı kabusta Kürt Said'in müritlerinin parmakları olduğu belgelerle sabittir. Yani siz aynı anda hem masonlara sempati duyan hem de Kürt Said'i seven birisi olamazsınız ; bu akılla ve mantıkla bağdaşmaz:)

Beşincisi , Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın en yakınında bulunanlar, kurmayları, dostları ve hatta doktoru dahi masondu . Yani laik cumhuriyetimizin kuruluş projesini Gazi'ye ve ona bağlılığı olan mason kurmaylarımıza borçluyuz . Cumhuriyet Projesi çok büyük ölçüde masonik bir projedir ve bendeniz de bu projenin ürettiği sizin "jakoben" diye tanımladığınız Cumhuriyet Kızları'ndanım. Bu "üründen" hoşlanmıyor olmanız Cumhuriyet Projesi'nin çok başarılı olduğunu birkez daha ispatlıyor.

Altıncısı, her zaman benimsediğim bir ilkemi çiğnemişim . Ben bir birey olarak konuşuyorum ancak siz bana bir mürit olarak cevap veriyorsunuz ; dolayısıyla bu benim için yararlı ve anlamlı bir konuşma değil . Forumumuzdaki diğer bireylerle ve bilgi almak için ise saygıdeğer masonlarımızla temasa geçmeyi tercih ederim. Bu nedenle benimle bundan böyle genelde yazışmamanızı ve özelime de gelmemenizi önemle ve anlamanızı umarak dilerim .

Saygılarımla
Quality has no fear of time ..


Eylül 24, 2008, 04:06:24 ös
Yanıtla #31
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 181

Hanımefendi size "merhaba" demişmiydim.

Masonlukla ilgili fikirlerinizi şöyle bir kenara ayırıyorum...Kürt Said  ile ilgli sözlerinize bayıldım.Daha önce nerelerdeydiniz.Ne kadar yerinde tespitler yapmışsınız. Ve bunları ne kadar seviyeli dile getirmişsiniz....
Bizim forumumuz da yok ama olsa idi bu tavrınızdan ötürü "reputation" yıldızlarını yağdırırdım üzerinize...Zira burada ne adamlar vardı.Bir görse idiniz. 5-10 kimlikle gezinip, atılıp, hala da kara kara foruma gelip yazıları okuyanların yazılarına bir baksanız anlardınız demek istediklerimi...
Neyse efendim hoşgeldiniz...ne iyi ettiniz de geldiniz
Sevgiyle kalın
...Söyleceklerimi yukarda söyledim zaten...


Eylül 24, 2008, 04:20:57 ös
Yanıtla #32
  • Ziyaretçi

Sn.Nueva
 Sizi tehdit etmedim ve hiç bir zamanda özelinize bir şey yazdığımı hatırlamıyorum yine sizin isteğiniz üzere sizede cevap vermiyeceğim..
 Saygılarımla...


Eylül 24, 2008, 04:23:22 ös
Yanıtla #33
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Sn.BİLGİ Merhaba ,

Çok teşekkür ederim ; bilmiyorum bu konudaki son yazımı mı okudunuz , imleci aşağıya kaydırdığınızda 19 Eylül günü yine bu konudaki büyükçe yazı bloğu da bana ait , konunun "evveliyatı" var yani :) Tek isteğim , forumda eğer 1938'den sonrasını yani yakın tarihimizi çok iyi bilmeyen genç üyelerimiz varsa , onlara çok sayıda dezenformasyon empoze ediliyor; gerçekte ne olduğunu bilsinler .

Ben forumun şu anki halini çok seviyorum ; hem her konuda araştırma yapabiliyorum hem kendimi olduğum halimle rahat rahat ifade edebiliyorum.Zaten Sn.forum yöneticileri bu konuda çok hassas , uygunsuz yaklaşımlara onay verilmiyor.

Sizinle tanıştığıma memnun oldum ,

Saygılarımla
Quality has no fear of time ..


Eylül 24, 2008, 04:38:27 ös
Yanıtla #34
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay

sayin arkadaslar konu cok guzel tartisilmis ve yine hicbir karara baglanamamis. gerci amac karara baglamak degil tartisilarak baska seylerin ogrenilmesi.

Alıntı
Ne kadar yerinde tespitler yapmışsınız. Ve bunları ne kadar seviyeli dile getirmişsiniz....

ben ayni fikride degilim. tamam saygili ve seviyeli davranilmis ama karsi tarafinda saygili davrandigini soylemek gerekir. eger gorusmeyi kritik ediyorsak adil olunmali. 2 tarafta yer yer seviyeyi dusurmus ve kisisel tartismaya sebep vermistir. fakat sonucta ikiside seviyeyi eski durumuna getirmislerdir.

Bence tek tarafli ve tek bir kisi uzerine odaklanarak yorumlar yapmayalim. Bana gore 2 tarafta hem saygili hem ciddi hemde efendi konusmus. Yani ayni dusuncede degilsiniz diye amurdad ida suclamayin. Fikri farkli olsada yazip tarzi yuzunden (en azindan saygili yazdigi icin) saygi duyulmalidir.

Alıntı
Bu nedenle benimle bundan böyle genelde yazışmamanızı ve özelime de gelmemenizi önemle ve anlamanızı umarak dilerim .

Butun yazilanlari okudum. Sizi takdir ederim. Cok guzel yazmissiniz. Fakat bu kisim size yakismamis. Bir cocuk tavri sergileyerek, butun uyelere acik bir ortamda kisiye arkanizi donmeyi ve kusmeyi deniyorsunuz. her konuya ve her uyeye herkez birseyler yazabilir. buna cevap verebilir yada vermeyebilirsiniz. bu sizin seciminiz ama forum ortaminda bir uyeye BENIMLE BUNDAN SONRA KONUSMA! gibi bir uslup kullanmaniz hos kacmamis.

ayrica biliyorum bende cok kritik yaptim. lutfen bagislayin. bu konu hakkindada bir yorumda bulunmayacam sadece herkesin dusuncesini sonuna kadar soylemesine izin verilmesini destekliyorum.  biraz uzun ve karisik bir cumle oldu. birde su sekilde deniyelim.

HAK VE OZGURLUK ESITLIGI`ni seviyorum.

Iyi Gunler
Pasha


Eylül 24, 2008, 04:48:58 ös
Yanıtla #35
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Sn.Pasha Merhaba ,

Öncelikle bu kadar uzun -blok yazışmaları zamanınızı ayırarak okuyup bir de tartışma konusu ile ilgili geribildirim yazdığınız için size de çok teşekkür ederim .

Mesele şu :Ben benimle aynı fikirde olmayan kişilerle de konuşup görüşmeyi ve yazışmayı severim. Hatta bazen karşımdaki benim göremediğim birşeyi görebilir veya bende olmayan yeni bir bilgiye de sahip olabilir , bu durumlarda ben "ben bu konuyu yanlış biliyormuşum."demeyi de bilen bir bireyim.

Ancak muhatabımın da benim gibi düşünmese bile , yıl-yer-rakam ve sosyal-hukuki detay vererek anlattığım bir gerçekliğe müritçe naslarla cevap vermesi bana bu tip bir zihniyetle yazışmanın zaman kaybı olduğunu gösteriyor. Bu nedenle ben prensip olarak dogmatik zihniyetli kişilerle efendi gibi bilgi alışverişi yapılamadığını gördüm . Bunun dışında benim gibi düşünmeyen ama bilgiye ve usa dayalı karşıt tüm görüşlere açığım .

Geri bildiriminiz için tekrar teşekkürler ;bundan sonraki yazılarım için de görüş ve değerlendirmelerinizi her zaman beklerim .

Saygılarımla
Quality has no fear of time ..


Eylül 24, 2008, 04:53:38 ös
Yanıtla #36
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 181

Alıntı
ben ayni fikride degilim. tamam saygili ve seviyeli davranilmis ama karsi tarafinda saygili davrandigini soylemek gerekir. eger gorusmeyi kritik ediyorsak adil olunmali. 2 tarafta yer yer seviyeyi dusurmus ve kisisel tartismaya sebep vermistir. fakat sonucta ikiside seviyeyi eski durumuna getirmislerdir.
Bence tek tarafli ve tek bir kisi uzerine odaklanarak yorumlar yapmayalim. Bana gore 2 tarafta hem saygili hem ciddi hemde efendi konusmus. Yani ayni dusuncede degilsiniz diye amurdad ida suclamayin. Fikri farkli olsada yazip tarzi yuzunden (en azindan saygili yazdigi icin) saygi duyulmalidir.

