Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bakan Demir'den Gulduren Iddia  (Okunma sayısı 12358 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 12, 2011, 09:24:13 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Bayindirlik ve Iskan Bakani'nin iddiasi aklima uc ay once Turkiye'de tapu kadastro'da calisan bir harita muhedisinden ogrendigim bilgiyi getirdi. Turkiye'de ev ve is yeri alirken veya intikal suretiyle odedigimiz iskan deprem sigortasinin depremde yikilan evleri kapsamadigini biliyor muydunuz?
Bir bulmaca sorusu. Peki iskan deprem sigortasini zorunlu kilan yasayi kim getirdi? Meydanlarda "deprem sigortasi" diyerek halki kandirmayi basaran Sn Kasimpasali!
Su halde Sn Bakan'la ben baska bir iddiaya girmeye hazirim. Siz muhtemel bir depremde sigortali ev ve isyerlerinin degerini karsilayin, biz de dediginize inaniyor gibiyapalim.



Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Japonya'daki depremde hemen hemen ruhsatlı yapılmış binalarda bir yıkım olmadığının görüldüğünü belirterek, ''Japonlar yapıyorsa biz daha iyisini yaparız. Buna herkesin inansın'' dedi.

Devlet Bakanı Mustafa Demir, 25. GAP Yüksek Kurulu toplantısına katılmak üzere geldiği Şanlıurfa'da, toplantı öncesinde Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğünü ziyaret etti. Çalışanlarla sohbet eden Demir, Tapu ve Kadastro Bölge Müdürü Cengiz Yıldırım'dan, çalışmaları hakkında bilgi aldı. Bakan Demir daha sonra, yeni valilik binası kompleksi içinde yer alacak Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüğünün taşınacağı hizmet binasına da giderek incelemelerde bulundu.

Bakan Demir, Bayındırlık ve İskan Müdürlüğüne giderken de, yol üstündeki pazar esnafıyla sohbet etti. Daha sonra müdürlükte, Bayındırlık ve İskan Müdürü Mehmet Can Halaç'dan kentteki çalışmalar hakkında sinevizyon eşliğinde brifing aldı.

Mustafa Demir, Şanlıurfa'ya ilk defa gelmesine rağmen kenti beklediğinden daha güzel bulduğunu ifade ederek, kentin, AK Parti Hükümeti döneminde en çok yatırım yapılan iller arasında bulunduğunu kaydetti.

Kentte bir yılda çok sayıda okul yapıldığını anlatan Demir, yetkililere, kentin mimarisine uygun olarak, okulların dış cephelerinin taşla kaplanması talimatını verdi.

JAPONYA DEPREMİ
Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir daha sonra, Mimarlar Odası il temsilciliğinin davetlisi olarak burada düzenlenen toplantıya katıldı. Mimarlar Odası İl Temsilcisi Abdülkadir Güllüoğlu, taleplerini iletti. Toplantıda, mühendislerin ve mimarların görüşlerini de dinleyen Bakan Demir, Şanlıurfa'nın büyük şehir olma talebi ve sürecini de değerlendirerek, kentin bu potansiyelinin bulunduğunu dile getirdi.

Konuşmasında Japonya'da meydana gelen 8,9'luk depreme de değinen Bakan Demir, orada depremin büyüklüğünden ziyade tsunaminin etkisinin ağır olduğuna dikkati çekerek, ''Ama hemen hemen ruhsatlı yapılmış binalarda bir yıkım olmadığını gördük orada. Japonlar yapıyorsa biz daha iyisini yaparız, buna herkes inansın. Zaten biz de burada bunun için uğraşıyoruz'' dedi.



http://www.haberturk.com/gundem/haber/609904-biz-japonlardan-daha-iyisini-yapariz







Mart 12, 2011, 11:48:09 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Sn Isis,
Hali ile seçim psikolojisinin de etkisi olsa gerek, bakan bey biraz desteksiz biraz da bilgisiz konuşmuş, daha doğrusu atmış tutamamış, Japonya depremi ile ilgili hiç konuşmasaymış daha iyiymiş, ya neyse, danışmanları falan da muhtemelen ayrı vakadır, fazla bir şey beklememek lazım...

Yalnız, iskan deprem sigortasının deprem zaiyatını karşılamaması olayını açabilir misiniz biraz?  Bu zorunlu deprem sigortası mı yoksa başka bir şey midir *iskan deprem sigortası*? zorunlu deprem sigortası zaten 99 depremi sonrasında 2000'de çıkarılmıştı, bu da zaten özel sigorta şirketleri ile yürüyor. Yanlış hatırlamıyorsam da başbakan Rahmetli Ecevit idi. Keza o dönemin hükümetinin gayesi de kitlesel yıkımlarda hem hazineye binen yükü hafifletmek hemde bir çok koldan yıkım zaiyatını sarmayı hızlandırmak idi, buna fazla uzatmıycam zaten dask.gov.tr de yakın faaliyet raporlarında hasar ödemeleri gibi başlıklar var bakabilirsiniz.  (http://www.dask.gov.tr/data/DASK2009.pdf). yani bunun deprem hasarlarını kapsamamaı çok abes ve absürd bir durum -eğer buysa iskan deprem sigortasından kasıt-. Artı deprem sigortası bir poliçe satışıdır teminatı vs herhangibir sigorta, kasko vs'den farksızdır, ve poliçeler hukuki olarak bağlayıcıdır, her koşulda poliçe şartları gereği konulan teminat zararın gerçekleşme durumunda kullanılmak zorundadır -benim bildiğim kadarı ile- (Lisansda iken sigorta şirketleri ve sistemi üzerine çok detaylı bir ödev hazırlamıştım, tabiiki yaklaşık 10 sene geçti üzerinden değişen bir şey var ise de benim cehaletimdir...)

saygılarımla


Mart 13, 2011, 04:18:31 ös
Yanıtla #2
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay


Hala insanları anlayamıyorum.
Deprem sigortası yapan firmalar, ödeme yapmazsa ne olacak? İflasını isterse ne olacak?
Hakkınızı nerede arayacaksınız?

Geçiniz artık saf(temiz) beklentilerinizi..
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Mart 13, 2011, 05:46:51 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Sn Prometheus,

Evet saf-temiz beklentili bir insan olarak şöyle açıklayayım, deprem ve olağanüstü hallerde zaten devletin vazifesi uluslararası yardımları da dahil ederek, zararı tazmin etmektir. Bu deprem sigortasının durumu ise, o durumda devlete binen yüükü hafifletmek bir yerdede *benim pek sevmediğim- serbest piyasa koşullarında, devletin geç gelen yardımını kurumsal girişimlerle hızlandırmaktır.

İyi tarafı kötü tarafı vardır o apayrı bir konu ancak vefat etmiş bir insan, Bülen Ecevit'in koalisyon hükümetinden miras kalan devletin aldığı ek vergilerin çoğu kalıcı oldu, ki az buçuk ekonomi bilen bir insan o zararın büyüklüğünü ve telafi edilebilirğinin ne kadar zor olduğunu bilir. Bu sigorta da o dönemde *benim bakış açımdan oldukça yerinde bir karardı. Basına yakın zamanda yansıyan bir haberde de zorunlu deprem sigortası fonunda 5 milyarın üzerinde bir teminatın biriktiğiydi. BU açıdan bakarsanız, ve sigorta-re-asürans kurumlarını bilenler de  bu teminatın yurtiöinde ve dışında bir kaç koldan ve bir kaç kat teminat altına alınması zaten sigorta kavramının sağlamlığına ve mevcut durumda teminat altına girenlerin bir şekilde teminatlarını alabileceklerini gösterir. Eksiklik; toplumsal bilinçtir ki, zorunlu olmamasına rağmen bir yaptırımı olmadığından zaten bir çok insan bunu yaptırmıyor ve o fonda biriken teminatın çok daha yüksek tutarları bulması gerekli idi...

Yanlış hatırlamıyorsam ilk Türksat uydularından biri fırlatma sırasında infilat etmişti. Sigorta şirketi ödemeyi iflas etme pahasına. Haberlerdeki o görüntüyü şu an anımsıyorum, fırlatmayı ve patlama anını izleyen sigorta şirketinin yetkilisi ağlamıştı, ancak gene de o uydunun maliyetini kaşılamıştı...

