Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: ozgurluk  (Okunma sayısı 15738 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 28, 2011, 10:23:00 öö
Yanıtla #20
  • Ziyaretçi

tabiki ekonomik olarak özgürlük önemli bir kavram , ne kadar paranız olursa özgürlüğünüzde artacaktır, sürekli çalışıp özgür olunur mu ? hiç sanmıyorum hayatının büyük bölümünü çalışarak geçiren bir insanın modern kölelerden ne farkı olabilir ki ?
tabiki inanç özgürlüğüde önemli , sonuç olarak özgür bir dünyada yaşamıyoruz bunu söylemem yanlış olmaz sanırım...
fakat bazı ülkelerde özgürlük ve ekonomik refah diğer ülkelere göre farklılık göstermektedir bunda etkin rol oynayan kültürel etkiler olarak düşünmekteyim gerçekten özgürlük kavramı geniş bir kavram işin hele birde ekonomik yönüyle ele alırsak işsizlik verilerine bakacak olursak kişi başına düşen milli gelirlere bakarsanız dünyaya 7 milyar insan çok geliyor bence refah seviyesi daha az insanla artacağını düşünmek yanlış olmaz tahminimce...

Saygılarımla,
418


Eylül 28, 2011, 11:12:50 öö
Yanıtla #21
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Bu başlık forumun "Felsefe" bölümünde yer alıyor.

Biz bu başlık altında neyi tartışıyoruz?... Toplum içinde kişinin nesnel özgürlüklerinden bir bölümünü, hepsini değil, özellikle ekonomik özgürlüğü. Onu da felsefi bir boyuttan ele almakta değiliz. Şayet felsefi boyuttan ele alsak, ben çok zengin bir adamın özgür değil nasıl tutsak hatta köle olduğunu anlatabilirim.

Öte yandan bir başka şey dikkatimi çekti.

Bir sözcük olarak özgürlük Masonlukta çok önemli çünkü Masonluğun üç asal ilkesinden birini yansıtıyor.

Nitekim forumun Evrensel Masonluk bölümünde özgürlük konusuna üç alt bölüm ayrılmış. Değil bir tek başlık, üç adet alt bölüm.

Nitekim bu başlık altında yapılmış olan tartışmların benzerleri bir ölçüye kadar orada da var.

Belki bu başlık altındaki tartışmaları orada yapmak daha doğru olurdu.

Burada ise en son Sayın 418 çalışarak nasıl ekonomik özgürlüğün elde adileceği konusundaki kuşkulu sorusunu ortaya atınca, bir ara atlar ile eşekleri anlatmayı düşündüm. Hayvanlar Çiftliği'nden bir anımsatma da verebilirdim. Fakat bu bir alegorik anlatıım olur ve korkarım burada konuyu güncel sıkıntılar açısından ve çok dar bir bakışla ele alanlara bir şey getirmeyebilir.


 
« Son Düzenleme: Eylül 28, 2011, 11:16:05 öö Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 28, 2011, 11:31:20 öö
Yanıtla #22
  • Ziyaretçi

Sayın ADAM,

size şu konuda katılıyorum zengin bir adam mesela zamanında yurt dışında iş yapıp parasını İngiliz Sterlinine yatırıp ücra köşelerde yaşıyan insanlar vardır mutlaka , o konuda size katılıyorum oda bir nevi tutsak hayatı parayı harcamadan yaşıyor...
para herzaman mutluluk getirmez, oda ayrı bir yaklaşım...

Saygılarımla,
418


Eylül 28, 2011, 11:38:16 öö
Yanıtla #23
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Özgürlük insana başkalarınca değil, önce kişinin kendisince verilmeli.

Hiç parası, hiçbir mal varlığı olmayan bir kişi ekonomik bakımdan özgür olabilir.

Çok parası, dünyanın mal varlığı olan bir kişi bu ekonomik durumu nedeniyle, bırakın bir yerde münzevi olmasını falan, toplumun içinde ortalık yerde, herkesin gözü önünde tutsaklığı yaşamakta olabilir.

Bu anlatım bu başlığın Felsefe genel başlığı altında oluşundan ötürüdür. Hatta bunu Toplumbilim başlığı altına da alabilirsiniz.

Yeterince parası ve mal varlığı olmayan bir kişyi nasıl olana imrenir, nasıl onu özgür ve kendini tutsak sanırsa, bilmeli ki belki asıl özgür kendisi, asıl tutsak odur.

Belki biraz Hz. İsavari bir düşünce tarzı bu. Hani o hep insanlara yoksulluğu önermiş ya...

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 28, 2011, 02:54:59 ös
Yanıtla #24
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Mutsuzluk - Muhtaçlık

Sanırım bu başlıkta özgürlük tartışılmıyor.  Alt unsur olarak belki ''özgür değiliz'' var olsada aslında mutsuzluğumuz tartışılıyor.
Neden mutsuzuz? yada neden muhtacız? özgür olmadığımıza bağlanmaya çalışılıyor. Ekonomik yönden özgür olan insanların mutlu messut olduğu düşünülüp tartışılıyor. Alakası yok (büyük harfle)

İnsanları mutsuz eden tek bir unsur vardır oda HIRS dır. Tabi bu mevzuya ayrı bir başlık açılırsa orada tartışılır.

