Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Diger Konular => Konuyu başlatan: moonlight - Şubat 09, 2011, 03:28:12 öö
-
O kadar çok konuyu irdeledim ki artık sıra dünya barışına geldi.Evet neden hala savaş haberleri ve ölüm yıkım haberleri duyuyoruz .Buna bir son verilmeyecek mi?.Barışın evrensel olarak sağlanması çokmu zor.Geçmiş uygarlıklar duvarlara çizdikleri şekiller ve anlatmak istedikleriyle uygarlıkların varlığını haberdar ettikleri gibi barışın nasıl sağlanacağını da günümüze aktarmış olsalardı ya.Bu açtığım konuda savaşın ortaya çıkış nedenlerini değil dünya barışını ve ülkeler arası barışı nasıl ''sağlamlaştırabiliriz '' önerilerini bir araya getirmek; bununla ilgili görüş ve önerilerilerinizi almak istiyorum.
1: Türkiye ve kürt sorunu;
önerim: Kürt ailelerin türk aileleriyle yakın tutmak.Doğu bölgelerine daha çok Türk ailelerinin bulunmasını ve yaygınlaşmasını sağlamak.Bu tür bir kaynaşma terör olaylarının önüne geçeceğini düşünüyorum
2:İsrail -Filistin sorunu
önerim:İsrailli ailelerin filistine yerleştirilmesi ve aynı zamanda da filistin de bulunan ailelerin de israile yerleştirilmesi.Bu önerimin de artık bu düşmanlığın ortadan kalkacağını düşünüyorum.
evet söz sizde....
-
bireysel evrensel barışın olamıyacağını düşünüyorum.çünki insanın yaratılışında bunu olmadığını düşünüyorum.bir insan iyi birisi olsa bile muhakkak kötüye ve saldırıya maruz kaalcak ve nefsi müdafaya gidecek v.s
toplumsal barışınsa bence tek çözümü uzaylıların ortaya çıkması ve insanlıgı tehtid etmesiyle olabileceğini düşünüyorum.biraz saçma gelebilir.mesela futbol maçlarında x takımının taraftarı y takımının taraftarıyla kavga eder,hatta öldürür,arkadaşıysa biranda siler,konuşmaz v.s ancak milli maçlarda maçlara beraber bile gidebilir.ülkesinin milli renkleri sevmediği takımın renkleri bile olsa o formayı giyer.ancak milli takımının rakibine ve taraftarına karşı bu birliktelik ve barış olur.yani kısacası dünya barışı için uzay savaşları lazım :)
-
Çok kapsamlı bir konu aslında.
Milli mücadelelerde ırk,din,cinseyet gibi unsurlar ortadan kalkar. Artık mantık değil duygular devreye girer.
İnsanlar en iyi müdafanın saldırı olduğunun içgüdüsel olarak bilirler. Mantığı ile değil duygularıyla hareket eden, kapalı bir kabuk içinde yaşayan insanlar dış dünyadan, bilmediklerinden korkarlar. Araştırmak yerine duydukları ile hereket ederler ve kolay yönlendirilip korktukları(bilmedikleri) şeylere karşı çekinerek yaklaşırlar veya uzak dururlar. Ancak korkuda müdafayı yani saldırganlığı getirir. Saldırgan olan insanlar mantığını kapatır ve yönlendirilmeye daha açık olurlar.
Sahip olunan akıl kullanılmadıkça ve eğitim ilerlemedikçe insanları yönlendirme ve duygu sömürüsü devam edecek, savaşlarda kaçınılmaz olacaktır. Bunların yanında yönlendirenlerin ne gibi kazançları olduğuda herkes tarafından az çok bilinmektedir.
-
evet söz sizde....
Tesekkur ederim, soz hakki tanidiginiz icin ayrica dusunceleri merak edip, konuyu aydinliga kavusturmak isteyisinizi de bir nezaket olarak degerlendiriyorum.
