Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: oasis - Haziran 03, 2013, 10:01:05 öö
-
Kastamonu'nun İnebolu ilçesi AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Ferhat Küpoğlu, Taksim Gezi Parkı olayları nedeniyle eylemcilere twitterdan tepki göstererek, "Taksim Gezi Parkı'ndan sonra Anıtkabir'i de yıkarız elhamdülillah" dedi.
AK Parti İneboluGençlik Kolları Başkanı Ferhat Küpoğlu'nun Taksim Gezi Parkı'ndaki eylemcilere yönelik sosyal paylaşım sitesi twitter hesabından yaptığı bu açıklama ise, kamuoyunda büyük tepkiye neden oldu. Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine Başkan Küpoğlu, istifa ettiğini açıkladı.
Ardından AK Parti İlçe Başkanlığı Yönetim Kurulu üyeleri, parti binasında bir araya gelerek konuyu görüştü. AK Parti İlçe Başkanı İsa Karamehmetoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, "1 Haziran tarihinde İnebolu AK Parti İlçe Gençlik Kolları Başkanı Hasan Ferhat Küpoğlu'nun şahsına ait sosyal medya hesaplarından paylaşmış olduğu fikirler ve ifadeler, parti teşkilatımızın görüşü ve düşünceleri ile hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır.
Ülkemizin son günlerde bulunmuş olduğu kritik günlerden dolayı ülke genelinde sosyal medya aracılığıyla tahrik edici eylem ve açıklamalara karşılık verilen ve diğer siyasi görüş sahiplerinin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili sosyal medyada paylaşmış oldukları, Müslümanlığa ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ferdine yakışmayan sözlerin sonucunda Hasan Ferhat Küpoğlu'nun vermiş olduğu talihsiz bir cevaptır. Kaldı ki, partimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün göstermiş olduğu ilkeler doğrultusunda yoluna devam etmektedir. İnebolu AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve üyesi olan Hasan Ferhat Küpoğlu, olağanüstü yapılan yönetim kurulu toplantımızda bulunduğu görevden ve parti üyeliğinden istifasını sunmuştur. Tüm kamuoyuna duyurulur" dedi.
IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......
-
Dervişin zikri neyse fikri de odur...
-
Karın ağrısı nedir ki böyle bir cümle kuruyor? Her yer bitti orası mı kaldı. Öyle bir durumda sonları nasıl olur düşündüler mi?
-
Bu da diğer tarafın provakatörü...
-
Dervişin zikri neyse fikri de odur...
aslında güzel ve doğru bir söz ama sanırım burada pek yerine oturmuyor,bir sefilin sefilce düşünüp üstüne iş olarak alıp kullandığı bir cümleyi bir kuruma mal etmek gibi olur ki buda yanlış olur.
O dervişin sadece kendi fikri ve zikri o kadar olsun eşelensin dursun öyle,bu sözden provakasyon bile çıkmaz olsa olsa yalakalık çıkarki zaten ben okuduğumda amcalarına yalakalık yapan bir afacanın halini sezinledim.
-
Kimi arkadaslar, hani derler ya hem nalina hem mihina diye, hem bir tarafa vuruyorlar , hem diger tarafa.
Bir taraftakilere,"bir sefil" diyorlar, öteki taraftakilere "provakatör"diyorlar.
Ama bir türlü asil söylemek istediklerini söyleyemiyorlar ve bu korkarim kendilerinde karin agrisi yapacak.
Yok efendim cam kirilmista, yok efendim araba yanmista, yok efendim bilmem kimin neresine ne kacmista.
Acaba bu arkadaslar son besgün icinde "polisimizin " atiigi vede SIKTIGI gazin kac ton oldugunu ve bunun büccemize kaca mal oldugunu hic kendilerine sordularmi?
Illahi provakatör ariyorlarsa, polisin yaninda vede ona yardimci konumundaki, elleri civili sopalarla dolu olan sivil sahislarin kim olduklarini bir arastirsinlar.
Bu yapilanlari, ki bununla Taxim basta olmak üzere ülkenin 60 ilinde sokaklara dökülen yüz binlerce insani kasediyorum, tamamiyle insanim diyen ve kendi özgürlügüne sahip cikan bir toplumun insanlasma mücadelesi olarak görüyorum.
Ve bütün yüregimle destekliyorum ve bu ugurda gerekirse her türlü bedelinde ödenmesi gerektigini düsünüyorum.
Bu mücadele yeni degil, bu mücadele ekonomik, siyasal, kültürel ve dinsel olmak üzere, bin yillardir var ve bugün devam ediyor.
Bu mücadelenin bir tarafinda, bu taraf Taksimdekilerin tarafidir, Spartaküsler, Fransiz Devrim(ciler)i, Paris Komümcüleri, Seh Bedrettin ve müritleri, Pir Sultan ve yoldaslari, Atatürk ve arkadaslari, Salvador Allende ve Che ve Deniz Gezmis ve yoldaslari Ve Mahir ve On"lar vardir.
Öteki tarafta, ki bunlar gazci polislerin pasa babalaridirlar, Atina despotlari, Romali tiranlar, krallar, carlar,prensler,sövalyeler,Batista, Salazar, Hitler,Musolini, Sah, Pinochet vede Kuyucu Murat pasalar, Hizir Pasa, Yavuz Selim, Evren pasalar ve enson ....................
Evet herkes rengini belli etsin, tabi o yürekleri varsa. Rengini ve safini belli ederken asagidaki haberide dikkate alsin.
Alinti
TTB yurt çapında devam eden gösterilerle ilgili bir rapor yayınladı.Yayınlanan raporda Mehmet Ayvalıtaş'ın hayatını kaybettiği açıklandı.
Yapılan açıklama şöyle:
Taksim Gezi Parkı’nda tamamen barışçıl olarak başlayan bir çevre duyarlılığı eyleminde ne yazık ki ilk ölüm haberi geldi.
Dün gece İstanbul 1 Mayıs Mahallesi’nde, bir otomobilin bütün uyarılara rağmen durmayarak TEM Otoyolu’nda gösteri yapan kitlenin arasına dalması nedeniyle Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) üyesi Mehmet Ayvalıtaş isimli genç hayatını kaybetti.
Öncelikle yaşamını kaybeden genç yurttaşımızın yakınlarına baş sağlığı diliyoruz.
Açık olarak ilan ediyoruz:
Bu ölümün sorumlusu; günlerdir süren demokratik gösterileri vahşice bir şiddetle durdurmaya çalışan, göstericilerin haklı taleplerine kulak vermek yerine onları “üç beş çapulcu” diyerek tahrik eden; bununla da yetinmeyip “Yüzde elliyi evlerinde zor tutuyoruz” diyerek iç savaş kışkırtıcılığı yapan siyasi iktidardır.
Hükümet’in acilen yapması gerekenler açıktır:
- Polis şiddeti durdurulmalı, polis geri çekilmelidir.
- Binlerce yurttaşımızın yaralanmasına ve Mehmet Ayvalıtaş isimli gencimizin ölümüne neden olan yöneticiler; İçişleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürü, İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü, başta Ankara, İzmir, Adana, Eskişehir, Balıkesir, Antalya, Kocaeli olmak üzere vatandaşlara şiddet uygulanan bütün illerin vali ve emniyet müdürleri derhal görevden alınmalıdır.
- Gözaltına alınan bütün yurttaşlar serbest bırakılmalıdır.
- Gezi Parkı halka açılmalı; AVM ve Topçu kışlası yapılması planlarından vazgeçildiği bizzat Başbakan tarafından resmen açıklanmalıdır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı uyarıyoruz:
Taksim Gezi Parkı’nı korumak için demokratik haklarını kullanarak barışçıl bir şekilde gösteri yapan yurttaşlara karşı bu insanlık dışı şiddet, bu zulüm, bu vahşet durmadığı takdirde korkarız ki çok daha fazla can kaybı meydana gelecektir ve bu ölümlerin sorumlusu AKP İktidar olacaktır.