Özgürlük kavramını ekonomiye bağlamak başından hatalı diye düşünüyorum. Ayrıca ekonomik olarak kimse özgür olamaz buda ayrı bir paradoks
Saygılarımla


Eylül 28, 2011, 06:57:26 ös
Yanıtla #25
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Sayin ADAM,

" Özgürlük insana baskalarinca degil, önce kisinin kendisince verilmeli" cümlenizi biraz acarsaniz sevinirim.

Isterseniz ben ne anladigimi ( belkide ne anlamak istedigimi) yazayimda siz anladigimin sizin kastettiginize uyup uymadiginida söyleyin.
Özgürlük insana gökten zembille inmez insan kendi özgürlügü icin, kendisinin insanca yasam kosullarinda yasamasi icin ve kendisini insanca en iyi sekilde gelistirebilecegi maddi ve manevi sartlar icin mücadele etmesi lazim.
Tabbi burda kastim tek tek insanlar degil genel manada bütün insanlik. Daha önce sordugum bir soruya henüz kimse bir cevap vermedi veya dokunmadi. Tekrar edecem.
Özgürlük bireysel bir olgumudur yoksa toplumsalmidir. Özgür olmayan bir toplumda yasayan bir insan nekadar kisisel özgürlügünden bahsedebilir, bu nekadar ahlak kurallarina uygundur.
Saygilarimla


Eylül 28, 2011, 07:31:36 ös
Yanıtla #26

Özgürlüğün çok farklı tanımları var. Mesela literatüre de girmiş iki kavram; Pozitif özgürlük ve negatif özgürlük.

Pozitif özgürlüğü savunanlar şunu diyor; "İnsanın özgür olabilmesi için yaşayabilmesi, yaşayabilmesi için de asgari ihtiyaçlarını karşılaması gerekmektedir. İhtiyaçlarını karşılayamayan birey, özgür değildir. Dolayısıyla bu insanı özgür kılmak için, ona ihtiyaçlarının verilmesi gerekmektedir." Yani pozitif özgürlükçüler, insanın özgür olabilmesi için bir şeylere, ki bu şeyler maddi şeylerdir, "sahip olmasını" gerekli görürler.

Negatif özgürlüğü savunanlarsa şunu diyor "İnsan, engellenmediği sürece özgürdür. Hayatını nasıl idame ettireceği kişinin kendisini ilgilendirir. Bu konudaki ihtiyaçlarını kişi kendisi sağlamak durumundadır. İhtiyaçlarını karşılayamayan insan, özgür olmayan bir insan değildir; sadece ihtiyaçlarını karşılayamayan bir insandır.   Özgürlük, insanın, başka insanlara zarar vermediği sürece engellenmemesinin garanti altına alınmasından başka bir şey değildir."

Ekonomik olarak herkes özgürdür. Çünkü herkes ekonomik olarak istediği işi yapabilir, istediği malı alıp satabilir; ona bu yollar açıktır. Eğer bir insan bir bakkal açmaya karar verirse, her şeyini hazırlarsa, ama birileri onun bu dükkanı açmasını gayri meşru yollardan engellerse, işte o zaman o insan için ekonomik olarak özgür değildir diyebiliriz. Yoksul bir insan da, zengin bir insan da, bunun için, ekonomik olarak özgürdür. O yoksul insan iş aramaya çıkabilir. Eğer iş aramasına izin verilmezse, o zaman ekonomik özgürlüğü yoktur diyebiliriz. Yani, ekonomik alanda engellenmeye maruz kalmayan her insan  ekonomik olarak özgürdür.

Ekonomik özgürlüğün, parayla ilgisi bu yüzden yoktur. Çoğu kişi, ekonomik özgürlüğü, satın alma gücü ile karıştırıyor. Bir insanın satın alma gücü düşük olabilir. Ama yeterli parayı kazanır da biriktirirse, istediği o şeyi satın alma gücüne ulaşabilir de.  Sırf parası yoktur diye o kişi için "ekonomik özgürlüğü engelleniyor" diyemeyiz. O kişinin sadece parası yoktur, ve parasının olmamasına neden olan şey de kendisidir. İşidir. İçinde bulunduğu koşullardır. Yeter ki kimse bu adamın parasını çalmamış, ve ekonomik alandaki geçişliliğini bilinçli olarak engellememiş olsun.

Ekonomik satın alma gücü, bir de "huzur"la karıştırılıyor sanki. Huzurun parayla bir ilgisi yoktur. Refahın vardır fakat Huzurun yoktur. Sn Hacamat kişiyi mutsuz kılan şey "hırstır" demiş. Öyledir. Daha doğrusu, kişiyi mutsuz kılan şey, kendisine koyduğu hedeflere ulaşamamış/ulaşamıyor olmasıdır. Çok zengin bir adam, huzursuz olabilir, çünkü hedeflerine ulaşamamıştır. Ama hedeflerine ulaşan ve iş hayatını seven bir zengin için de tutsaktır diyemeyiz, çünkü o hedeflerini yaşamanın bilincinde olarak "mutlu" bir insandır. Dışarıdan bize nasıl göründüğü, veya onun hayatının bizim istediğimiz hayatla farklılık göstermesi, onun için "tutsaktır" dememize gerekçe olmamalı. Huzur ve mutluluk, bireysel bir konudur. Tartışmaya kapalıdır. Diyojen bir fıçı içinde mesuttu. Ali Ağaoğlu da işiyle mesut. Bu iki insanın ortak noktaları huzurlu olmaları, ve bunun gelirleriyle değil, "olmak istedikleri" şeylerle ilgisi var.

Saygılar
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare