Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Nedir? => Ezoterizm => Konuyu başlatan: AQUA - Haziran 11, 2011, 08:58:09 ös
-
''En pratik öğrenme yolu bilgiyi hafızada en iyi saklama ona bir olağanüstüklük kazandırmakla ve tekrar etmekle olacaktır.Bu görüşlede mitlerden kutsal kitaplara değin devam eden bütün bilgiler; içinde bir gerçekliği ve olağan üstülüğü barındırdığı için süregelmiştir.Yanlış kullanıma mahal vermemek ve korumanın en etkili yolu ise sembollerle gizleyerek anlatmaktır.Günümüze kadar gelmeyi başaran hic bir öğretiyi yadsımadan safsata kabul etmeden bir kez daha okuyup bir kez daha anlamaya çalışmak hayatın farklı devrelerinde gözden gecirmek isabetli olacaktır.''
Herşey zıddıyla vardır, belki yaşamı iyi anlayabilmek ölümü anlamakla daha mümkün ve anlaşılır olacaktır.Bir de bu açıdan bakarak farklı bir bakış açısıyla aşağıda ki yazıyı sizlerlede paylaşmak istiyorum;
(Tibetin ölüler kitabı :
Tibetin kutsal kitabı olan ''ölüler kitabı , ölüme hazırlık ölüm sonrası uyanış ve tekrar Tibet ölüler kitabı (Bardo Thödol), insan olayının ölüm olayından sonrasına dek içinde bulunacağı koşulları ve geçireceği bilinç hallerini ayrıntılı bir biçimde açıklar ve ruha ölüm sonrasında geçirebileceği haller konusunda rehberlik yapar.Bir çok kişiye alışmadık bilgiler sunan yepyeni bir düşünce tarzını ortaya koyan, antik bir metindir.Bu bilgilerin anlaşılması zor gibi gözüksede ruhsal yolu izleyen bir insanın kavraması son derece kolaydır;çünkü bu metnin dilinde, karmaşıklığın altında bir basitllik gizlidir.
Kitabın Tibet dilinde ki adı Bardo thödoldur.Bu ad, ''bar'', ''thos'' ve ''grol'' sözcüklerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur.''Duyarak aracı hallerden kurtuluş'' anlamına gelir.
Bu kitapdan adındanda anlaşılacagı gibi, ölmekte olan kimseye öte alemde yardımcı olması amacıyla, huzurunda okunacak biçimde düzenlenmiştir.Bu kitaptaki bilgilere göre, kişinin imijinasyonunu, niyet düşünce ve duygularını denetleme yeteğini henüz yeryüzünde kazanabilmiş olması kendisine ölüm sonrası yaşamında son derece yararlı olur ve bedenini terkeden herkesin geçirecegi ilk zor aşamaları kolayca atlatmasını sağlar.Dolayısıyle kadim Tibet tradisyonuna göre bu yeteneği henüz dünyada kazanabilmiş olanlara bu kitabın okunmasına gerek yoktur.O alemde karsılasacagı olaylar kişinin kendi zihinsel faaliyetlerının urunu olacagından, zihnini ve duygularını denetleyebilen kişi, haliyle o olaylarıda denetleyebilecektir.
Budizm inancının amacı tekrar doğmamaktır.Dünyevi acılara son vermenin en sağlam yolu, bir daha ana rahmine düşmemenin yolunu bulmak, kurtuluşa ulaşmaktır.Diğer bir deyişle, ölen kişinin asıl hedefi olan yere gitmesi için yol gösterilmektedir.Kişi öldüğünü anlayacak ve buna göre ruhlar dünyasında ruhuna sahip cıkacaktır.
Tibet ölüler kitabına görehayat çarkı altı bölümlüdür ve içinde altı bölüm barındırır.Bunların hepsi samsaraya tabidir.Samsara alemlerinden tek kurtuluş yoluda arzu ve hırsları yok eden , duygularını aklı ile kontrol edebilen, nefslerine hakim Bodişavatların yoludur.Sadece bu yolla sonsuz acı ve zevklerin birbirini kovaladığı ve sonsuza dönen hayat carkından kurtulup yedinci bir alem teşkil eden Bodişavatların diyarına gitmek mümkündür.
Aslında sözcuk anlamı ile ''ara hal '' anlamına gelen ''Bardo'' terimi ruhun içinde bulunan bilinç hallerini belirtir.Ölüm denilen ruhun bedeni terk etmesinden hem önce hem sonra yaşanabilecek olan ara haller konusu önemli bir konudur.Aracı haller 6 grupta ele alınır.
1-Kyenay Bardo:Doğum öncesiden anne karnındayken yaşanan bilinç durumu
2-Milam Bardo: Ruya sırasındaq yasanan bilinç durumu
3-Tinzegin Bardo:Meditasyon sırasında bilinç durumu
4-Chikai Bardo: Ölüm halindeki bilinç durumu
5- Chönyid Bardo: Ölüm sonrasında bilinç durumu
6-Sidba Bardo:Yüksek realiteye ulaşıldıgında yasanan bilinç durumu
Ölüler kitabı yaşamakta olanlar içinde önemli ruhsal süreçleri simgeler.Bardo ölümle yeniden yaşam arasında 49 gunluk nekahat dönemidir ve üç ana bölümden oluşmaktadır.Tibet ölüler kitabı M.Ö 8 y.y.da yazılı hale getirilmeden çok önceleri,kuşaklar boyunca agızdan agıza nakledilirken konuya vakıf olmayan kimseler tarafından ögrenilmesi ve istismar edilmemesi için son derece simgesel yazılmıştır.
Her ne kadar ölüler kitabı denilsede aynı zamanda bir doğuş ve yaşayış kitabı olarak da adlandırılabilir.İnsanların dunyada nefislerini terbiye etmeleri için yazılmış bir kitaptır.Ölmeden önce ölebilecek gücü ve yetkinliğe sahip gerçek ınsanın yaratımı hedeflenmiştir.
Tibet Ölüler kitabı yaşarken gelişmeyi düşünmeyi be bilgi edinmeyi önerir.Bireysel gelişim varlığın kendini tanıması ve geliştirmesi sürecidir.Sorularımıza yanıt dışımızda değil bizdedir.Ulaşmamız gereken benlik dısımızdaki değil karanlık olan içlerimizdedir.)
Sadece madde ve oluşumunu fiziksel anlamda bilmek yaradılışı acıklamaya yetmeyecektir.Fiziksel yapının dısında madde ötesi ve ruh dunyasına ait ögretileri ve bilgileri edinip harmanlamak gerekir....
''insanın savası yine kendi yarattığı gölgesiyledir.''
Saygılarımla
AquA
-
Muhteşem yazın için çok teşekkürler sayın AQUA..saygı ve sevgilerimi sunarım
-
ölüler kitabı bana göre boştur. İlk ölüler kitabı mısırlılara aittir.
Bu konuda sanırım biraz bilgim var. İsteyene her şeyi aktarabilirim.
saygılarım ve bilmişliklerimle...
-
Sn Prometheus,
Bildiğini sanmak ögrenmenın yolunu kapar.Mısır tarıhı MÖ 3050 cıvarında baslar, tibetin Ölüler kitabı yazılmaya baslandıgı MÖ 8 yy dahada eskıye dayanır..
Saygılarımla
AquA
-
Mısır ölüler kitabını daha önce forumda paylaşmıştım. Sn.Prometheus'tan ricam yeni bir başlık altında bilgilerini paylaşmasıdır.
Saygılar.
-
Sayın AQUA,
Mısırdaki piramitlerin yaşı yaklaşık 10bin yıl'dır. Nasıl oluyor da mısır tarihi 3050 de başlıyor? Bu kadar kesin tarih vermek bile büyük cür'ettir. Sanmıyorum ki bu doğru olsun.
Tibet tarihi ile ilgili o kadar eskiye tarihlenmiş hiçbir buluntu hatırlamıyorum. Sadece alüminyum ile ilgili bir buluntu vardır. Bunu da sadece Eric Von Danieken'de bulabilirsiniz ve 10bin yıla dayanmaz.
İnternette Mısırın ölüler kitabı ile tibetin ölüler kitabı hakkında araştırma yapıp buraya sonuçlarını yazacağım. Sonucu merak ediyorum.
İşin ilginç yanı: Bodavişatlar budha tarafından ret edilmiştir. O bu tarikatlere girmiş ve tatmin olmadığı için terk etmiştir. Onun inancında 8 noktadan olaşan bir tekerlek vardır. Ölüm onun için uğraşılacak bir alan değildir, ölüm diğer 7 noktadan farksızdır. Samsara yı yeniden tanmlamıştır, hatta sanırım samsara budha ile anlaşılmış yada ilk o çıkarmıştır. Şu an hatırlayamıyorum.Neyse bu başlı başına bir konudur.
Ancak Budha bile Mısır pramitleri kadar eskiye gitmez. Zaten 8. yy. demişsiniz. Yani İsadan bin yıl önce bile değil, Komik olan, m.ö 8 yüzyıl ile m.ö 3050 yılını anlamamış olmanız, m.ö 3050 demek m.ö 31 yy demektir :) Şimdi hangisi eski oluyor? 8. yüz yıl mı, yoksa 31. yy mı?
Hani sırf karşı olmak için karşı oluyormuşsunuz gibi geldi.
İlla ben biliyorum yerine, bildiğimi sanıyorum deyin bakalım ne olacak? Hangisi öğrenmenin yolunu kapıyor bir anlayalım?
Abimin bi lafı vardır; Haddini bilmeyen koç gider koca öküze sataşırmış, sonrada boynuzunu kırdırırmış. Neden bilmem aklıma bu geldi burada. Ayrıca bir atasözümüz daha vardır; Her kuşun eti yenmez.
Budizm ve o dönemlere ait bilgi isteyene, hatta sadece bir şeyler katacağına inandığım için İlhan Güngören'in "Buda ve öğretisi"ni kesinlikle tavsiye ederim. Akademik ve mükemmel anlatımlar içren bir kitaptır. Neye inanırsanız inanın bence mutlaka okumakta fayda vardır.
Sayın İlhan Güngören'in tarzından dolayı mason olup olmadığını buradaki bir mason arkadaşıma sormuş ve aynı şeyleri kendisininde düşündüğünü ve araştırdığını duymuştum. Haddim olmayarak herkese tavsiye ederim.
Saygılarımla...
Not: Sizin kitabın(Tibetin ölüler kitabı) içeriği ise binlerce hatadan ibaret, Her cümlesini burada yorumlayıp size gösterebilirm.
-
Sn Prometheus,
Öncelikle ben eksik bilgiye sahip olduğumu kabul ediyorum ve öğrenmeye çalışıyorum.Bilmek ve anlamak aynı olgular değildir.Bilgiyi gerçekten özümsediğiniz gerçekten hazmettiğiniz zaman içteki dengeyi yakaladığınızda aynı cumleleri ifade edişinizde farklılaşma oluyor.Karşıdakine savasırcasına anlatmak yerine, yerini dinginlik sakinlik ve sabırla açıklamaya çalışma eylemine dönüşüyor.Bunu ben yapamıyorum henüz kendi eleştirimi yapabilecek kadar farkındayım ama bu sitede bu anlamda başarılı olduğunu düşündüğüm kişiler var.
Bahsi geçen kitapla ilgili olarak ben biliyorum boştur, demeniz üzerine ''bildiğini sanmak öğrenmenin yolunu kapatır'' ifadesini kullandım.Sizce ''tibet ölüler kitabında '' asıl anlatılmak istenen üzerinde vurgu yapılmaya çalışan fikir nedir?(Ben hangi düşünceden yola çıkarak beğenip de paylaşmak istemiş olabilirim?).''Kitapla ilgilli ne anladığınızı düşünüyorsunuz?'' da boştur ifadesini kullandınız. :)
''Ego bir buzdağıdır. Onu erit. Onu derin sevginin içinde erit, böylelikle o kaybolsun ve sen okyanusun parçası haline gel.''(Osho'dan.Ezbere söylemler edinmekle yaşama adapte edebilmek arasından çok fark vardır.Adaptasyon yapabildiğinizde her kelimenize cumlenıze davranışınıza yansır.Sadece bilmek değil; bilgiyi yaşayanlardan olabilmek dileğiyle...
Saygılarımla
AquA
-
Ben biliyorum demedim, sanırım biraz bilgim var dedim. Başka nasıl söylenebilir ki?
Ayrıca bu konuda okuduğum kitaplarda ciddi anlamda hiçbir şey vermedi ve bilgi olarak da hiç akla mantığa yatmayan şeylerle doluydu.
Kitaba karşı düşüncem bu, boş derken size değildi elbette.
Osho'nun Kendin olmak diye de bir kitabı olması lazım.
Saygılarımla...
-
Sn Prometheus,
Çinde bulunan mısırda olanlardan cok daha yuksek beyaz pramitler ve mısırda uygulanan mumyalama tekniklerinden daha ileri bir düzeyde olan mumyalar bu coğrafyadaki uygarlıgın mısırda olandan cok daha eskiye dayanıyor olmasını düşünmemden dolayı tibet ölüler kitabının ya da öğretilerinin cok daha eskiye dayandığını algılamama neden olmuş olabilir.
Saygılarımla
AquA
-
Saygılarımla
AquA
-
Sayın AQUA , Sayın Prometheus ; aranızda gerçekleştirmiş olduğunuz bilgi transferini zevkle okudum.İlgimi çeken bir konuydu, teşekkürü borç bilirim. Saygılarımla...
-
Kitapların tartışılması ..bence, bu sekilde olmayıp, icerikleri paylasılamazmı? madem arkadaşlar okumus.
İcerigindeki bilgi olmadan o kitap benim icin boş bir kitaptır.
Sevgiler.hörmetler..