Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: KAZA-KADER-SEBEP-SONUÇ  (Okunma sayısı 6102 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 29, 2009, 11:20:06 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Değerli arkadaşlar,


Son birkaç gündür;okumakta olduğum bir kitaptan esinlenerek,kaza-kader-sebep-sonuç ilişkileri üzerinde düşünmek yoluyla,başıma gelen iyi ve kötü olayları irdeleyerek,Tanrı'nın benim için seçtiklerini değerlendirmek fırsatı elde ettim.


Bugün sabah erken kalkmanın verdiği fırsatı değerlendirerek,yanlızlığın ve sessizliğin de katkısı ile bu konular üzerinde düşünürken,geçmişte oldukça nefret ettiğim bir şahsiyetin,bugünkü mutluluğuma vesile olduğunu şaşırarak fark ettim.


8 yıl önce,yeni tayin olduğum işyerimdeki amirimle hiç anlaşamamın ve işhayatımın artık  çekilmez bir hale gelmesinden dolayı ani bir kararla erken emekli oldum.Emeklilik hayatımı çalışmadan sürdürebilmem mümkün değildi;çalışmak zorundaydım.Bugün yaptığım iş önüme fırsat olarak çıktığında,yaşadığım il i değiştirmek zorunda kaldım ve taşındım.Sürpriz bir şekilde taşındığım bu il de,zaman içinde kendime göre başarılı oldum ve yeniden evlendim.Şimdi kollarımda tuttuğum 4 aylık bir kızım var.O beni yeniden hayata bağladı.Hayatım ve ruh halim tahmin edemeyeceğim kadar değişti.Hiç bukadar mutlu olmamıştım.


Şimdi düşünüyorum da;8 yıl önce bu şahsiyetle karşılaştığımda kaderime isyan noktasındaydım.Ama eğer o adam olmasaydı,kesinlikle emekli olmazdım.Şimdiki işim ve bebeğimde olmazdı.Evrenin işaretlerini okumak için kararlı olmak,insanın başına gelen, iyi ve kötü olayları kabullenmesine oldukça yardımcı oluyor ve Allah'ın büyüklüğünü yeniden kavramasına defalarca vesile oluyor.


Artık,hayatımda dönüm noktası özelliği taşıyan,iyi ve kötü olayları,şahısları hatta ilhamları bu pencereden değerlendirmeye ve herşeyi hayra yormaya karar verdim.Umarım bu kararımın sürekliliğini sağlayacak kudreti elde edebilirim.


Sizlerin de denemesini tavsiye ederim.


Saygılarımla...

Ben"O"yum,"O"ben değil...


Mayıs 29, 2009, 07:02:01 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Sayın Ceycet Merhaba ,

Yazınızı dikkatle okudum ve şu anda mutlu ve huzurlu olmanıza , herşeyin isteklerinize uygun gitmesine çok memnun oldum. Sadece dikkatimi çeken ve benim bir parça daha farklı baktığım bir-iki nokta oldu. 

Mesela herşeyi hayra yorma noktası ...Ülkemizde hakim olan bir yaklaşımdır ve zaman zaman tevekkül dediğimiz bu yaklaşım kişinin kendi en iyi versiyonuna dönüşmesine bazen engel teşkil etmez mi sizce de ?
Bence her şey "hayır"a delalet etmemekte ; yaşamda "kötü" de vardır ve bu o kadar ürkütücü değil. Aynı kuvvetin iki farklı yüzüdür bence ve kişiyi ya gücünü regüle etmeye ya da geri çekilmeye zorlar. Sizin örneğinizde siz önce yatay bir hamle yapmış , regülasyonu ve  başka pozisyon almayı  seçmişsiniz.

Tam da burada ikinci nokta ortaya çıkıyor; kendinizi çok mutlu hissetmenize sebep olan iki unsur belirtmişsiniz:İşiniz ve bebeğiniz. Evet yazınızdan sizi gerçekten mutlu kıldıkları da anlaşılıyor fakat değişik baktığım nokta şu ki, bu iki unsur da dışsal. Yani değişken ve dönüşkenler ve ikisi de sizinle sonsuza dek kalmayacaklar .

 Sizi hayata bağladıklarını belirtmişsiniz ki, dünyayı sevmek , hayatta olmaktan hoşnut olmak bence doğru bir tavırdır ama mutluluğunuzu ve merkezinizi dışarıda olan kavramlarla tanımlarsanız , bu kavramlardaki en küçük bir değişiklik bile sizi savunmasız kılmaz mı ? Mutluluk , sahip olunan , değişken ve dışarıda olan unsurlara bağlı olduğunda , kişi kendi merkezinden çok uzaklaşmaz mı ? Bu değişkenlerdeki milimetrik bir farklılaşma kişiyi altındaki halının çekildiği duygusuna sevk etmez mi ? Herşeyin değiştiği,dönüştüğü , hızlandığı , "merkezde" sabiti sabit tutmanın çok güçleştiği bir çağda , kişinin içsel değişmezlerini güçlendirmesi , zedelenmeye müsait olmayan hale getirmesi gereği yok mu ?   

Mutlu hissetmeniz çok güzel ve umarım bu duyguyu ve sürerliğini korursunuz ; işinizdeki başarınızın sürmesini ,  kızınızın da uzun , dolu dolu , anlamlı bir yaşamı olmasını gönülden dilerim , sadece ben mutluluğun kişinin kendi merkezi üzerine bina edilirse , dış değişkenlerde sarsılmayacağına , daha sağlam , daha korunaklı  olacağına inanan biriyim sanırım . 

Saygılarımla
Quality has no fear of time ..


Mayıs 29, 2009, 08:18:58 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Sayın Nueva;herşeyi hayır'a yorma konusunda sizin gibi düşünmüyorum.Çünkü iyi ve kötü vardır evet ama iyi de kötü de belirli bir sonucun vuku bulmasına yardımcı olmak için vardır.Yani iyi de kötü de sizi,sizin için hazırlanmış sonuca götürür.Bu yüzden iyi de kötü de iyidir aslında önemli olan sonuca vardırmasıdır.Peki sonuç kötü ise? Sonuç kötü ise sizin için hayırlı seçilen sonuç kötüdür,yani yine sizin için hayırlı olana ulaşırsınız.Çünkü sonuca götüren yolları siz belirleyebilirsiniz ama sonuç hiçbir zaman İlahi idare'nin dışında vuku bulmaz.Ben de böyle düşünüyorum.Mutluluk ile ilgili fikirlerinize ise tamamen katılıyorum...

Saygılar...


Haziran 01, 2009, 11:29:41 öö
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Ceycet Merhaba ,

Yazınızı dikkatle okudum ve şu anda mutlu ve huzurlu olmanıza , herşeyin isteklerinize uygun gitmesine çok memnun oldum. Sadece dikkatimi çeken ve benim bir parça daha farklı baktığım bir-iki nokta oldu.  

Mesela herşeyi hayra yorma noktası ...Ülkemizde hakim olan bir yaklaşımdır ve zaman zaman tevekkül dediğimiz bu yaklaşım kişinin kendi en iyi versiyonuna dönüşmesine bazen engel teşkil etmez mi sizce de ?
Bence her şey "hayır"a delalet etmemekte ; yaşamda "kötü" de vardır ve bu o kadar ürkütücü değil. Aynı kuvvetin iki farklı yüzüdür bence ve kişiyi ya gücünü regüle etmeye ya da geri çekilmeye zorlar. Sizin örneğinizde siz önce yatay bir hamle yapmış , regülasyonu ve  başka pozisyon almayı  seçmişsiniz.

Tam da burada ikinci nokta ortaya çıkıyor; kendinizi çok mutlu hissetmenize sebep olan iki unsur belirtmişsiniz:İşiniz ve bebeğiniz. Evet yazınızdan sizi gerçekten mutlu kıldıkları da anlaşılıyor fakat değişik baktığım nokta şu ki, bu iki unsur da dışsal. Yani değişken ve dönüşkenler ve ikisi de sizinle sonsuza dek kalmayacaklar .

 Sizi hayata bağladıklarını belirtmişsiniz ki, dünyayı sevmek , hayatta olmaktan hoşnut olmak bence doğru bir tavırdır ama mutluluğunuzu ve merkezinizi dışarıda olan kavramlarla tanımlarsanız , bu kavramlardaki en küçük bir değişiklik bile sizi savunmasız kılmaz mı ? Mutluluk , sahip olunan , değişken ve dışarıda olan unsurlara bağlı olduğunda , kişi kendi merkezinden çok uzaklaşmaz mı ? Bu değişkenlerdeki milimetrik bir farklılaşma kişiyi altındaki halının çekildiği duygusuna sevk etmez mi ? Herşeyin değiştiği,dönüştüğü , hızlandığı , "merkezde" sabiti sabit tutmanın çok güçleştiği bir çağda , kişinin içsel değişmezlerini güçlendirmesi , zedelenmeye müsait olmayan hale getirmesi gereği yok mu ?    

Mutlu hissetmeniz çok güzel ve umarım bu duyguyu ve sürerliğini korursunuz ; işinizdeki başarınızın sürmesini ,  kızınızın da uzun , dolu dolu , anlamlı bir yaşamı olmasını gönülden dilerim , sadece ben mutluluğun kişinin kendi merkezi üzerine bina edilirse , dış değişkenlerde sarsılmayacağına , daha sağlam , daha korunaklı  olacağına inanan biriyim sanırım .  

Saygılarımla


Sayın Nuvea,

Çok güzel bir şekilde ayıkladığınız detaylar beni oldukça mutlu etti.Ayrıca kıvrak bir zeka,berrak bir algılayış ve farkındalık sahibi olduğunuzu memnuniyetle fark ettim.


Hayra yorma konusunda benim mantığım,"olmuş olan"bir olaya yapılan bir nitelendirme özelliği taşımaktadır.Olacakları hayra yormak,elbette insanı engeller.Tevekkülü bu duruşuyla algılamanın faydalı olabileceğini düşünüyorum.Değiştirilebilecek şeyler için mutlak mücadele gerektiğine,değiştirilemeyecekler için ise sonucu ne olursa olsun hayra yormak suretiyle oluşacak bir kabullenmenin,insanı umutlu ve huzurlu yapacağınına inanıyorum.


Sevgi konusunda birbirimize yakın düşündüğümüzü hissettim.Dışarıda olan ve bizi mutlu ettiğine inandığımız sevdiklerimize,ölümsüzlük atfedersek,mutluluğun kalıcı ve tatminkar olmayacağının farkındayım.Ancak,gönlümüzdeki tahtın sahibinin gölgesinde,"O"nun bize lütfettiklerini sevmenin,"O"nu da sevindireceğinin idrakinde,bize bahşettiklerini mevcut konumlarının kabulü ile sevmek,ev sahibine minnet duyarken ikramlardan da"tat"almanın, mutluluğumuzu ve heyecanımızı pekiştireceğine inanıyorum.



Saygılarımla...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Haziran 01, 2009, 09:14:26 ös
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Sayın Ceycet Merhaba ,

Zarif komplimanlarınız için size teşekkür ediyor; görüşlerinizden oldukça yararlandığımı ifade etmek istiyorum. Belki bu konu ve belirttiğiniz detayların kendi hayatlarımızda uygulanabilirliğini artırmak  konusunda daha gayretli olmalıyız diye düşünmeden edemiyorum. Bir süre odaklanmalı ve kendi üzerimde çalışmalıyım sanırım.

Saygılarımla
Quality has no fear of time ..


Haziran 02, 2009, 04:45:12 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Nuvea,

Sergilediğiniz tevazuyu takdir ettiğimi bilmenizi isterim.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Kader

Başlatan Prenses Isabella « 1 2 ... 6 7 » Inanc Uzerine

62 Yanıt
19844 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 28, 2007, 02:51:24 ös
Gönderen: Prenses Isabella
Kader yarım saniye önde

Başlatan Deadly Insan

0 Yanıt
2970 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 31, 2007, 09:07:54 ös
Gönderen: Deadly
5 Yanıt
4727 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 31, 2011, 02:12:03 ös
Gönderen: Genius Loci
0 Yanıt
5173 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 04, 2011, 01:49:27 ös
Gönderen: ceycet
13 Yanıt
6383 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 19, 2013, 10:28:11 öö
Gönderen: Tij