Sosyal Siyaset, literatürde bazen “Sosyal Politika; Toplumsal Politika; İçtimaî Siyaset; Refah Politikası” gibi kavramlarla eş anlamlı tutulmaktadır.
Sosyal siyaset, genelde toplumun değişik sosyal kesimlerinde ortaya çıkan muhtelif sosyal sorunları ortadan kaldırmayı ve herkesin sosyal refahını temin etmeyi ve yaygınlaştırmayı hedefleyen tedbirlerin ve uygulamaların bütünüdür. Bir başka ifadeyle, çalışma hayatının yanında sosyal hayata yönelik düzenleyici ve iyileştirici politikaların bütünüdür sosyal siyaset.
Bir bilim dalı olarak sosyal siyaset, iktisadî faaliyetlerin, bazı sosyal kesimlerde doğurduğu maddî olumsuzlukları ve sosyal adaletsizliği gidermeyi hedef alan bir disiplindir. Diğer taraftan, sosyal hayatın iktisadî düzenlemelerin yanında sosyal ahlâk esaslarının şemsiyesi altında dizayn edilmesi gerektiğini ileri süren bir bilim dalıdır. İktisat ilmi, ekonomik faaliyetlerin işleyişini, gelirin nasıl dağıldığını araştırırken, sosyal siyaset, ekonomik faaliyetlerin, gelir ve servet dağılımının, ahlâkî ve âdil esaslara göre nasıl oluşması gerektiği ve bu istikamette alınması gereken politikalar üzerinde durmaktadır.
İlk kez 19. asrın ikinci yarısında Almanya'da ortaya çıkan bu kavram, özellikle sanayi devrimi sürecinde gün ışığına çıkan işçi sorunlarıyla birlikte önem kazanmıştır. Bunun için, bazı bilim adamları sosyal siyaseti, sınıflar arasındaki çatışmaları, çelişkileri ve dengesizlikleri gidermeye, sınıflar arasında uyum sağalamaya dönük bir bilim dalı olarak tarif etmiştir.
Kavramın tarihî kökenlerine inildiğinde (dar ve klâsik mânâda) sosyal siyaset, kapitalist iktisat düzeninde işçiler ve işverenler arasında ortaya çıkan menfaat çelişkilerinin ve çatışmalarının barışçı yöntemlerle ortadan kaldırılmasını ifade etmektedir.
Sosyal siyasetin asıl hareket noktasını, üretim sürecine emeğiyle katılan işgücünün korunmasına, endüstri ilişkilerinin âdil bir şekilde kurumsallaşmasına ve böylece sınıflar arası sosyal gerginliklerin asgariye indirilmesine yönelik tedbirler oluşturmuştur.
Sosyal değişim ve sosyal gelişmenin yanında zamanla farklı ve yeni sosyal problemlerin ortaya çıkması ile birlikte sosyal siyasetin tanımı, muhtevası ve hedefi de buna paralel olarak değişmiştir.
Modern sosyal siyaset, bugün hemen hemen bütün sosyal alanların ve bütün sosyal grupların sorunları ile ilgilenmekte ve çözümler üretmektedir (geniş manada sosyal siyaset). Toplumdaki tüm sınıfların ve grupların sosyal güvenlik, sağlık, eğitim, istihdam, konut gibi problemlerini çözme vazifesini üstlenen modern sosyal siyaset, sosyal devletlerin değişik sosyal sorunların çözümünde en önemli vasıtası hâline gelmiştir.
Bazılarına göre sosyal siyaset, gelir ve servet dağılımı politikasıdır. Hukukçulara göre sosyal siyaset, sosyal kurallardan müteşekkil bir sosyal hukuk sistemidir. Ontoloji, psikoloji, ahlâk ve din uzmanlarına göre sosyal siyaset, insanların fıtratına ve benimsenen ahlâkî değerlere göre düzenlenen (düzenlenmesi gereken) sosyal politikaların bütünüdür. Buna göre de sosyal siyaset, sosyal ahlâk ilmidir. Bütün bu tanımlamalardan da anlaşılacağı gibi, sosyal siyasetin ilgi alanı ve yelpazesi çok geniştir. Bunun için sosyal siyasetin önemle üzerinde durduğu konulara bir göz atalım: