Güzel Sanat Uygarlığın en yanılmaz göstergelerinden biridir. Daha da iyisi, gerçekte Uygarlık kavramının özsel bileşenlerinden biridir, ve İnsanlık Sevgisi ve Bilgelik Sevgisi ile birlikte Güzellik Sevgisi Uygarlığın tözünü, insanda gerçekten insan olan yanı, varoluşta anlam ve değer olan şeyi oluşturur. Evrik olarak, sanatın bozulması ve yozlaşması insan ruhunun barbar bir varoluş biçimine uyarlanması için bilgide göreci pozitivizme ve duyunçta ve duyguda nihilizme eşlik eden ek bir önlemdir.
Estetik bozulma o evrensel insan değerlerini yeniden-değerlendiren, böylece onları yok sayan, böylece bundan böyle insanı ona insan olma niteliğini kazandıran en değerli yeteneklerinde durduran bir çağın vargısıdır.
Güzel Sanat insanı törel soyluluğa ve gerçekliğe ve sevgiye yükseltirken, karşı-sanat doğrudan doğruya insanı küçük düşürür. Güzelliğin kendisinden duyulan bir korkunun itirafıdır, ve bir korku anlatımı olarak doğallıkla nefretle ve yalanla birlikte gider. Güzel Sanatın insan soyluluğuna ve büyüklüğüne anlatım verdiği düzeye dek, çirkine eğilim insan doğasında ağır bir bunalımın belirtisidir, uygarlaşmanın değil ama olsa olsa karşıtının, barbarlaşmanın bir göstergesidir. Bir tecimciler çoğulculuğundan, bir alış-veriş ilişkileri düzleminden daha çoğu olmayan M odern Yurttaş Toplumunda, Kübizm küçülmüş bilincin ve büyümüş bilinçaltının anlatımıdır. Baskıcı yüceltme bir nefret pıhtısı olan modern bilinçaltının değerleri yeniden-değerlendirme yoludur.
Kendisi evrensel ve nesnel değer olarak, Güzel Sanat modern toplumun onu her momentinde geçici kılan mini mini bireysel gerçeklikleri ile, göreli kişisel değerleri ile, uçucu anlamları ile bağdaşmaz. Akışkan modern toplumsal yapı içinde tözsel insanlık değerleri yalnızca olumsuz, dolaysızca eleştirel, ve çelişki yaratıcıdırlar. Açıkça bütünün işleyişi ve uyumu açısından sakıncalıdırlar. Modern varoluşa o çok gereksindiği değersizlik ve anlamsızlıklardan sıyırma gözdağını verirler. Bu yüzden güzel sanat, tıpkı sevgi ve gerçeklik değerleri gibi, modern toplumdaki gündelik bayağılıklar ve sıradanlıklar karşısında püskürtülür — dışarıdan, özel bir komplonun sonucu olarak değil, ama içeriden, kitlesel olarak, ve bir gevşeme olarak.
Modern toplumsal yapının iç tutarlığı gereği, ve bu usdışı bütünün sağlığı uğruna, orada klasik, romantik ve idealist herşey, insana güzellik, duygusallık ve gerçekliği anımsatan herşey püskürtülmelidir.
Bu modern barbarlığın ortasında, klasik Değerler işlerini uygarca sürdürürler. İnsanın estetik, törel ve felsefi eğitilebilirliğini bilerek, onu tecim ve politikanın sefil yazgılarına teslim etmemede saltık olarak direterek, İdeal Ereğe doğru, çirkinliksiz, nefretsiz, ve yalansız bir dünyaya doğru, insan tininin tam açınımına doğru, İdeal Özgürlüğe doğru yürüyüşlerini sürdürürler.