HİÇBİR SİYASİ İKTİDAR BU ÖLÜMLERİN BEDELİNİ ÖDEYEMEZ!
Türk Tabipleri Birliği olarak yurttaşlarımızın demokratik haklarını kullandığı için öldürülmediği, polis tarafından ölümcül yaralanmalara maruz kalmadığı bir ortam gelişinceye kadar hekimlik hizmetini acil durumlar için yoğunlaştıracağımızı,Bu şiddetin durdurulması için ülke çapında yapacağımız eylemi diğer emek, meslek örgütleriyle birlikte kararlaştırarak gün içinde kamuoyuna açıklayacağımızı duyururuz.
-
Evet bazi arkadaslar provakasyonda dem vuruyorlar.
Iyi alin size provakasyon.
Ne zamandir polisimiz kalesnikof marka silah kullaniyor?
(http://i.radikal.com.tr/480x325/2013/06/03/fft64_mf1485514.Jpeg)
Gezi Parkı'nda Kalaşnikof paniği
Taksim Gezi Parkı'nda devrilen bir polis aracından düşen kalaşnikof tüfeğin göstericilerden bir tarafından alınarak götürüldüğü görüntüler ortaya çıktı.Gezi Parkı'nda Kalaşnikof paniği
İnternette yayınlanan görüntülerde devrilen ve tahrip edilen bir polis aracı ve bu araçta kalan kalaşnikof tüfek göstericilerin elinde görülüyor.
Tüfeğin kabzasına dokunmamak için çaba gösteren göstericiler arasında bu sırada bir şaşkınlık ve panik yaşanıyor.
Göstericilerden biri sonunda kayışından tuttuğu otomatik tüfeği gördüğü polise teslim edeceğini söyleyip uzaklaşıyor. Görüntülerde ve kendi aralarındaki konuşmalarda göstericilerin Kalaşnikof tüfekten uzak durma çabaları dikkati çekiyor.
Görüntülerin paylaşıldığı sitede "Emniyete geri teslim edilmiştir" denilen silahla ilgili şu bilgiler aktarılıyor:
Gezi parkında bulunan polis aracının içerisinden çıkan AK47 Kalaşnikof marka silah... Şarjörü takılı ve içinde mermi var halde bulunmuştur. Orantısız gücün göstergesidir... Silah güvenlik tedbiri alınarak şarjörü çıkartılmış ve Halk tarafından emniyete geri teslim edilmiştir (dha)
Alintidir.
Simdi sormak lazim polis bu silahi nereden getirdi, cünkü polis tarihinde kalesnikof kullanmamistir.
Polis bu silahi niye buraya getirdi?
Amac kimi veya kimleri vurmakti?
Vurduktan sonra kimlerin üstüne atmakti?( ki tarihimiz böyle cirkinliklerle doludur)
Bu silah daha önce nerelerde kullanildi?
Daha soralimmi?
-
Sivil polisler kaleşnikof kullanırlar sayın Tij bilginiz olmayabilir. Sivil kıyafetli olanlarda sivil polislerden başkası değildir. Tarihinde nasıl kaleşnikof kullanmamıştır polis? Bu bilgiye nereden ulaştınız bilmiyorum ama ben doğuda durduğum sürede sivil polislerin %90 ı alenen olmasada kaleş kullanıyorlardı.
""Simdi sormak lazim polis bu silahi nereden getirdi, cünkü polis tarihinde kalesnikof kullanmamistir.
Polis bu silahi niye buraya getirdi?
Amac kimi veya kimleri vurmakti?
Vurduktan sonra kimlerin üstüne atmakti?( ki tarihimiz böyle cirkinliklerle doludur)
Bu silah daha önce nerelerde kullanildi?
Daha soralimmi?""
Böyle bir soru tarzı da olamaz kimse kusura bakmasın. Bilginiz yoksa bu konuda araştırmanızı öneririm. Konuya itafen yazmadım yanlış bildiklerinizi bir nebze düzeltebildiysem ne mutlu bana... Saygılarımla....
-
Oooşşttttttt ordan , sen kimsin ki daha ASLAN' lı yolda leşini sererler .Doğru kulübene sahibin gezide ; gelince tasmanı takar gezersiniz , iki can dost olarak ...
>:( >:( >:( >:( >:( >:( >:( >:( >:(
Saygılar
-
Sayin yazbenide bana cevap niteliginde birseyler yazmis ama cok önemli bir sey degil, bir cümlesi haric.
Zaten oda herseyi ele veriyor. Cümle aynen su:
ben doğuda durduğum sürede sivil polislerin %90 ı alenen olmasada kaleş kullanıyorlardı.
Hatta bu cümlenin su iki kelimesi cok daha önemli.
alenen olmasada
Zaten ülkemizin son 30 senesine hep bu "alenen" olmayan silahlar yön verdi.
-
Bunun adı teokratik faşizmdir. Kendi entellektüel düzeylerini ortaya koyuyorlar. Eylemcilerden hiç birisi, vefat eden bir insanın hakkında konuşmuyor, bunlar nasıl eğitim, aile terbiyesi aldıysa ancak ölen insanların arkasından atıp tutarak iş çeviriyorlar. Gerçi bunların başı bile vefat etmiş iki liderimiz hakkında atıp tutuyor, bilmem nerenin bilmem neyin başkanı da onu takip eder doğal olarak, kavalın sesi nereden gelirse oraya gider.
Saygılarımla
-
Sayın Tij'in söylediklerini ve sorularını çok mantıklı bulmuştum. Fakat sayın yazbenide'nin söyledikleri de beni şaşırttı. Sivil polisler gerçekten de kalaşnikof kullanıyor mu? Yasal olarak? Bu konuda bilgisi olan var mı?
Birde şöyle bir şey var: Diyelim ki evet sivil polisler yasal olarak kalaşnikof kullanıyor (ki bunu tam olarak bilmiyorum). O an orada o silahın işi ne? Ne yapacak yani biber gazı yetmeyince çıkarıp kalaşnikof ile hareket eden herkesi vuracak mı? İnsanları tarayacak mı? Silahı bulan siviller canları yandığı için polise ateş açabilir. Kendi gözlerimle gördüm resmen biber gazlarını insanların yüzlerine kafalarına atıyor polis. Çok sıcak olduğu için de çıplak deriye geldiği anda resmen eritiyor. Ayrıca içeri girmeye çalışanlara nasıl davrandıklarını da gördüm. Resmen öldüresiye vuruyorlar joplarla. "öldüresiye" kelimesini de öyle abartı olsun diye kullanmadım. Olaylar evimin çok yakınında oluyor ve kendi gözlerimle 2 kez gittim gördüm. Bu durumda canı yanan ona insan o sinirle kalaşnikofu kullanabilir. Oraya getirilmesi her açıdan yanlış. Ve bana göre insanlara doğrudan fırlatmaları yasak olan o biber gazını bile bile isteye isteye herkesin yüzüne kafasına vucudana atan, yaklaşan insanlara joplarla öldüresiye vuran polis, o kalaşnikofu da iyi bir niyetle getirmemiştir. Gidip görmeden önce "polis ne yapsın onlar da emir alıyor" diyordum fakat onlarınkisi emir falan değil.
Göstericilere müdahale etmek tercih değildir, emir gelir yaparsın. Biber gazı atmak tercih değildir emir gelir sen yaparsın. Ama lazer pointer ile gaz bombasını insanları kafalarına isabet ettirmek tercihtir. Öldüresiye vurmak tercihtir. iNSANLARI SIKIŞTIRIP YÜZÜNÜ TEKMELEYEREK DÖVMEK TERCİHTİR. Yerlerde sürüklemek tercihtir. Kimse bana polisi savunmasın olaylar abartılıyor demesin. Gittim gördüm.