Dunya genelinde tam bir barisin hakim olmasi icin epeyce ugras vermek gereklidir, dusuncesindeyim. Bunlari soylerken bile acikcasi kendimden utanir durumdayim cunku belli basli ileri derecede gelismis ulkelerin dusunmesi gerekli olan onemli bir mevzu oldugu icin, bizlere de ancak kisisel yorum yapmak kaliyor. Her ulkenin uzerine dusen gorevi yapar duruma gelindiginde sanirim bu evrensel sorun da kendiliginden cozulebilinir, duruma gelebilir.
Kisacasi bunun gerceklesebilmesi icin sanirim yeni bir duzene, yeni bir anlayisa ihtiyacimiz olacaktir.
Tabiki olay, sadece Kurt- Turk, Israil - Filistin olayi degil.. Bunlar sadece gorunurde seyreden sorun seklinde gozuken kargasalardir. Olagan bir durum ayrica.. olmasi gereken de.. yavas yavas ulkelerde yasanacak olan karisikliklar sonucunda tum toplumlara sicrayacak olan onemli boyutta yasanacak toplumsal bunalimlar meydana gelecegi icin bu durumda dunya genelinde bir baris, huzur ve refah simdilik mumkun gozukmuyor gibi..
Saygilar,
-
Sn. moonlight
Güzel bir konuya değinmişsiniz. Öncelikle teşekkür ederim.
Konu çok ama çok geniş bir konu. E insanların (en azından bazıları) yüzyıllardır bunun sağlanması için uğraştıklarını göz önünde bulundurursak durumun öyle olduğu ortada. O yüzden ben sizin önerilerinize ve bize tanıdığınız söz hakkı için üzerime düşen cevaba kısaca değineyim.
1-Türk-Kürt sorunu için; Aslında ben tam tersini düşünüyorum. Doğu bölgelerinde daha fazla Türk ailelerinin yaşaması sorun çözüm getirmez. Hatta sorunu daha da tetikler. Şöyleki: Zaten o bölgede yaşayan Türk aileleri sayısı, Kürt kökenli vatandaşlarımızın sayısından daha fazla. Ve orada kendi kökenlerini unutan Türk vatandaşlarımız var. Onlar artık birer Kürt. O bölgeye daha fazla Türk ailesinin yerleştirilmesi daha fazla Türk vatandaşının kimliğini yozlaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Ha, Kürt vatandaşlarımızı Anadolu'ya ve Trakya'ya dağıtalım derseniz. Elbette soruna büyük ölçüde çözüm getirir. Ama burada toplu bir göç durumu ortaya çıkar. Onun içinden çıkmakta bambaşka bir mesele.
2-Bir taraf diyor ki; "Kardeşim burası bizim toprağımız! Sizi kabul etmiyoruz. Çıkın gidin." Diğer taraf da diyor ki. "Kardeşim burası sizin değil, yıllardır biz yaşamasak da bizim toprağımız. Burası bize vaat edilmiştir." Sizin dediğinizin olması için insanları bu fikre ısıtmak gerekir ki şimdilik bu imkansız görünüyor.
Sanıyorum ki sizin bu çözüm önerilerinizi atmanızdaki amaç, sanıyorum ki "Her şeye bir çözüm bulunur. Neden kardeş kardeş yaşamak varken savaş?" düşüncesi. Umarım yanılmıyorumdur.
Neyse...
Bana kalırsa dünya barışı için bireyden başlamak lazım. En uç bireye kadar herkesin bilinçlenmesi gerekir. Herkesin kamil insan seviyesine ulaşması veya o yolda koşması gerekir. Yoksa dünya barışının pek bir imkanı yoktur. Çünkü kamil insan hiçbir zaman para peşinde koşmaz. Kendi çıkarlarını toplumun çıkarlarından üstün tutmaz. Tüm insanların hayatına kendi hayatı gibi (hatta daha fazla) değer verir. Yani kamil insanda savaş çıkaran insani güdülerin hiçbiri bulunmaz. Ya da şöyle söyleyim bulunur ama o güdüler körelmiştir.
Kısacası dünya barışı için tüm insanlığın (bir kişi dahi kalmayacak şekilde ki bu imkansız gibi görünmekte) bilinçlenmesi gerekir. Başka bir çare yoktur gibi geliyor bana.
Saygılarımla...
MMT
-
Dünya barışı bir idealdir ancak asla gerçek olamayacak bir şeydir. Dünyada barış olması için insanların hepsinin aç gözlülük, menfaat, nefret gibi duygulardan arındırılması gerekir ki bu mümkün değildir. Kısa, öz ve realist bir yaklaşımla cevap verdim :)
-
Bana göre tamamen imkansız bir konu, konuşmanın bile bir getirisi olacağını sanmıyorum.
Saygılarımla...
-
Açtığım konuya değerli yorum ve görüşlerinizi katıp güzelleştirdiğiniz için en çok ben teşekkür eder ve saygı duyarım siz sayın forumdaşlarım.Aynı platformda bulunduğumuz benim tanımadığım ama bildikleriyle öğretmen olacak yol göstercek kişilerin de aynı zamanda katılıp fikir beyan etmesidir.Bir gün dünya barışının sağlanmayacağına inansam ne böyle bir konu açardım ne de bu dünya'ya gelirdim.Şu an bile üniversite okuyan öğrencilere ülkemizde olsun başka ülkelerde olsun dünya barışının geleceği umudu canlı tutulmaktadır.Peki bizler birer dünya'lı birey olarak ne yapmalıyız?
Eminim çoğunluğun sözü geçecektir barışı gerçekten isteyen çoğunluğun sesi,dünyasına sahip çıkmak isteyen çoğunluğun sesi.Bugünler de gördüklerim duyduklarım umutların kaybolmaması gerektiğini her zaman güzel fikirlerimizi ne olursa olsun canlı tutmamız gerektiğini bana öğretiyor.Ben isterim ki sadece bana öğretilmesin tüm dünya insanlarına bu fikirler gitsin. Barışın ve huzurun tüm dünya yaşayanlarının üzeri ne yağmur gibi yağması dileğimle Sevgiler ve saygılar
-
Sayın moonlight,
Güzel şeyler düşlemekle, olmayacak şeyleri istemek farklı şeylerdir. Dünya barış içerisinde 3-4 milyon yıl yaşadı. O çağları incelerseniz neden artık dünyada böyle bir şeyin olmayacağını görebilirsiniz.
Varolan para sistemi ile, dünyadaki insan sayısının aşırı derecede fazla olması ile, eğitimin, inançların doğa yasalarından tamamen uzak olması ile bu dünyanın barış içerisinde olması imkansızdır.
Dünya varolduğundan beri ilk defa böyle oranlarda bir atmosfere sahip, günde 200 tür yok olmakta, milyonlarca yılda oluşan kaynaklar artık bitmek üzere, dünya üzerinde en fazla 500 milyon insanın yaşaması sürdürülebilir iken şu anda 7 milyardan fazla insan yaşamakta. kullanılabilir fosil su neredeyse bitti ve temiz su yüzbin kişiden birine nasip olmakta. Atmosfer kirli olduğu ve hergün daha hızlı kirlendiği için, toprakda suyla birlikte kirlenmekte.
Yağmur ormanlarının ve diğer yeşilliklerin %60 ından fazlası yok oldu bile ve hızlada yokediliyor.
Kominizm en çok korkulan yönetim biçimi. Dinler ise zaten kini, nefreti, korkuyu aşılamakta.
Yani anlatmak istediğim, iyi düşün iyi olsun kampanyalarına pek inanmayın derim. Greenpeace gibi kendini iyi hisset kampanyalarının arkasında ise büyük ve pis çıkar hesaplarının olduğunu görün derim. 7-8 milyar insanı barındıracak kaynağın dünya üzerinde sürekli olamayacağını araştırın derim.
Keşke sizin hayal ettiğiniz gibi bir dünya olabilseydi, ama imkansız ve artık herşey için çok geç. BU kültür, kendini ve daha bir çok canlıyı tamamen yok etmeden durmayacaktır.
Saygılarımla..
-
Sayın promethus yorumlarınıza eskiden olsa katılırdım.Görüşleriniz ve yaşananlar gerçek kabul edilebilir.Ben yakaladığım yada beni bulan umut ışığından bahsettim sadece .Dünya'da ki yaşanılan veya insanlığın kaderi olarak görülmesi gereken yaşatılması gereken hayatı düşünmüyorum bile.Kısa yaşam turunda en azından bu forumda bir dünya barışı arayışı olduğumuzu birileri görsün ve bunun umud olmaktan çıkmasını sağlasın diyede bir yazı yazmadım.Sizin anlattıklarınız ve benim umutlarıma sırt çevirişim Yüce yaratanın bizi başbaşa bıraktığını ve dünya'ya istediğimizi yapabileceğimizi gödsteriyor.Madem yok etme peşindeyiz magma tabakasına atacağımız atom bombaları dünya'yı yörüngesinden saptırabilir.Yatağında ölümcül hasta olan kişiye ötenazi yapmak gibi .Dünya'nın da ötenazisi yapılabilir.Bakalım umut ışığımıza cevap nerden gelecek bekleyip görmek istiyorum.
saygılarımla
-
Neyin umudu?
iyi ve kötü kavramlarımızdan emin miyiz?
Size göre anlattıklarım çok kötü şeyler belki ama bana göre değil. Hepsi Yaşanması gerekiyor ve yaşanıyor. Zaten daha güzelini dilemek ve istemek bence çok yanlış. Kurulu düzenin ahengini görüp hayran olmamak elde değil. Ben insanın hayatı tıpkı "Osho" gibi kendini akıntıya bırakarak, akıntıya karşı direnmeden, akıntıdan önce gitmeye çalışmadan yaşanması ve "Yunus Emre ve Ömer Hayyam" gibi tadının çıkarılmasını taraftarıyım. Çizdiğim senaryonun çok iç karartıcı göründüğünü biliyorum ama size göre tabi ki... fakat hepsi gerçekleşecektir. Ve olması da en güzelidir.
Sizin düşündüğünüz gibi Tanrının bizi baş aşağı veya baş yukarı tutmakla uğraştığını pek sanmıyorum. Onun kurduğu bir sisteme sonradan müdahale etmesi tanrının beceriksizliği veya yetersizliğini gösterir. Böyle bir düzeni kuran, sonradan değiştirme veya müdahale etme ihtiyacı olamaz. O kitap göndermekle, elçi göndermekle uğraşmaz. Ben böyle düşünüyorum. Siz umut edin, neyi diliyorsunuz hiç bilemiyorum. Acıların yaşanmamasını mı? Ölümlerin olmamasını mı? Bunlarsız evren ne kadar berbat olurdu bence. Yaşanmadan acıları nasıl öğrenebilirsiniz? Hiç ölmeseydiniz okuduğunuz bir kitapta ki ölüm size neyi ifade ederdi? yaşananların hepsi mükemmeldir.
Bu yüzden henüz olgunlaşmamış bir toplumda dünya barışını beklemeyin lütfen, Bir çocuk beş yaşına beş senede gelir. 3 senede onu beş yaşına getiremezsiniz. üstelik 4 ve 5 yaşlarının güzelliğini de kaçırır ve eksik kalır. İnsan salt sevgi için gelmedi, acılarda, öfkede bizi tamamlayan parçalardır. Bize şekil veren, sahip olduğumuz, bütün parçalardır.
Burada hiç bir fikrimi tam olarak anlatamadım, bütün söylediklerimi inandığım için söylemedim, söylememin doğru olacağını sandığım için söyledim. Amacım söylediklerim ve tarzımla insanların dikkatini çekmek ti. Ama kızdırarak ama güldürerek...
Ek olarak şunu ilave edeyim, Mağma tabakasına atom bombası atabilme ihtimaliniz olsa bile yörüngeye etki edemezsiniz. Ayrıca milyonlarca derece sıcaklığa dayanabilecek bir madde henüz keşfedilmedi. Zaten orada atom bombasının etkisinden daha fazla reaksiyonlar, ve basınçlar oluşmakta...
Saygılarımla...
-
Sayin Prometheus fikirlerinizi kitalar arasi fuzelerle destekliyorum.
Saygilar.
-
:)
-
Değerli yorumlarınızdan dolayı tekrar çok teşekkürler....Konu açık ve net; buna göre daha değişik önerileri olan arkadaşlarında katılıp yorumlarda bulunması sevindirir bizleri...saygılar sevgiler