Sayin pasha benim yazdiklarimi eşitsizlik olarak algilamayin rica ediyorum.Eger oyle anlasılıyorsa herkesden once sayin amurdad'dan özür dilerim.
Tartışmaları gorunce herkesin çok iyi bildiği malum bir şahis aklıma geldi. Kendisi forumda iken özellikle "din" gibi insanların hassasiyet gostermesi gereken konularda hiç bunları dusunmeden herkese hakaretler yagdirarak birseyler söylemeye calisan mahalle formatinda cocuk sayilacak sahislar aklima gelince bir den sayin Nueva'yı kutlamak geldi. Tabi bu vesile ile sayin amurdadı aynı şekilde tebrik ederim  ve yürekten kutlarım.
Aman paşam beni boyle zor durumalara sokmayın n'lur...
Sevgiyle Kalın
...Söyleceklerimi yukarda söyledim zaten...


Eylül 24, 2008, 05:21:41 ös
Yanıtla #37
  • Ziyaretçi

Sn.Nueva
En son yazısınızdan sonra size cevap vermek isterim ben bir dogmacı taasupçu değilim.Sizide hiç bir zaman tehdit etmedim ama yazılarınız bu ülkede yaşayan insanların kalplerini kırabilir ifadelerinizi tekrar okumanızı tavsiye ederim.Burda kasıtettiğimde Nur Cemaatine mensup insanlar değil.

Konunun dışına çıkmadan şöyle bir çalışmayı sizlerle paylaşmakta yarar görüyorum yoksa diğer forum arkadaşlarım çok haklı sağlıklı bir tartışma olmuyor.Bu konuda fikirlerini özgürce beyan edenlerede teşekkür ederim.Bir makaleyi sizlerle paylaşmak istedim.
 Saygılarımla...


"OKUYAN, OKUTAN, OKUNAN ADAM."
Kur'an'in ilk emri; Oku! "Yaratan Rabb'inin adiyla oku!" Bu emri alan Resulüllah (sas) okudu. Kur'an'i okudu, insanlara onun nasil okunacagini ögretti.
 

Makale
Onun verdigi dersle, asirlar boyu nice salihler, veliler, alimler, müçtehitler hep okudular. 19. asrin sonlarinda, ömrü okumayla ve okutmayla geçecek bir kisi dünyaya geldi. Din ilimlerinden fen ilimlerine, felsefeden fizik, kimya, matematik ve astronomi ilimlerine kadar birçok ilmi tahsil etti. Yüzlerce kitap okudu. Eristigi ilmî seviye, sahip oldugu harika meziyetlerle kendisine "Bediüzzaman" denildi.

Üç farkli dönemi yasadi; Mesrutiyet dönemi. Tek parti dönemi. Çok partili dönem. Her dönemi ve sartlarini çok iyi okudu. Her dönemde, çözümsüzlüge düsen insanlara çözümler üretti. Çareler sundu. Ümit asiladi; ümit oldu. Osmanli Devleti'nin son zamanlarinda patlak veren 31 Mart Olayi'nda, yatistirici rol oynamasina ragmen Divan-i Harp'te yargilandi. Ama beraat etti. Birinci Dünya Savasi esnasinda, Kafkas Cephesi'nde Ruslarla savasti; esir düstü. Rusya'dan yayilip bütün dünyayi saran ve Anadolu insanini tehdit eden dinsizlik tâununa karsi, dogrudan Kur'an'dan aldigi bir reçete ortaya koydu. Risale-i Nur Külliyatini telif etti. Bu eserlerle, kalplerde sönmeye yüz tutan iman atesini yeniden tutusturdu. Buna karsilik sürgünler ve hapislerle dolu bir hayat geçirdi.

O bir alim prototipiydi

Çok agir sartlarin ve dayanilmaz zorluklarin ürünü olan Risale-i Nur, ilk ortaya çiktigi andan itibaren imana susamis gönülleri etrafinda topladi. Köylüsünden kentlisine, cahilinden alimine herkes onu okudu, onu yazdi. Onu okuyanlarin sayisi her geçen gün artti. Okuyan bir baskasina okutma telasi ve gayretiyle harekete geçti. Bir dönem yüzlerce el, yüz binlerce Risale'yi yazip çogaltti. Elle yazilan eserler, gönüllü "Nur Postacilari" tarafindan yurdun pek çok bölgesine gönderiliyordu. Bunun ardindan da çogaltilan eserler ayni yollardan tekrar Bediüzzaman'a ulastiriliyordu. Ülke çapinda tam bir posta agi kurulmustu. Hemen belirtelim; o dönemin zor sartlari altinda, bu gayretlerin basariyla sonuçlanmasinda kibrit kutulari bile çok büyük rol oynadi. Afyon Mahkemesi'nde Said Nursi'yi itham eden savci, bu sekilde çogaltilan ve dagitilan Risalelerin 600 bine ulastigini belirtiyordu.

Bir dönem teksir makineleri döndü, durmadan Risale basti. 1946 yilinda Nur talebeleri tarafindan alinan teksir makinesi ile bir nüsha kisa zamanda binlerce nüsha olarak çogaltiliyordu. Bu yolla yurdun birçok yerine daha fazla ve daha hizli bir sekilde ulasma imkâni dogmus oldu. Teksir makinelerinin devreye girmesi bütün Nur talebelerini oldugu gibi Said Nursî'yi de çok sevindirmis, teksir makinesini "Bin Kalemli Kâtip; Bin Kalemli Nurcu" gibi ifadelerle sifatlandirmisti. Bir dönem de matbaa makineleri Türkiye'nin dört bir kösesine Risale yetistirmek için çalisti. Bu dönemde matbaalarda, teksir makinelerinden kat kat hizli olarak basilan Risaleler, çok daha kolay yollarla, binlerce kisinin eline ulastirildi. Yasanan her bir gelisme "Said'ler, Hamza'lar, Osman'lar, Tâhir'ler, Yusuf'lar, Ahmed'ler ve digerlerinin" sayisini alabildigine artirdi. Derken, okuma ve okutma gayreti ülke sinirlarini da asti. Risale-i Nur, 32 farkli dünya diline tercüme edildi. 40 ülkede 100'e yakin üniversitede, 500 civarinda ilim adami Risale-i Nur ve Bediüzzaman konusunda akademik çalismalar yapti. Bunlar da yetmedi, dünya çapinda sempozyumlar düzenlendi. "Oliver'ler, John'lar, Thomas'lar" onda kendilerinden birer parça buldular. Onu okudular, ondan ders aldilar.

Bugüne kadar yapilanlar...

Istanbul Ilim ve Kültür Vakfi'nca düzenlenen ve ilki 1991 yilinda gerçeklestirilen 6 uluslararasi sempozyuma, yeryüzünün farkli cografya ve ikliminden 500'ü askin ilim adami Risale-i Nur'a çalistilar ve tebliglerini sundular. Bunlara ek olarak, tüm sempozyumlarda teblig gönderenlerle birlikte, bilim adamlarinin sayisi 700'ü buldu. Katilimcilar, Islam dünyasi basta olmak üzere, dili, dini, milleti fark etmeksizin çok genis cografî yelpazeden geldiler.

Tarih, 16 Mart 1991. Sempozyumlar zincirinin ilk halkasi. Sempozyum basligi "Islâm Dünyasinda Kimlik Problemi ve Bediüzzaman Said Nursî." Yurtiçinden 4, yurtdisindan 6, toplam 10 ilim adami katildi.

Tarih, 27-29 Eylül 1992. "Islâm Düsüncesinin 20. Asirda Yeniden Yapilanmasi ve Bediüzzaman Said Nursi" baslikli ikinci sempozyumda katilimci sayisi artti. 9 yerli, 11 yabanci, toplam 20 ilim adami teblig sundu.

Tarih, 24-26 Eylül 1995. Üçüncü sempozyumda, katilimci sayisinda adeta patlama yasandi. 20 yerli, 30 yabanci, toplam 50 ilim adami "20. Asirda Islâm Düsüncesinin Yeniden Yapilanmasi ve Bediüzzaman Said Nursî" konulu sempozyum süresince Risale-i Nur'a yeni yaklasimlar getirdiler.

Tarih, 20-22 Eylül 1998. "Kurân'i Anlamada Çagdas Bir Yaklasim: Risale-i Nur Örnegi" konulu dördüncü sempozyumda yabanci ilim adamlarinin agirligi vardi. Bu sempozyum 41 yabanci, 17 yerli olmak üzere toplam 58 ilim adaminin katilimiyla gerçeklesti.

Tarih, 24-26 Eylül 2000. Yurt disindan 33, yurtiçinden 11, toplam 44 ilim adaminin katilimiyla besinci sempozyum gerçeklesti. Sempozyumun ana basligi "Risale-i Nur'a Göre Kur'ân'in Insana Bakisi" idi.

Tarih, 22-24 Eylül 2002. Yurtdisindan 42, yurtiçinden 7, toplam 49 ilim adami "Risale-i Nur Isiginda Küresellesme ve Ahlâk" sempozyumunda görüslerini sundular. Ve tarih 3-5 Ekim 2004.