-
Sayın Imia,emniyet genel müdürlüğü ve TSK özellikle de Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde Kaleşnikof silahı mevcut.
Genellikle,taşıması,gizlenmesi kolay olduğu için sivil çalışan güvenlik güçlerine bu silahların verilmesi neredeyse gelenek haline gelmiştir.Zira,diğer uzun namlulu silahların araçta taşınması ve herhangi bir saldırı esnasında kullanılması oldukça zordur;manevra kabiliyetini kısıtlar.
Dolayısıyla,o araçtan o silahın çıkması gayet doğaldır.
Saygılarımla
-
Biz o silahlarin nerelerde, hangi sartlarda daha dogrusu hangi doga satlarinda ve hangi arazi sartlarinda kullanildigini ve özelliklede nerelerden alinip kimlere karsi kullanildigini az cok biliyoruz.
Ve sunuda özellikle belirtelimki, PKK basta olmak üzere diger bir iki illegal örgütün insanlari "dagda" hep bu silahi kullaniyorlar , ki bu silah dag silahidir.
Simdi benim hep merak ettigim bir sey vardi. Bu öldürülen PKK"lilein, vaya teslim olanlarin silahlari ( ki hemen hemen hepsi Kles"tir) veya yapilan baskinlarda magaralarda elegecirilen Kles"ler nerede?
Acaba dün ele gecen kles bunlardan biri olamazmi?
Bununla bir kac kisiyi veya özellikle polisi vurup, sonrada ortaya cikip" iste bakin biz size bunlar terörist dedik siz bize inanmadiniz, bu silah terör örgütünün silahidir" diyemezlermi?
Nede olsa basi(niz)mizda Kenan Evrenin elini öpmüs ve ondan ders almis bir basbakan var.
-
Sayın Tij;
bu silahlar,Sovyetler birliği dağıldığında Almanya tarafından bize hibe edilen Doğu Almanya askerlerinin kullandığı silahlardır.İlk önce güney doğuda ki birliklere dağıtılan bu silahlar,Almanya'nın itirazı üzerine batıdaki bazı birlikler ile sivil görev yapan unsurlara verildi.
Teröristten yakalanan silahları,hiç kimse kullanmaya cesaret edemez;çünkü,yakalanan silahlar öncelikle balistik muayeneye gider,sicili işlendikten sonra müsadere ve imha edilir.Böyle bir silah kullanıldığı taktirde adli emanet görevlilerinin başı belaya gireceği gibi,kimin kullandığıda anında tespit edilir.
Sanırım,siz illegal olarak kullanılabilecek silahların endişesini taşıyorsunuz.Bunun için teröristin silahını kullanmaya gerek yok;kuzey ırakta bu silahlar ve mühümmatı için pazar kuruluyor.
Saygılarımla
-
Sayin ceycet, siz benim anlatmak istedigimi anlamakta galiba zorlaniyorsunuz.
Sizce daha önce bir askerimizi vuran bir silahin takim"de kullanilmasi neanlama gelir?
HaaaaaAA balistik, sicil, biz bunlari elli senedir dinliyoruz, hatta susurlukta cikan silahlarinda bilistikleri vardi daha önceden ama bir eroin saticisi fasistin arabasindan cikti.
Saygilarimla
-
Sayın Tij,
ben 20 sene bu işi yaptım,söylediğiniz riski kimse almaz;alsaydı bugüne kadar yüzlerce örneği olurdu.
O sizin dediğiniz,Amerikan filmlerinde ki komplo teorilerinde oluyor.
Bugün o kalabalığa kim ne ile ateş ederse etsin,bu komplo teorisyenleri hemen devleti suçlar.
Saygılarımla
-
Siyasilerin yapmakta geciktiği itidal çağrısını yapıyorum.