Aynanın karanlık yüzüne batığımda da, hadi o firmaları iflas ettirecek büyüklükte bir deprem oldu diyelim; farz-ı misal Japonya depreminden sonraki dünyanın eksenindeki 10*15 santimlik kayma da tetikledi diyelim, zaten ortada ne devlet kalır ne de uluslararası yardım diye bir şey kalır.... En kötü senaryoda zaten, olay tamamen biter....

saygı ile....


Mart 15, 2011, 02:54:13 öö
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Saf-temiz beklentiler içinde olmanız ayıplanacak bir şey değildir elbette. Ben şiddet karşıtı bi insanım. KOlay kolayda kimseye zarar veremem. Ama Saldırgan bir kaplanın karşısında şiddete olan karşıtlığnız ne işe yarar? Orada başka mekanizmaların ön plana çıkması çok daha doğrudur. Attatürk, saf-temiz beklentileri içinde herşeye kabul gözüyle bakmadı. İsyan etti, eyleme geçti, hareket etti.
Evet saf olmak, temiz olmak büyük erdemdir, ama nerede ve ne zaman?

Sayın Ecevit'in çıkardığı o kadar çok kanun varki. Gider üzerine kurulu vergiyi akp gelir gelmez, daha yürürlüğe girmeden kaldırdı. Bankalar kanununu akp sahiplendi. Dediğiniz gibi kalıcı olan vergilerin sebebide bu günkü hükümettir. Ancak öyle bir zamanda yaşıyoruz ki. Suçu olmadığı halde, ülkesini sevenler hapislrede çürütülüyor artık, yolsuzluk, soysuzluk, herşey alı başını gidiyor, illa başınıza gelmesi gerekmez.
Böyle bir ortamı yaratan kişilere karşı hangi saf ve temiz duygularla hareket edebilirsiniz. Gelen tehlikenin hala farkında değilmisiniz?
Saygılarımla...
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Mart 15, 2011, 12:50:59 ös
Yanıtla #5
  • Seyirci
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 45

Sayın Ecevit'in çıkardığı o kadar çok kanun varki. Gider üzerine kurulu vergiyi akp gelir gelmez, daha yürürlüğe girmeden kaldırdı. Bankalar kanununu akp sahiplendi. Dediğiniz gibi kalıcı olan vergilerin sebebide bu günkü hükümettir. Ancak öyle bir zamanda yaşıyoruz ki. Suçu olmadığı halde, ülkesini sevenler hapislrede çürütülüyor artık, yolsuzluk, soysuzluk, herşey alı başını gidiyor, illa başınıza gelmesi gerekmez..

Suçlu olmadığı halde hapiste çürüyen kim darbeci paşalar mı? Mustafa Balbay mı? Tuncay Özkan mı suçsuz..?

Siz Ecevetinizin yarattığı 2001 ekonomik krizinin Türkiyeye faturasını biliyor musunuz? Bilmiyorsanız söyleyim tam 251 milyar dolar. Bu para birilerinin cebine girdi, birileri hortumladı zenginleşti sömürdü ensesi yağ bağladı. O zaman Türkiye'nin önderleri şimdi sizin suçsuz masum dediğiniz insanlardı. " Genç Subaylar rahatsız" diye genelkurmayın bile lanetlediği manşetleri atan adamlardı.

Gelen tehlike dediğiniz nedir? Yıllardır CUmhuriyet gazetesi ağzıyla tehlikeden bahsedip duruyorlar. Nedir bu tehlike? Bu zamana kadar Türkiye darbeci subaylardan, Türk düşmanı statükoculardan daha büyük tehlike gördü mü acaba?

Her fırsatta Türk milletinin aptal, cahil, yobaz vs.. olduğunu söylemekten başka hiçbir siyasi varlık ortaya koyamayan insanların bu ülkeyi sevdiğini düşünmeniz kadar saf temiz duygu göremiyorum.
İnsanlardan öyle azgınları vardır ki Şeytan bile onların yanına besmeleyle yaklaşır.


Mart 15, 2011, 10:39:41 ös
Yanıtla #6
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Pagan tarihi olayları biraz irdelerseniz, neyin neden olduğunu anlayabilirsiniz.
Ecevit olsaydı abd Irak'a girebilirmiy di? Asla
Girseydi, bizim kırmızı çizgilerimizi çeken Ecevit Musul'u ve Kerkük'ü alırmıydı? Kesinlikle.
Ecevit niye zehirlendi? ve Eşi onu eve alıp bakmaya başlayınca nasıl düzeldi?
Çıkarılan bankalar kanunu kime ait bir araştırın, ayrıca 1 Ocak 2002 de yürürlüğe girecekken kaldırılan vergi kanunu da bakın.

Size en büyük tavsiyem, google'a "Zeitgeist" yazın ve seyredin. Özelleştirmenin arkasındaki kirli oyunları görün ve ülkemizle karşılaştırın.
Ecevit, abd nin çıkarlarına uygun bir yönetici değildi ve kasıtlı olarak alaşağı edildi. O 1976 da Kıbrıs’ı amerikaya, hatta dünyaya rağmen aldı. Bu ülkede amerikaya gölge etme başka ihsan eylemem diye meydanlarda bağıran tek yöneticiydi. Ama tayip okyanus ötesine minnetlerin sunmaktan geri kalmıyor.

Gelelim paşalara, Mustafa Balbay’a ve Tuncay Özkan’a. Bu insanlar maden bu kadar güçlüydüler de, niye kendilerini koruyamadılar? tayyip çok kaslı bi insandı da yenemediler mi? özal az oylamı geldi? Adnan menderes, ülkeyi satmaya kalkmadı mı?
Odatv’nin, Balbay’ın, Tuncay Özkan’ın ve ergenokon uydurması altındaki bütün tutukluların yazılarını okudunuz mu sayın pagan? Hiç haklarında araştırma yaptınız mı? Yakında Nihat Genç’de tutuklanır görürsünüz, çünkü o da hükümete yalakalık yapmıyor.
Bu insanların yazılarını hiç araştırdınız mı sayın Pagan?

Peki ergenokon balyoz gibi davaların kanuna aykırı yürütüldüğü, her delilin gün geçtikçe çürüdüğü, 3 sene geçmesine rağmen, kişilere hala suçlarının bile söylenemediği davaya ne demeli? Nedense biri saldıran, birisi saldırılan olurken, ikisi de aynı davadan hapiste yatıyor?
Darbeci diyorsunuz, ama kenan evren hala serbest, üstelik maaşına zam yapıldı.

Gelen tehlike işte buydu sayın Pagan, allah deyip ortaya çıkanların isimleri yolsuzluklardan, soysuzluklardan, rüşvetten, haksızlıktan, kanunsuzluktan, yetim hakkı yemekten bir türlü kurtulmuyor. Zenginliklerine inanılmaz rakamlar eklenirken, ülkedeki aç insan sayısı artıyor. Ve bütün basın elleriydeyken, herşeyide tersine gösterebiliyorlar.
Üniversiteler özerk mi sayın Pagan?
Tübitak’ın halini biliyormusunuz?
Sanat zaten ucube şeyler üretir, onu tartışmayalım.
Tarikatlerin yükselişini, toplu konutlardan tutunda, birçok ihalelerden katrilyonlar kazandıklarını biliyor musunuz?
İşte tehlike buydu sayın Pagan, Şu sözleri irdeleyelim biraz;

Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Nedir buradaki kaleler?
Ortaçağdan kalan yıkık surlar mı? Bir ülkenin kaleleri nedir?
Ulaşım, telekomünikasyon, ticaret merkezleri, bankalar, tarım, sanayi, hayvancılık, madenler, medya vb. Şimdi kimlerin elinde sayın Pagan? Hepsi yabancılarda.

Tersanelerine girilmiş:
Bu gün limanlarımız İsraillilerin elindedir.

Bütün orduları dağıtılmış;
İşte halkı da kandırarak, orduyu öcü göstererek, hatta en büyük düşman ilan ederek, ne hale getirdiler.

Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini,
Cumhurbaşkanı ve başbakan, Cumhuriyetin sonu geldi diye videoları bulunan bu şahıslar değimli? Atatürk’e İsmet İnönü’ye hakaretler edenler bunlar değimli? Abd ile telefon görüşmesi yapmadan konuşamayan bunlar değil mi? Tayip parti kurmadan önce amerikada gezmedik şehir, sokak bırakmamıştı, kimlerle görüştü, ne hazırlıkları yaptı, hangi pazarlıklarda bulundu. Parti kuracak insanın yurtdışında o kadar görüşme yapması ne anlama gelir? Sayılı işadamıyla, aynı villadan çıkarken yakalanmadı mı? Ne pazarlığı yapıldı orada? Yoksa sadece komşu ziyareti, ahbap görüşmesi miydi? Şaibeler, şaibeler, şaibeler…..

müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler;
Ortadoğu eşbaşkanıyım diye hava atan kim sayın Pagan?

Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.;

Türk insanının yüksek bir kültür seviyesinde ve iş imkânlarıyla dolu refah bir hayat seviyesinde olduğunu söyleyebilir misiniz?

Gelen tehlike akp idi sayın Pagan. Gelen tehlike ülkenin bölünmesi

Sizi krizler mi yıldırdı sayın Pagan? Akp iktidarında 3 tane ağır kriz geçirdik, haberiniz var mı? Türkiye’nin borcu ödenmesi imkânsız boyutlarda, dışarıdan hayvan ve pamuk dahil tarım ürünleri ithal ediyoruz. Tarikatlardan onaylı değilseniz, devlet ihalesi alamazsınız, tabi tarikata bağış da yapmanız şart. Yüzlerce, binlerce ispatlı, belgeli ihale yolsuzlukları var. Hangi basın yazdı bunu? Halkın yüzde kaçı biliyor?

Ancak şu var ki; Atatürk’ün ilkelerinin ve devrimlerinin sahibi olarak bizler, sadece hıyanet içinde olanları değil, onların ucuz oyunlarına kananları da sorgulamalıyız. Bu ucuz oyunlara inananlarda benim gözümde vatan hainidir ve cezalarını en ağır biçimde ödemelidirler.
Zaten tarih böyle örneklerle doludur.

Saygılarımla…
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Mart 15, 2011, 11:21:37 ös
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Keşke bu konuya hiç bir yorum yazmasa idim... Neyse oldu bir kere.

Sn Prometheus, ben Vefat etmiş kimse ile olumsuz konuşmamaya özen gösteririm, o yüzden örnek verdiğiniz Kıbrıs konusuna hiç değinmeyeceğim. Türkiye'deki hukuk sorunu acaip bir olay, kelimenin tam anlamı ile kimkime dumduma, yanlış bilmiyorsam, dava kapsamında, Ecevit'in zehirlenmesinden ziyade, -ki o dönemde daha rahmetli hasta iken- ifşa edilmişti; Bir ülkenin başbakanına hastanede ne yapacakları meçhuldü ve Haberalın da suçlarındıklarının arasında yer alıyor...

Ucube demişsiniz; geçen yaz Kars'ta o ucubeyi gözlerimle gördüm , hiç hakkında bir haber çıkmadan önce. Yanımdaki arkadaşımla hiçbir yorum yapmadan bir o ucubeye bakıyorduk bir birbirimize, sonunda dayanamadım ve yorumumu *ucube* kelimesinden kat be kat ağır şekilde yapmıştım. Yanımdaki arkadaşımda ben den çok daha ağır ifadeler kullanmıştı. Olabilir, ben sanattan anlayan bir insan değilim. Dahası o anıt heykel henüz tamamlanmamış, neden?  Çünkü, ----bu konu başlığındaki noktaya getiricem---- o işten sorumlu olan amir/memur/belediye/ il özel idaresi artık hangi yerel otoritenin, karar mekanizmasının eseri ise, sorumlusu odur! Kalkıp da sit alanına anıt yapmaya kalkarlarsa ihalesi, kamu kaynakları boşa harcandıktan sonra mahkeme girer anıtlar kurulu girer, iş bilmez ne kadar memur varsa, işgüzar olur, yapılan işin de iiçine tükürürler *özür diliyorum*... Devam eden mahkemelere hiç girmiycem, yakın çevremle bile bir kaç cümleden fazla yorum yapmamaya özen gösteriyorum kaldı ki, seviyenin göz göre göre cepheleşmeye gideceği bir yerde hiç bir youm yapmam.  Tek temennim bir an evvel suçlu olanlarla suçsuz olanların açıklığa kavuşması...

Sonra da başbakan ucube der, alın işte hükümet yargıyı ele geçirmiş olsaydı bütün kaleleri zapdetmiş olsaydı, o heykel/anıt çoktan yıkılırdı ortada sorun dakalmazdı. Ben, -beğenmediğim- sanat adına çok basit bulduğum halde o anıtın tamamlanmasını isterim ve desteklerim. Ama sizin bakış açınıza karşılık olarak olayın özündeki sıkıntıyı gözardı edilmesine baktığımda da, "Yıkın gitsin" diye karşılık veririm... Daha da ileri gideyim, rezalet dediğiniz kurumlar, geçmişte gözbebeği miz miydi? Tubitak, Nasa ile yarışıyordu da bu hükümet mi yahut geçmiş hükümetler mi engelledi?

Biraz baktım, zannederim sn Isis'in vurguladığı da zorunlu deprem sigortası idi, aynen orada da , bir memur, mühendis, müfettişr veya herhangibirbir kamu görevlisi, kendisi yaptığı işe iananmıyorsa,  yaptığı işi uzaydan yapıyor gibi çalışıyorsa, ve hatta basit mevzuatı yönetmeliği bilmiorsa, ve sırf muhabbet olsun diye atıp tutuyorsa zaten temelden yapılan işlerden bir hayır beklemem...

Japonya'da binlerce insan öldü, ve bugün bir haberde radyasyona maruz kalan bir kızın camekan arkasından annesi ile vedalaşmasını gazetecilen yayınlamış... Sızıntı büyürse beklenen tahribat bugünkünden çok daha ağır olucak, istediğiniz kadar sağlam binalar yapın, tsunaminin saattte bin kilometre hızla sürüklediği binlerce ton su kütlesinin yaratacağı tahribatı engellemenin mümkün olmadığı ortada. Daha geniş ifade ile *doğal afet* doğa felaketleri* karşısında bilimin, teknolojinin ve hatta insanlığın elinin kolunun bağlandığı ortada... İnsanlar ölüyor ve olası *teknik olarak uzak olmayan* doğal afetler kapıda ve biz şunu bunu tartışıyoruz? Siyasal hizipleşmenin dibine urmanın peşindeyiz, bu mudur vaka? bu mudur insanlığımız?

Sn Isis'den özür diliyorum konunun bu derece dağılmasında payım olduğunu düşündüğümm için...
« Son Düzenleme: Mart 15, 2011, 11:24:35 ös Gönderen: cardiffmonster »


Mart 16, 2011, 12:07:21 öö
Yanıtla #8
  • Seyirci
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 45

Sn. Prometheus

Türkiye'de İslamcı camianın postmodern kapitalistlerle ciddi bir hesaplaşması vardır. Ve ben bu hesaplaşmayı gayet normal buluyorum. Bugün hala 28 şubat'ın ne olduğunu anlamını çözebilmiş deiliz, asıl baskı sömürü ötekileştirme o zamanlar vardı şimdiki birşey değil.

Limanlar İsrail'in elinde demişsiniz önceden kimin elindeydi?

Orduyu öcü göstermek demişsiniz. Ordu keşke öcü olsa ben çok daha korkunç bir şey olarak görüyorum orduyu.

Başbakan'ın Amerikayla görüşmeleri doğrudur. Lakin şu bilinmelidir ki Türk siyaseti bilhassa dışişleri Cumhuriyet kurulduğu günden beri batı kontrolü altındadır. Bugün batıya, hele ki İsrail/Amerika ikilisine taviz vermeyen hiçbir partinin iktidar olma şansı yoktur. Daha geçtiğimiz günlerde ana muhalefet lideri Memur Kemal Bey'in sırf İsraile yaranmak için " biz olsaydık mavi marmara gemisine izin vermezdik " şeklindeki açıklamalarını biliyoruz.

Türk milletinin yüksek bir kültür seviyesine ulaşamamasından şikayet etmişsiniz. Oldu efendim bin yıllık anadolu islam dna'sıyla harmanlanmış kahvehane halkı anadolu insanını ak parti gelip 7 senede bir balzac bir tolstoy haline getirecekti. Bunu mu bekliyorsunuz?

Ayrıca şu an bildiğim kadarıyla Türkiye'de 102 devlet üniversitesi onlarca vakıf üniversitesi bulunuyor. Medeniyetin beşiği israildeyse bu sayı yalnıca 4.. Bu okullar her yıl binlerce mezun verirken Türk milletinin sosyo kültürel gelişimine hiçbir katkılarının olmadığını, tabiri caizse diplomalı embesil yetiştirmekten başka işe yaramadığını görebiliyoruz. Bir milletin dna'sı hiçbir iktidarla değişmez. Bu 500 yıl sürecek bir evrim olabilir ancak.

Tarikatlardan bahsetmişsiniz. Bu gün türkiyeye islamcı tarikatlar hakimse Chp döneminde de kemalist tarikatlar hakim olacaktır. Her iktidarın öncelikli işleri kendi yandaşlarını zenginleştirip kurumları rengine çevirmeye çalışmaktır. Kime ümit bağlıyorsunuz bilmiyorum ama oy bile kullanamayan, yürüyen merdivene ters binen, ssk'yı iflas ettiren şahıslar emin olun ak parti yönetiminden daha başarılı olamayacaklardır.

Başbakanın anadolu insanına hitap eden dilini ben de tasvip etmiyorum. Bugün türkiyenin içinde bulunduğ bu kaosa rağmen hala 3 çocuk yapın gibi söylemlerinin, kapitalizme ucuz işgücü sağlamak amacıyla söylemiş propaganda amaçlı laflar olduğunu da biliyorum. Başbakanın Tüsiad toplantısında Üniversitede eylem yapanlar Marksistler diyerek cebinde sigara alacak parası olmayan gençlere karşı ensesi yağlı kodomanları arkasına almaya çabalamalarını da kaygıyla izliyorum. Ve daha bunun gibi bir çok şey.

Benim anlatmak istediğim , malesef türk siyaseti lanetlenmiştir. Ne şu an ne bundan sonra türkiyeyi gerçekten sevip hizmet edecek birilerinin yetişebileceğine inanmadığım gibi yetişecek olanın da önünün kesileceğine eminim.

Türkiye yarı sömürge ülkesi konumundadır. Bu 85 yıldır böyledir. Bu ülkede ordu da sömürür iktidar da memur da.. Çarpık statü toplumlarında insanlar ülkesine hizmet etmek için değil daha fazla fransız daha fazla amerikalı olmak için yaşarlar.

Heykele gelecek olursak, o sanat falan değil hakkaten ucube.
« Son Düzenleme: Mart 16, 2011, 01:03:01 öö Gönderen: Pagan »
İnsanlardan öyle azgınları vardır ki Şeytan bile onların yanına besmeleyle yaklaşır.


Mart 16, 2011, 12:14:23 öö
Yanıtla #9

Afedersiniz ama konunun ne olduğunu, yani başlığı hatırlayan var mı?

Herkes her konuda bu kadar uzman ama başlığı okuma zahmetine bile katlanılmıyor, ne garip...
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
9097 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 29, 2011, 07:38:16 ös
Gönderen: neumann
3 Yanıt
3738 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 01, 2008, 11:57:13 öö
Gönderen: akasya
1 Yanıt
3862 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2011, 11:02:12 ös
Gönderen: Escalation
Haram Bakan Gözleriniz

Başlatan kudüs prensi Gece Cenapları

2 Yanıt
11294 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 29, 2018, 07:21:55 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
1 Yanıt
3484 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2011, 01:18:08 ös
Gönderen: Eser
7 Yanıt
7842 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 01, 2013, 10:31:40 ös
Gönderen: 418
13 Yanıt
6036 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 25, 2013, 12:55:50 öö
Gönderen: Alşah
8 Yanıt
4704 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 13, 2014, 08:19:36 ös
Gönderen: Eagle35
0 Yanıt
4881 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2015, 10:00:33 ös
Gönderen: Risus
0 Yanıt
1830 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 01, 2015, 08:42:20 öö
Gönderen: MEDUSA