Dünyanin dört bir yanindan 30'a yakin ülkeden gelen, sayilari 100'ü bulan akademisyen Said Nursî'nin bakis açisiyla dünya barisini degerlendirdiler. "Çok Kültürlü Bir Dünyada Imanli, Anlamli ve Baris Içinde Yasama Pratigi: Risale-i Nur Yaklasimi" baslikli sempozyum çerçevesinde, dünyamizin içinde bulundugu son duruma Risale-i Nur perspektifinden cevaplar arandi. Türkiye'den ve dünyanin 30 ülkesinden sempozyuma katilacak olan 90 bilim adami üç gün boyunca, sadece sempozyumu izleyenlere degil tüm dünya insanligina evrensel çaptaki bir baris reçetesi olarak Risale-i Nur'u sundular.

Ilk alti sempozyumdan her birisi, Türkçenin yani sira Arapça ve Ingilizceye çevrilerek dünya ilim camiasina sunuldu. Sempozyumlarda sunulan tebligler, gerek kendi içinde, gerekse bir konu basligi etrafinda kitaplastirilarak ilim ve kültür dünyasina takdim edildi. Bu yayinlarin yani sira sempozyumda sunulan tebligler, bizzat tebligci bilim adamlarinca genisletilerek kitaplastirildi. Bu bilim adamlarindan bazilari kendi üniversitelerinde her seviyeden tez çalismasina öncülük yaptilar. Dünyanin en ünlü yayinevlerinden biri olan SUNY (State University New York) Press'in yayinladigi "Islam at the Crossroads: On the Life and Thought of Bediüzzaman Said Nursi" adli kitabin ilk baskisi 6-7 ay gibi kisa bir zamanda bitti.

Dünya sempozyumlarla Risale-i Nur'u okuma firsati buldu. Okuyan, baskalarina da okutma gayretine düstü. Böylece Risale-i Nur eksenli sempozyumlar zincirine daha yenileri eklendi. Birçok ülkede, Risale-i Nur konulu sempozyum ve konferanslar yapildi. Yurtdisinda yapilan sempozyumlarin tamamina yakini, ilgili ülkelerin üniversiteleri tarafindan organize edildi. Malezya, Misir, Ürdün, Endonezya, Fas, Yemen, Almanya, Avustralya ve Cezayir gibi ülkelerde, bazilarinda birden fazla olmak üzere çok sayida sempozyum ve konferans tertip edildi.

Malezya'da ülkenin ve Güneydogu Asya'nin en büyük üniversitesi (UKM-Malezya Milli Üniversitesi) tarafindan üç gün devam eden iki sene arayla uluslararasi iki sempozyum düzenlendi ve bu sempozyumlara çok büyük ilgi oldu. O ülkenin yüksek düzey yöneticileri tarafindan açilisi yapildi ve basta ABD, Türkiye, Avustralya olmak üzere çok sayida ülkeden tebligciler sunus yaptilar. Yine Endonezya'nin Jakarta, Jogjakarta, Surabay ve Palembang gibi sehirlerinde ilgili sehir üniversitelerince dört tane uluslararasi sempozyum yapildi. Fas'ta Rabat, Vecde, Tatvan, Marakes ve Kazablanka'da devlet üniversitelerince bes sempozyum organize edildi.

Akademiye esin kaynagi oluyor...

Cezayir'de Cezayir Üniversitesi'nce, Misir'da el-Ezher tarafindan çok sayida panel, sempozyum ve bilgi yarismasi yapildi. Avustralya Melbourne Üniversitesinde ABD, Türkiye ve Güney Kore gibi ülkelerden konusmacilarin katilimiyla iki adet panel düzenlendi. Bunlara ilave olarak Ürdün'de I.I.I.T. (Uluslararasi Islâm Düsünce Enstitüsü), Yemen'de ve Almanya'da üniversite destekli sivil toplum kuruluslari tarafindan uluslararasi katilimli konferanslar düzenlendi. Özellikle 19-20 Mart 2004 tarihlerinde Almanya'nin Bonn sehrinde düzenlenen "Uluslararasi Said Nursî Sempozyumu"na Alman akademik ve kilise çevreleri agirlikli olmak üzere, ülke disindan da genis bir katilim oldu. Bu sempozyumda Said Nursî'nin düsünceleri ile II. Dünya Savasi sirasinda Hitler'in baskici zulmüne karsi çiktigi için idam edilen Hiristiyan din adami Dietrich Bonhoeffer'in fikirleri karsilastirildi.

Bediüzzaman'in iki kitabi vardi. Birisi Kur'an, digeri kâinat. O, her ikisini de çok iyi okudu. Okuduklarini insanliga çok iyi aktardi. Kibrit kutularindan uluslararasi dev organizasyonlarina uzanan uzun, ama çok bereketli çizgide dini, dili, irki, kültürü ve cografyasi ne olursa olsun tüm dünya insanligi omuz omuza geldi. Iste bu yüzden Risale-i Nur Külliyati çok okundu. Iste bu yüzden Risale-i Nur Külliyati çok okunuyor. Iste bu yüzden Risale-i Nur Külliyati çok okunacak.

                                                                                                                                                                Dr.Veli Sırım Zaman.


Eylül 24, 2008, 05:48:21 ös
Yanıtla #38
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Sn.amurdad ,

Bir önceki yazımda madem benimle müritçe konuşuyorsunuz sizinle yazışmak benim için yararsız  demiştim ; ama sanırım türkçe olarak okuduğunuz mesajı algılamada güçlük yaşıyorsunuz . Arapçanız daha kuvvetli , sanırım o nedenle .

Beyefendi , methiyelerinizi mürit adaylarına gönderin bana değil, benim zihnime nüfuz edemezsiniz. Tekrar ve tekrar ifade ediyorum , siz benim nickime cevap yazmaya devam ediyorsunuz . Kürt Said eminim bu hizmetleriniz için sizinle gurur duyardı . Alim prototipi???? :)))))

İfadelerimin hepsi akla ve bilgiye dayalıdır.Nasıl konuşacağımı sizden öğrenecek değilim . Yargıtay Başkanı'nı hemen şimdi arayalım ve size önceki yazılarımda aktardığım Kürt Said'in ülkede yol açtığı demokrasi gediklerini dogmatik rezaletleri teyit etsinler. Niçin laftan anlamıyorsunuz bilemiyorum ,  benimle yazışmayın diye size daha önce de yazdım , benimle bu naslarla konuşmayın, benimle müritçe değil bireyce konuşanlar konuşsunlar .

Türk Milleti'ni neyin incittiğini bir siz biliyorsunuz biz bilmiyoruz çünkü. En çok neye üzülüyorum biliyor musunuz , kırk yılın başında bir , çok beğendiğim bir foruma denk geldim , dogmadan uzak medeni insanlara muhatap olacağım diye çok mutluydum . Burada sizin gibi bir müride denk geldim .
Ama sinirlenmeyeceğim , sakin olacağım  , bu sizlerin ve sizin gibilerin varlığına alışacağız demek değil sadece metot değişikliğine gidiyoruz hepsi o . 

Son kez ifade ediyorum :Benimle yazışmayın, nickime atıfta bulunmayın. Bu cümle sizin için hala anlaşılır değilse , diğer dünya dillerinde de yazabilirim.
Quality has no fear of time ..


Eylül 26, 2008, 02:23:32 öö
Yanıtla #39

saidi nursi İslam'a Anadolu Toprakları üzerinde en büyük zararı vermiş,laik demokratik ve ulus-devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti düşmanı bir şahıstır.
yetiştirdiği talebeleri ve onların izledikleri yol bugün de İslam'a ve yurdumuza zarar vermektedir.saidi nursi güzel bir bahçedeki zararlı otların en tehlikelilerindendir.
Bilgi , en kutsal güçtür !


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
33 Yanıt
17451 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2009, 10:35:12 öö
Gönderen: baris
5 Yanıt
5732 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2008, 01:19:29 öö
Gönderen: Veritas
1 Yanıt
3766 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2007, 05:48:50 ös
Gönderen: shemuel
5 Yanıt
5684 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2007, 06:20:10 ös
Gönderen: shemuel
1 Yanıt
4692 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 22, 2008, 04:29:36 öö
Gönderen: Fraternis
2 Yanıt
5681 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2009, 01:48:55 ös
Gönderen: KUZEYDOĞU
AHLAK

Başlatan karahan Insan

0 Yanıt
2779 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 04, 2011, 10:32:24 öö
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2090 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 03, 2014, 07:28:31 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2294 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2014, 10:13:51 ös
Gönderen: mbulut
0 Yanıt
4686 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 25, 2015, 10:55:52 ös
Gönderen: mbulut