Yoksa her iki gruptan da arkadaşlara gaz sıkılması için Sn Moderator Arais'i çağıracağım :)
Kısacası, yol yakınken öpüşüp barışın :)
Sevgiler
-
Sayın Tij güvenliğin sağlanması gereken yerlerde caydırıcı olmak maksadıyla sivil polisler kaleşi alanen kullanırlar. Diğer durumlarda kaleş araçta durur. Bu insanların emir kuludur ve yetki verildiği derece müdahale ederler. Yetki verilmeden müdahale edilirse yasal yollara başvurulur. Daha polisin kaleş kullanıp kullanmadığını bilmeden bu tip saçma sorgulamalar yapılamaz. Medyanın gazına gelip yapılabilir tabi!
-
Sayın Tij'in söylediklerini ve sorularını çok mantıklı bulmuştum. Fakat sayın yazbenide'nin söyledikleri de beni şaşırttı. Sivil polisler gerçekten de kalaşnikof kullanıyor mu? Yasal olarak? Bu konuda bilgisi olan var mı?
Birde şöyle bir şey var: Diyelim ki evet sivil polisler yasal olarak kalaşnikof kullanıyor (ki bunu tam olarak bilmiyorum). O an orada o silahın işi ne? Ne yapacak yani biber gazı yetmeyince çıkarıp kalaşnikof ile hareket eden herkesi vuracak mı? İnsanları tarayacak mı? Silahı bulan siviller canları yandığı için polise ateş açabilir. Kendi gözlerimle gördüm resmen biber gazlarını insanların yüzlerine kafalarına atıyor polis. Çok sıcak olduğu için de çıplak deriye geldiği anda resmen eritiyor. Ayrıca içeri girmeye çalışanlara nasıl davrandıklarını da gördüm. Resmen öldüresiye vuruyorlar joplarla. "öldüresiye" kelimesini de öyle abartı olsun diye kullanmadım. Olaylar evimin çok yakınında oluyor ve kendi gözlerimle 2 kez gittim gördüm. Bu durumda canı yanan ona insan o sinirle kalaşnikofu kullanabilir. Oraya getirilmesi her açıdan yanlış. Ve bana göre insanlara doğrudan fırlatmaları yasak olan o biber gazını bile bile isteye isteye herkesin yüzüne kafasına vucudana atan, yaklaşan insanlara joplarla öldüresiye vuran polis, o kalaşnikofu da iyi bir niyetle getirmemiştir. Gidip görmeden önce "polis ne yapsın onlar da emir alıyor" diyordum fakat onlarınkisi emir falan değil.
Göstericilere müdahale etmek tercih değildir, emir gelir yaparsın. Biber gazı atmak tercih değildir emir gelir sen yaparsın. Ama lazer pointer ile gaz bombasını insanları kafalarına isabet ettirmek tercihtir. Öldüresiye vurmak tercihtir. iNSANLARI SIKIŞTIRIP YÜZÜNÜ TEKMELEYEREK DÖVMEK TERCİHTİR. Yerlerde sürüklemek tercihtir. Kimse bana polisi savunmasın olaylar abartılıyor demesin. Gittim gördüm.
Sayın İmia kullandıkları silahlar tabiki yasal ve hepsinin seri numaraları şahıslara senetle zimmetli. Bir jandarma veya polis devriyeye veya göreve çıkarsan silahsız çıkamaz. Bu silah o şahısa zimmetli nasıl orada ne işi var. Görende normal bir araçtan çıktı sanır. Emniyetin aracından çıkıyor ve gayet doğal bu. Askerlik görevi falan yapmadınız mı acaba siz?
-
Evet bugün Anitkabir"i yikmaya calisan bu zihniyetin gecmisteki pasa babalarida Atatürk"ün Selanik"teki evine bomba atmislardi.
Yoksa sayin ceycet, Atatürk"ün evine bombayi atan MIT"in selanikte okuyan elemani degilmiydi?
Acaba yillarca dogu ve güneydoguanadoludaki binlerce faili mechullerden hangisi aydinlatilabildiki?
Ama ben sayin ozkann"i dinleyelim diyorum ve sayin Arais"in bize gül vermesine gerek kalmadan,,,,,,,,
Saygilarimla
NOT
Ben yukardaki mesajimi bitirdigimde sayin yazbenide"nin mesaji geldi.
Okuyanda bu üyemizi demokratik bir ülkede yasiyor sanacak.
-
Sayın Tij ben Atatürkçü bir insanım. Faili meçhul cinayeti işleyen insanların silahları da yasaldı. Onlara o zamanki hükümet tarafından yetki verilmişti! Bambaşka bir tartışma konusudur bu da. Benim anlatmak istediğim olay medyanın durumu başka yöne çekmesi.Polis kaleş kullanırmıymış? Silah niye ordaymış? Kimi öldürecekmiş? vs.vs. Yanlış bildiğiniz bir şeyi ben netleştirmek istedim. Konuyla alakalı yazmadım farkındaysanız.Saygılarımla....
-
http://gundem.milliyet.com.tr/gosterilerde-yasamini-yitiren/gundem/detay/1718356/default.htm (http://gundem.milliyet.com.tr/gosterilerde-yasamini-yitiren/gundem/detay/1718356/default.htm)
Medyanın olayları yansıtması tamamen kışkırtıcı nitelikte. Dün ateşli silahla vuruldu dediler aslında böyle bir durum yok. Neden yanlış haber yapıyorlar. İnsanlar neden gerçek bilgiye ulaşamıyor. Her kesim kendi menfaatini düşünürse bu ülkede ne demokrasi olur ne özgürlük... Anlayamıyorum.....
-
http://haber.mynet.com/eli-sopalilar-sivil-polis-cikti-700461-guncel/?utm_source=facebook&utm_medium=referral&utm_campaign=fb (http://haber.mynet.com/eli-sopalilar-sivil-polis-cikti-700461-guncel/?utm_source=facebook&utm_medium=referral&utm_campaign=fb)
eli sopalılar da söylediğim gibi sivil polisler....
-
Güneydoğuda halen faili meçhul bir cinayet,biraz donanımlı olan oluşumlarca kolayca işlenebilir.
Ancak bugün kü şartlarla açık alanda Taksim'de faili meçhul bir cinaye işlemek neredeyse imkansız.
Üstelik bunu sicili bozuk bir silahla işlerseniz,olaydan sonra kimliğiniz tesbit edilemeyecek şekilde kendinizi öldürmeniz gerekir ki,buda mümkün görünmüyor.
Sicili bozuk silahın riskine gelince,yakalandığınız taktirde askerlerin cinayeti de üzerinize kalır ve kolaylıkla sizi yönlendiren erkler,paçayı ele verir.
Sayın Tij,bir gelenektir ki,bir suça karışan bir silah asla ikinci kere kullanılmaz;bu bütün örgütlerin benimsediği bir kuraldır.Parmak izi bırakmaya benzer,asla akılcı değildir.
Beni mazur görün ama,tahayyülünüzü gerçekleştirmeye girişen kimselerin oldukça aptal ve deneyimsiz olması gerekir.
Saygılarımla
-
Sayın Tij ben Atatürkçü bir insanım. Faili meçhul cinayeti işleyen insanların silahları da yasaldı. Onlara o zamanki hükümet tarafından yetki verilmişti! Bambaşka bir tartışma konusudur bu da. Benim anlatmak istediğim olay medyanın durumu başka yöne çekmesi.Polis kaleş kullanırmıymış? Silah niye ordaymış? Kimi öldürecekmiş? vs.vs. Yanlış bildiğiniz bir şeyi ben netleştirmek istedim. Konuyla alakalı yazmadım farkındaysanız.Saygılarımla....
Sayın yazbeni doğru söyler.O silahlar,devlet yetkililerince İsrail'den kayıtdışı olarak alındı.Bedeli olan 12 milyon dolar da,örtülü ödenekten ödendi.Bu artık gizli bir bilgi değil.
Kim kullandı derseniz;adına ister susurluk çetesi deyin,ister derin devlet deyin,istersenizde Ergenekon oluşumu deyin;işte orası halen karanlık.